MediaCat

Geleceğin evlerini şekillendirecek 5 trend

Pandemiyle birlikte “bir evden daha fazlası” olmalarını beklemeye başladığımız yaşam alanlarımızı önümüzdeki dönem hangi trendler bekliyor?

Geleceğin evlerini şekillendirecek 5 trend

Evlere kapanışımızın üzerinden tam tamına bir yıl geçti. Bu bir yılda evlerimiz dönüştü, şekil değiştirdi. Pandemiyle beliren yeni ihtiyaçlarımız doğrultusunda evlerimizden, “bir evden daha fazlası” olmalarını beklemeye başladık. Bu beklentiler ve yeni öncelikler, bir dizi yönelimleri beraberinde getiriyor. İşte onlardan birkaçı:

Trend #1 – Kendi kendine yetebilen evler, apartmanlar, mahalleler ve kentler

1.1: 15 Dakikalık Kentler

Paris’in ilk kadın belediye başkanı Anne Hidalgo’nun seçim söylemi olan “15 dakikalık kentler” yaklaşımının pandemiyle beraber yeni bir anlam kazandığını söyleyebiliriz. 15 dakikalık kent yaklaşımı her bir mahallenin yaşam, çalışma, tedarik, bakım, eğitim ve eğlence olmak üzere altı temel işlevi sürdürülebilir bir şekilde karşılaması hedefine dayanıyor. Buna göre, yayan ya da bisikletle 15 dakikada ulaşılabilir bir çember içinde kişiler sağlıktan eğitime, gıdadan eğlenceye kadar temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri alanlara sahip olabilmeli ve şehir planlaması bu hedefi esas almalı. Paris için bir ‘ideal’ olan bu yaklaşım, bizim için hiç de uzak değil. Zira başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizde mahallelerin bu düzene sahip olduğunu söylemek mümkün.

Birbirine daha bağlı bir topluluğa duyduğumuz ihtiyaç, şüphesiz, pandemiyle beraber daha da arttı. Kendi kendine yetebilen bir mahalle ve birbiriyle bağlantılı bir mahalle halkı, akıl sağlığımız için de faydalı.

Kısacası, ikamet ettiğimiz çevrede temel ihtiyaçlarımızı karşılarken mahalle ahalisiyle kurduğumuz kaliteli ilişkiler hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımız için önem arz ediyor. Bu önemin 2021 ve sonrasındaki dönemde artarak devam edeceği tespitinde bulunabiliriz.

1.2: Kendi kendine yetebilen ve kendi kendini yönetebilen yaşam alanları

Kendi ısısını, suyunu ve enerjisini üretebilen yaşam alanlarının yaygınlaşması için biraz beklememiz gerekiyor ancak dışarıyla minimum teması sağlayacak teknolojiler evlere girmeye başladı bile. Pandemi öncesinde ihtiyaç olarak görülmeyen su arıtma cihazları, hava temizleyiciler ve temizlik robotlarına olan talep 2020 boyunca artış gösterdi. 2021’de de bu talebin artarak devam etmesi bekleniyor. Evin iaşesini ev içinde çözmek sadece bunlarla sınırlı değil elbette. 2021’de saksıda domates, biber yetiştirmenin bir hobi olmanın dışına çıkmaya başlayacağını söyleyebiliriz.

CES 2021’de öne çıkan teknolojiler de bu trendi destekliyor. Bulaşık yerleştiren, halı süpüren, su içmeyi hatırlatan yardımcı robotlar ev içindeki düzeni sağlamamız için bize destek olurken, bizler de temel ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere kent tarımına daha çok zaman ayırabileceğiz. Kulağa güzel geliyor değil mi?

