MediaCat

Biraz mühendislik, çokça hayal gücü

Disney’in yaratıcı üretimi yalnızca global kültür endüstrisini değil, anlam dünyamızı hatta profesyonel yönelimlerimizi de şekillendirmiş bir eğlence serüveni. Bu serüvenin ardında oldukça teknik bir strateji yatıyor: hayal mühendisliği.

Kişisel gelişim endüstrisinin başlangıcının Amerikalı mucit Benjamin Franklin’in başkalarına ilham olması için kaleme aldığı otobiyografi sayesinde olduğu düşünülür. Kişisel gelişim sürecini, geleceğin girişimcileri için genelgeçer bir formül haline getirense Walter Elias Disney oldu diyebiliriz. Disney’in formülü beş adımdan oluşuyordu: yapılan işi sevmek, işi ciddiye almak, başkalarını bu işe ortak etmek, ilk başarıyla yetinmemek ve engellere boyun eğmemek. Üçüncü madde, yani başkalarını işe ortak etmek, düşünüldüğünde; bugün hepimiz Walt Disney’in kurduğu, gündelik hayata ve global kültür endüstrisine işlediği bir dünyanın içindeyiz. Bu dünya, çocukluğumuzda farklı yetişkinliğimizde farklı, bir aile üyesi olduğumuzda farklı anlamlar kazanmış ama hep bizi içine dahil etmiş bir dünya. Disney, bilinçaltımızda, kendimize bakışımızda, toplumsal cinsiyet normlarımızda, akran ilişkilerimizde, kariyer tercihlerimizde, işyerindeki davranışlarımızda… Ve neredeyse hepimizin favori bir Disney karakteri -prensi, prensesi, faresi, zalimi- var.

20’nci yüzyıl kültür tüketiminde ve devamında “Marcel Duchamp’ın kültürel simyasının yerini Mickey Mouse’un büyüsü aldı” der eleştirel arşivci Steven Mark Klein. Bu büyü bu yıl itibarıyla 100’üncü yaşını kutluyor. Fareyle başlayan hikâye, zaman içinde dünyanın en yaratıcı mühendislik projelerinden biri haline geldi. Bu projenin adı hayal mühendisliği.

Alüminyum hayal kurar mı?

Imagineering (İngilizcede hayal kurmak ve mühendislik anlamına gelen iki sözcüğün birleşiminden oluşan kavram, Türkçe ye hayal mühendisliği olarak tercüme ediliyor) kavramı 1942 tarihli bir TIME dergisi reklamıyla doğuyor. Walt Disney’le hiçbir ilgisi bulunmayan reklamın yaratıcısı olan ABD’li alüminyum şirketi Alcoa, tüketicileri savaş tahvilleri satın almaya ve alüminyumun kullanım alanlarını yaygınlaştırmaya çağırıyor. Böylelikle, İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayan ileri görüşlü insanlar geleceğin Imagineering dünyasını yaratmış ve devrim niteliğindeki yeni otomobillere, konforlu evlere, zaman tasarrufu sağlayan ev aletlerine, gelişmiş tencerelere, televizyonlara, radyolara ve savaşın mecbur kıldığı yaratıcılığın hayata geçirebileceği tüm yeni ürünlere destek vermiş olacaklar. Bir yandan da Alcoa’nın “düşman”ı yenecek en hızlı, en uzun menzilli ve en yüksekten uçabilen uçakları yaratacak endüstriler için alüminyum üretebilmesini finanse edecekler.

Reklamda şu metin geçer: “Uzun zamandır Alcoa’da çalışıp didindiğimiz şeyi tarif edecek bir sözcük arıyorduk. Bu sözcüğü sonunda bulduk: Imagineering. Hayal gücümüzün kanatlanıp uçmasını sağlamak, sonra da onu sıkı bir mühendislikle yeryüzüne indirip gerçeğe dönüştürmek.”

Disney ve ilklerin tarihi

Hayal mühendisliği sözcüğüne sonrasındaki kavramsal derinliği, fiziksel gerçekliği ve popülerliği kazandıransa Walter Elias Disney oldu. Disney’in yaratıcı hayal gücünü teknik knowhow’la birleştirme serüveni, 1950’lerin ortasında iki küçük kız çocuğuyla Kaliforniya’da hafta sonları gidebilecekleri ve eğlenceli zaman geçirebilecekleri uygun bir yer bulamamalarıyla şekillenmeye başladı. Serüven başlangıçta küçük bir eğlence parkı inşa etme hayaliyle sınırlıydı; sonrasında Disneyland’ın da bir parçası haline geleceği, mimari tasarım, teknolojik yenilik ve hikâye anlatıcılığını buluşturan kapsamlı bir deneyime dönüştü. Bu, zamanla markanın yaratıcılığında aileyi odak noktasına taşıyan, farklı kuşakların eğlenceyi bir arada yaşayabilecekleri bir medya endüstrisini de beraberinde getirecekti. Disneyland, sırasıyla Walt Disney Inc. ve WED (Walter Elias Disney) Enterprises adlarını alarak, 1967 yılında hayal mühendisliği kavramının telif haklarına sahip olacak ve 1986’da bugünkü adına kavuşacak Walt Disney Imagineering’in de ilk tohumudur.

