MediaCat

Metallica Uşak’ta! Tamam da neden?

Yeni stüdyo albümü “72 Seasons”ı lanse eden Metallica’nın marka başarısının arkasındaki stratejik akıldan alınacak 6 pazarlama dersi karşınızda.

Metallica Uşak’ta! Tamam da neden?

Metallica geçtiğimiz günlerde 11. stüdyo albümü “72 Seasons” ile sevenlerinin karşısına çıktı. Albümün lansmanı 13 Nisan Perşembe günü tüm dünya ile aynı zamanda Türkiye’nin tam 23 farklı şehrindeki sinemalarda gerçekleşen dinleme partileriyle lanse edildi. Nereden geliyor akıllarına böyle fikirler diye düşündünüz mü hiç bilmiyorum ama ben sık sık düşünüyorum. Hatta bu vesileyle Metallica’nın başarısının arkasındaki stratejik zekâyı sizler için kâğıda dökmek istedim. Zira, pazarlama dehası alışılmadık yerlerde parlayınca daha bir ilham verici oluyor.

1999 yılında ilk elektro gitarımı almak için babamla Beyoğlu’ndaki Tünel’e gittiğimde zar zor çalabildiğim “Jump in the Fire” introsu hâlâ kulaklarımda. O gün bugündür çok iyi bir Metallica fanı olduğum söylenebilir. Kurulduğu 1981 yılından beri ilginçliğini yitirmemesinin bunda büyük payı var. Bunun arkasında grubu her dönem, herkes için, her coğrafyada ilginç ve etkili kılacak bir “Metallica Company” yönetimi var. Gelin Metallica nasıl yönetiliyor beraber keşfedelim:

Ekip çalışması ve açık iletişim

Tek tek bakıldığında dünyanın en iyi enstrümentalistleri oldukları söylenemez. Buna karşın ekip olarak neredeyse en iyiler. Bunun arkasında da yaratıcı süreçte herkesin birbirine özgür düşüncesini söyleyebilmesi var. Grup olarak nasıl en iyisine ulaşırlar sadece bunun peşindeler. Tıpkı Netflix’teki gibi. Kurum kültürünün geribildirimi alenen desteklemesi, şirketin tek hedefinin her işin en yüksek potansiyeliyle hayata geçirilmesi olması gibi.

Yenilik denemekten korkmama

Metal müzik dinleyicisi gibi son derece muhafazakâr bir dinleyici grubunun dünyasına yenilikler getirme çabası Metallica’nın en çok ayrıştığı noktalardan. Grup, “iyi” olanın dönüştürücü etkisine inanıyor. Metallica’nın en çok satan 1991 tarihli The Black Album’ünün, dönemi itibarıyla metalciler tarafından en ağır eleştirilen albümü olduğunu biliyor muydunuz? Nothing Else Matters gibi kısmen yumuşak şarkılar barındırdığı için hem de. Load ve Reload albümlerinin fanatikler tarafından yok sayılmasından, San Francisco Senfoni Orkestrasıyla beraber yaptıkları S&M konserine kadar kulaklarını eleştirilere kapayıp inandıkları şeyi yapmaları yeniliğe olan adanmışlıklarının en güçlü göstergesi. “Kimse kahveye o kadar para vermez” denen Starbucks gibi. Yaptığı her şeyin dönüştürücü gücüne inanıp menülerinde bıkmadan yenilik deneyen bir marka iradesi görüyoruz. Hâlâ ikna olmadıysanız St. Anger albümündeki davulcu Lars Ulrich’in trampet sesine bir kulak verin.