CES 2021’den örneklerle; Samsung JetBot ve Next Gen Robotics:

Trend #2: – Amaçlı mimarinin yükselişi: esnek ve uyumlu alanlar

2.1: Şekilden şekle giren evler

Evlerimize kapandığımız bu dönem bize iyi bir mimari plana sahip bir evin ne kadar önemli olduğunu gösterdi: Düzgün alanlara, aydınlatmaya ve işlevlere sahip bir ev hayat kalitemizi doğrudan etkiliyor. Pandemi öncesinde, dışarıda geçirdiğimiz sürenin artmasının bir sonucu olarak ‘yeteri kadar’ını sunan evlerle idare edebiliyorduk. Oysa şimdi evlerimizden çok daha fazlasını bekliyoruz. Bu anlamda esnek bir iç tasarım, geleceğin evlerinin anahtar faktörü diyebiliriz. Zira önceliklerimiz yeterli bir evden düzgün bir eve, işyerine yakın bir evden yeşile yakın bir eve, otoparkı olan bir evden bahçesi olan bir eve, daha çok metrekare kazanmak için eve katılan balkonlardan teraslara şeklinde değişiyor ve 2021’de bu yönde değişmeye devam edecek gibi görünüyor.

Pandemi boyunca oturma odalarımız zaman zaman çalışma odasına zaman zaman spor salonuna, bazen de dersliğe dönüştü. Artık ‘… odası’ gibi spesifik işlevlere sahip alanlardan bahsetmemiz pek de mümkün değil. Bu nedenle evlerin de değişen ihtiyaçlara göre, mimari anlamda dönüşebilmesi elzem. 2021 esnek ve modüler, teraslı ya da bahçeli planlara sahip evlerin yılı olacak desek abartmış olmayız sanırım.

2.2: Açık planlara elveda, mahremiyete merhaba!

Açık planlı evler son dönemin popüler mimari akımlarından biri…ydi. Ancak pandemiyle birlikte artan kişisel alan ihtiyacı, açık planın sorgulanmasına neden oldu. Kişisel alan ihtiyacının da ötesinde, kapıdan içeri girer girmez oturma odasında olma fikri hijyen kaygısını da beraberinde getiriyor. Bu durumda yeni nesil evlerin eski usule daha yakın bir mimari plana sahip olacağı yorumunda bulunmamız mümkün.

Trend #3 – Ev körlüğünden yeniden uyanışa

İsveçlilerin ev yaşamını tanımlayan kelime dağarcığı bir hayli geniş: Hygge, lagom… Liste bu şekilde devam ediyor. İsveççede evdeki halet-i ruhiyemizi tanımlayan bir kelime daha var. Ancak bu kelime, diğerlerinden farklı olarak negatif bir anlama da sahip: Ev körlüğü, nam-ı diğer hemmablind. Kusurları sorgulamadan ortama adapte olmak şeklinde tanımlanıyor ev körlüğü. Buna göre bazen çözümü o kadar ağırdan alıyoruz ki, bir süre sonra o problemi görmemeye başlıyoruz ve sonunda pasif kabullenme yaşıyoruz. Bu yüzden olsa gerek, pandemide ilk yılımızı doldurmamıza rağmen hâlâ birçoğumuz evdeki o rahatsız sandalyelerde çalışmaya devam ediyor.

Evlerimizin pandemi şartlarına uygun olmadığı aşikâr. Ancak evlerimizi yeni normale adapte etmeye ne kadar niyetliyiz? Evlerimizin kusurlarına karşı gözlerimiz âmâ mı yoksa pandemi yeniden uyanışımızın habercisi mi? Benim oyum ikincisinden yana. En azından Covid-19’un etkilerinin bir süre daha devam edeceğini göz önünde bulundurursak, 2021’in evdeki kusurlarımızı gidermeye çalışacağımız bir uyanış yılı olacağını söyleyebiliriz.

Trend #4 – Evde yeme-içmenin yeni halleri

Giderek bozulan uyku düzeni, hareketsizlik ve ölçüsüz kaçamaklar… Pandemide birçok alışkanlığımız gibi yeme-içme alışkanlığımız da değişti. Sağlıklı bir yaşam için hareket etmek yetmez; beslenmeye de önem göstermek gerekiyor, değil mi? Ayrıca, evde hobi alanı yaratmak bu kadar önemli hale gelmişken, mutfağı neden bir hobi alanı ve sağlıklı beslenme aracı haline getirmeyelim?

Karantinanın ilk günlerinde birçoğumuz evde yemek yapmanın sınırlarını zorladı: Yeni içerikler, yeni reçeteler denedi. Kimimiz ev ahalisine dünya mutfağından örnekler sunmaya soyundu, kimimizse anneannesinden kalma tarifleri en iyi şekilde icra etmeye çalıştı. Pastalar, börekler yapıldı. Bol kalorili tariflerin sonucunda, haliyle, fazladan birkaç kilo da alındı.