1950’lerde hayal mühendisliği kavramını Walter Elias Disney’in stratejik vizyonuna ekleyenin Harrison “Buzz” Price olduğu söylenir. Price, insanların boş zamanlarını nasıl değerlendirdikleri üzerine ekonomik araştırmalar yapan (o yıllar için yeni oluşmaya başlayan bir çalışma alanı) bir uzmandır. Disneyland’ın inşası sırasında ekibe katılan Price, tarihin en kapsamlı araştırmalarından birini yaparak nüfus, erişim, iklim, kent planlama ve birçok farklı kriteri dikkate alarak eğlence parkının lokasyon seçimini belirler. Disneyland’ın 1955 yılındaki açılış galası ABC’de yayınlandığında 90 milyon izleyiciye ulaşarak o güne dek en çok izlenen yapım olur, birinci yılını doldurmadan da 4 milyon ziyaretçiyi ağırlar.

Bir hayalin metodolojisi

Walt Disney Imagineering bugün The Walt Disney Company çatısındaki tüm tema parklarının, resort’ların, restoranların, otellerin, cruise gemilerinin ve alışveriş merkezlerinin, bu mekânlardaki eğlence aktivitelerinin yaratıcılık, tasarım ve inşa süreçlerinin ardındaki Ar-Ge laboratuvarı olarak iş görüyor. Her yıl milyonlarca insanın ziyaret ettiği bu merkezleri alışılmış birer eğlence mekânı olarak tanımlamak hatalı olur zira Walter Elias Disney için amaç, bu mekânların her birini üç boyutlu bir film gibi tasarlamaktır. Bu mekânlarda 1959 gibi erken tarihlerden itibaren hayata geçirilmeye başlayan sualtı denizaltı yolculukları, boru şeklindeki çelik raylı lunapark trenleri audio-animatronik robot teknolojileri ve bilgisayar kontrollü uzay serüvenleri gibi deneyimler basit birer eğlence oyuncağı olmanın ötesinde, hikâye anlatımında inovatif ve katılımcı teknoloji kullanımlarının da ilk örneklerini oluşturdular.

Hayal mühendisliği yedi aşamalı bir metodolojiden oluşuyor: fikirlerin, kavramların ve hayallerin beyin fırtınasıyla bir araya getirildiği ve satış potansiyellerinin tartışıldığı “mavi gökyüzü”; büyük fikrin detaylıca çalışıldığı ve inşa süreçlerinin tasarlandığı “konsept geliştirme”; projenin hayata nasıl geçirileceğine yönelik somut planlamaların yapıldığı “uygulanabilirlik”; fikrin farklı disiplinlerdeki uygulama alanlarının değerlendirildiği, bu süreçte ne tür tasarım öğelerinin ve materyallerin kullanılacağının şekillendirildiği “tasarım”; fikrin bir gerçeğe dönüştüğü “prodüksiyon”; tasarımcılarla mühendislerin bir araya gelerek ürünü test ettikleri ve son rötuşları yaptıkları “enstalasyon” ve son olarak da fikrin, tüketiciler için bir deneyime dönüştüğü, geribildirimlerin toplandığı “açılış günü”.

Yedi aşamalı bu metodolojinin sürekli tekrarlandığını ve geleceğin mavi göklerine hayat verecek hayal mühendislerinin erişimi için özenli bir arşivcilikle belgelendiğini eklemeden geçmeyelim. Walt Disney Imagineering’in bugün yaratıcı dünyanın en büyük kütüphane ve sanat müzelerinden biri olarak işlev gördüğünü söylemek hatalı olmayacaktır. Bu eğlenceli serüvenin tarih içindeki duraklarını ve kilometre taşlarını Disney+’ın yayın hayatına başladığı 2019 yılında vizyona giren ve Disney’in efsanevi animasyon ustalarından Ub Iwerks’in torunu Leslie Iwerks yönetmenliğinde izleyiciyle buluşan The Imagineering Story’de daha yakından deneyimleyebilirsiniz.

Dedik ya, bugün Walt Disney kültürel hegemonyasıyla her yerde, tüm anlam dünyamızda. Sırada hayal mühendisliğinin tüm süreçlerini iş dünyasının diğer alanlarına aktarmak var. Yani organizasyon, yönetim ve liderlik bilimlerine. Bu trend de artan kitap sayıları, hayal mühendisliği koçları ve MBA bölümlerindeki seminerleriyle çoktan başlamış durumda.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.