MediaCat

Ayağımızı yerden kesse yeter (mi?)

Elektrikli otomobillerin yüksek batarya kapasiteleri, araçların bir taşıt olmanın çok ötesine geçen yeni fonksiyonlara sahip olmasına olanak sağlıyor. Bu nedenle, sektöre göre artık otomobil sadece bir otomobil değil; bir “mobil platform”, bir “deneyim merkezi”, bir “akıllı cihaz”.

Ayağımızı yerden kesse yeter (mi?)

İçten yanmalı motorlu araçların satışının İngiltere’de 2030, Avrupa Birliği (AB), Kanada ve ABD’nin Kaliforniya eyaletinde 2035’ten itibaren yasaklanması, otomobil üreticilerini elektrikli otomobiller başta olmak üzere alternatifleri değerlendirmeye ve yatırımlarını artırmaya yöneltti. AB, e-fuel olarak bilinen ve Porsche’nin neredeyse karbon nötr olduğunu belirttiği yakıt özelinde kararını tekrar değerlendirmeye alırken, son olarak Çin’in Hainan eyaletinde içten yanmalı motorlu araçların satışına 2030’dan itibaren yasak geldi.

Bir anda hızlanan geçiş süreci, kimilerince sadece bir yakıt değişimi olarak görülüyor. Fakat bazı markaların bu dönüşüme ayak uyduramayabileceği, üretimde yaşanacak radikal değişimle yeni oyuncuların, özellikle de teknoloji devlerinin bu pazara dahil olabileceği konuşuluyor. Dahası, elektrikli otomobillerin yüksek batarya kapasiteleri, araçların bir taşıt olmanın çok ötesine geçen yeni fonksiyonlara sahip olmasına olanak sağlıyor. Bu nedenle, sektöre göre artık otomobil sadece bir otomobil değil; bir “mobil platform”, bir “deneyim merkezi”, bir “akıllı cihaz”.

Tesla’nın açtığı yol

Elektrikli otomobil denince ilk akla gelen marka olan Tesla, zihinlerdeki elektrikli otomobillerin küçük, yavaş ve çirkin olduğu düşüncesini 15 yıl önce bir spor otomobille yıktı. O günden beri ürün gamını genişleten ve müşteri sayısını artıran marka, elektrikli otomobillere popülarite kazandırmakla kalmadı; pek çok şirketi bu alana girmeye teşvik etti. Çevre duyarlılığının yanı sıra araçların sundukları fonksiyon sayısının artışı ile markaların vaat ettikleri gelecek bu popülariteyi sağlarken; eski ve yeni oyuncuların alana yönelmesinin ardında yatan neden, üretimin içten yanmalı motor üretimine dair know-how’a sahip grupların elinden kayarak batarya, elektrik aksamı ve yazılımı önceler hale gelmesiydi.

Bugün, potansiyel müşterilerini ikna etmek isteyen markalar pek çok konuda adım atmak zorunda. Araç fiyatları, menzilleri, şarj süreleri ve şarj cihazı ağları bunlardan bazıları. Bir diğer faktör ise halihazırda sunulan ve gelecekte kullanılabileceği vaat edilen fonksiyonlar ve bu fonksiyonların toplamının sağlayacağı deneyim.

Tam otonom sürüş

Tesla’nın ve CEO Elon Musk’ın en büyük vaadi tam otonom sürüş. 2016’dan beri sıklıkla dile getirilen bu vaat, markanın yol haritasında sadece bir eşik. Tesla, bir sonraki adımda tam otonom, yani sürücüsüz robotaksiler üreteceğini belirtiyor. ABD’de San Francisco, Phoenix ve Austin’de robotaksi hizmeti veren Cruise ve robotaksileri Beijing başta olmak üzere bazı Çin büyük şehirlerine taşıyan Baidu’yu konu edinen haberler, bu vaatlerin pek de yakın bir zamanda gerçekleşmeyeceği fikrini verirken; bazı müşteriler Tesla’ya ödeme yapacak kadar optimist. Oysa Tesla, yıllardır sadece, sürücünün dikkatini yoldan ayırmamasını gerektiren Seviye 2 otonom sürüş deneyimi sunuyor. Mercedes-Benz ise bu konuda genellikle sessiz kalsa da yeni S-Class’lara sürücünün yolcularla sohbet edebilmesine, film izleyebilmesine ve e-posta yazabilmesine olanak sağlayan Seviye 3 otonom sürüş deneyimini eklemiş durumda.

