MediaCat

İnsan ve makine zekâsı bir arada

190 ülkede faaliyet gösteren Unilever’in büyüme stratejisinde verinin rolünü ve şirketin yapay zekâ özelindeki yol haritasını Chief Data Officer’ı Andy Hill’den dinliyoruz.

Unilever’in dijital dönüşüm yolculuğunu, yol arkadaşlarını hangi yetkinliklerle donattığını ve yapay zekâyı entegre ettiği operasyonlarında elde ettiği iş sonuçlarını konuşmak üzere şirketin Chief Data Officer’ı Andy Hill ile birlikteyiz.

Unilever’de liderlik ettiğiniz ekibin uzmanlık alanları nasıl çeşitleniyor?

Unilever’in Chief Data Officer’ı olarak veri uzmanlarından (veri bilimcileri, veri mühendisleri, yapay zekâ ve otomasyon uzmanları, iş analistleri…) oluşan geniş bir ekibe liderlik ediyorum. Son beş yılda kurulan ekibimiz, yerel ekiplerimiz tarafından da büyük destek görüyor. Ölçek ve maliyet avantajı sağlamamıza yardımcı olan küresel mükemmeliyet merkezlerimiz, veri ve çözüm fabrikalarından oluşan hibrit işletme modelimizi ve çevikliğimizi artırarak büyümemizi sürdürmeye ortam hazırlıyor.

Bu ekip, iş performansımızı ve büyümemizi yönetmek için verilere, gelişmiş analitik bilgiye ve yapay zekâya yönelik artan iş taleplerine cevap vermek amacıyla kuruldu.

Yapay zekânın, özellikle son bir yılda üretken yapay zekâ (Generative AI) alanındaki gelişmelerle birlikte hızla ilerlemesi, beceri ve yetkinliklerimizi bu alanda geliştirmeye devam etmemizi sağladı. Şu an ekibimizde grafik veritabanları (Graph Databases), üretken yapay zekâ ve yapay zekâ güvencesi (AI Assurance) alanlarında çalışan pek çok uzmanımız var. Bu da bizi önceki yıllardan farklı bir noktaya taşıyor.

Unilever, dijitalleşmeyle değişen ihtiyaçlara yanıt vermek için yetenek havuzunu nasıl şekillendiriyor?

Unilever’de yıllardır becerilerimizi geliştirmeye ve uzman ekiplerimizi güçlendirmeye çok önem veriyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz tüm pazarlarda, aralarında makine öğrenimi ve konumsal (geospatial) teknikler alanında doktora derecesi de bulunan 600’den fazla veri ve veri bilimi uzmanı yer alıyor. Küresel merkezlerimize ek olarak, sekiz bölgesel veri bilimi merkezi açtık. Bu merkezlerden biri de İstanbul’da. Unilever Türkiye Kişisel Bakım Genel Müdürü ve Ülke Başkanı Mustafa Seçkin de büyüme ve geleceğe hazırlanma yolculuğumuzda yapay zekâ gündemimize her zaman öncelik veriyor.

Ayrıca üçüncü partiler, start-up’lar ve akademisyenlerden oluşan heyecan verici bir dış ekosistem kurduk. Yakın zamanda Toronto’da Unilever’in ilk yapay zekâ laboratuvarını açtık. Buradaki amacımız, gelişmekte olan yapay zekâ çözümlerinin organizasyonumuz içindeki uygulanma sürecini hızlandırmak. İnovasyon yoluyla gerçek sorunları çözmek için çalışıyoruz ve Toronto’da bu laboratuvar sayesinde sektördeki en iyi yeteneklere ve iş ortaklarına erişebiliyoruz.

Unilever olarak, Future of Work programıyla 2025’e kadar tüm çalışanlarımızı geleceğin gereksinimlerine uygun beceri setleriyle donatma taahhüdümüz var. Üretken yapay zekâ da elbette bu beceri setleri listesinin başında geliyor. Çalışanlarımıza yapay zekânın temellerinden istem mühendisliği (prompt engineering) ve yapay zekâ güvencesine kadar pek çok konuda yeni beceriler kazandırıyor; onlara yapay zekânın güvenli, sorumlu ve yasal kullanımı konusunda yol gösteriyoruz.

