MediaCat

Evden mi çalışıyoruz yoksa işte mi yaşıyoruz?

İşin özeti şu: Farklı yaşam tarzları ve devamlı işte olma hali birleştiğinde, çalışanların farklı şekillerde de olsa hem psikolojik hem de fiziksel açıdan zorlu bir dönemden geçtikleri gerçeği değişmiyor.

Evden mi çalışıyoruz yoksa işte mi yaşıyoruz?

İnsanların küresel bir salgının ortasında iş kaybetme korkusundan faydalanarak gece yarılarına toplantı koyan, hafta sonu mesailerini standart haline getiren ve çalışanlarının 7/24 hazır kıta çalışmaya devam etmesini bekleyen yöneticilerin çoğu saatli bomba üzerinde oturduklarının farkında değil.

Evden çalışma içgörülerinden bahsedilen sunumlarda, son zamanlarda sıklıkla kullanılan bir The New Yorker karikatürü var. Karikatürdeki kahraman diğer karaktere evden mi çalıştığını yoksa işte mi yaşadığını soruyor. Tam da biz stratejistlerin peşinde koştuğu sadelikle, çoğumuzun derinlerde yaşadığı bir çatışmayı çok net bir şekilde anlatıyor.

Ne yazık ki ev ile iş arasındaki sınırların kalkmasıyla çalışanların ruh sağlığı çok farklı seviyelerde testlere tabi tutulmaya başladı. Her ne kadar ben ajans tarafındaki tecrübelerime dayansam da müşteri tarafındaki arkadaşlarımdan da benzer serzenişleri sıklıkla duyuyorum. İlk başlarda evden çalışmayı video konferanslarla ofisteymiş gibi çalışmak olarak yorumlamanın acısını çektik. Sonrasında trafikten kurtardığımız zamanda yaptığımız şeylerle kendimizi avutmaya çalıştık. Ancak bugün gelinen noktada, ev ve iş hayatının yükümlülüklerini aynı anda yerine getirmek, insanları hem fiziksel açıdan hem de ruhen çok zorlamaya başladı.

Bu başka türlü bir mesai

Normalde biz ajans insanları mesaiye alışığızdır. Kantarın topuzu kaçmadığı sürece, sabah erken gelmişiz, gece geç çıkmışız, hafta sonu veya tatilde çalışmışız diye istifa etmeyiz. Sektörü bırakabiliriz. Ama bunlar genelde ajans değiştirme sebebi değildir. Biliriz ki üç aşağı beş yukarı benzer düzen başka bir ajansta da devam edecektir. Ancak bizler gibi mesai toleransı yüksek çalışanları bile isyan noktasına getiren şey aslında hiç durmamak veya duramamak. Eskiden trafikte geçen zaman veya iş dışında katıldığımız sosyal aktiviteler sayesinde ev veya ajans işi yapmadan geçirdiğimiz zamanlar olabiliyordu.

Oysa devamlı evde olunca, zaten artan çalışma saatlerinden kalan boşluklarda da evle ilgili yükümlülükleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Normalde ofiste olduğumuz için yapamayacağımız bir banka işini veya evle ilgili bir tamiratı gün içinde işten bulduğumuz boşluklarda halletmeye çalışıyoruz. Sonra da o zamanı telafi edebilmek için akşam biraz daha geç saate kadar çalışıyoruz. Böylece toplamda kafamızın meşgul olduğu süre çok daha artıyor.

Yaşam tarzına göre dertler

Bu yeni düzenin insanlar üzerindeki etkisi yaşam tarzlarına göre değişiyor tabii ki. Evli, bekâr, tek çocuklu, birden fazla çocuklu, aile büyükleriyle yaşayan veya bu durumların herhangi birinde hayvan sahibi olmak iş dışındaki sorumluluklarınızı şekillendiriyor. İlk bakışta bekâr olmak en rahat alternatif gibi görünse de bizim ajansta en çok üzerine titrediğimiz arkadaşlar bu grupta. Zira çok içe dönük bir karakter olmadığınız sürece, bu kadar uzun süre evde tek başına kalıp sosyalleşememek şehir hayatının doğasına aykırı. Evli ve çocuksuz olmak ideal kombinasyon olabilecekken, gördüğüm kadarıyla evde saracak başka karakter olmaması da ilişkileri farklı bir sınava tabi tutuyor. İşin içine çocuk veya çocukların girmesi ve kendinizden başka sorumlu olmanız gereken birey adedinin artması durumundaysa evli çiftlerin stres katsayısı daha da yükseliyor. Hele bir de bu çocukların uzaktan eğitiminden sorumluysanız geçmiş olsun. Kendisinden daha esnek çalışma düzeninde bir eşi olmayan arkadaşlarımız arasında, maaşlarından feragat ederek bu dönemde mesai saatlerinde indirime gitmek durumunda kalanlar oldu.

Bu liste böyle uzayıp gider. Ancak işin özeti, farklı yaşam tarzları ve devamlı işte olma hali birleştiğinde, çalışanların farklı şekillerde de olsa hem psikolojik hem de fiziksel açıdan zorlu bir dönemden geçtiği gerçeğinin değişmemesi.

Bardaklar taşıyor

Bu ay bizim ajansta, çalışma şartlarını biraz daha esnetecek bir dizi uygulama hayata geçirilerek, çalışanların hayatını biraz daha kolaylaştırmaya yönelik adımlar atıldı. Bunlar arasında haftanın bir günü sabah 11’e kadar toplantı koymamak, insanların mutlaka öğle yemeği arası vermesi ve Ekim ayında ekstra bir gün tatil gibi uygulamalar var. Ancak bunların mevcut dertlere ne kadar derman olacağı tartışılabilir. Bu duyuru yapıldığından beri benim bilgisayarın karşısından ayrılıp yemek yemişliğim yok. Veya toplantısız geçen bir sabahım da olmadı. Yine de ajansın durumun farkında olması ve çözüm üretmeye çalışması sevindirici. Zira çalışanlarının yaşadığı zorlukları görmezden gelip üstlerine basmaya devam eden birçok şirket olduğunu hepimiz biliyoruz.

İnsanların küresel bir salgının ortasında iş kaybetme korkusundan faydalanarak gece yarılarına toplantı koyan, hafta sonu mesailerini standart haline getiren ve çalışanlarının 7/24 hazır kıta çalışmaya devam etmesini bekleyen yöneticilerin çoğu saatli bomba üzerinde oturduklarının farkında değil. Bu şartlarda çalışmanın doğurabileceği maddi ve manevi zararın tazmini dışında, özverili çalışanların ilk fırsatta şirketi terk etmeleri en büyük risk. Üstelik uzunca bir süre evinde oturan profesyonellerin “ceketimi alıp giderim” fonundaki birikimleri de artmış olsa gerek.

Ancak işin insani boyutu bunların hepsinden daha önemli. İnsanlar küresel bir salgının ortasında, kendi vücutlarında ne gibi bir tahribata sebep olacağını bilmedikleri bir hastalığa yakalanmadan, işlerini kaybetmemeye ve evlerini çekip çevirmeye çalışıyorlar. Bu süreçten hem fiziksel hem de psikolojik en az zararla çıkabilmenin tek yolu, herkesin birbirine daha çok anlayış göstererek çalışması ve destek olması. Kulağa biraz fazla romantik gelse de iş ile ev arasındaki sınırlar kalktıysa, iş arkadaşlarının da birbirine aile gibi davranıp daha fazla ilgi ve alaka göstermesi gerekiyor. Başka türlü, aşı piyasaya çıkana kadar bu hayat zor çekilir.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.