Evde geçirdiğimiz süre arttıkça, baştaki heves yerini hayal kırıklığına bıraktı. Hal böyle olunca yeni arayışlara girdik ve evde olmayı keyifli kılacak alternatifler üretmeye başladık.

4.1: Evde nitelikli yeme-içme

Bir tarafta niceliğe dayanan stoklama tutumu, diğer tarafta evde yenilenin içilenin niteliğini artırma çabası… İşte tam bir pandemi dilemması!

Eskilerin “ne olur ne olmaz, evde bulunsun” yaklaşımı pandemiyle birlikte yeni nesil ailelere de sirayet etti. Bu yüzden olsa gerek, pandeminin ilk günlerinde hepimiz dolaplarımızı, kilerlerimizi doldurmaya meylettik. Ancak stoklamanın yarattığı kafa rahatlığı çok uzun sürmedi. Her gün makarna, pilav bir yere kadar!

Beyaz yakalı için nitelikli yemekler sunan, nam-ı diğer “fine dining” restoranlarında arz-ı endam etmek, hafta içi stresini atmanın etkili yöntemlerinden biriydi. Ancak restoranların bir süredir kapalı olması, harcanabilir geliri ortalamadan görece fazla olan bu kesimi, bazı zevklerinden vazgeçmeye ya da bu zevkleri muadilleri ile değiştirmeye itti.

Gün boyu süren online toplantıların ardından akşamüzeri içeceğinin yanına birkaç atıştırmalık alıp televizyonun karşısına geçebilmek, beyaz yakalı için günün belki de tek rahatlama anı. Bu anlara paketli atıştırmalıkların haricinde ‘gurme’ eşlikçilerin katılması, 2021’in önemli yeme-içme trendlerinden biri olacak gibi duruyor. Sadece molalarda değil akşam yemeklerinde de şef-tarzı yemekler hazırlamak ya da şeflerin hazırladıkları yemeklerle online sosyalleşmek yükselen bir trend.

4.2: Gurme eve servis

2020’de örneklerini görmeye başladığımız gurme eve servis alternatifleri 2021’de katlanarak çoğalıyor. 2020 Kasım ayının MediaCat kapak konusu olan “2021 için 21 Trend” raporumuzda bu örneklerden detaylıca bahsetmiştik. Aradan geçen zamanda bu trendi destekleyecek yeni örneklerle karşılaşmaya başladık: Bilindik eve servis platformlarında açılan ‘pop up’ gurme restoranlar gibi…

Trend #5 – Hijyen teknolojileri

“2021 için 21 Trend” raporumuzda “hyg-tech” olarak adlandırdığımız trendin somut örneklerini, 2021’in Ocak ayında düzenlenen CES fuarında gördük. CES’te, tahmin edilebilir şekilde, öne çıkan başlıklardan biri hijyen teknolojileriydi. Hatta bu başlık o kadar popülerdi ki, gaming alanına odaklanan Razer markası bile Covid-19’un yarattığı yeni alanlara seyirci kalamayıp akıllı bir maske tanıtmıştı: Project Hazel.

Hijyen teknolojileri sadece evde ya da sokakta hayatımızı daha güvenli kılmakla kalmıyor; ofis, hastane, okul vb. kamuya açık alanlarda hijyenin sağlanması için de yenilikçi alternatifler sunuyor. Örneğin LG’nin CES’te tanıttığı otonom anti-covid robotu, UV-C ışınlarından faydalanarak ortak kullanım alanlarındaki virüs ve bakterileri temassız ve insansız bir şekilde yok ediyor.

Post-covid sonrası evlerimizin, pandemi öncesindeki hallerinden çok daha farklı olacağı su götürmez bir gerçek. Bu yazımda evlerimizi yeniden şekillendirmesi beklenen beş ana trendi, dilim döndüğünce değerlendirmeye çalıştım. Ancak elbette ev yaşantımızı şekillendiren daha birçok husus var. 2 Mart 2021 akşamı Pelin Özkan’la birlikte, Clubhouse’da birbirinden değerli katılımcılarımızla o hususların detaylarına ineceğiz. Bekleriz.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.