Şimdiye kadar toplam 5 bin 500 çalışma arkadaşımızı eğittik ve 2024 için de heyecan verici planlarımız var.

Unilever’in faaliyet gösterdiği ülke sayısı 190’a ulaşmış durumda. Bu inanılmaz büyüklükte bir veri havuzu demek. Bu miktarda verinin analiz sürecinin arkasında nasıl bir operasyon var?

Son üç yıldır Unilever’in dijital ekosisteminin merkezinde hizmet vermek, ileri veri analitiği ve yapay zekâ özelindeki ihtiyaçlarını karşılamak için gelişmiş yeni bir veri platformu inşa ediyoruz. Bu platform küresel, işlevsel ve lokal pazar verilerimizi bir araya getirerek gerçeğin tek bir versiyonuna sahip olmamızı ve elimizdeki bilgileri verimli bir şekilde ölçeklendirmemizi sağlıyor. Tüm verilerimizin entegre olması kullanıcı deneyimini geliştirmemize, içgörülerin hızını ve kalitesini iyileştirmemize ve toplam veri sahipliği maliyetini azaltmamıza olanak sağlıyor. Şimdiye kadar faaliyet gösterdiğimiz en büyük 51 ülkede Ar-Ge, tedarik zinciri, pazarlama, medya ve müşteri geliştirme dahil pek çok alanda yüzlerce analitik ürünü besleyen güçlü veri temelleri oluşturduk.

Yapay zekâ tabanlı sistemleri hangi alanlarda aktif olarak kullanıyorsunuz? Şirketin farklı departmanları için yapay zekânın dönüştürücü etki yarattığı kullanımlardan örnekler paylaşabilir misiniz?

Veri, dijital ve yapay zekâ ile inanılmaz bir yolculuğa çıktık. İnsan ve makine zekâsının en iyilerini bir araya getirmeyi hedefliyoruz. İki amacımız var: dijitali ve yapay zekâyı kullanarak gerçek bir rekabet avantajı yaratmak ve tekrarlayan manuel işleri otomatikleştirerek üretkenliği artırmak. Makine zekâsı işlem hızı, doğruluk ve esneklik; insan zekâsı ise duygular, muhakeme yeteneği ve yaratıcılık yönleriyle öne çıkıyor. Önemli olan bu ikisini nasıl bir araya getirdiğiniz.

Denetimli öğrenme sistemleri başta olmak üzere, işimiz genelinde yapay zekâyı ölçeklendiriyoruz. Bugün çalışanlarımızın kullanımına sunduğumuz 80’in üzerinde analitik üründe, 400’den fazla yapay zekâ sistemi kullanıyoruz.

Küresel çapta, talepler konusunda daha tutarlı tahminler yapabilmek için makine öğrenmesini, karmaşıklığı azaltmak için ise yapay zekâyı kullanıyoruz. Süreçleri bu şekilde optimize etmek, programatik reklamcılık tarafında hedef kitlemizi doğru şekilde belirlememize ve pazarlama yatırımlarımızı daha iyi yönetmemize yardımcı oluyor.

Aramalarda ve dijital ticarette öne çıkmak için, sitelerdeki ürün açıklamalarını arama trendlerine yanıt verecek şekilde otomatik olarak güncelleyen ve müşteriler ürün ararken markalarımızın görünmesine yardımcı olan tescilli bir üretken yapay zekâ çözümümüz var.

Tüketicilerimize yeteri kadar dondurma ulaştırdığımızdan emin olmak için Türkiye’de dondurucu kapasitesini takip eden ve gerektiğinde yeniden otomatik sipariş oluşturan kameralar yerleştirdik. Bugün dünya genelinde bu sistemle çalışan dondurucu sayımız 85 bine ulaşmış durumda.

