Markaların yaratıcı iletişim çalışmaları, bazı ortak yaklaşımlar ortaya koyuyor.
Logo güncellemelerinden tek kişilik çekimlere; rutin haline gelen video konferansları eğlenceli kılacak arka planlardan evin yeniden keşfine… Coronavirus salgını nedeniyle değişen yaşam ve iş koşulları, yaratıcı sektörleri de oyunun yeni kurallarına uyum sağlamak zorunda bırakıyor.
Coronavirus günlerinde yükselen 10 yaratıcı trend karşınızda…
Coronavirus pandemisinin ilk gerçek yaratıcı trendi olan logo güncelleme akımı, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de çoğu markanın ilgisine mazhar oldu. Slovenyalı Kreatif Direktör Jure Tovrljan’ın kişisel projesi Coronavirus Logos’un ardından pek çok ulusal ve uluslararası markanın logolarını sosyal mesafe konusuna dikkat çekecek şekilde güncellemesiyle devam eden akıma katılan McDonald’s, gelen tepkiler üzerine, bir özür mesajı yayınlayarak logoları hesaplarından kaldırdı.
Marka iletişimlerinin en büyük derdi, içinden geçtiğimiz günleri doğru anlatmak. Facebook’un Never Lost işi buna iyi bir örnek. Sosyal medya içeriklerini ve etkili görselleri, kelimeleri dikkatlice seçilmiş bir metin üzerine yerleştirmişti Facebook. BBC’nin Idris Elba tarafından seslendirilen işinde de Barilla’nin Sophia Loren’in sesiyle devleşen çalışmasında da aynı manzarayı gördük.
Kullanıcıların oluşturdukları gerçek içerik ve görsellerin üzerine eklenmiş etkili ses ve anlatımlar… Bugünlerde olağanüstü prodüksiyonlar çıkartmak elbette mümkün değil ancak sahici hikâyelere eşlik eden doğru düzenleme, müzik ve görüntülerden oluşan montajlar da iyi iş çıkarıyor.
Karantina iletişimlerinde öne çıkan bir diğer yol arşivlere göz atmak. Yakın zamanda BBC; Alan Partridge ve The Thick of It gibi komedi programlarından seçtiği sahneleri, bugünlere uygun hale getirdiği bir film yarattı. Benzer şekilde IKEA da 2017 yılında yayınladığı bir filmi, karantinanın, insanların birbirlerine yeniden bağlanması için cesaret aşıladığı mesajı üzerinden yeniden düzenledi. McCann İspanya da halihazırda Acne için hazırladığı bir filmi, yeni bir metin ve mesajla görücüye çıkardı. Kısacası elinizde zekice bir metin varsa, fırsatlarınız da sonsuzdur.
Sosyal mesafe kurallarına uygun çekilmiş filmlerin sayısı artıyor. İlk örnek, aile içi şiddete karşı mücadele veren Women’s Aid’in boş Londra sokaklarını göstererek, şiddetin evlerde devam ettiğini vurguladığı filmiydi. Film, yalnızca yönetmenin sokağa çıkarak çektiği görüntülerden oluşuyordu.
Benzer şekilde Audi, dört saat süren sanal araba yolculuğunu anlattığı filmi için, dört farklı arabanın ayrı ayrı seyrine karar verdi. Buradan çıkan mesaj ise şu; eğer tek başınıza emek verdiğiniz bir iş ortaya çıkaracaksanız -ki bu filmlere bakınca gayet mümkün görünüyor- doğru ekipmanlara sahip olmanız yeterli.
Zoom’lu hayatlara merhaba diyen yalnızca bizler değiliz. Markalar bugünlerde kendi Zoom arka planlarını yaratmak için mücadeleye girişti. West Elm, Modsy ve Farrow & Ball gibi tasarım markaları hızlı davrandı ancak seçenekler bunlarla sınırlı değil. Jaguar Land Rover’ın heyecan verici off-road planlarını, Adult Swim’in Rick and Morty sahnelerinden oluşan dekorunu, Dunkin’in donut’larla kaplı arka planlarını da unutmayalım. Tabii gerçekten tüm bunlara ihtiyacımız var mı, tartışılır.
Bugünlerde hepimiz kendimizi hobilerimize verdik veya yeni bir hobi bulmak için uğraşa girdik. IKEA ise aslında tek ihtiyacımız olanın bir kâğıt ve renkli kalemler olduğu inancından yola çıkarak, Şikago’daki kreatiflerinin hazırladığı, çocuklar için bir boyama kitabını ücretsiz olarak sundu.
Adobe de benzer şekilde tasarımcılara, indirip baskı almanın mümkün olduğu çarpıcı tasarımlar hazırlamaları için çağrıda bulundu. Wieden + Kennedy’nin “evde kal” kampanyasının afişini indirip, evinizin camınıza asmanız da mümkün. Kısacası bugünlerde, evlerinde sıkılan insanlara, iyi vakit geçirecekleri bir neden vermek son derece önemli.
Dışarıda değilsek, billboard’ların da bir önemi yok mu? Açıkhava medya sahipleri bu fikre karşı çıkıyor. Çünkü böyle bir durumda dahi açıkhavayı yaratıcı şekilde kullanmak mümkün. Mother Londra’nın, İngiliz açıkhava medya kurumlarından Outsmart için hayata geçirdiği kampanya, bugünlerde bizler için çalışmaya devam eden insanlara teşekkür ediyor.
Benzer şekilde İsrailli Edri-8 isimli açıkhava şirketi de billboard’larında, “dışarıda olup bu mesajı gören herkes şu an evinde olmalı” mesajı veriyor.
Sosyal izolasyona adapte edilmiş albüm kapakları, ünlü TV ve film afişlerine yeni yorumlamalar, karantinaya özel sanat ürünleri… Bugünlerde sıklıkla karşımıza çıkıyorlar. Üstelik bunu yapanlar yalnızca kreatifler değil. Getty Museum da insanları, sanat ürünlerini evlerinde yeniden yorumlayıp üretmeye davet ediyor. Biraz Photoshop bilgisi gerektiren bu akım, sosyal medyada karşılık bulacağınızı garanti ediyor.
Evde kalmak neden güzeldir? Bu soruya cevap veren reklamverenlerin sayısı hiç az değil. Alman süpermarket zinciri Penny’nin, karantinadaki bir ailenin yaşantısını, evin küçük kızının gözünden anlattığı filmi buna bir örnek.
Freshpet’in, evde kalmanın, yanımızda olmasından mutluluk duyduğumuz dostlarımızla yeni bağlar inşa etmek için bir fırsat olduğu mesajı verdiği film de yine aynı akımı takip ediyor.
Normalde çekimlerini dış ortamlarda yapan markalar da iç mekânlarda var olmanın yollarını arıyorlar. Nike’ın Le Bron James ve Sara Hughes gibi sporcuların mutfak, bodrum ve antrelerinde yaptıkları antrenmanları gösterdiği reklam filmi iyi bir örnek.
Ancak sınırları zorlayan başka örnekler de var. Honda Civic’in Dubai ofisinden çıkan işte, bir apartman dairesindeki oyuncak araba yarışı resmediliyordu. Çalışma, imkânsızlıkların nasıl yeni imkânlar doğurabildiğini ispatlayan cinsten.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
