Deneyip daha güzel yenilenlerin ve sonra kazananların, inadına icat çıkaranların ve yeni dünyanın hayalcilerinin kutlamasına hoş geldiniz. Bu kutlamada, birbiriyle çarpışıp büyüyen ve devleşen fikirler, iyi ki kurulmuş dediğimiz hayaller ve sürpriz sonlar var.
01.04.2022 - 14:11 | MediaCat
İflah olmaz bir merak, toplumu ve dünyayı dönüştürmeye yönelik kuvvetli bir heves, etki ve çoğu zaman yılların bahşedildiği emekler… Bu yılın En Yaratıcı 50 seçkisindeki isimleri birleştiren özellikler bunlar olsa gerek. Ve tabii bu yaratıcı zihin patlamasından etkilenmemek mümkün değil.
Bu yıl En Yaratıcı 50 kriterlerimizi biraz güncelledik. Bu seçkinin belki de en heyecan verici kısmı burada yatıyor.
Henüz bir yıl öncesine kadar, bu listeye bir NFT sanatçısının, bir metaverse hayalperestinin veyahut yeni bir yerli unicorn’un dahil olacağını kim bilebilirdi ki… “Yeni dünya” tabiri hiçbir zaman eskimiyor. Yeni dünyanın içini her an başka manalar kaplıyor. Yaratıcılığın yeni dünyada nasıl şekil aldığını ve nasıl esnediğini görmek bu yüzden heyecanlandırıyor bizleri. Ve umuyoruz ki sizleri…
2021 her ne kadar dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de ağırlıklı olarak kaos ve hüzünle hatırlanacak olsa da bu zorlu 365 günde güzel hadiseler de vuku buldu. #DedimOlabilir bunlardan biri.
Elidor ve Medina Turgul DDB işbirliğinden doğan proje, kampanya yüzü olan Ebrar Karakurt ile birlikte bir yandan kadınları kendi doğrularının peşinden gitmek için cesaretlendirirken diğer yandan özellikle Türkiye’de konuşulması gereken meseleler için tartışma ortamı yarattı. The Cat Report 2021 sonuçlarına göre sektör yarışmalarında gösterdiği performansla 2021’in en başarılı kampanyası olan #DedimOlabilir’e imza atan Medina Turgul DDB ise 2020’de 17’nci sırada olduğu The Cat Report’ta 2021’de 10 sıra birden atlayarak yedinci sıraya yerleşti.
Elbette, ajansın 2021’deki tek başarısı #DedimOlabilir değil. Yine Elidor için hazırlanan #KendiYolumuzda, Big Bold’un lansman kampanyası Ya Big Ya Hiç ve stratejisini yeniledikleri Lipton için hayata geçirdikleri Feyyaz Yiğit’li Tek Dem kampanyası Medina Turgul DDB cephesinde 2021’i güzelleştiren projelerden bazıları.
BluTV geçtiğimiz sene, ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan kadın hak ve özgürlüklerine değinen kampanyası ve seyircilerine farklı bir izleme deneyimi yaşattığı yeni dizisiyle, streaming platformları dünyasındaki yerini daha da sağlamlaştırdı. BluTV pazarlama ekibinin kreatif anlamda en büyük destekçisi ise Punch BBDO’dan başkası değildi.
İkili öncelikle, Handmaid’s Tale’in dördüncü sezon tanıtımında fon olarak, Türkiye’deki kadınların hak ve özgürlüklerini savunmak için düzenledikleri protestolardaki gerçek seslerin ve bu protestolarda attıkları sloganların kullanıldığı Protesto ile ses getirdi. Ardından ise İlk ve Son adlı diziye yerleştirilen ikinci bir ses kanalı sayesinde, izleyiciye ilk defa terapist yorumları eşliğinde dizi izleme olanağı sunulan Terapi-Yorum işi geldi. Bu işbirliklerini Felis Ödülleri’nden Marka Deneyimi ve Aktivasyon Bölümü Büyük Ödülü ve 6 Felis ile Kristal Elma’dan Online Film Büyük Ödülü ve 1 Kristal Elma ile taçlandırarak listemize dahil oldular.
