MediaCat

Marka Hikâyeleri

Marka Hikâyeleri: Banvit

Banvit lezzet yolculuğuna 1968 yılında başladı. Türkiye’nin ilk ambalajlı ve temizlenmiş taze tavuk etini tüketicilerine sunan firma olma başarısıyla yola çıktı. Bu 54 yıllık marka hikâyesi boyunca pek çok ilk uygulamayla sektörde lider konumunu üstlenen Banvit, yeni yatırımlarla büyümeye ve sektöre öncülük etmeye devam ediyor.

2017 yılından itibaren faaliyetlerini dünyanın önde gelen gıda şirketlerinden biri olan BRF çatısı altında sürdüren Banvit’in Bandırma, İzmir ve Elazığ’da faaliyet gösteren üç ana üretim kampüsü bulunuyor.

Daha iyiye ulaşmak amacıyla var gücüyle çalışan Banvit, kurulduğu ilk günden beri lezzete, kaliteye, inovasyona, tüketici ve müşterilerine değer veriyor. Bugün binlerce çalışanı, öncü üretim anlayışı ve kalite odaklı yaklaşımıyla yoluna devam eden Banvit, tüketici araştırmalarını ve dünya gıda sektöründeki trendleri yakından takip ediyor. Son iki yıl içerisinde 23 yeni ürünü pazara sunan şirket yeni ürünlerin geliştirilmesi sürecini tüketici araştırmalarını baz alarak yürütüyor; tüketicilerin, pazarın istek ve beklentilerine kulak veriyor.

Banvit, kategorisinde Türkiye’nin en bilinen ve en çok tercih edilen markası*. Bütün ve parça tavuk eti, tavuk döner, nugget, sosis, gibi kategorilerde lider marka**. Ayrıca et ve et ürünleri kategorisinde ülkemizde en fazla haneye erişen, en yüksek miktar ve ciro payına sahip firma***.

Gerçekleştirdiği tüm faaliyetlerde odağına aynı zamanda sürdürülebilirliği de alarak ilerliyor. 5 küresel ana ilkesi ve 22 sürdürülebilirlik taahhüdüyle çevreye ve topluma dokunan projelere hayat veriyor. 2008’de başlattığı Akıllı Çocuk Sofrası projesinin yeni etabında “bilinçli gıda tüketimi ve gıda israfı” konularına odaklanıyor. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızda bu konuda davranış değişikliği sağlamayı hedeflerken, rol modelleri olan ebeveynleri ve öğretmenlerini de bilinçli gıda tüketimi ve gıda israfı konularında bilinçlendirmeyi amaçlıyor.

Banvit 2040’a kadar “Net Sıfır” olmayı hedefliyor. Karbon salınımlarının azaltılmasına yönelik çalışmaların yanı sıra ağaçlandırma projeleriyle de bu hedefe ulaşmayı planlıyor. Bu amaçla 2020 yılında planladığı 20 bin fidanlık Banvit BRF orman projesini Bandırma’da hayata geçirdi. 2022 yılı sonunda diğer iki üretim bölgesi olan Elazığ ve Manisa’da da toplam 20 bin fidanlık yeni bir orman oluşturmak üzere çalışmalarına devam ediyor.

Ayrıca üretim sürecindeki sürdürülebilirlik uygulamalarını ise su tasarruf uygulamaları, sıfır atık, inovasyon, alternatif enerji kaynakları, hayvan refahı, sürdürülebilir ham madde ve eğitim projeleri gibi başlıklar altında topluyor. Su kullanımını azaltmanın yanı sıra kullandığı suyun tamamını arıtıyor ve bu miktarın yüzde 43’ünü içme suyu kalitesinde yeniden kullanıma kazandırıyor.

Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen “Sıfır Atık” belgelerini de geçtiğimiz yıllarda tamamladı. Ambalaj taahhüdü doğrultusunda kullandığı ambalaj malzemelerinin yüzde 95’i geri dönüştürülebilir nitelikte. Bu oranı 2025’e kadar yüzde 100’e çıkartmak için çalışıyor. Ambalaj taahhüdüyle ürün ambalajlarında revizyonlar yaparak gereksiz plastik kullanımını azalttı ve etiket ebatlarını küçülttü. Karton kasaların önemli bir kısmında geri dönüşümlü malzeme kullanımına geçerek, sürdürülebilirlik açısından önemli kazanımlar sağladı, böylece yılda yaklaşık 800 ağacı yok olmaktan kurtarıyor. Ayrıca hava kirliliğine ve sera gazı salınımına engel olurken, gereksiz elektrik, yakıt ve su kullanımının da önüne geçiyor.

