Metaverse evreni bize dezavantajlı bireyleri görünür kılmanın, daha kapsayıcı topluluklar oluşturmanın anahtarını sunuyor olabilir mi?
Metaverse’ün pazarlamacılara ve tüketicilere yeni fırsatlar sunduğu açık fakat araştırmalar, sunulanların tüketici nezdinde henüz somut bir fayda olarak karşılık bulmadığını gösteriyor. Peki, metaverse’e daha kapsayıcı topluluklar inşa etmenin yolu olarak bakarsak neleri değiştirebiliriz? mSix&Partners Business Planning and Strategy Manager Şefika Cabi, yeni yazısında metaverse’te temsiliyet ve kapsayıcılık konusunun derinlerine iniyor.
Dünyanın günlük işleyişinde kaygı, sıradan bir kavram olmaya yüz tutmuş durumda. Üstelik, mevcut belirsizlik ortamında peşimizi pek bırakacak gibi de durmuyor. Birbirimizi duymanın ve dinlemenin giderek zorlaştığı bugünlerde kapsayıcı topluluklar oluşturmak için teknoloji bizlere ne gibi imkânlar sunabilir?
Türkiye’de gerçekleştirilen birçok tüketici araştırmasında 2022 yılı için ortak bir sonuç görüyoruz: Tüketicinin bugünden ve gelecekten beklentileri negatif ve duygu dünyaları karanlık. Tüketici ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşurken günlük yaşamının sürdürülebilirliği de tehlikeye giriyor. Sürdürülebilirlik üzerine çok konuşuldu ancak ortak bilincin dönüşmesi, değişebilmesi için hâlâ çok yolumuz var ve nasıl daha sürdürülebilir topluluklara dönüşebileceğimize dair yeni yollar keşfetmeye ihtiyaç duyuyoruz.
Diğer yandan medya, gelişen teknolojinin masaya getirdiği imkânlardan doğan iletişim fırsatlarını hayal gücümüzün sınırlarına bırakıyor. eMarketer’ın ocak ayında gerçekleştirdiği bir tüketici araştırması, toplumun yüzde 61‘inin metaverse’ün yaşamı iyileştireceğine inanmadığını, aynı oranda bir kitleninse metaverse’ü tam olarak anlamlandıramadığını ortaya koyuyor. Yani toplantılarımızı metaverse’e taşımış, oyunlaştırma teknolojilerini hedef kitlemizle iletişimimizi kuvvetlendirmek için kullanmış olsak da bunlar henüz tüketici nezdinde somut bir fayda olarak karşılık bulmuş değil.
Sosyal ve ekonomik eşitsizlikle birlikte yaşam, herkes için yeni zorluklar barındırıyor. Günlük yaşamda dezavantajlı bireylerin görünür olması ise günden güne zorlaşıyor. Refah seviyeleri arasındaki uçurum arttıkça dayanışma ihtiyacında artış kaçınılmaz oluyor. Sürdürülebilirliğin önemli bir alanı olan kapsayıcılık ve erişilebilir topluluklar oluşturabilmek için teknolojinin sağladığı yeni iletişim imkânları üzerine düşünmemiz gerekiyor.
Dezavantajlı bireyler; ulaşımdan çeşitli etkinliklere katılım olanaklarına kadar sayısız zorlukla karşılaşıyor. Markaların metaverse’te daha kapsayıcı topluluklar oluşturabilecekleri bir geleceğin artık mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Henüz büyük markaların bu konudaki aksiyonlarını yeni yeni görmeye başlamış olsak da önümüzdeki dönemde metaverse daha kapsayıcı ve erişilebilir topluluklar yaratmanın anahtarı hâline gelebilir. Henüz bu teknolojileri kullanma konusunda emekleme aşamasında olsak da sanal gerçeklik ve yapay zekâ aracılığıyla sanal ve gerçek deneyimi birbirine yakınlaştıran bu teknolojilerin yakın gelecekte hızla yaygınlaşmasını bekliyoruz. Gelecekte, kullanıcı deneyiminin önemli bir parçası olarak çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık değerlerini sahiplenme beklentisi daha da görünür bir hâl alacak. Metaverse deneyimlerini kullanıcılar için faydalı hâle getirecek ve önyargıları değiştirebilecek gücü bu alanda bulabiliriz.
Meta, daha kapsayıcı ve erişilebilir bir metaverse oluşturma vizyonunu paylaştığı şirketlerle uzun soluklu partnerlikler oluşturmaya başladı. Teknoloji dünyasında yer alan kadınları ve dezavantajlı toplulukları temsil eden Women in Immersive Tech Europe, creator’lar arasında daha kapsayıcı içerikler üretilmesini sağlamayı amaçlayan Colorintech, engelli bireylerin metaverse platformlarında daha fazla temsil edilebilmeleri için çalışan United Spinal Association ve daha pek çok farklı kurumla işbirlikleri kuruyor.
Mintel tarafından gerçekleştirilen Into the Metaverse 2022 araştırmasına göre, dijital tüketicilerin yüzde 60’ı metaverse evreninde kapsayıcı bir ortam olmadığını düşünüyor. Temsiliyet ve kapsayıcılık alanında fiziksel dünyada da kaynak yaratımı sorunları yaşanıyor ancak metaverse’te bu durumu tersine çevirmek üzerine neler yapabiliriz? Buna güzel bir örnek, Amerikalı deodorant markası Degree’nin Decentraland ile birlikte düzenlediği, metaverse’ün ilk maratonu Metathon olabilir. Maraton öncesi, katılımcılara sunulan avatar kitaplığını daha kapsamlı hâle getirmek üzere detaylı bir çalışma sürdürüldü. Katılımcıların avatar olarak tekerlekli sandalye, protez gibi aslında fiziksel bir maratona katılmayı imkânsız kılacak bedensel unsurları avatarlarına ekleyebilmelerine olanak tanındı. Görme engelli bireyler için sesli açıklama eklemek ve avatarların kapsayıcılığını artırmak üzerine çalışmalarsa sürüyor.
Bu, hem katılımcılarda farkındalık yaratmaya hem de zihinlerimize “Dezavantajlı bireylere sanal deneyimlerde daha fazla görünürlük sağlamak mümkün mü” sorusunu bırakmaya hizmet ediyor. Roblox’ta Otizm Farkındalık Günü için oluşturulan kampanyalarda ve pek çok farklı noktada çeşitli örneklere rastlamak mümkün. Üstelik, daha fazlasını kurgulamak için ihtiyacımız olan içgörüye ve teknolojiye de sahibiz.
Metaverse evreninde, kullanıcıları temsil eden avatarları çeşitlendirmekle başlayarak daha kapsayıcı bir deneyim tasarlamak mümkün. Bu alandaki gelişmeler, farklı toplumsal grupların aynı deneyime aynı anda erişmesini sağlarken, bireylerin fiziksel engellerin ötesinde deneyimlere erişimini de mümkün kılabilir. Önümüzde kullanıcı deneyimini bu alanda iyileştirmek için uzun bir yol var. Henüz yolun başındayken, daha kapsayıcı topluluklar için deneyim tasarımları oluşturmanın yollarını düşünebiliriz. Bu yollar, marka iletişimlerinde markaların tüketici ile iletişimlerini güçlendirmeyi ve iletişimi derinleştirmeyi sağlayabilir.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
