Yapay zekâ sağ olsun, her türlü müzik üretmek artık basitin de basiti. Bu durum Türkçe rap’in popüler kültürde yerini daha da güçlendirecek.
Sokakta “fast food” hızlı servis edilen, sağlıksız ama lezzetli manasına gelir. Peki bugünün Türkçe rap furyasının, dijital müziğin fast food’laşması olduğunu söylesem? Altında ne kadar derin manalar ararsak arayalım bugünkü formuyla yeni nesil Türkçe rap’in popülerliğinin altında hızlı servis edilebilmesi yatıyor. Ve fakat rapçiler ellerindeki yüzeysel müzikaliteyi öyle ustaca sosluyorlar ki geniş kitleler (özellikle gençler) duyduklarından lezzet alıyor. Bu sayede son yıllarda dijital platformlarda en çok dinlenenler arasında yer alabiliyorlar.
1990’larda Cartel ile başlayan, 2000’lerde Ceza ve Sagopa Kajmer gibi isimlerin sırtladığı, 2020’lerde ise Ezhel, Norm Ender ve Ben Fero’ların büyüttüğü bir Türkçe rap gerçeği var. Bu dalgaların alt okumasında sosyolojik damarlar olduğunu görmekle beraber, son dönemde hayatımıza karışan yeni nesil rapçi diye tanımlayabileceğimiz Lvbel C5, BLOK3, UZI, Sefo, Murda gibi müzik icracılarının başarısındaki “mecra, içerik ve pazarlama” ilişkisinde başka parametreler var.
“Tanrılar kan istiyor” yerini günümüzde “algoritmalar sürekli yeni içerik istiyor” gerçekliğine bıraktı. Çark dönmeli ve çark ona en çok su getireni seviyor. TikTok ve Instagram’da bu iş zaten böyle fakat Spotify ve YouTube Müzik’te durum farklı mı sanıyorsunuz? Müziğe erişimi demokratikleştiren platformlar aynı zamanda müziğin tüketimini de hızlandırıyorlar. Sık sık tekli veya albüm yayınlamayan sanatçının geride kaldığı dinamikler, sanatçıları zoraki bir üretkenliğe itiyor. Durum böyle olunca da algoritmaların oyununu oynamak isteyenler belli başlı kısayollara ve hack’lere ihtiyaç duyuyor. Bu da bizi yaratımıyla ve üretimiyle hızlı servis edilmeye ve tüketilmeye son derece elverişli bugünün Türkçe rap’ine getiriyor.
Yeni nesil Türkçe rap’i tanımla deseniz “kullanılan kelime sayısından temalara kadar dinleyen için lapa edilmiş ritmik lirikli şarkılar” diye anlatırdım. Sokaktan gelen bu dil yeri geldiğinde sert ve köşeli ama çoğunlukla mizahi ve eğlenceli. Kendi içinde bir ironiyi barındıran, plaza İngilizcesine benzeyen Türkçe-İngilizce bir jargon bize; bazen şehre meydan okuyan bir asiyi, bazen kızları kolayca elde eden bir kazanovayı, bazen de hayatın getirdiği zorluklara karşı direnen bir savaşçıyı anlatıyor.
Türkçe rap’in hızlı servis edilmeye elverişli yeni nesil kanadı müzikal yazılım teknolojilerini ustalıkla kullanıyordu zaten. Bugün üretken yapay zekâda gerçekleşen devrim bu müzik teknisyenlerinin ve icracılarının elini daha da kolaylaştırıyor. Kısacası yapay zekâ sağ olsun, her türlü müzik üretmek artık basitin de basiti. Bu durum Türkçe rap’in popüler kültürde yerini daha da güçlendirecek. Hatta belki de arkasında gerçek bir sanatçı olmayan yapay zekâ icadı hitlerle daha fazla buluşmaya başlayacağız. Bu durum bizi “yapay müzik ve sanat” ilişkisinin sorgulanacağı ana götürecek. (Bu tartışmayı şimdiden başlattığın için teşekkürler Apple!)
Tüm bunları günümüzün Türkçe rap’ini icat eden dinamikleri anlatmak için yazıyorum. Üretimi kolay, yayınlanması kolay, dinlettirmesi kolay, dinlenmesi kolay, bir turntable ve bir mikrofon ile sahnesi kolay, Instagram’ı kolay, TikTok’u kolay… Her şey o kadar kolaylık merkezli ki, milyonlar gerçekten Türkçe rap’i mi seviyor yoksa ona hızlı servis edilen lezzet formunu mu diye sormaktan alıkoyamıyorum kendimi. Kuşkusuz yeni popüler tarzlar, yeni nesil Türkçe rap’çilerin yarı analog olarak açtıkları yoldan yapay zekâ ile geçenler olacak.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