Türkiye’den bir diğer iyi örnek de müşterilerimizin konumu ve davranışlarına göre ürün çeşitlerini belirlemek için coğrafi veriler ile yapay zekânın birlikte kullanılıyor olması. Ayrıca Türkiye’deki ekiplerimiz de kârlılığı ve pazar payını artırmak amacıyla, kendi verileri ile özelleştirilmiş Microsoft Azure GPT ortamlarını kullanarak karar alma mekanizmasına öncülük etmek için çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Grafik veritabanları, konumsal ve üretken yapay zekâ gibi oldukça heyecan verici yeni yapay zekâ teknolojilerini de denemeyi sürdürüyoruz.

Yapay zekâ alanındaki kapasitesini geliştirmek için ne gibi işbirliklerine imza atıyor Unilever? Bu işbirlikleri inovasyona nasıl katkıda bulunuyor?

Yapay zekâ gibi hızlı ilerleyen alanlarda ortaklıkların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu alandaki gelişmeler oldukça hızlı. Örneğin ChatGPT’nin ortaya çıkışı ve hayatlarımıza girişi son bir sene içerisinde oldu. Bu yüzden iyi fikirleri optimize etmek ve hayata geçirmek için kurum içi ekipler ve yetenekler ile kurum dışındaki ortaklarınızdan oluşan bir ekosistemde çalışmanız gerekiyor.

Özellikle yeni yapay zekâ laboratuvarımızdaki vizyonumuz, önemli etki yaratacak çözümleri birlikte geliştirmek için dünya çapındaki sektör liderleri, start-up’lar, akademisyen ve vizyonerlerle ortaklıklar kurmak ve farklı yeteneklerin bir araya geldiği bir ekosistem oluşturmak.

Yapay zekâ geliştirmede kurulan işbirlikleri yalnızca kaynakları optimize etmekle kalmıyor, aynı zamanda inovasyonu teşvik ediyor ve yeteneklerin geliştirilmesini sağlıyor. Bu da yapay zekânın çeşitli kullanım durumlarına ve pilot uygulamalara başarılı bir şekilde entegre edilmesinde kilit rol oynuyor.

Microsoft gibi küresel ortaklarımız için, Unilever verilerini kullanarak bir dizi özel çözüm oluşturmaya başladığımız Azure’da güvenli GPT deney ortamları kuran ilk şirketlerden biriyiz ve MS 365 Copilot’u test ediyoruz. Ayrıca gelecek vaat eden start-up’larla çalışmaktan gurur duyuyoruz. Bunlardan biri de bizim gibi şirketlerin yapay zekâ konusunda güven inşa etmesini sağlayan, yapay zekâ güvencesi uygulamasına öncülük eden HolisticAI.

Büyük müşterilerimizle de veri ortaklıklarımız var. Büyüme fırsatlarını ve gelişim alanlarını belirlemeye yönelik içgörüler elde ederken de yapay zekâdan yararlanıyoruz. Bu alandaki yeteneklerimizi yalnızca kategorilerimizi değil, müşterilerimizi büyütmek için de kullanacağız. Birleşik Krallık’ta UCL ve MIT, Türkiye’de ise Bilkent Üniversitesi gibi akademik kuruluşlarla çalışıyoruz.

Kişisel bir soruyla bitirelim. Yapay zekânın yarattığı potansiyeller arasından sizi en çok hangileri heyecanlandırıyor? Ve neden?

Güzel bir soru. Yapay zekâ, sektörümüzü dönüştüren çok güçlü bir teknoloji. Öncelikle Unilever’de daha hızlı, çevik, üretken olmamıza ve rekabet avantajı yaratmamıza katkı sağlama potansiyeli beni oldukça heyecanlandırıyor.

Grafik veritabanlarının verilerimizi, esneklik, jeopolitik risk ve kaynak kullanımı gibi gerçek zamanlı sorunları ele almamıza yardımcı olan bölünmüş veri ekosistemimizle birbirine bağlamamıza imkân tanıyan potansiyeli hakkında büyük heyecan duyuyorum. Bu teknolojinin çalışma şeklimizde büyük bir fark yaratacağına inanıyorum.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.