Üretim entegrasyonu sıfır gıda kaybı modeli ile faaliyet gösteriyor. Üretim sürecinde oluşan tüm organik atıkları işleyen ve geri kazanılmasını sağlayan bir tesise de sahip. Burada üretilen hammaddeyi balık yemi ya da evcil hayvan yemi üreten firmalar aracılığıyla değerlendirerek hayvan beslenmesine katkı sağlamış oluyor.

Banvit daha güzel bir gelecek ve yaşanabilir bir dünya için tüm sorumluluklarının bilinciyle tüketicileri, toplum ve dünya için var gücüyle çalışmaya devam ediyor.

* “IPSOS Beyaz Et Kategorisi 2021 Marka Sağlığı Araştırması”na göre Banvit tavuk ürünleri kategorisinde %52’lik oranla en çok tercih edilen markadır.

** “IPSOS 2021 Hane Tüketim Paneli” verileri göre Banvit BRF, eve giren et ve et ürünleri kategorisinde en fazla haneye erişen, en yüksek miktar ve ciro payına sahip olan firmadır.

Marka Hikâyeleri: TSKB

Türkiye’nin ilk özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankası TSKB, kurulduğu 1950 yılından bugüne ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına ve ekonomik gelişimine nitelikli katkıda bulunuyor. Özel sektöre uzun vadeli kaynak sağlamanın yanı sıra danışmanlık hizmetleri ve teknik yetkinlikleriyle rehber görevi üstlenen TSKB, Türkiye’de başta sermaye piyasaları olmak üzere, özelleştirme faaliyetleri, şirket satın alma ve birleşmeleri gibi pek çok alanda önemli ve öncü çalışmalara imza atıyor.

2000’li yılların başında rotasını sürdürülebilir bankacılık faaliyetleri yönüne çeviren TSKB, gerçekleştirdiği çok sayıda proje ve işbirliğiyle bugün Türkiye’deki sürdürülebilir bankacılığın en önemli temsilcilerinden biri durumunda. Tüm bankacılık faaliyetlerini uluslararası kabul görmüş sürdürülebilirlik prensiplerine göre yürüten banka, sağladığı finansman olanaklarıyla da BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na da somut katkılar sağlıyor. Sürdürülebilirlik alanında öncelikli odağına çevre, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve istihdamda fırsat eşitliğini alan TSKB, gerçekleştirdiği projeler ve aktif katılımcı olduğu platformlar ile iklim değişikliğiyle mücadele ve kadın istihdamının desteklenmesinde ulusal ve global çalışmalara katkı sağlamayı sürdürüyor.

Marka Hikâyeleri: Dyson

5127 süpürge denemesiyle başlayan başarı hikâyesi

Günümüzde teknolojisi ve mühendislik harikası ürünleriyle sektörde fark yaratan Dyson, yenilikçi düşünce yapısı ve inovasyonlarıyla da adından sıkça söz ettiriyor. Hiçbir başarının tesadüf olmadığı gibi, Dyson da arkasında zorlu ve çok bilinmeyen bir hikâye barındırıyor.

Kilit kelime: “Vazgeçmemek!”

Markaya ismini veren kurucu ve baş mühendisi James Dyson, 1978’de evini temizlerken elektrikli süpürgesinin emiş gücünün azaldığını fark etti ve nasıl daha farklı bir elektrik süpürgesi yapabileceği konusunda araştırmalara başladı. Elektrik süpürgelerindeki toz torbasının emiş gücünü azalttığını düşünen Dyson, “torbasız bir elektrikli süpürge olabilir mi?” fikrinden yola çıktı.

