MediaCat

Arı gibi çalışıyoruz

Seth Godin çalışma hayatımızın temel alışkanlıklarını sorguladığı son kitabı Anlamın Şarkısı’nda, “İnsanlar birer kaynak değildir. Anlamlılığa giden yolu bulmaları için gerekli koşulları yaratırsak, bu koşullar hepimizin gelişmesini sağlayacaktır” diyor.

“Çalışanlarımızı ve patronlarımızı hayal kırıklığına uğratıyoruz. Onlar da bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Onların bizden, bizim de bu işten daha fazla şey elde etmeye ihtiyacımız var. İşe hayaller, enerji ve hevesle gidiyoruz ama her gün biraz daha tükeniyoruz. Güven ve coşku sunuyoruz ama bunlar boşa gitmiş gibi hissediyoruz. Ekibimiz daha iyisini yapabilir. Çabamız anlamlı olabilir. İşimizi daha iyi yapmak istiyorsak, neyin mümkün olduğunu anlamamız gerekiyor.”

Seth Godin çalışma hayatımızın temel alışkanlıklarını sorguladığı son kitabı Anlamın Şarkısı’na böyle başlıyor ve şu cümlelerle hepimizi olasılıkları gözden geçirmeye davet ediyor:

“Mesele sadece parayla ilgili olmayabilir. Dünya çalkantılar içindeyken, sağlığımız risk altındayken ve gelecek belirsiz görünürken, maaş ve verimlilik yeterli olmayabilir. Belki de geleceğe yöneticilikle varılamıyordur. Peki ya bir insanın sahip olabileceği en iyi işi yaratırsak? Ya ortadan kalkması halinde insanların eksikliğini gerçekten hissedecekleri bir kuruluş inşa edersek? Hakkında çekinmeden konuşabilsek işimiz ne kadar daha iyi olurdu? Peki ya yaptığımız iş bir şeyleri daha iyi hale getirse?”

Sınai kapitalizm vs. piyasa kapitalizmi

Godin yönetim ve iş yapma biçimlerimizi esas olarak eski usul sınai kapitalizm ve yeni paradigmayı biçimlendiren piyasa kapitalizmi olarak tespit ediyor. Godin’e göre sınai kapitalizm kâr yaratmak için güç kullanmaya çalışırken, piyasa kapitalizmi kâr elde etmek için sorun çözmeye çalışır.

Sınai kapitalizm, makine çağının üretkenliği üzerine inşa edilmiştir ve daha fazla güç elde etmek için ağ etkisini ve tekelleri kullanır. Oysa piyasa kapitalizmi sorunları bulmaya ve çözmeye odaklanır. Godin’e göre piyasa kapitalistlerinin müşteriler (hatta belki çalışanları) üzerinde hiçbir gücü yoktur.

Arıların şarkısı

Godin çalışma hayatı için vizyon arayışında ilhamını arılardan alıyor. Godin, oğul veren arıların yeni kraliçeleri için yeni bir kovan inşa edecekleri yeri bulmak için yaklaşık 72 saatleri olduğunu açıklıyor ve bu süreçte devreye giren büyüleyici karar verme mekanizmalarına odaklanıyor.

“Sürü bir yere konar konmaz yüzlerce arı keşfe gönderilir.[…] Her izci arı, koloniye sunmaya değer bir nokta bulana kadar sadece birkaç yer ziyaret eder. Birkaç dakika içinde, diğer birkaç arı sözkonusu yeri ziyaret edecek ve fikirleriyle birlikte geri dönecektir. Bir ya da iki gün sonra izciler onlarca alanı ziyaret etmiş olacaklardır. Ama hiçbir izci hepsini ziyaret etmiş olmayacaktır. Ve sonra kovan, hep birlikte, oybirliğiyle bir yeri seçecek, hızlı hareket eden bir sürü şeklinde ağaçtan ayrılacak ve yeni yere yaklaşacaktır. Kovanın kararı oybirliğiyle alınmış olsa da mükemmel olmayabilir ama amaç mükemmel olmak değildir. Amaç eldeki zaman içinde iyi bir kovan bulmaktır.”

Bu balarısı “demokrasisi” otorite ve toplantılar değil kültürün önemini gösteren mükemmel bir örnektir: Kararda yetkili kraliçe değildir; karar topluca alınır. Arıların net bir amacı ve standartları vardır. Her bir arı birbirine karşı nettir. En önemlisi de arılar denkler arasındaki iletişime güvenecek şekilde evrimleşmiştir, mesajlar yatay olarak yayılır.

Anlam arayışı

Kurum kültürünün anlama odaklanması, Godin’e göre, toplantı yapış biçimimizi bile değiştirecektir. Anlamlı bir toplantı gerçek zamanlı olur. Dahası hiyerarşik bir konferans değil herkesin dinlediği ve konuştuğu bir sohbettir. Sadece orada olması gereken kişiler oradadır. Bu tür toplantılar bilgi aktarımına değil karara yöneliktir ve bu yüzden enerjiyi yok etmek yerine yeni enerji yaratır.

Godin, yeni piyasa kapitalizminde, anlamlılığı benimsemiş bir kuruluş yaratmanın amaçlanması gerektiğine vurgu yapıyor ve bu yolda insanlara ve kültüre odaklanmanın öneminin altını çiziyor.

“İnsanlar birer kaynak değildir.[…] İnsanlar insandır.[…] Onların anlamlılığa giden yolu bulmaları için gerekli koşulları yaratırsak, bu koşullar hepimizin gelişmesini sağlayacaktır.”

Godin kültür konusunda da “Kültür stratejiyi yener ama kültür stratejiden daha zordur. Netlik, bağlılık ve günlük sebat gerektirir” diyor ve sözlerini şöyle bitiriyor:

“Rolümüz sadece uyum sağlamak, taklit etmek ya da itaat etmek değildir. İşimiz kesin talimatları takip etmek değildir. Kovanın koordineli uğultusu ve hareketi her birimiz için bir mesaj, kültürün neden olduğu uyuklama halinden silkinip gerçekten önemli olana geri dönmekle ilgili çarpıcı bir hikâyedir. Sırf inisiyatifimizi, yani insaniyeti geri kazanmak değil, aynı zamanda başkalarının da onu bulması için kapıyı açmaktır.”

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.