MediaCat, sektörün kalbinin attığı Cannes’dan bildiriyor.
MediaCat olarak 10 yılı aşkın süredir olduğu gibi yine yerinde takip ettiğimiz Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali‘nde ilk gün geride kaldı. Palais des Festivals ve yakın çevresine yayılmış sayısız noktada eşzamanlı olarak gerçekleşen oturum ve buluşmalardan gelen ilk mesajlar… pek de yeni değil. En azından şimdilik. Sektörün ve Cannes Lions’ın gündemini bir süredir meşgul eden çeşitlilik, yapay zekâ, deneyim ve amaç (purpose) kavramları bu yıl da fazlasıyla anılacağa benziyor.
İlk günkü oturumlardan radarımıza takılan bazı satır başlarına birlikte bakalım.
Cannes Lions sahnesine aşinaysanız daha evvel sayısız kez “sponsorlu oturumlara” rastlamışsınızdır. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir marka veya ajansın geçtiğimiz bir iki yılda ne denli kıymetli işler ürettiğini anlattıkları bu buluşmaların bitiminde genelde çok da hoş bir tat bırakmaz. Ancak dün bu minvalde gerçekleşen bir oturumda istisnai bir durumun yaşandığını söylemek gerek.
Yapay zekâ odaklı teknoloji şirketi Soul Machines!’in liderlerinin sahne aldıkları Human AI and the Personalisation of Customer Experience (aynı anda birden çok buzzword’ü içeren bu başlık ayrıca takdire şayan) deneyimin ve yapay zekânın hiç de uzak olmayan bir gelecekte nasıl kesişim kümeleri yaratabileceğini canlı bir örnekle ortaya koydu.
Japon kozmetik markası SK-II için geliştirilen “dijital beyin” YUMI, topladığı verileri anlık olarak işleyerek Debussy Theatre’ı dolduran katılımcılarla etkileşime geçip “muadili diğer sıkıcı chatbot’lardan farklı olarak” kişiselleştirilmiş cilt bakım tavsiyelerinde bulundu. Markaların birer “deneyim sağlayıcısı” olarak tarif edildiği günlerin uzunca süre gündemde kalacağı aşikâr.
Çağı yakalayan markanın ne olduğuna dair tartışmaların asla eksik olmadığı Cannes Lions’ta dün bu soruya hayli farklı bir açıdan bakan Brandless da sahne aldı. 100’ün üzerinde “markasız” ürünü tüketicilerle buluşturan ve 2017’den bu yana müthiş bir süratle büyüyen e-ticaret markası Brandless’ın CMO’su Aaron Magness ve markanın ajansı M/H VCCP’nin kurucu ortağı Matt Hofherr’ın Elizabeth Geri’nin sorularını yanıtladığı oturumda “markasız bir dünyanın” beraberinde getirdiği fırsatlara odaklanıldı. CMO Magness, Brandless’ın bugüne kadar yakaladığı başarıyı üç P’ye bağladıklarını ifade etti: Product, People, Purpose.
Hayatımıza özellikle Z Kuşağı’yla birlikte giren kusursuzca kusurlu (perfectly imperfect) kavramına sıklıkla referans verilen oturumdan geriye kalan en önemli mesaj Matt Hoffherr’dan geldi: “Sektör profesyonelleri olarak her şeyi kusursuz yapmak için uğraşıyoruz. Ama bugünün en büyük değeri hız. Kabul edilebilir hatayı göze alıp hızlı davranmak ve durmaksızın denemek zorundasınız. Aksi halde Brandless gibi doğuştan hızlı markalara geçilmemeniz mümkün değil.”
Yaratıcı endüstri gecesi gündüzü olmayan çalışma saatleri ve yoğun iş temposunun doğurduğu sonuçlarla sektör bireylerinin psikolojilerine zarar veriyor. Publicis Health Global CCO’su Kathy Delaney, Model Corinne Foxx, NAMI Stratejik Partnerlik Ulusal Direktörü Katrina Gay ve Smith Group Eşitlik, Çeşitlilik ve Dahiliyet Direktörü Rosa Sheng kreatif endüstrideki zorlu koşulların çalışanların zihinsel sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek adına yapılması gerekenleri Cannes Lions Health sahnesinde masaya yatırdı. Kreatif endüstrideki intihar oranlarının yüzde 34 artışta olduğunun altını çizen Delaney, bu konuda mutlaka bazı önlemler alınması gerektiğine vurgu yaptı.
“Çalışanların dışarıdan nasıl gözüktüklerine bakarak aslında şirket içerisinde işlerin nasıl yürüdüğünü anlayabilirsiniz” diyen Delaney, işverenlerin “kalplerini açarak, çalışanlarını gerçekten dinlemesi” gerektiğini söyledi. Gay’in belirttiğine göre ise çalışanların psikolojisi yalnızca insan kaynakları departmanını ilgilendiren bir sorun değil ve olaya çok daha geniş bir perspektiften bakmak gerekiyor. Yöneticilerin çalışanlarına kendi özel alanlarını yaratabilecekleri imkânlar sunması gerektiğinin önemine değinen Gay, freelance çalışanlarla fazla iş yükünü dağıtmanın çözüm yollarından birisi olabileceğini belirtti.
Ayrıca müşterilerin de taleplerinin ajanslarının çalışanlarının sağlığını koruması adına yönetilebilmeli olduğuna vurgu yapan Delaney; “Hayatın bazı gerçekleri var, bazı şeyleri değiştiremeyiz ama bazı isteklerin ve görevlerin çalışanların psikolojisini bozacak düzeyde olmasının önüne geçmek durumundayız” dedi.
Günün bir diğer ilgi çeken oturumu geçtiğimiz üç senedir Young Lions Academy’de düzenlenen Creative Women’dı. Sektörün başarılı kadınlarının kendi hikâyelerini genç profesyonellerle paylaştıkları oturumda öne çıkan temalar çeşitlilik ve eşitlik oldu. Grey New York Kreatif Direktörü Katherine O’Brien büyürken maruz kaldığı zorbalıktan ve bunu aşmak için geliştirdiği imposter syndrome refleksinden dem vururken Dieste Inc. Kreatif Direktörü Rocio Ramieriz’in gündemindeyse Hispanik azınlığa mensup bir profesyonel olarak yaşadığı sorunlar vardı. Ramirez’in genç yaratıcılara mesajı netti: Başarıya giden yol kendinizi değiştirmekten değil, geliştirmekten geçer.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
