MediaCat

“Cumhuriyet bir kadın devrimi”

#kadınerkekeşittirnokta Konferansı arifesinde, YANINDAYIZ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Okay Akçalı’yla birlikteyiz.

"Cumhuriyet bir kadın devrimi"

YANINDAYIZ Derneği 11 Ekim’de #kadınerkekeşittirnokta Konferansı’nın dördüncüsünü gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Etkinlik vesilesiyle bir araya geldiğimiz YANINDAYIZ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Okay Akçalı’dan konferansın detaylarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin ülkemizde durduğu yeri dinliyoruz.

Özel sektörde 12 yıllık bir deneyimin ardından iş hayatında fırsat eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın liderliği konularını incelemeye başladınız. 12 yılda nelerle karşılaştınız, sizi bu konuları anlamaya iten neydi?

Bugün üniversite öğrencilerinde olduğu gibi benim üniversite okuduğum dönemde de her şeye cinsiyetsiz bir gözle bakıyor, kadın-erkek konuşmuyorduk. Mühendisliği severek okudum, sonrasında Türkiye’nin önemli kurumlarında keyifle çalıştım ama şunu görüyordum: Tünelin ucunda ışık yoktu. Ne yaparsam yapayım, bir yerde takılıp kalacaktım. Bu, kurum içi alınan inisiyatiflerden bağımsız bir olay; kültür ve düşünme biçimimizle alakalı. Ayrımcılığa en geniş oranda uğrayan kümeyi kadınlar oluşturuyor. Bunu görüyor, yaşıyorduk. İşyerindeki dil ve söylem bile kadının ilerlemesine engel olabiliyor. Örneğin siz bir kadın olarak müdürünüze “bey” derken sizinle aynı masada oturan erkek iş arkadaşınız “abi” diyebiliyor. Onlar iş çıkışı futbol, basketbol oynuyorlar. Sizin erişemediğiniz bir alan orası. Dolayısıyla kadınlar olarak görünmez oluyorsunuz ve ofiste daha çok sorumluluk alınmasını gerektiren bir rol verileceği zaman müdürünüz sizin yerinize ona “abi” diyen kişiyi görüyor.

Tüm bunlar kafamı kurcalıyordu. 30’larımdaydım, etrafımdaki tüm kadın arkadaşlarımın aynı şeyleri yaşadıklarını ama konuşamadığımızı görüyordum. Toplumsal cinsiyet kavramı henüz çok oturmamıştı. Bu sorgulama hali içerisinde bir inisiyatifle tanıştım: Yönetim Kurulunda Kadın. Türkiye için çıta üstü bir oluşumdu, çok etkilendim. Burası tünelin ucundaki ışık demekti benim için. Gönüllü olarak çalışmaya başladım. Bir yılın sonunda dernekleştik, ben de derneğin kurucularından oldum. Özetle çıkış noktam kendi kurumsal hayatımdı, sonra kendimi bir STK’nın kurucuları arasında buldum. Bugün ise bu düşünceyi, farkındalığı anlatmak ve yaymak için çalışıyorum.

YANINDAYIZ Derneği olarak “erkek zihin güçlendirmesi” üzerine çalışıyorsunuz. Dernek bu bağlamda muadillerinden ayrı bir yerde. Türkiye’deki erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bakışına dair -SES grubu bağımsız- nasıl bir resim çizersiniz?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği bugünün meselesi değil. Binlerce yıllık bir geçmişi var. Öte yandan kadınların örgütlenip dayanışmalarının geçmişi 150 yıllık. O kadar tecrübesiziz yani. Bu gecikmeye neden olan iki temel sorun görüyorum. Biri, kadınların gerçek anlamda dayanışamamaları. İkincisiyse erkeklerin işin içinde olmamaları.

Türkiye’de erkeklerin meseleye nasıl baktıklarını sordunuz, bence henüz çok başlangıç aşamasındayız. Erkeklerin, öncelikle, bu konuda henüz söz sahibi olamayacakları yönünde bir hisleri var. “O işin sahibi kadınlar”, hatta “kadınlarımız” diye düşünüyorlar. “Kadınlar bu işi daha iyi yapar, onlara bırakalım, yeterince bilgili değiliz…” Böyle bir “mütevazılık” diyelim buna. Konuyla ilgili bir diğer hislerinin ise korku olduğuna inanıyorum. “Ya bu kadınlar bizi yer bitirir” korkusu… Biz kadınlar o kadar çabalıyoruz ve hakikaten bazen o kadar agresifleşiyoruz ki erkekler korkuyor ve bu işe pek girmek istemiyorlar. Üçüncü sıradaysa belki de en önemli sorun var: Konfor. “Niye gireyim ki, zaten rahatım yerinde. Bu düzeni değiştirmeye çok da hevesli değilim” duygusu bu.

