Sosyal medya fazlasıyla gürültülü bir yer. Ve içeriğin ilk amacının dikkat çekmek olduğu aşikâr. Mecraya uygun içerik üretirken almamız gereken aksiyonlar, bazı mecraların uzunca bir süredir izlediği “ilk iki saniyede logonuzu gösterin, olur mu?” önermesinden biraz daha farklı.
İletişim ihtiyacı olan kurumlar, sosyal medya iletişiminin öneminin her geçen gün daha çok farkına varıyorlar. Özellikle ticari amaçlı iletişim yapanlar, sosyal medyada gerçekten etkili bir şekilde var olmak için zamanlarının ve paralarının önemli bir kısmını ayırmaya başladılar.
Ancak ben sosyal medyada gerçekten işe yarayacak iletişim yapıyorum diyebilen kaç marka var?
Pek fazla değil.
Etkileşim sayımız çok iyi, erişim hedeflerini tutturduk gibi ifadeler iyi iletişim yaptığımızın göstergesi midir?
Çoğunlukla hayır.
Marka iletişimi bir strateji dahilinde gerçekleştirildiğinde hedef kitle üzerinde etkili olma ihtimali artar. Sosyal medya iletişimi de marka iletişim stratejisinin bir parçası, tamamlayıcı veya başlatıcı bir öğesi olarak düşünülmek zorunda. Eğer içerik üreticiniz bu hafta sosyal medyaya ne gireceğiz diye düşünüyorsa, orada bir sorun olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dijitalde iletişim tasarlarken doğal olarak ilk dikkate alacağımız konu strateji. Dijital iletişimde ana başarı kriterlerini iletişim yapmak istediğimiz konu, içerik üretim kabiliyetimiz ve satın alma planlarımız oluşturuyor. Yaratıcılık ise bu üç konunun tam merkezinde oturuyor.
Her mecrada geçerli olduğu gibi sosyal medyada da tasarladığımız iletişimin mecraya uygun olması en önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle sosyal platformlar, kendine has sürekli değişen dinamikleriyle iletişim devamlılığı sağlamamızın en zor olduğu yerler. Markaların sosyal medyada var olurken vermek istediği mesajı, o mecrada bulunan diğer insanların dijital tüketim alışkanlıkları ve davranışlarına göre şekillendirmeleri gerekiyor. Örneğin, Instagram’da vakit geçirirken almak üzere olduğunuz aksiyonlar, içerikleri tüketme süreniz ve bir sonraki alacağınız aksiyondan beklediğiniz şey, davranışsal olarak YouTube ile aynı değil. Çünkü bir mecrada vakit geçirirken zihniniz daha önce aynı mecrada tükettiğiniz, yüzlerce saat boyunca aldığınız aksiyonlara uygun davranıyor. Örneklemek gerekirse, YouTube’da ortalama bir içerikte geçirdiğiniz vakit, Twitter’da paylaşma eğiliminiz, Instagram’da ise toplam tüketmek istediğiniz içerik sayısı diğerlerinden daha fazla.
Mecraya uygun içerik üretmek için üzerine düşünülmesi gerektiğine kanaat getirdiğim birkaç noktaya değinmek istiyorum.
Bir mecrada popüler olanı, o mecrayı en fazla kullanan kişiler belirler.
İnternette viral olacak içeriğin ilk yayılmaya başladığındaki hızının artarak ivmelenmesi ve doyuma ulaşana kadar yayılım ivmesinin artması bu yüzdendir. Benzer kitleler birbirini takip eder ve viral içerik ilk etapta her zaman benzer kitlelerin etkileşimiyle ortaya çıkar. İşe çocuklar için içerik hazırlayarak başlayan birçok yerli ve yabancı YouTuber’ın şu an her hedef kitleden milyonlarca takipçisi olmasından da bunu anlayabiliriz. Sosyal mecraların yapısı ve doğası gereği daha genç hedef kitleler tarafından kullanıldığını düşündüğümüzde, hangi hedef kitleye iletişim yapıyor olursak olalım, o mecranın doğasına uygun şekilde içerik tasarlamamız gerekir.
Sosyal medya fazlasıyla gürültülü bir yer. Ve içeriğin ilk amacının dikkat çekmek olduğu aşikâr. İçeriğin kullanıcıyla buluştuğu anda en mekanik haliyle, kullanıcının dikkatini çekebilmesi, içerikle ilgili ilk ve en temel konuyu oluşturuyor. Görsel, taktiksel iletişim önemli olsa da istediğiniz kişilerin dikkatini çekebilmek; aslında hedef kitlenizin ilgilenebileceği bir konu, teklif, önerme yaratabilmekten geçiyor. Dolayısıyla mecraya uygun içerik üretirken almamız gereken aksiyonlar bazı mecraların uzunca bir süredir izlediği “ilk iki saniyede logonuzu gösterin, olur mu?” önermesinden biraz daha farklı.
Mecra özelinde uygun ve özgün içerik üretebilmek için mecra dinamiklerine uygun düşünmek, alacağımız ilk aksiyon.
Yandaki tablo altı ay sonra değişebilir. Yeni bir mecra çıkabilir, Instagram o mecrayı da bir buton olarak kendisine entegre edebilir. Ne olacağını tahmin etmek kolay değil ancak sosyal mecralara içerik üretirken kolay kolay değişmeyecek birkaç şeyden bahsedebiliriz.
“Authenticity” yeni nesil sosyal medya iletişimi sunumlarının popüler kapağı.
Arabasının arka kapısından kırmızı halıya inen, ahenkle dans eden saçlarını sallayarak 0.75x yavaşlatılmış ancak kararlı adımlarını attığı esnada bir anda ekrana giren dondurmasından haz dolu bir ısırık alan kızımızın içeriğinin yeri burası değil. Asla değil. Aslında prodüksiyonunuzun ışığı, açısı, genel kalitesi bile bir yere kadar önemli.
Mesaj neydi? Önemli olan o.
İçerik zamanlamanız nasıldı? Daha önemli olan o.
Cep telefonlarımızın yapabildikleri geliştikçe mecralar da değişiyor. Değişen doğasıyla mecraların hızına ayak uydurmak, iletişimciler için problem olmaya devam edecek. İletişimimizin formatı, şekli, boyutları, süresi değişse de evrilen hikâye anlatımında “gerçeklik” ve “kullanıcıya yakınlık” sosyal medya iletişimindeki dostlarımız. Tabii mecraya uygun düşünülürse…
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