Royal College of Art’ta mobilya tasarımcılığı ve iç tasarım okuyan James Dyson, henüz öğrenciyken yüksek hızda çıkartma gemisi Sea Truck’ı tasarladı ve daha sonra da çimleri ezmeyen bir el arabası icat etti. Her zaman farklı makineler tasarlanmaya odaklanan Dyson, evinin yakınında küçük bir atölyede torbasız elektrikli süpürge üzerine çalışmalarına başladı. Tam beş yıl bu konu üzerine çalışan ve bu süreçte birçok prototip hazırlayan Dyson, 5 bin 127’nci denemesinde dünyanın ilk torbasız ve yüksek emiş gücüne sahip elektrikli süpürgesini buldu.

1993’te pazara girene kadar tam 15 yıl ürünü iyileştirmek için çalışan Dyson, büyük emeklerle hazırladığı G-Force’u Japonya’da satmayı başardı ve bu ürün üzerinden pek çok ödülün de sahibi oldu. Aynı yıl kendi adını taşıyan yeni bir model üretmek için İngiltere’de çalışmalara başladı ve kendi araştırma merkezi ve fabrikası Dyson Ltd.’yi açarak sigara dumanı ve mikroskobik toz taneleri gibi çok ince partikülleri toplayabilen bir cihaz geliştirdi. Dyson Root Cyclone Sistemi olarak adlandırdığı bu teknoloji sayesinde geleneksel toz torbalarının yerini, iri toz ve kir parçacıklarını havada ayrıştırırken mikroskobik partikülleri de hapsedebilen iki siklon odacığı aldı. Bu buluştan sonra Birleşik Devletler pazar raflarındaki yerini alan Dyson Root Cyclone, o güne kadar en çok satan elektrik süpürgesi modeli oldu.

“Bir mucidin fikrinden vazgeçmesi sayısız kez gerçekleşmiş bir şeydir. 15’inci prototipimi yaptığımda üçüncü çocuğum doğmuştu. 2 bin 627’ncide ise eşim ve ben gerçekten kuruşları sayıyorduk. 3 bin 727’ncide eşim ek gelir için sanat dersleri veriyordu. Bunlar zor zamanlardı fakat her başarısızlık beni problemi çözmeye daha da yaklaştırdı.”

James Dyson

İnovasyon ve tasarım

Her zaman günlük hayattaki bir problemi çözme fikriyle yola çıkan Dyson, inovasyona ve tasarıma çok önem veren bir marka olarak dikkat çekiyor. Her yıl ciddi miktarlarda Ar-Ge yatırımı yapan marka, 9 binin üzerinde patente sahip. Sürekli yeni ürünler geliştiren markanın  Ar-Ge merkezleriyse tam bir okul gibi çalışıyor.

Dyson, ilk torbasız elektrikli süpürge olan DC01’in 1993 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana; yeni teknolojiye sahip süpürgeler, saç bakımı, hava temizleme, robotik, aydınlatma ve el kurutma için problem çözen teknolojiler tasarladı. Devrim niteliğindeki ürünleri tasarlamak için 2,75 milyar sterlinlik yatırım yapan Dyson; katı pil hücrelerine, yüksek hızlı elektrik motorlarına, görüntü sistemlerine, robotiklere, makine öğrenim teknolojilerine ve yapay zekâya odaklanan küresel ekiplerle yeni teknolojiler geliştiriyor.

Şirket İngiltere, Malezya, Singapur, Japonya, Çin, Amerika ve Filipinler’de; mühendislik, araştırma, geliştirme ve test operasyonları yapıyor. Bugün, Birleşik Krallık’ta Malmesbury ve Hullavington’da 800 dönümlük bir alana yayılan iki teknoloji kampüsü ve Singapur’da küresel bir genel merkezi bulunuyor. Bir aile şirketi olan Dyson, 6 bin mühendis ve bilim insanı da dahil olmak üzere, küresel olarak doğrudan 14 binden fazla kişiyi istihdam ediyor. Uluslararası alanda 83 pazarda ürün satışı yapıyor.

Bugün genel merkezinin bulunduğu Singapur’da, mevcut yazılım ve elektronik mühendisliği ekiplerini ikiye katlayarak 250 mühendis daha almayı planlayan Dyson; Singapur Teknoloji Merkezi Science Park 1’i dijital, mühendislik ve küresel siber güvenlik çalışmaları için bir merkez haline getirmeyi planlıyor. Alandaki yeni Siber Füzyon Merkezi; gelecekteki teknolojileri güvence altına almaya, Operasyonel Teknolojiler (OT) ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi alanlarda araştırma ve geliştirmeye odaklanacak.

