MediaCat

Nasıl iyileşeceğiz?

Eğer işbirliği yapabilir, güçlerimizi birleştirir, koordine hareket eder, kaynaklarımızı etkili ve verimli kullanırsak, doğa ile uyumlu, bilim temelli projeler geliştirir ve uygularsak iyileşebilir, iyileştirebiliriz.

Nasıl iyileşeceğiz?

“Önümüzde 100 metre koşusu değil bir ultra maraton var” diyen Prof. Dr. Itır Erhart, afet bölgesindeki iyileşmeye katkıda bulunmak için malzeme desteği, bağış ve gönüllülük noktalarında yapılması gerekenlere dair detaylı bir yol haritası çiziyor.

Adım Adım ve Açık Açık Kurucusu İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Itır Erhart

Afetler çaresizlik ve yetersizlik duygularını çok yoğun hissettiğimiz; acıyı ve zararı azaltmak için elimizden gelenin en iyisini yapmayı istediğimiz ama “ne zaman”ı ve “nasıl”ı konusunda hem bireysel hem kurumsal olarak karar vermekte çok zorlandığımız zamanlar…Hem sosyal girişimci hem de sivil toplum gönüllüsü ve destekçisi şapkalarımla, böyle zor zamanlarda yol gösterici olmasını dileyerek, afetlerde koordinasyona ve desteklere dair öğrendiklerimi, nelerin saha operasyonunu yavaşlattığını ve zorlaştırdığını özetlemek istedim sizler için.

Malzeme desteği

6 Şubat günü daha önceki deneyimlerden yola çıkarak ve gönüllülerin sahaya varıp ihtiyaçlara dair bilgi paylaşmasını takiben listeler ve malzeme toplama noktaları karşımıza çıkmaya başladı. Çoğumuz bize en yakın marketlere, dükkânlara koşup bu malzemeleri satın aldık ve ilan edilen noktalara bıraktık. Kimimiz bu alanlarda malzeme ayırma, kutulama ve yükleme desteği de verdik. Bizim TIR’lara yüklediğimiz malzemeler sahadaki depolara ulaştı ve yine gönüllülerin desteği ile ayrıştırılıp ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı.

Peki bu süreçte sahadaki gönüllüleri ve operasyondan sorumlu kişileri en çok ne zorladı?

  • İhtiyaca yönelik olmayan malzemelerin ve içinde kaç adet, ne olduğu belirtilmemiş kolilerin sahaya gönderilmesi. (Etiketsiz ama ihtiyaca yönelik malzeme içeren bir koli geldiğinde gönüllüler koliyi açıyor, içindeki malzemeyi ayrıştırıyor, sayıyor, yeniden yerleştiriyor ve etiket ekliyor. Yazlık kıyafet gibi sahadaki ihtiyaçlara yönelik olmayan malzemeler geldiğinde depoda yer işgal etmemeleri için gönüllüler onları ayırıp İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere dönen TIR’lara yüklüyor.)
  • Yurtdışından, yerelden kolaylıkla temin edilebilecek bebek bezi, hijyenik ped, kuru gıda, kıyafet gibi malzemenin kargo uçaklarına yüklenip gönderilmesi. (Hem destekçi hem de STK açısından çok maliyetli, emek ve zaman açısından yoğun bir operasyon gerektiriyor. Bu yöntem yalnızca yerelden malzeme tedariği mümkün olmadığında -örneğin tüm konteyner stokları tükendiğinde ve yurtdışında bir tedarikçi bulunduğunda- tercih edilmeli.)

Bağış

Bağış, sivil toplum kuruluşlarının operasyonlarını sürdürebilmeleri için kritik önem taşıyor. Afet dönemlerinde özellikle sahada çalıştıklarını gördüğümüz STK’lara bağış yaparak destek vermek istiyoruz. Bir yandan da aklımızda çok fazla soru işareti oluşuyor: “Doğru yere ulaşacak mı?”, “Nasıl kullanılacak?”, “Bağışı ne zaman yapmalıyım?”

Peki, bu soru işaretlerini nasıl azaltabiliriz ve desteklemek istediğimiz STK’ların hayatını nasıl kolaylaştırabiliriz?

  • Aktardığımız kaynağın doğru yere ulaştığından emin olabilmek için şeffaf, hesap verebilir, bağımsız denetim yaptıran STK’ları tercih ederek.
  • Sivil toplum kuruluşlarının operasyonlarının çok maliyetli olduğunu unutmayarak. “Yalnızca depremden etkilenenlere gitsin”, “Yalnızca çocuk bezi alınsın” diye değil sahada çalışan kuruluşların sürdürülebilirliği ve benzer durumlarda kalifiye personelle hızlı ve etkin aksiyon alabilmeleri için şartsız bağış yaparak.
  • Önümüzde 100 metre koşusu değil bir ultra maraton var. Ayırabileceğimiz finansal kaynağın tamamını tek seferde, ilk gördüğümüz projeye aktarmak yerine, sahadaki orta ve uzun dönem kalkınma projelerinin şekillenmeye başlamasını bekleyerek ve güçlü etki yaratacağını öngördüğümüz işleri destekleyerek.

Gönüllülük

Gönüllülerin afetlerde verdiği destek paha biçilmez. Ancak arama kurtarma eğitimi almamış, travma konusunda uzmanlığı ya da saha operasyonu deneyimi olmayan, karşılaşacağı hem fiziksel hem psikolojik olarak zorlayıcı -elektrik, su, ısıtma, internet olmadan, gıdaya ve tuvalete erişimin çok sınırlı olduğu- şartlara hazırlıklı olmayan gönüllülerin ilk günden deprem bölgesine gelmesi operasyonu yavaşlattığı gibi, kaynak kullanımı açısından da sahayı zor durumda bırakıyor.

Arabaya atlayıp sahaya gitmeden durup “Ben hangi aşamada en etkili, verimli şekilde nasıl destek olabilirim?” diye sormak gerekiyor bu nedenle. Bu sorunun cevabı “Olduğum yerden paylaşım yaparak, yurtdışındaki bağışçıları harekete geçirerek ya da kurulacak konteyner kentlerde çocuklara gitar dersi vererek” olabilir.

Bu üç başlık altında özetlemeye çalıştıklarım hem bireysel hem kurumsal destekçiler için geçerli. Enerjimizi, ayni ve nakdi kaynaklarımızı, işgücümüzü aktarırken yeniden yapılanma, iyileşme sürecinin oldukça uzun süreceğini, hepimizin bilgi, beceri ve yetkinliklerine hemen şimdi değilse bile bir noktada ihtiyaç duyulacağını unutmamamız gerekiyor.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.