Brand Week Istanbul vesilesiyle bir araya geldiğimiz Frog Global CCO’su Andreas Markdalen, “Gelişen teknoloji paradigmalarının insan deneyimine dair düşüncelerimizi tamamen değiştireceği bir döneme giriyoruz. İnsanın yaratıcılığı, üretkenliği ve becerisine dair algımız da gelişecek” diyor.
Evet ve hayır.
Gelişen teknoloji paradigmalarının insan deneyimine dair düşüncelerimizi tamamen değiştireceği bir döneme giriyoruz. Markalar, şirketler, ürünler, hizmetler ve topluluklarla ilişkimiz temelinden dönüşecek. İnsanın yaratıcılığı, üretkenliği ve becerisine dair algımız da gelişecek. Daha önce başarmadığımız şeyleri başarmamıza yardımcı olacak; yeni tahayyül ve inovasyon yollarını açacak.
Ek olarak, bu teknolojiler insanın gerçeğine ve fonksiyonun, faydanın ve duygunun zamansız değerlerine bağlılar. 70 bin yıldır sahip olduğumuz diğer teknolojiler gibi dünyayı mantığa oturtmamıza, ilgi çekici hikâyeler anlatmamıza, insani bağlantıları kurmamıza ve süper güçler kazanmamıza yardımcı olan araçlar, platformlar, konseptler… Ateşin, matbaanın, buhar motorunun, elektriğin ve internetin keşfi/icadı da başta bir süre büyülüydü. GenAI ya da metaverse’ün modası geçtiğinde (ki ikincisininkinin geçtiğini söyleyebilirim), herkes benimsediğinde ya da hiç kimse benimsemediğinde, büyülü nitelikleri de kaybolur. Neyin kalıp neyin gideceğini zaman gösterecek.
İstanbul’da gerçekleştireceğim sunumda “Her şey değişti ve hiçbir şey değişmedi yazan” bir slayt var. Durduğum noktayı özetliyor. En nihayetinde yaratıcı insanlar olarak geçmişte olduğu gibi bazı sorunları çözeceğiz ama yeni araçlar, metotlar ve bakış açılarıyla.
Markalar kim oldukları, nereye doğru gittikleri konusunda hiç olmadığı kadar derin düşünmeliler. Müşterilerinin onlardan beklentilerini, teknoloji geliştikçe beklentilerin gelecekte nerelerden gelebileceğini düşünmeliler. Bir teknolojiyi benimsemek ya da bir işi dönüştürmek, bir furyaya atlamak ya da ayın teknoloji yeniliğine kapılmak demek değil. Marka amacı/prensibi, müşterilerin ihtiyacı ve ürünleriniz ile hizmetlerinizin doğal evrimi ile başlayın ve oradan devam edin.
Mevcut iklimde yatırımları haklı çıkarmak ve sürdürmek daha zor. Müşterilere ve işletmeye yüksek değer katacak öncelikli fırsat alanlarıyla bahse girmek, elleri teknolojiyle kirletmek başlamanın doğru yolu. Paradigma değişikliğinde önemli anlarda felç olmak kolay; bazen bir şeye devam etmek için itici bir güce ihtiyaç duyarsınız.
Genellikle yeni teknolojilerin keşfinde niyet ve ihtiras eksikliği yaşanmadığını gözlemliyoruz. Sorunlar genellikle organizasyonel; çabayı önceliklendirememek, iş ünitelerini çatışan KPI’larla yalıtmak ya da pazara inovasyon sürmek için yetersiz süreçler. Organizasyonu ortak misyon etrafında çalıştırmak ve odak tüketicideyken bahisleri yerleştirmek muhtemelen bugün çoğu markanın en büyük imtihanı; bizim de genellikle müşterilerimizle bir araya gelip ilerlemelerine yardımcı olduğumuz nokta.
Yapay zekâyı düşünmeden markanızı geleceğe karşı koruyabilir misiniz? Hayır, bu gittikçe zorlaşıyor ama yapay zekâ da yeterli değil. Bu teknolojiler bir markanın gelecekten korunmasını sağlar ama diğer yatırımlardan izole bir şekilde değil.
GenAI, en nihayetinde bir marka yaratıp iş yapmanın tüm yönlerini birleştirecek. Markaları değer sunumlarını, nasıl farklılaştıklarını, ürün ve hizmetlerini, inovasyon çabalarını, müşterilerini hatta tüm organizasyonlarını değerlendirmeye zorlayacak.
Bu alanda yeni şirketlerin ve markaların ortaya çıktığını, cepte kabul ettiğimiz ürünleri radikal bir şekilde yeniden düşündüklerini, var olanların kendilerini yeniden yaratacaklarını, diğerlerinin kaybolacağını göreceğiz.
Bu imtihandan geçip zamanla dönüşebilenler muazzam fayda elde edecek. Yapay zekâ, her vakaya uygun bir çözüm olmamakla birlikte bu sürecin içinde olacak.
Bu modellerin üretebildikleri yanlışlıkların ve içerebilecekleri yanlı bakış açısının ilk örneklerini gördüğümüz için, bu araçları kullanırken dikkatli ve gayretli olmamız gerekiyor. Yakın zamanda Capgemini’ın Araştırma Enstitüsü ile GenAI konusunda, tüketicilerin yüzde 73’ünün yapay zekâ tarafından üretilen tüm içeriklere güvendiğini gösteren bir tüketici araştırması gerçekleştirdik. Bu araçların ürettikleri sonuçlara yönelik dikkatli inceleme ve okuryazarlık seviyesi oldukça düşüktü. Genel zekâ araçları, agnostik olunduğunda, kendi eğitim verilerine dayalı en iyi tahminle kendilerinden emin bir şekilde uydurma ya da bir cinsiyetle, ırkla ilgili ya da sosyopolitik yanlılık içeren sonuçlar üretebiliyorlar; kullanıcı tarafından incelenmediğinde de sorun çıkıyor. Bir içerik üretici ya da bir tasarımcı bu araçları benimserken anormalliklerin nerede ve ne zaman belirdiği konusunda eleştirel ve dikkatli olmalı.
Öte yandan, daha olumlu bir açıdan bakıldığında, bu araçlarda uzmanlık kazanmanın yaratıcılık konusunda önemli artılarının olacağını düşünüyorum. Yeni, bilindik çözümleri dönüştürmek için beklenmedik, keşfedilmedik sonuçlar elde etmek amacıyla makine halüsinasyonlarına yol açan yeni yaratıcıların geleceğini görebiliyorum. Bugünün monokültürel sıradanlık ikliminde en ileri sonuçlar belki de makineyi yeni yöntemlerle hack’leyen, meydan okuyan kişilerce belirlenebilir. En iyi yeni fikirlerin çoğunun genellikle ana akımın görmezden geldiği alışılmadık, rahatsız edici ve kışkırtıcı alanların keşfedilmesiyle ortaya çıktığını unutmamalıyız.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