Kabin içi multimedya deneyimi

Radyo, çok fonksiyonlu ekranlar, gelişkin ses sistemleri, farklı formatlarda ses ve video oynatıcılar, çeşitli bağlantı protokolleri… Kabin içi multimedya deneyiminin geliştirilmesi onyıllardır otomotiv sektörünün gündeminde. Elektrikli araçlar ile birlikte değişen ise yüksek batarya kapasitesi ile kullanımı mümkün olan geniş, çoklu dokunmatik ekranlar, akıcı grafikler, artan interaktivite ve gelişkin bağlantı modelleri.

Apple CarPlay ve Android Auto gibi platformlar sayesinde bazı akıllı telefon fonksiyonlarının araç kabinine entegrasyonunun normal sayıldığı günümüzde; Netflix, Spotify, YouTube, Waze, Google Haritalar ve Apple Haritalar gibi uygulamaların bilgi-eğlence sistemine eklendiği modelleri görmek mümkün. Araçlar için uygulama mağazaları ise bir adım ötede. Mercedes-Benz ve kardeş markalar Volkswagen, Audi ve Porsche, bu yolu tercih edenlerden.

Araç içinde ses-video akışı ve yazılım güncellemeleri Wi-Fi ve hücresel bağlantı üzerinden gerçekleşirken, Tesla’nın Starlink ile uydu interneti direkt olarak araçlara taşıyabileceği konuşuluyor. Bu bağlantı şimdilik sadece anten kurulumu yapılmış TIR, otobüs ve tekne gibi geniş araçlarda kullanılabiliyor.

Bir oyun konsolu olarak otomobil

Kabin içi deneyimi zenginleştirmek isteyen markaların başvurduğu yöntemlerden biri de otomobil içinde oyun oynanabilmesini, dolayısıyla interaktiviteyi sağlamak. Bazı markaların, elektrikli otomobillerin -benzinli ve dizel araçların depo dolum sürelerine kıyasla- uzun şarj sürelerini eğlenceli hale getirmek amacıyla oyunlar sundukları hatta Tesla’nın Valve ile işbirliği yaparak Steam oyun kütüphanesini araçlarına taşıdığı biliniyor. Fakat bu konuda en önemli hamle teknoloji ve medya devi Sony’den gelecek gibi görünüyor. CES 2020’de Vision-S adlı elektrikli sedan, CES 2022’de Vision-S 02 adlı elektrikli SUV modellerini tanıtarak otomotiv sektörüne gireceği müjdesini veren Sony; CES 2023’te Honda ile birlikte Sony Honda Mobility adlı bir girişime imza attığını, Afeela markalı araç üreteceğini açıkladı. Tanıtımda “Örümcek-Adam: Eve Dönüş Yok”un görsellerine yer verildi; araçların PlayStation entegre bir şekilde satışa sunulacaklarının altı çizildi.

CES 2022’de e-ink kaplamalı, monokromatik bir şekilde renk değiştirebilen iX Flow’u tanıtan BMW; CES 2023’te tanıttığı, parçalı olarak 32 renge bürünebilen i Vision Dee ile farklı bir interaktif deneyim vaat ediyor. Dijital duygusal deneyim (Dee kelimesi buradan geliyor) diyen marka, hologram ve artırılmış gerçeklik (AR) ile sürücüleri farklı bir dünyayı deneyimlemeye davet ediyor.

Parçalı olarak 32 farklı renge bürünebilen BMW i Vision Dee, gerçek ile sanalı bir araya getiriyor. (Kaynak: BMW Türkiye)

Otomotiv sektörüne girmesi beklenen bir diğer teknoloji devi ise Apple. Sektörde, şirketin kıdemli başkan yardımcılarından Jeff Williams’ın otomobilleri “en üstün mobil cihaz” olarak tanımladığı 2015’li yıllardan beri beklenti hâkim. Apple’ın ekosistemini otomotiv alanına doğru genişletmesinin müşterilerine neler sağlayacağı ise merak konusu.

Akıllı cihaz Togg

İşbirliklerinin, vaatlerin ve araç fonksiyonlarının günden güne arttığı bir dünyada otomobil dediğimiz taşıtın konsept olarak aynı kalması mümkün değil. Değişen algılar, otomobili farklı tanımlamamıza da yol açıyor. Kimi akıllı telefon-otomobil ilişkisine, ortak ve kesişen noktalarına atıfla otomobili “tekerlekli akıllı telefon” ya da bir “mobil platform” olarak tanımlıyor kimi kabin içi ve dışından erişilebilen fonksiyonların yarattığı, araç etrafında şekillenen yaşama atıfta bulunarak “deneyim merkezi” kalıbını kullanıyor. Yakın zamanda üretim bandından çıkan ilk araçların teslimatına başlayan Togg’un tercihi ise “akıllı cihaz” tanımını kullanmak yönünde.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.