MediaCat

Yeni başlangıçlar için 3 içgörü

Değişen kültürel dinamiklerden medya planlaması ve sürdürülebilirliğe… Bu sene MediaCat Magazine’in sayfalarını süsleyen tartışmalardan öne çıkan üç içgörüyü sizler için derledik.

MediaCat Magazine olarak her ay Birleşik Krallık’ın reklam, pazarlama ve medya endüstrilerini, bir “çizgi dışı” temayı ele almaya davet ediyoruz. Bu sene yazarlarımız idollerden iş dünyasında “yok edilmesi” gereken davranış ve süreçlere, iş hayatımızda taktığımız maskelerden reklam dünyasındaki dengelere kadar pek çok farklı konuyla ilgili içgörülerini paylaştı. Yazarlarımız arasında en popüler olan tema ise “Memnuniyetsizlik Çağı” oldu. Bu tema altında yazarlarımız neşe yaratan sosyal medya trendleri; kapitalizm, iklim değişikliği ve sosyal eşitsizliğe karşı doğan gerilla bahçecilik akımı; Stoacılık’tan mutluluk dersleri ve sürükleyici teknolojilerin çevrimiçi ortamlardaki mutluluğa etkileri gibi konuları incelediler.

Yılın tartışmalarından öne çıkan üç içgörü sizlerle.

Ana akım kültürün sonu

Kültürde tekelleşme dönemi sona erdi. Sosyal medyanın kültürü yönlendiren en önemli mecra olduğu günümüzde artık tek bir ana akım olmadığını rahatça söyleyebiliriz. Bugünün genç kuşakları ilk kez ağırlıklı olarak algoritmik keşiflerin şekillendirdiği bir kültür deneyimiyle büyüyor. Algoritmalar olgunlaştıkça “viral olma” fikri de değişiyor: Niş topluluklarda milyonlarca kez izlenen videolar ana akımda tanınmıyor. Böyle bir ortamda tüketiciler evrensel çekiciliğe sahip markaları değil, kendi bireysel ilgi alanlarının benzersiz nüanslarını anlayan markaları arıyorlar.

Medya planları ve medya yatırımlarında çeşitlilik

Global reklam ve pazarlama dünyası yıllardır çeşitlilik ve kapsayıcılığı tartışıyor. Ama markaların marka güvenliğine olan yaklaşımı, istemeden de olsa farklı seslerin ve bakış açılarının gelir modellerinin önüne geçerek bu seslerin erişimini kısıtlıyor. Tüketiciler markaların çeşitli sosyal ve siyasal davaları destekleyerek devamlı olarak topluma katkıda bulunmalarını bekliyor. Toplumlarda çeşitlilik arttıkça bu yaklaşımın medya tüketimine de yansıması bekleniyor. Markaların medya planlarını çeşitlendirmesi ve medya yatırımlarıyla farklı sesleri desteklemesi önem kazanıyor.

Sürdürülebilirlikte şeffaflık

Şirketlerin yüzde 88’inin internet sitelerinde iklim değişikliğine özel bir sayfa olmasına rağmen tüketicilerin yüzde 52’si markaların sürdürülebilirlik iddialarında yeşil aklamayla karşılaştıklarını bildiriyor. Tüketiciler, markaların bu konuda etkili adımlar atmasını bekliyor. Kantar Orta ve Güneydoğu Avrupa Sürdürülebilirlik Direktörü Pierre Gomy, markaların sürdürülebilirlik alanında büyük uğraşlar gösterdiğini ama tüketici nezdinde bu uğraşların samimi ve şeffaf algılanmadığını vurguluyor. Markaları sürdürülebilirlik yolculuklarında nerede olduklarını, ne yaptıklarını ve ne yapmayı planladıklarını anlatmaya teşvik eden Gomy, markaların asla hiçbir şeyi saklamamasını tavsiye ediyor. 2027’ye kadar global ölçekte barkodların yerini ürünlerin yolculuğuna dair her bilgiye kolayca ulaşılmasını sağlayacak olan QR kodlara bırakacağı göz önünde bulundurulursa bu iyi bir öneri.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.