MediaCat

İşgücü 4.0

Güncel kalmak ve geleceğe daha iyi hazırlanmak isteyen kurumlar, işgücünün becerilerini geliştirmek ve onlara yeni yetenek setleri kazandırmak için harekete geçti.

İşgücü 4.0

İnsan her duruma hızla adapte olabilme yeteneğine sahip. Geride bıraktığımız bir buçuk yılda adaptasyon hızımız konusunda şaşkınlığa uğrarken, içinden geçtiğimiz dönemdeki zorluklarla nasıl mücadele ettiğimizi de gözden kaçırmamalıyız. Pandemi döneminde kurumsal hayatın içinde olan herkes bir adaptasyon süreci geçirdi. Bu dönemde kimi sektörlerin/kurumların bu sürece çoktan hazır olduğuna kimilerinin ise alışık olmadıkları bu çalışma yapısında yepyeni sorunlarla karşılaştığına tanıklık ettik. Çalışanlar için de durum farklı olmadı.

Covid-19 salgını pek çok kurum ve şirketi dijital becerilerle sınadı. Tüketicinin ve piyasanın beklentilerine yetişmekte zorlanan kurumlar ve markalar için dijitalleşme serüveni, işgücündeki beceri yoksunluğunun artık göz ardı edilemeyeceğini ortaya koydu. Şirketlerin dikkati teknolojik altyapı yatırımlarından işgücüne doğru kayarken yanıt aranması gereken soru daha da belirginleşti: Çalışanları “işin geleceğine” nasıl hazırlayacağız?

Otomasyon beklenenden hızlı yaşanıyor

İşgücü piyasasında teknolojik yeniliklerle birlikte yaşanan dönüşüm Covid-19 ile birlikte hız kazandı. Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı İşin Geleceği 2020 raporuna göre, işgücünde beklenilenden daha hızlı bir otomasyon yaşanıyor. 2025 yılına kadar 85 milyon işin yok olabileceğinin öngörüldüğü raporda, teknolojik değişimlerle birlikte 97 milyon yeni iş ortaya çıkacağı da tahmin ediliyor. Bununla birlikte beceri geliştirme yatırımlarıyla 5,3 milyon yeni iş yaratılabileceği not ediliyor.

Şirketler, çalışanların yaklaşık yüzde 40’ının altı ay veya daha kısa bir sürede yeni becerilere ihtiyaç duyacağını öngörüyor. İş liderlerinin yüzde 94’ü ise -bu oran 2018’de yüzde 65’ti- çalışanların yeni beceriler kazanması gerektiğini söylüyor. Bu oranlar, bugün geldiğimiz noktada yeni becerilere duyulan ihtiyacın artması bir yana farkındalığın da arttığının göstergesi.

Şaşırtmayan etken: teknoloji

2025 yılına kadar öne çıkması beklenen becerilerin sıralamasında 2020’nin ardından çok farklı beceriler karşılamıyor bizi ancak şaşırtmayan bir etken var: teknoloji. 2020 yılı projeksiyonundan sadece üç yetenek -önem sıralarında birer basamak düşerek- 2025’te ihtiyaç duyulan beceri setinde kendine yer buluyor. Bu yetkinlikler karmaşık problem çözme, eleştirel düşünce ve analiz edebilme ile yaratıcılık, orijinallik ve girişimcilik. 2025 yılı projeksiyonuna geldiğimizdeyse Covid-19 etkisi net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Liderlik ve sosyal etki, dayanıklılık, stres toleransı ve esneklik bir yana; teknoloji kullanımı, izleme ve kontrol ile teknoloji tasarımı ve programlama da beceri setine dahil oluyor. Kısacası önümüzdeki dört sene ve sonrasında yeni teknolojileri takip etmek, bunları doğru kullanmak ve yorumlamak kurumlar için kritik öneme sahip olacak.

Yeni teknolojilerin benimsenmesinin önündeki en büyük engellere baktığımızda da işgücüne yeni beceriler kazandırılmasının ne denli önemli olduğunu görüyoruz. Öyle ki bu engellerin başında yüzde 55,4 ile yerel işgücü piyasasındaki yetenek eksiklikleri geliyor. Onu yüzde 46,7 ile uzman yetenekleri işgücüne katamama, yüzde 41,4 ile organizasyon liderliğinde yetenek eksikliği takip ediyor.

