MediaCat

Organize iyilik, organize kötülük

Bu ay MediaCat’in tüm sayfalarını depreme ayırdık. İstedik ki tarihimizin en büyük felaketini kayıt altına alalım. Mutsuzluğumuzu, öfkemizi, dayanışmamızı, umutsuzluğumuzu, hayal kırıklığımızı, kayıplarımızı, zihinlerimizdeki fay hatlarımızı, tutamadığımız yasları…

Organize iyilik, organize kötülük

6 Şubat 2023 Pazartesi günü kabusa uyandık. Kahramanmaraş pazarcık merkezli 7.7 ve Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki iki deprem Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Malatya, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Kilis’te yaşayan 13,5 milyon insanımızı doğrudan etkiledi.

Bu yazıyı yazdığım gün can kaybımız resmî rakamlara göre 45 bine dayanmıştı. Resmî rakamların sadece kimliği tespit edilenlerden ibaret olduğu da bilinen bir gerçek. Enkazdan çıkarılamayan ya da ismi tespit edilemeyen kaç kişi var henüz bilmiyoruz.

Bu büyük felaket sadece depremin etkilendiği şehirleri değil, tüm Türkiye’yi derinden yaraladı. Ipsos’un deprem bölgesinin dışındaki illerde yaşayan nüfusu temsil eden araştırmasında insanların yüzde 59’u deprem olan şehirlerde yaşayan akrabası ya da arkadaşı olduğunu belirtmiş. Yüzde 28’i ise bir akrabasını ya da arkadaşını kaybetmiş.

Biz neler yaptık?

Tüm Türkiye gibi biz de çeşitli STK’lara yaptığımız çeşitli desteklerin yanı sıra kendi sektörümüzde de dayanışmayı organize etmeye çalıştık. Bu süreçte başta Meta’dan Görkem Mert ve Meta ekibi, tüm Creative Society ve CMO Society üyeleri olmak üzere tüm dostlarımıza müteşekkirim.

Görkem, 6 Şubat Pazartesi öğlen saatlerinde STK’larla iletişim hâlinde olduklarını, onlara destek vermek istediklerini, ama acil olarak yaratıcı ajansların desteğine ihtiyaç olduğunu belirtti. Bunun üzerine Creative Society WhatsApp grubumuzdan acil duyuru yaptım. 10 dakika içerisinde 20 ajansın kreatif direktörlerinden oluşan bir “Deprem Acil” grubu kurmuştuk. Puck Global’den Haluk Erkmen ve ekibiyle ise AKUT için ayrı bir grup oluşturduk. Büyük bir hızla öncelikle Meta’nın destek verdiği Ahbap ve AKUT için çeşitli videolar, sosyal medya postları, posterler vb. üretilmeye başlandı.

Deprem İletişim Destek Grubu

8 Şubat’ta ise MindBehind işbirliği ile WhatsApp’ta “Deprem İletişim Destek Hattı”nı hizmete açtık. Bu hatla birlikte ajansların desteğini Ahbap ve AKUT dışında deprem bölgesinde faaliyet gösteren STK’lara da ulaştırmaya başladık. Bugün bile devam eden bu kampanyada onlarca kreatif direktör ve ekibi pro bono çalışıyor, depremzedelerin hayatlarına dokunan sonuçlar yaratıyor. Kendi sektörümüzdeki dayanışmanın, hızlı çözüm yaratmanın ne kadar önemli olduğunu hep beraber gördük. Bu grupla çalışmalarımız uzun süre devam edecek.

Bu süreçte Görkem Mert ve Meta’daki diğer arkadaşlarımızın çabaları çok kıymetli. Görkem’in Ahbap, AKUT, İhtiyaç Haritası ekiplerinin ihtiyaçlarını hızla yaratıcı brief’e dönüştürmesi, ajansların iletişim malzemelerini çok daha hızlı oluşturmasını sağladı. Londra ile aramızdaki üç saatlik farkın olumsuz etkilememesi için çok profesyonel bir koordinasyon yürüttü. Meta ekibi STK’lara teknoloji ve iletişim desteği sağladı. Ne kadar teşekkür etsek az.

AKUT için çalışan Puck Global ekibi de çok özel bir teşekkürü hak ettiler. Uykusuz geceler geçirdiler, AKUT’a onlarca video ve iletişim malzemesi üreterek seslerini daha iyi duyurmalarını sağladılar.

Ahbap, AKUT, AÇEV, Unicef, İhtiyaç Haritası, Deprem İletişim Destek Grubu, Doğum İçin Elele Derneği, Çocuklar Gülsün Diye, Sağlık Hakkı Derneği, Hayalime Ortak Ol, Hempa Çocuk Derneği, KEDV, Suna’nın Kızları, Sulukule Gönüllüleri, Gülmek İyileştirir, Buldan Vakfı, Hemdem Kooperatifi, Down Türkiye, Oy ve Ötesi, Kasder, KODA-Köy Okulları Değişim Ağı, Turkey Mozaik Foundation, Genç Hayat, Mülteciler Derneği, SistersLab gibi onlarca STK için strateji ve fikir desteği verildi. Video ve tasarım çalışmaları yapıldı.

