MediaCat

Lions Live’ın ardından

Bu sene YouTube üzerindeydi Cannes Lions. Beş gün, her biri beş altı saat uzunluğunda seanslar festivalin YouTube kanalında yayınlandı. Toplam 30 saat civarında sektörel bir şölen sektörü ekran başına topladı.

Lions Live’ın ardından

Gönül isterdi ki Lumière’de sahnede canlı canlı izleyelim. Bir salondan bir salona koşarken bir kısa mola verip sokak arasında şirin bir restoranda sohbete öğle yemeği eşliğinde devam edelim.

Ne yazık ki bu sene araya COVID-19 girdi. Umutlar seneye kaldı. Hoş, bir kişinin maliyeti ikinci el otomobil fiyatına gelince zaten her sene daha az insan gider olmuştu Cannes sahillerine.

Bu sene YouTube üzerindeydi Cannes Lions.

Beş gün, her biri beş altı saat uzunluğunda seanslar festivalin YouTube kanalında yayınlandı. Toplam 30 saat civarında sektörel bir şölen sektörü ekran başına topladı.

“Video call”ların arasında canlısını kaçırdım diyenler bir süre kanal üzerinde yer alan beş altı saatlik video bloklarının üzerinde gezinme imkânı buldu.

Dijital adıyla “Lions Live” artık bu tip organizasyonlarda dönülmez akşamın ufkunu simgeliyor. Corona sonrası dijital ve fiziksel seansların birlikte yer aldığı hibrit bir dünya kaçınılmaz.

Gözüme takılanlar

VOX Media, daha ilk oturumda, medyanın geleceğini ve corona döneminde bu evrimin nasıl hızlandığını anlatıyor. 2014’te New York Times’ın dışarı sızan bir iç raporunda “12 kişilik bir haberci ofisi nasıl oluyor da bizden fazla trafik çekebiliyor?” sorusunun kaynağıydı VOX. Bugün başta internet sitesi, YouTube kanalı, podcast’ler ve diğer birçok platform üzerinden haber içerikleriyle hem teknik hem hikâyecilik anlamında pırıltılı örnekler veriyor.

Corona dönemine hızla adapte olmaları ve dinamik haberciliği nasıl daha da ileri götürdüklerinin hikâyesini izlemek çarpıcıydı. Başta Netflix’e yaptıkları “Explained – Coronavirus” olmak üzere “bilgi odaklı içerikler” (explained) ve yeni normale nasıl adapte olduklarının hikâyesi ilk önerilerimden biri.

Ardından I&Go’dan Rei Inamoto’nun yer aldığı seans, izlemesi eğlenceli ve öğretici olanlardan biriydi. “Creativity – Business Growth Engine” açılışı iddialıydı.

Inamoto bunu dört ana başlık altında özetledi:

1. Organizasyonel büyüklükten fonksiyonel hıza geçiş
2. Benzersiz Satış Teklifi’nden (USP) bakış açısına (POV) geçiş
3. Case Study değil, business case
4. İdeal gelecek yerine pratik gelecek

Inamoto, corona günlerinde bir anda kapılarını kapatmak zorunda kalan ünlü bir restoranın yeni dünyaya nasıl adapte olduğunu ve yazdığı başarı öyküsünü de bu dört ana başlığın altında örnekledi.

Etki ve çevik hikâyecilik

James Hurman ve Peter Field’ın “Cracking the Effectiveness Code” seansı belki de en akademik bölümlerden biriydi. Özellikle mesleğe yeni adım atmış genç arkadaşlar için bir seminer değerinde.

Spotify seansı VOX’un ardından “agile storytelling”in (çevik hikâyecilik) altının bir kez daha çizildiği yer oldu. “Arkadaşınla sohbet eder gibi eğlenceli bir etkileşimle öğrenmek”, her iki seansın da altını çizdiği şeylerden biriydi. Bu, basit gözükse de içerik pazarlamasının geleceği açısından önemli bir cümle. Zira birçok markanın sosyal medya kullanımlarında hâlâ ticari broşürlerden çıkma didaktik tonlama devam ediyor. “Yeni ürünümüz çıktı, aldınız mı?”, “Promosyonumuza katılmak ister misiniz?”, “X gününüz kutlu olsun” ekseninde sosyal medya içeriği üreten markaların, bu seanslardan çıkarabileceği çok ders var.

WARC’ın “Effectiveness in the age of ecommerce” bölümünde ilgi çekici rakamlar vardı. Örneğin “Corona döneminde yapılan bir araştırmada insanların yüzde 56’sının yeni bir ürün denediği ve bu ürünü kullanmaya devam edeceği” ilginç bir bilgiydi. Vivendi’nin seansı da de ilgi çekici rakamların paylaşıldığı bir diğer bölüm oldu.

Gerçeklikten çok da kopmasak mı?

NYU’dan Scott Galloway her zamanki gibi formundaydı. Artık alıştığımız üzere Facebook’a kızgındı. Yaklaşık 220 promil gücünde bir sunum yaptı ve çarpıcı rakamlar paylaştı. Bazıları bize hiç yabancı değildi: Duopol’ün (Google + Facebook) dijital medyadan alacağı payı 2025’te yüzde 80 olarak öngördü (bugün bu oran yüzde 61). Galloway, geleneksel medya gruplarının ve medya ajanslarının da önümüzdeki 24 ayda sıkıntılı günler geçireceğinin altını çizdi.

Liste uzayıp gidiyor. Retailtainment’tan lower funnel myopia’ya, Uzakdoğu’daki Parklu’dan podcast’lere kadar uzanan bir çok anahtar kelime üzerine uzun ve detaylı seanslar izleyebilirsiniz.

Gönül isterdi ki, Cannes Lions, sosyal ve kültürel damarların yanı sıra işin bilimine de daha fazla vakit ayırsın. Çok eğlenceli ve yüksek reytingli olmasalar da işimizin bu yönüne eğilmedikçe reklamveren cephesinden “sanal bir dünyada yaşıyorlar ve gerçeklikten kopuklar” yorumu almamız işten bile değil.

Her ne olursa olsun, her sene Cannes içerikleri hepimiz için bir hazine. Dünyanın dört bir yanından akan yaratıcılık ve deneyimi dinlemek kadar besleyici bir şey yok.

Seneye corona’sız günlerde Lumière’de izleyebilmek dileğiyle.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.