MediaCat

Mutlu olma hakkı ve iletişim

Teknolojinin büyüsüne kapılıp insanı onun emrine sokan, merkeze koymayan bir anlayışın insanlığa ve onun mutluluğuna hizmet etmeyeceğini yaşanan onca acı olay öğretmedi mi? Unutmayalım “insanın mutlu olma hakkı vardır”.

Her ne durumda olursak olalım, kendimizle ve başkalarıyla doğru, açık, anlaşılır ve samimi bir iletişim içinde olmadığımızda hayat pek kolay olmuyor. En yalın haliyle iletişimi en az iki kişi arasındaki anlaşmayı sağlayan bir süreç olarak tanımlayabiliriz. Anlaşma derken mutlak bir uzlaşma durumundan değil, bir anlam yaratma ve bunun paylaşımından söz ediyoruz. “Paylaşım” sözcüğü ise iletişimin tek yönlü, yani birinin konuşup diğerinin sessiz kaldığı ya da sadece kafa sallayıp dinlermiş gibi göründüğü değil, onun da sözünü söylediği, eşit ve dengeli bir ortaklık durumunu anlatıyor. İletişim, karşınızdaki kişinin unvanı ya da görevi ne olursa olsun onu kendinize eşit görerek, saygıyı hak ettiğine inanarak ve bunu söz ve davranışlarınızla gösterdiğinizde gerçekleşiyor. Yani doğru iletişim için temel insani değerlerimizin bilincinde olmak önemli. Ayrıca iletişim her ne kadar doğuştan getirdiğimiz bir yetenek gibi kabul edilse de dili iyi kullanmayı ve bir beceri olarak bazı temel teknikleri öğrenmeyi ve bunları kendimize ait kılarak uygulamayı da gerektiriyor.

Özellikle her gün yapay zekâ konusunda yeni bilgiler karşısında heyecanlanarak nasıl dönüşeceğiz sorusunun yanıtlarını ararken acaba insan, yani kendimiz bu dönüşümün neresindeyiz? Teknolojinin büyüsüne kapılıp insanı onun emrine sokan, merkeze koymayan bir anlayışın insanlığa ve onun mutluluğuna hizmet etmeyeceğini yaşanan onca acı olay öğretmedi mi?

Unutmayalım “insanın mutlu olma hakkı vardır”. Onu bu temel hakkından mahrum eden her ne olursa olsun iyi ve doğru olamaz.

“Çalışanların mutluluğu” ya da “işveren markası” gibi konulara ilişkin araştırmalar, iletişimin çalışan mutluluğunu önemli ölçüde artırdığını fakat çalışanların yüzde 50 hatta daha fazla oranlarda iletişim sorunları yaşadığını ortaya koyuyor. Eğer bir kurumda böylesi yüksek oranlarda iletişim sorunları yaşanıyorsa, orada çalışanların kendilerini değersiz ve önemsiz hissettiklerini söylemek yanlış olmaz. Bunun da iş doyumu ve kurumsal bağlılığı olumsuz yönde etkileyeceği son derece açık. Araştırmalar iletişim eksikliklerinin daha çok empati, açıklık ve şeffaflık, performans beklentileri ve geribildirim gibi konularda belirginleştiğini gösterse de iletişimin insani yönü konusunda da çok temel eksikliklerin varlığına işaret ediyor. Kısacası her sorunu bir şekilde iletişime bağlayarak açıklamak, iletişim çok önemli demek, iletişim becerileri gibi konularda eğitim almak ya da aldırmak doğru ve etkin bir iletişim için yetmiyor. Doğrusu, konuyu değerlerle ilişkilendirerek uygulamaktan geçiyor.

“Ben-sen” iletişiminin önemi

İşte bu noktada 20’nci yüzyılın önemli filozoflarından Martin Buber’in “ben-sen” ve “ben-o” iletişimi olarak tanımladığı kavramlar üzerinde düşünmekte yarar var. Buber’in “ben-sen” kavramı, bizim diğer insanlarla kurduğumuz, saygı, empati ve anlayışa dayalı kişisel ve derin bağlantıyı açıklıyor. Bu ilişki türünde insanlar birbirlerini birer nesne olarak değil özne olarak kabul ediyor ve tanıyorlar (recognition).

“Ben-o” ise insanlara bir nesne olarak davranmayı, anlamak ve ilişki kurmak yerine onları manipüle etmeyi, çıkarları için kullanmayı amaçlıyor. Bu ilişkide diğer kişi sadece bir araç veya hedef olarak görülüyor. Buber, insanların daha zengin, tatmin edici yani mutlu bir yaşam için “ben-o” değil, “ben-sen” ilişkilerine odaklanmalarının önemini vurguluyor.

Özellikle bu makineleşme çağında bizlerin de ne yazık ki karşımızdakini bir makine gibi görme ve “ben-sen” değil, “ben-o” üzerinden iletişim kurma yanlışlığı içine düşmemiz mutlu olma hakkımızı da elimizden alıyor diye düşünüyorum. Bilmem siz ne dersiniz?

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.