Listeyi genişletebiliriz ama esas sorun şu ki, farkında değiller. Hem kadınlar hem de erkekler için geçerli bu. Farkındalık yok. Korkularının da bilgisizliklerinin de farkında değiller. YANINDAYIZ’ın görevi de tam olarak bu farkındalığı sağlamak. Beklentimiz çok büyük değil, sadece o yüzleşmeyi yaşatmak ve “Ben ne yapabilirim dedirtmek” istiyoruz. Anahtar kelimemiz zihin dönüşümü, insanların zihnindeki bazı bariyerleri kırmak istiyoruz. Kadınların da erkeklerin de… Aslında mücadelemiz erkeğin zihnindekilerle değil ataerkiyle. Kadının da zihninde zaman zaman oluşan ataerkil düşünce tarzıyla mücadele ediyoruz.

Dernek 2018 yılında kurulduğunda hedeflerini şöyle sıralıyordu: toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığın artırılması, kadına karşı şiddetle mücadele, karar alma süreçlerine kadınların katılımının artırılması, iş hayatında daha çok kadının yer alması, eğitimde cinsiyet ve fırsat eşitliğinin sağlanması, ev emeğinde ortaklık. Aradan geçen beş yıllık süreçte bu hedeflere ulaşmada ne kadar yol kat edildi?

İlerlemeyi ölçülebilir hale getirmek gerekiyor -ki bu çok zor. Ancak hedeflerin altını dolduran faaliyetlerimiz arasında, en ilham verici bulduklarımdan bir tanesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte İETT şoförlerine verdiğimiz toplumsal cinsiyet ve şiddet eğitimi. Bir diğer örnek; H&M’in COS markası bizi fonluyor, biz de tekstil işçilerine toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri veriyoruz. Yani yaygınlaşmaya çalışırken yanımıza bu güçleri alıyoruz. Bugün İBB büyük bir güç, global markalar büyük birer güç. İsveç Konsolosluğu, Friedrich Naumann Foundation gibi kurumlarla işbirliklerimiz var.

Eğitimlerimizin etkisini üç aydan üç yıla nasıl çıkarırız? Eğitim verdiğimiz insanların hayatına nasıl sirayet edebiliriz? Şu sıralar çalıştığımız konu başlıkları bunlar. Elçilerimiz olsun istiyoruz. Üniversite öğrencileri, çalışan kesim, kamu ve yerel yönetim çalışanları, muhtarlıklar… Yerel spor kulüpleri, örneğin, çok kritik. Spor kulüplerini ayrıca odağımıza almış durumdayız. Üç büyük spor kulübüyle mutlaka bir proje gerçekleştirmek istiyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini Türkiye’de ağırlıklı olarak kadına yönelik şiddet veya eğilimler üzerinden ele alıyoruz. Ama bizim memlekette sıra gelmeyen, başka yansımaları da var bu sorunun. Örneğin aynı işi yapan bir kadın ile bir erkeğin aynı maaşı alamaması… Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitsizliği meselesinin bu yönlerini konuşmaya ne zaman başlarız?

Dünyada “anti-gender” hareketi başladı. Özellikle muhafazakâr ve belirli gruplara karşıt olan kesimler toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtı yürüyüşler yapıyorlar. Neden başladı? Çünkü orada halihazırda bir “gender” hareketi var. Biz hâlâ toplumsal cinsiyet meselesini içselleştirmeye çalıştığımız için karşıt kavram üretecek aşamaya geçemedik.

