MediaCat

İlk çeyrekte kimlere zam yapılacak?

Türkiye’de de piyasa en nihayetinde toparlayacak ve ajans yöneticileri benzer sorunlarla karşı karşıya kalacak. Ve o an geldiğinde sorunun sadece Covid-19 değil, sektörün yıllardır çözemediği insan kaynakları yönetimi anlayışı olduğu görülecek.

İlk çeyrekte kimlere zam yapılacak?

Okyanusun bu tarafında piyasa hareketlenmeye başladı. Covid-19 yüzünden işe alımlarda temkinli davranan ve belki de gereğinden fazla kişiyi işten çıkaran ajanslar kadrolarını güçlendirmeye başladı. Yetenek rotasyonunun yeniden başladığı bu dönemde, bir yandan ekiplerimizdeki arkadaşlarımızı elimizde tutmaya çalışırken bir yandan da dondurulan terfiler yüzünden zam alamayanların mağduriyetini gidermek gerekiyor. Ancak bütçeler kısıtlı olunca işin içinden çıkmak pek mümkün olmuyor. İlk çeyrekte kime zam yapılacağı bugün zurnanın zırt dediği yer olsa da bu sorunun arkasında sektörün kanayan yarası insan kaynakları yönetimi var.

İK departmanı bir yere kadar

Bana Türkiye’de çalıştığım ajanslarda insan kaynakları departmanı görmek nasip olmamıştı. Bu sorumluluğu genelde finans departmanları yüklenirdi. Yurtdışına transfer olma sürecimde ve sonrasındaki dönemde insan kaynakları departmanıyla çalışma fırsatı buldum. Bu arkadaşlar genelde işe alım süreçlerinde bizim hayatımızı kolaylaştırıyorlar. Ayrıca belirli aralıklarla ekiplerimizdeki yeteneklerin performanslarını da bizimle birlikte takip ediyorlar. Ancak insan kaynakları departmanı performans değerlendirmesini sistematik bir düzene sokmaya çalışsa da bu egzersiz ödül veya cezayla sonuçlanmadığı sürece mentorluk kıvamında diyalogların ötesine geçilemiyor. Ekiplerimizin gelişimini sağlamak zaten işimizin bir parçası ama performansından memnun olduğum çalışanımı terfi ettirip zam yapamadıktan sonra performans değerlendirmesinde kuru kuru takdir etmenin bir yere kadar kıymeti oluyor.

Sadakat cezasız kalmıyor

Sektörde zaten kaliteli yetenekler bulmakta güçlük çekiyoruz. Şansınız yaver giderse genç cevherler bulup yetiştirmek en doğru yatırım. Ancak onları da terfi veya primle ödüllendirmedikçe uzun süre elinizde tutamıyorsunuz. Ne zaman ki başka bir yerden teklif alıyorlar, işte o zaman apar topar birtakım düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor. Bazı durumlarda iş işten geçmiş oluyor. Bazen de teklif alanı elde tutayım derken sadık çalışanları cezalandıracak şekilde içerideki dengeler bozuluyor. Bu sefer de mutsuz ettiğiniz çalışanlarınızın gözü dışarıya dönüyor ve onları elinizde tutmanız daha da güçleşiyor. Bu yüzden, çalışkan ve yetenekli insanlar emeklerinin karşılığını dışarıda daha rahat buluyor. Sonra da herkese “ajanslardaki turn-over neden bu kadar yüksek” diye söyleniyor.

Müşteri tarafına kaçış

Ajanslardan çok daha insani çalışma şartlarına sahip müşteriler finansal anlamda da daha güçlü olduğundan, ajans çalışanlarını transfer etmekte hiçbir zaman güçlük çekmediler. Sonrasında, kendi içinde yaratıcı ekipler kurmaya çalışan reklamverenler ve özellikle ajans tarafından yetenek transfer eden teknoloji şirketleri ajansların kan kaybını gittikçe hızlandırdı. Ancak yukarıda bahsettiğim dengesiz kariyer yolculuğu yüzünden artık genç yetenekler de yolun başındayken ajans tarafından müşteri tarafına kaçmaya bakıyorlar. Hal böyle olunca da ajansların insan kaynağı kalitesi gittikçe düşüyor. Müşteriler hizmet aldıkları ekiplerden memnun kalmayıp yandaki dükkandan daha düşük fiyata benzer hizmet almaya yöneldiğinde veya kendi ajansını neredeyse zararına çalıştırmaya başladığındaysa bu kısır döngüden çıkmak imkânsız bir hal alıyor.

Tehlikeli gidişat

Şimdi bazıları “sen hangi zamdan bahsediyorsun, biz burada adam çıkarmadığımız şükrediyoruz” diyebilir. Ancak Türkiye’de de piyasa en nihayetinde toparlayacak ve ajans yöneticileri benzer sorunlarla karşı karşıya kalacak. Ve o an geldiğinde sorunun sadece Covid-19 değil, sektörün yıllardır çözemediği insan kaynakları yönetimi anlayışı olduğu görülecek. Bunun temelinde de elbette ajansların finansal açıdan gittikçe daha kırılgan bir hal almaları ve ellerindeki yetenekleri tutacak bütçelere sahip olmamaları var. Dolayısıyla sadece fiyat kırmak için ajans değiştiren veya kendi ajansının boğazına basan müşteriler uzun vadede kendi markalarına da zarar verdiklerinin farkına varmalılar. Zira bu gidişle ajans tarafında doğru düzgün hizmet alabilecekleri yetenekleri bulmak neredeyse imkânsız hale gelecek.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.