“Gideceğiniz yere tek başınıza varamazsınız. Daha net ifade etmek gerekirse, tek başınıza hayat yolunda pek bir mesafe kaydetmeniz mümkün değildir.” Keith Ferrazzi, çok satan kitabı Asla Yalnız Yeme’de doğru ilişkiler kurmanın değerini böyle anlatıyor.
“İlişkiler her şeyden önemlidir. Evrendeki her şey birbiriyle ilişki içindedir ve var olmalarının dayanağı da budur. Hiçbir şeyin tek başına var olmasının yolu yoktur.” Keith Ferrazzi’nin çok satan kitabı Asla Yalnız Yeme’nin başındaki bu sözler kitabı çok güzel özetliyor.
Dikkatlerin yapay zekâ, algoritmalar, nöropazarlama gibi konulara odaklandığı bir dönemde, Ferrazzi bizlere hayatın en temel gerçeğini hatırlatıyor: Asıl olan insandır. Daha doğrusu insanlar arasındaki ilişkilerdir.
Asla Yalnız Yeme kitabında bahsettiği üzere Keith Ferrazzi’ye göre hayattaki amaçlarımızı gerçekleştirmek için zekânın, doğuştan gelen yeteneklerin hatta dünyaya nerede geldiğimizin çok da fazla bir önemi yoktur. Esas olan şudur: “Gideceğiniz yere tek başınıza varamazsınız. Daha net ifade etmek gerekirse, tek başınıza hayat yolunda pek bir mesafe kaydetmeniz mümkün değildir.”
Başarının sırrıFerrazzi başarının sırrını tek kelimeyle özetliyor: Cömertlik. “İlişki kurmak”tan kastettiği de bu: Sürekli olarak yardım etmek ve yardım istemek. Ona göre insanlar arasında ilişkiler kurarak, onlara zaman ayırarak, uzmanlığınızı paylaşarak ortadaki pastanın herkes için büyümesini sağlayabiliriz.
Ferrazzi bu yolda birkaç nasihatte bulunuyor. Birincisi, diyor, “İş dünyasında döngüler vardır. Bunlar gelir geçer. Ama dostluklar ve güven ilişkileri bakidir.” İkincisi, yaptığımız ve bize yapılan iyiliklerin hesabını tutmamak gerekir. Almadan önce vermek daha iyidir, diyor Ferrazzi. Yaptıklarımıza cömertliğimiz yön verirse bunun meyveleri illa ki gelecektir.
Üçüncüsü, dünün asistanı bugünün etkili bir ismi olabilir. O yüzden ilişkilerimizi kıdem ve pozisyondan bağımsız, karşımızdaki insanla birebir kurmalıyız.
Dördüncüsü, çevremize katkı sağlamayı temel almalıyız. İşin sırrı, çevremize zaman, para ve uzmanlığımızı cömertçe sunmaktır.
Ferrazzi hayat deneyimlerinden yola çıkarak yaşamda başarıya giden yolda net bir hedefin önemine vurgu yapıyor. Yapmak istediklerimize dair düşüncelerimiz ne kadar net olursa, onları başarmak konusunda o kadar sağlıklı yöntemler geliştirebiliriz, diyor. Burada da üç temel aşama belirliyor:
Birinci aşama tutkumuzun ne olduğunu bulmak. Ferrazzi, oturup kendi kendimize “Ben en çok nelerden hoşlanıyorum” diye sormamız gerektiğini söylüyor. Hayatta neleri başarmak istiyoruz? Bu yolda önümüze çıkan engeller neler?
İkinci aşamada bu hedefleri kâğıda dökmemizi salık veriyor yazar bizlere. Üçüncü aşama ise kendimize bir danışmanlar kurulu oluşturmak. Zira, diyor Ferrazzi, “Bize hem amigoluk yapacak hem de kartal bakışlarıyla yolumuzu gözleyip düzeltecek akıl hocalarına hayat boyu ihtiyacımız olacak”.
Sosyal cesaretTüm bunlar çok güzel ama bunları yapacak, bu ilişkileri kuracak cesareti nereden bulacağız? Ferrazzi topluluk önünde veya tanımadığımız insanlarla konuşmanın çoğumuzun baş etmek zorunda olduğu bir korku olduğunu hatırlatıyor.
Peki, o zaman bunu nasıl yapacağız? Bunun için de Ferrazzi’nin birkaç tavsiyesi var:
Bunlardan birincisi kendimize bir rol modeli bulmak. Hepimizin yakın çevresinde başkalarıyla hiç çekinmeden bir araya gelebilen biri mutlaka vardır. Ferrazzi’ye göre yapılabilecek şeylerden biri o girişken insanların nasıl davrandıklarını gözlemlemek olabilir.
İkincisi, konuşmayı öğrenmek. Bunun eğitimini veren pek çok kurum ve eğitimci bulunduğuna dikkat çeken Ferrazzi bu eğitimlerin, çok sayıda insanın konuşma becerisini geliştirmesine ve topluluk karşısında konuşma korkusunu yenmesine yardımcı olduğunu söylüyor.
Üçüncüsü bir veya birden çok kulübe katılmak. Bizle aynı coşkuyu paylaşan birileriyle bir şeyler yaparken kendimizi çok rahat hissedeceğimizi söyleyen yazar, buralarda faal bir üye olmanın ve grup liderliği yapmanın, yeni kişilerle tanışma ve onlarla sağlam ilişki kurma olasılığımızı büyük ölçüde artıracağının altını çiziyor.
Ferrazzi’ye göre dördüncü bir yol ise terapi görmek. Ona göre terapi korkularımıza ve sosyal kaygılarımıza daha verimli bir şekilde çare bulabilir.
Tüm bunların hayatta çizdiğimiz hedeflere erişmek için inşa ettiğimiz merdivenin basamakları olduğunu unutmamamız gerektiğini söylüyor Ferrazzi. Peki ama “başarı” nedir?
“Tanıdıklarınızı ve yeteneklerinizi en iyi şekilde kullanarak insanlar arasında köprüler kurmak; arkadaşlarınıza, ailenize, şirketinize ya da mensubu olduğunuz topluluğa, en önemlisi de dünyaya katkıda bulunmak demektir” diyor Ferrazzi ve soruyor: “Siz geriye ne bırakacaksınız? İnsanlar sizi nasıl hatırlayacak?”
Ferrazzi kitabını Antropolog Margaret Mead’in şu sözleriyle noktalıyor: “Küçük, azimli ve duyarlı bir grup insanın dünyayı değiştiremeyeceğini düşünmeyin sakın. Tam tersine, dünyayı değiştirmek için bu kadarı yeterlidir.”
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