Bu farkındalığa ne zaman ulaşırız… İnanın bilmiyorum. Ne zaman ki söylemeyi bırakıp yapar hale gelirsek o zaman. Eşit ücret konusu, biliyorsunuz, birkaç yıl önce Fransa’da çok tartışıldı. Kadınlar erkekler ile aralarındaki yüzde 25’lik aralık nedeniyle grev yaptılar. Greve ağustos ayında başladılar ve şöyle dediler: “Biz bu hesapla ağustostan aralık ayına kadar çalışırsak, maaşsız çalışmış olacağız. Bizi beş ay ücretsiz çalıştıracaksınız.” Biz hâlâ o kadar temel olguları konuşuyoruz ki… Meselenin bu boyutuna sıra gelmiyor.

#kadınerkekeşittirnokta Konferansı’nın dördüncüsünü gerçekleştirmek için gün sayıyorsunuz. Cumhuriyet’in 100’üncü yılı bu yılki etkinliğin temasına da ilham veriyor. Katılımcıları bu yıl neler bekliyor?

Yola Cumhuriyet’in 100’üncü yıl kutlamaları diyerek çıktık, 2023 hepimizi heyecanlandırdı ama çok da sevimsiz olaylar yaşadık toplumca. Yorgunuz, yılgınız, mecalimiz kalmadı. Biz istiyoruz ki bu coşkuyu her şeye rağmen yaşayalım, tarihe not düşelim. Cumhuriyet bir kadın devrimi, dolayısıyla ona kadın-erkek eşitliği perspektifinden bakmak istiyoruz. 100 yılın eşitlikçi kadın ve erkeklerini anmak, bu yüzyılın güzel hikâyelerini bulup çıkararak o hikâyeleri önümüzdeki yıllara not düşmek istiyoruz. Yani biz bir 100’üncü yıl kutlaması yapmak istiyoruz aslında. Konferansın ana odağı bu. O nedenle de sloganımızı “Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Eşitlik” olarak belirledik.

Bu yıl dördüncüsü olacak. İlk yıl fiziksel, sonraki yıllarda pandemi nedeniyle dijital olarak gerçekleştirmiştik. Şu anda ise üzerimizde fiziksel etkinlik yapmanın baskısı var aslında. Tabii biz bu konuda çok deneyimli bir kurum olmadığımız için sağ olsunlar destekçilerimizle ayakta duruyoruz. Sponsorumuz olan, elimizden tutan kurumların yanı sıra üyelerimizin de maddi ve ayni destekleriyle ilerliyoruz. Bu yılki konferansta da danışma kurulu üyelerimiz, kurucu üyelerimiz, toplumsal cinsiyet konusundaki duayen isimler, akademisyenler yer alacak. Çok keyifli bir program hazırladık.

Konferansa alaka ne yönde?

Son yıllarda insanların fiziksel olarak bir yerlere gitme duygusu biraz köreldi. Bizler elbette mümkün olduğunca çok kişiyle konferansta bir araya gelmek istiyoruz, kurumların buraya katılma yöntemiyse bilet almak veya sponsor olmak. Bunu talep ediyoruz çünkü konferansı fonlayan, ayakta tutan şey bu destek. Aslında derneği de bu fonluyor. Biz konferanstan elde ettiğimiz gelirin yarısını yine -fiziksel olduğu için- konferansa harcarken kalanını derneğin 1-2 yıllık faaliyetleri için kullanıyoruz. Dolayısıyla derneği maddi olarak besleyen en önemli kaynaklardan biri bu konferans. Bu nedenle de derneğin misyonuna katkı sunmak isteyen kurumlar sponsorumuz olup çalışanlarını gönderiyor.

Peki ya gençler?

Çalışanlar, yöneticiler gelsin ama salonun yarısını da öğrencilerle dolduralım istiyoruz. Hem toplumsal cinsiyet konusuyla gerçekten ilgilenen hem de bu konuda farkındalık kazanmak isteyen genç kadın ve erkekleri misafir etmek arzusundayız. Onları ücretsiz davet edeceğiz. Bu bağlamda ise bünyesinde gençleri barındıran STK’larla işbirliği yapacağız. Üniversitelere de davet göndereceğiz, böylelikle gençleri hem konferansta ağırlama hem de onlara network sunma imkânımız olacak.

Bu konferans yaklaşık sekiz aydır üzerine çalıştığımız bir proje, içeriğinden tasarımına her adımını çok büyük özenle hazırladık. İşin duayenlerinden fikir almaya özen gösterdik ve gösteriyoruz, destekçi arayışımız ise sürüyor. Heyecanlıyız.

#kadınerkekeşittirnokta Konferansı programına ve etkinlik hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.