Hayatta ama ayakta kalmakta zorlananlardan bir çağrı...
20.02.2023 - 17:15 | MediaCat
10 ilde sebep olduğu yıkımlar sonucu 40 binden fazla vatandaşımızın hayatına mal olan Kahramanmaraş merkezli depremleri takip eden süreçte markaların içine girdikleri anlam arayışına ayna tutan Havas Istanbul Strateji Direktörü Ersan Avcı, gerçek bir toplumsal fayda yaratmak için atılması gereken adımları da masaya yatırıyor.
Havas İstanbul Strateji Direktörü Ersan Avcı
Türkiye’nin 10 ili kapsayan büyük bir felaket yaşadığı şu günlerde, hepimiz bir işin ucundan tutmaya bakıyoruz. Her ne kadar teoride depremzedelere yardım desek de aslında memleket olarak hepimiz yaralarımızı sarmaya ve sağaltmaya çalışıyoruz. Ortak bir hedef için hep beraber bir şeyler yapabildikçe ve bir katre dahi olsa faydamız oldukça günlerimize biraz mânâ katabiliyoruz.
Olağanüstü olanın hayatlarımızın ortasına düştüğü bugünlerde kendi sektörümüzde gördüğümüz bir bocalamaya dikkat çekmek istiyoruz. Böylesi bir felaket yaşanırken, iletişim sektörü paydaşları olarak neleri yapıp neleri yapmamamız gerektiğine dair bir bocalama bu. Zaman, ortak bir hedefe doğru hizalanmanın ve bu toplumsal travmayla yüzleşmenin zamanıdır.
Biraz daha biz pazarlamacıların, iletişimcilerinin dilinden konuşmak gerekirse; markaların hedef kitle/kitleleri doğrudan ya da dolaylı olarak bu afetten etkilenmiş durumda. Markaları oluşturan insanlar etkilenmiş durumda. Çok sayıda araştırmada görüldüğü üzere, insanlar bu dünyanın dertlerine uzak, içinde bulunduğu topluma uzak, steril bir tavırla iletişim yapan, kriz anlarında yaptıklarını dostlar alışverişte görsün edasıyla yapan markalar görmek istemiyorlar. Markaların kriz dönemlerinde inisiyatif almasına inanan değil, bunu talep eden ve markaların kuvvetini gayet iyi bilen hedef kitleler var artık.
Markaların yapabileceklerinin farkında olan insanlar, tercihlerini de bu imkânlarını kullananlardan yana belirliyor. Bu da bize bir kez daha şunu gösteriyor: Markalar var oldukları toplumun yaşadığı krizlerden kendilerini izole etmeden, kendinin bu yapının bir parçası/uzvu olarak görerek hareket etmelidir. Markaların sahici (authentic) olmasının da anlamlı olmasının da temelinde bu yatıyor.
Bunu yapabilmek için bu tür problemleri yaşayan markalara düşen büyük bir hizalanmadır. Şu an duymak ve anlatmak istediğimiz şey, kimin yarasına nasıl merhem oluruz çabaları. Ulusal ya da uluslararası çaptaki markaların ilk yapması gereken, bunu sağlayabilecek topyekûn bir kriz hizalanmasıdır. Önümüzdeki en az bir yıl boyunca yaptığımız her işin içinde bu hizalanmanın nüveleri olmalıdır.
İçinde bulunduğumuz krizde, ortak bir hedefe en verimli şekilde hizalanmak ve gerçek anlamda toplumsal fayda sağlamak için bizce yapılması gerekenlerden bazıları şöyle özetlenebilir:
Bugün birlikte çalıştığımız hiç kimse bu travmadan azade değil. Hepimiz bu toplumda yaşıyoruz ve işimizin anlamlı olabilmesi için bu topluma fayda sunmalıyız. Bugün hâlden anlamayan bir tavrı, yarın yaptıklarımızla unutturamayız. Bunu içselleştirememiş markaların toplumun gerçekliğinden kopuşunu da hiçbir konumlama kampanyası veya yaratıcılık ödülü değiştiremez zira markaları sahici olan ve olmayan diye ayırabileceğimiz kırılımın ayyuka çıktığı günlerdeyiz.
1 Meaningful Brands sonuçlarına göre Dünya genelinde insanların yüzde 72’si, Türkiye özelinde ise yüzde 75’i markaların boş vaatlerin sıkılmış durumda (Meaningful Brands 2021).
2 Dünya genelinde insanların yüzde 77’si, Türkiye özelinde ise yüzde 88’i markaların kriz zamanında topluma destek olması gerektiğini düşünüyor (Meaningful Brands 2021).
3 İnsanların yüzde 55 şirketlerin iyi bir gelecek yaratmada devletlerden daha büyük etkisi olacağını düşünüyor. Kendileriyle benzer değerleri paylaşan şirketleri tercih edenlerin oranıysa yüzde 77 (The Prosumer Report The Meaningful Shift 2018).
4 Södergren, Jonatan. “Brand authenticity: 25 Years of research.” International Journal of Consumer Studies, 2021.
5 Dünya genelinde insanların yüzde 73’ü, Türkiye özelinde ise yüzde yüzde 80’i markaların kriz zamanlarında harekete geçmesini bekliyor (Meaningful Brands 2021).
6 Precariousness/precarity başlıkları altında yazılıp çizilenler, içinde bulunduğumuz durumun depremle daha ne kadar belirsizleştiğini gösterebilir.
Servet eşitsizliğinin yol açtığı toplumsal dönüşümlerikonfordan koparak sosyal statü ile eşitlendi. Lüksün müşterisi konfora değil, dikey hiyerarşinin üstündeki bir kastın mensubu olmak için, o kastın insanlarıyla sosyalleşmek için fahiş fiyata katlanıyor.