Dyson, gelecek nesil mühendislere ilham verme, küresel mühendislik yeteneği eksikliğinin ve yarının sorunlarının çözülmesine yardımcı olma misyonunu da üstleniyor. Şirketin İngiltere kampüslerinde bulunan Dyson Mühendislik ve Teknoloji Enstitüsü, geleneksel bir üniversitenin akademik titizliğini küresel bir teknoloji şirketinde uygulamalı ve gerçek dünya deneyimiyle birleştiren yeni bir eğitim modelidir. Aslında Dyson, kendi üniversitesi olan ilk özel şirkettir. 2002 yılında kurulan James Dyson Vakfı, kampüs duvarlarının ötesinde, aday mühendisleri güçlendirmek, mühendisliği eğitimde desteklemek, tıbbi araştırmalara yatırım yapmak ve Dyson’ın faaliyet gösterdiği yerel toplulukları geliştirmek için uluslararası bir hayır kurumu olarak çalışıyor. Vakfın çalışmalarının ayırt edici özelliği, tasarım ve mühendislik öğrencilerine açık olan ve yılda bir kez düzenlenen uluslararası tasarım yarışması James Dyson Ödülleri’dir. 2005’ten bu yana ödül mali olarak yaklaşık 250 icadı destekledi ve uluslararası kazananların yüzde 60’ı, start-up’ların yüzde 90’ının başarısız olduğu bir dönemde icatlarını başarıyla ticarileştirdi.

Dyson’ın Türkiye faaliyetleri

1995 yılından beri ürünleriyle Türkiye pazarında yer alan Dyson, 2018 yılı sonunda Türkiye ofisinin kurulmasıyla doğrudan operasyonlarına başladı. 2020 yılında ise ilk servis merkezini İstanbul, Ataşehir’de açan Dyson, Türkiye’de 15 doğrudan satış noktasına ulaştı. Dyson, alışveriş deneyimini en üst düzeyde sunmak için 2021 yılında, Demo Store niteliğindeki ilk iki mağazasını da İstanbul Akasya AVM ve İstinyePark AVM’de kullanıcıları ile buluşturdu. Dyson, Demo Store mağazarında kullanıcılarına saç şekillendirme, ürün kutusu kişiselleştirme ve farklı renk seçenekleriyle kablosuz süpürge ürünlerini özelleştirme gibi bazı özel hizmetler de sunuyor. Bu yıl İzmir’de yeni bir Dyson Demo Store daha açacak olan Dyson, Türkiye’deki yatırımlarına da hız kazandırarak devam ediyor.

Marka Hikâyeleri: Logo Yazılım

MediaCat Marka Hikâyeleri serisinde ilk konuğumuz Logo Yazılım.

Türkiye’nin en büyük halka açık yazılım ve en büyük yerli iş yazılım şirketi Logo Yazılım, kurulduğu 1984 yılından bu yana sektörün öncü şirketlerinden biri olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Şirket, mikro işletmelerden kurumsal büyük işletmelere kadar farklı ölçeklerdeki şirketler için iş yazılımlarını pazara sunuyor.

Ürün ve hizmetlerinde yenilikçilik ve yaratıcılığı artıran Logo Yazılım; 4 farklı ülkede, 7 farklı noktada, bin 200’den fazla çalışanı, 800’ü aşkın iş ortağı ile bugüne kadar pek çok firmanın büyüme yolculuğuna eşlik ederek sürdürülebilir başarının temellerini oluşturuyor. Çözüm kümesinde ERP’nin yanı sıra Müşteri İlişkileri Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi, İş Akış Yönetimi, Depo Yönetimi Sistemleri, İş Analitiği, Perakende Çözümleri ve e-devlet çözümleri gibi çok sayıda tamamlayıcı çözüm bulunan şirket, ayrıca dijital dönüşüm danışmanlığı ve özel proje yönetimi hizmetler de sağlıyor.

Giriş

Parolanı mı unuttun?

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.