Farklı kazanımlar

Dünya Ekonomik Forumu araştırmacılarından Vesselina Stefanova Ratcheva, “gelişmekte olan işlerle yaratılacak pek çok fırsat olduğunu ancak çalışanların eğitim alıp yeni işlere geçebilmesi için yatırım gerektiğinin” altını çiziyor. Dünya Ekonomik Forumu ve PwC’nin yakın tarihli bir raporu da işgücü yatırımlarına ekonomik kazanımlar üzerinden dikkat çekiyor. Rapor, beceri açığını kapatmaya yönelik etkili bir yatırımın 2030 yılına kadar küresel GSYİH’ye 6,5 trilyon dolar katkıda bulunabileceğini ortaya koyuyor. Beceri kazandırma yatırımlarından en çok faydalanacak olanlar ise gelişmekte olan ülkeler. Buna göre Çin, ABD, Hindistan, İspanya ve Güney Afrika en yüksek kazancı elde edecek bölgeler olarak öne çıkıyor.

Çin 2019 yılında, 2022 yılına kadar 50 milyon insanı eğitmek için 14,8 milyar dolar harcamayı taahhüt etti. Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika bölgelerinin ise şimdi yatırım yapmaya başlarlarsa 2030 yılına kadar yüzde 7’nin üzerinde ek GSYİH’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Her iki bölge de yüksek oranda genç nüfus ve yüksek eşitsizlikle birlikte, az gelişmiş iş dünyası ve tüketici ürünleri sektörleriyle öne çıkıyor. Bu anlamda uzmanlar beceri geliştirme çalışmalarının, doğrudan yaşamı iyileştirme ve geçim kaynaklarını dönüştürme konusunda etkili olacağına vurgu yapıyor.

Diğer taraftan Türkiye’nin birlikte değerlendirildiği Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye (MENAT) bölgesinde beceri geliştirme çalışmalarının GSYİH’ye yüzde 4 oranında katkı sağlamasının beklendiği raporda, bu bölgenin becerilere yapılan yatırımların neden yüksek ekonomik ve sosyal getirilerle sonuçlanmadığına dair bir örnek olarak paylaşılması dikkat çekiyor. İş ve yetkinlik arasındaki uyumsuzluk ile baskın bir kamu sektörü sebebiyle az gelişmiş özel sektörün yarattığı dengesiz ekonomi bunun nedenleri olarak sıralanıyor.

Uzmanlar, bu durumun işgücüne ilgili becerileri kazandırmaya yönelik teşvikleri bozabileceği konusunda endişeli. Buna karşılık bölge genelinde genç işsizliğin yüzde 30’da -küresel ortalamanın iki katı- olduğunu da paylaşmadan geçmeyelim.

Yeni yatırım ve işbirlikleri

Giderek daha çok sayıda kurum, dijital dönüşüme ayak uydurmanın en hızlı ve etkili yolunun mevcut işgücünü geliştirmekten geçtiğinin farkına varıyor. Covid-19 pandemisiyle e-ticarete geçişin hızlanmasının ardından çoğu şirket, kendi veri bilimcilerini yetiştirme adına girişimlerde bulunmaya başladı. Çalışanlarına eğitim kampı sunan Levi’s bu markalardan biri. Levi Strauss & Co.’da stok memuru olarak başlayıp ardından mağaza müdürlüğüne yükselerek geçirdiği 15 yılın sonunda özgeçmişine veri bilimciliği deneyimini ekleyen Michael Buchanan, Levi’s’ın işgücü eğitimindeki kararlı duruşunun bir göstergesi. Yine Verizon çalışanlarına veri bilimi, 5G teknolojisi ve yapay zekâ gibi konularda eğitim vererek 2020’de çalışan öğrenme ve geliştirme programlarına 200 milyon doların üzerinde yatırım yaptı. Kurumun hedefi 2021’in sonunda 100 bin çalışanını dijital becerilerle donatmak. Henkel ise 10 binden fazla yöneticisine dijital beceriler kazandırmak adına Accenture ile küresel bir öğrenme girişimi başlattı.

Walmart ve PwC Avustralya ise çalışanlarının eğitimini finanse etme yoluna gidenlerden. PwC, çalışanlarına MBA eşdeğeri bir nitelik kazandırmak için 15 milyon dolarlık yatırımla PwC Academy’i kurdu. Walmart ise çalışanlarına lise/üniversite diploması kazandırma amacıyla Guild Education ile ortaklığa gitti. Bu girişimi markaya, bir yılın sonunda lise ve üniversite mezunu çalışan sayısında yüzde 93’lük bir artış olarak yansıdı.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.