Alemşah Öztürk, Ayçe Özatalay, Beste Türkön, Can Faga, Can Yıldız, Cihan Kavaklıpınar, Emre Kaplan, Ergin Binyıldız, Haluk Erkmen, İlkay Gürpınar, İlker Zaharya, Kaan Ertüz, Kerem Özkut, Nurten Cancı, Pemra Ataç, Sami Basut, Serhat Bayram, Volkan Dalkılıç ve ekiplerine verdikleri destekler için kalpten teşekkür ediyorum.

Markaların desteği

Bu süreçte pek çok marka deprem bölgesine gerek maddi gerek ayni büyük destekler sağladı. Ben de Hatay için CMO Society’deki arkadaşlarımdan, dostlarımdan yardımlar toplanmasını organize ettim. TIR’lar dolusu gıda, içecek, temizlik ve hijyen malzemesi, kıyafet… Çağrıma cevap veren tüm CMO Society üyesi arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler.

Yine Ipsos araştırmasında gördük ki bu süreçte toplumun güvenini, takdirini kazanan markaların yanı sıra tepki alan markalar ve kategoriler de oldu. Özellikle GSM operatörleri öfkenin hedefindeydi.

“Yaşanan bu süreçte hangi marka/markalara karşı tutumunuz NEGATİF yönde değişti?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 20’si Starbucks’ı belirtirken yüzde 15’i Netflix demiş.

“Yaşanan bu süreçte hangi marka/markalara karşı tutumunuz POZİTİF yönde değişti?” sorusunu yanıtlayanların ilk tercihi ise Ahbap olmuş. Ahbap’ın hemen ardından Trendyol ve LC Waikiki geliyor.

Toplumun yüzde 72’si ise markaların/şirketlerin bu süreçte yaptıkları yardımları açıkça belirtmelerini, açıklamalarını istiyor.

Ekonomi konusundaki endişenin de yüksek olduğunu görüyoruz araştırmada. Bireylerin 4’te 3’ü yaşadığımız bu depremlerin ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.

Zihinlerimizdeki fay hatları da kırıldı

Özetle, 6 Şubat hayatımızda çok şey değiştirdi. Sınırlarımızdaki savaşlar, pandemi, yaşadığımız büyük ekonomik kriz zaten kötü olan ruh hâlimizi iyice batırdı. Artık daha yorgun, endişeli, üzgün ve daha öfkeliyiz. Çaresizliğin ne demek olduğunu gördük. Biz televizyonlarımızdan, sosyal medyadan gördük. Deprem bölgelerindeki insanlarımız ve yakınları çok derin yaşadılar bu çaresizliği. Özellikle Hatay’da, Antakya’da yaşananlar hafızalarımızdan hiç silinmeyecek.

Bu süreçte hem insanlığın zirvesini hem de en dip noktasını gördük. Bir kez daha anladık ki insanın içinden vicdanı çıkardığınızda geriye saf bir kötülük kalıyor. Öyle sıradışı zamanlardan geçiyoruz ki yaslarımızı bile tutamıyoruz. Koskoca bir toplum yasını tutacak zaman bulamıyor.

Örneğin Londra’dan bir arkadaşımın yakınlarını kurtarmak için kendi çabasıyla bulduğu iş makinalarının şehrin girişinde günlerce yetkililerin iznini beklemesi… Örneğin eleştirilere “Bunları not ediyoruz” diyen siyasiler… Afet zamanlarında halka ücretsiz dağıtılması gereken çadırların satılması…

Yaprak Yapsan’ın yaşadıkları

Bir de KAGİDER’den arkadaşım Yaprak Yapsan’a yapılanlara değinmek ve tarihe not düşmek isterim. Yaprak Antakya’da onlarca yakınını kaybetti. Sadece iki yeğeni canlı çıkabildi enkazdan. Kaybettiği yakınlarından da üç cesede ulaşabildiler. Günlerce mücadele ettiler cenazelerini çıkarabilmek için. “Yaşadıklarımız bir bilimkurgu filmi gibi” diyor Yaprak Yapsan. Enkazların başında yakınlarını çıkarmaya çalışırken arabaları yağmalamaya çalışan insanlar, telefon ve cüzdanlarını almaya çalışanlar… Yaprak yaşadıklarını anlatan, Antakya’ya yardım isteyen birkaç videoyu gazetecilere gönderdi. Ve hemen arkasından trollerin saldırısı başladı. Yakınlarını kaybetmek yeterince büyük acı değilmiş gibi günlerce linç edildi.

Bu büyük felaket sadece zemindeki fay hatlarını değil, zihinlerimizdeki fay hatlarını da kırdı. Ayrıştık, hem de çok derinden. Bir yanda iyiler, diğer yanda saf kötüler.

Unutmayalım

Bu ay MediaCat’in tüm sayfalarını depreme ayırdık. İstedik ki tarihimizin en büyük felaketini kayıt altına alalım. Mutsuzluğumuzu, öfkemizi, dayanışmamızı, umutsuzluğumuzu, hayal kırıklığımızı, kayıplarımızı, zihinlerimizdeki fay hatlarımızı, tutamadığımız yasları… Kimbilir belki ileride bir ara yas tutacak zaman bulabiliriz.

Bu felaketler yeniden gelecek. Yeniden yaşayacağız.

Unutmayalım, unutturmayalım.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.