Deneyimi hep ileri taşıma

Metallica konserleri konsept olarak da bir pazarlama aklı içeriyor. Seyircilerin konser şarkılarını, dijital olarak konser anında seçtikleri 2014 Metallica by Request turundan bu sene her şehirde peşpeşe 2 gün farklı playlist’ler çalacakları turneye kadar izleyenlere başka hiçbir yerde görmedikleri seviyede bir canlı performans deneyimi yaşatıyorlar. Hatta buna pandemi döneminde fanlarıyla buluşamadıkları dönemde, her pazartesi yayınladıkları eski konser filmleri de eklenebilir. Pandeminin göbeğinde yaptıkları interaktif live-stream yardım konseri de bir diğer örnek. Bir bakıma Disneyland gibi. İnsanlarla birlikteliğini her defasında nasıl daha büyülü bir deneyime dönüştürebileceğini düşünen, hizmetten önce hikâyeye odaklanan bir kafa çalışıyor her şeyin arkasında.

Yeni hedef kitleleri kucaklama

80’lerden bugüne konserlerinde üç kuşak görmeye başladı grup. Büyükten küçüğe geçen bir gelenek gibi Metallica şarkılarını dinlemek. Grubun vokalisti James Hetfield, konserlerinde “Büyük Metallica Ailesi” diye sesleniyor bu kuşaklararası kalabalığa. Fakat 60’lı yaşlarına gelmiş bir avuç ileri yaşlı metalcinin gençler arasında hâlâ merak uyandırmasının arkasında sadece bu gelenek yatmıyor. Stranger Things’in son sezonunda “Master of Puppets” kullanımı, H&M ve Zara gibi hızlı giyim markalarının sık sık Metallica tasarımlarını modayla buluşturması, PlayStation gibi gençlerin hayatında önemli yeri olan oyun konsollarıyla Guitar Hero için yapılan ortaklık grubun genç kitleye ulaşmasını kolaylaştırıyor. Aynı Lego gibi. Nasıl Danimarkalı kült oyuncakçı çocuklarla ve gençlerle olan bağlamını güncel tutmak için kendini“plastik üreticisi olarak görmeyip dijital platformlara açıldı, Metallica da kendisini daha akışkan bir marka olarak görüyor. Girdiği kabın şeklini almayı tercih ediyor.

Cömertlik

2017 yılında grup, eski bir şarkısının ismini devşirerek “All Within My Hands Foundation” adında bir vakıf kurdu. Grubun sorumluluk projelerinin yürütüldüğü vakıf birçok yardım kuruluşu için bağış konserleri düzenliyor. Hatta Metallica vakıf üzerinden Türkiye ve Suriye Depremi için geçtiğimiz günlerde 250 bin dolar, daha öncesinde de Ukraynalı mülteciler için 500 bin dolarlık bir bağış gerçekleştirdi. Bu markayı filantropist iş insanları statüsüne çıkartıyor esasında. Melinda&Gates Foundation gibi ellerindeki finansal gücü iyiliğe dönüştürmeye çalışan bir niyet var ortada.

Dönemin ihtiyaçlarına hızla adapte olma

Metallica’yı şehrinizde görmenin tek formülü büyük bir stadyum konseri. Sahnesiyle, ekibiyle ve bütçesiyle grubu ancak bir bir stadyuma getirebiliyorsunuz. Peki bu durum Metallica’yı burnundan kıl aldırmayan bir pozisyona mı sokuyor? Tabii ki hayır. Bunun en büyük göstergesi pandemi sonrası gerçekleşen büyük festivallere sahne dekorunu ve ekibini küçülterek ana grup olarak çıkmayı kabul etmesi oldu. Kimseyi ekstra riske atmadı. Ego yapmadı. Dönemin ihtiyacı neyse ona adapte olmayı bildi.

Bugün baktığımızda ister bir markada, ister bir girişimde, ister de kültür-sanat alanında olsun Metallica’nın marka başarısının arkasındaki stratejik akıldan alınacak çok ders olduğunu düşünüyorum. Her şeyin başında grubun pazarlama ve strateji konusunda profesyonellerle yakın çalışma arzusu var. Rock yıldızı gibi davranmayan dünyanın en büyük rock yıldızları bunlar. Belki de ondan çok büyükler.

Metallica’nın hikâyesinin ülkemizdeki pazarlama ve reklam profesyonelleri ile halihazırda çalışmayan sanatçı ve müzik gruplarına ilham olması dileğiyle…

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.