Geçtiğimiz yıl Eller Eller kampanyasını yayınlayan Bayer, 2021’i iyi hatırlayacak markalardan biri. Bayer’in pandemide artan el kuruluğu sorununa dikkat çekmek isteyen markası Bepanthol’ün projesi 16. Felis Ödülleri Sağlık İletişimi Bölümü Büyük Ödülü’nün yanı sıra 4 Felis’i kucakladı. Felis Ödülleri’ndeki başarısına ek olarak Kristal Elma’dan da 2 Kristal Elma ile ayrılan proje, bu performansıyla, The Cat Report 2021’de yılın en iyi yedinci kampanyası oldu.
Farah Zeynep Abdullah’ın Eller Eller şarkısını yeniden yorumladığı kampanya için ellere odaklanan bir klip hazırlayan Bepanthol, projeyi bir el dansı challenge’ıyla TikTok’a taşıdı. Masumlar Apartmanı’na entegre edilen Eller Eller için, ayrıca, dermatolog tavsiyesine odaklanan bir reklam filmi çekildi ve filmdeki dermatolog konuk oyuncu olarak diziye katıldı.
Bayer ise Eller Eller’in yanı sıra Redoxon – Gerisi Çözülür, Atopik Cilt ve Psikososyal Yükü kampanyalarının sektör yarışmalarındaki performansıyla The Cat Report 2021’de yılın en iyi beşinci reklamvereni olarak zorlu bir yılı başarıyla tamamladı.
2021’de üretilen yaratıcı projelerde en çok imzası bulunan bir isim var listemizde: Unilever. Elidor #DedimOlabilir ve Kendi Yolumuzda; Cif #TemizkenGüzel; Dove Benim Saçım #EzberlerinÖtesinde; Yumoş Bina, Yumoş Deterjan Çok İyi Çıktı ve Yumoş Survivor; Dünyaya Açılan Lezzet Yolculuğu, Algida’yla Tatlıya Bağla, Avrupa’dan Asya’ya Geçen Dondurma; Magnum x La Casa de Papel ve Lipton Babalarımızla da Doya Doya #KonuşalımArtık… Unilever başlattığı kampanyalarla, Felis Ödülleri’nden 24 Felis ve 2 Büyük Ödül, Kristal Elma’dan 14 Kristal Elma ve 2 Büyük Ödül ve 1 Altın Effie alarak The Cat Report 2021’de Yılın Reklamvereni unvanını elde etti.
Bu başarı elbette yaratıcı işlerle sınırlı değildi. Unilever Temiz Gelecek Vizyonu, Unilever Pozitif Güzellik Vizyonu ve yeni stratejileri Sürdürülebilir Yaşam Pusulası’nı (Compass) hayata geçiren reklamveren, son olarak çalışanları için güvenli ve kapsayıcı bir işyeri yaratmak amacıyla Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu ile protokol imzalayarak iş dünyasına örnek teşkil eden bir adım daha attı.
Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner’in kariyerinde sayısız başarı var şüphesiz. Bu yılki listemize dahil etmemizin ardında ise Boyner Grup’un Ümit Boyner liderliğinde gerek şirket içinde yaşadığı dönüşüm gerekse sektörü ve iş dünyasını ileriye taşımaya yönelik attığı adımlar var. 2015’te başlattıkları ve 2018 yılından bu yana KAGİDER işbirliğiyle yürüttükleri İyi İşler: Gıda ve Elektronik Dışı Perakendede Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı, kadınları istihdam etmeye yönelik hayata geçirilen Seninle Tamam projesi, çalışanlarının işaret dili öğrenebilmeleri için İBB Engelliler Müdürlüğü desteğiyle başlatılan Gönülden İşaret projesi, iyi yaşama dair farkındalık geliştirmek için yaratılan Boyner Live Well platformu, geleceğin deneyim mağazacılığının öncüsü olarak inşa edilen Boyner Cadde mağazası bu adımlardan yalnızca birkaçı. Bununla birlikte grubun geçtiğimiz yıl en ses getiren işi kuşkusuz, kadın cinayeti davalarında verilen cezalardaki anlaşılması güç indirimlere dikkat çekmek için hayata geçirdiği Nefes Kesen İndirimler işi oldu. Çalışma 1 Kristal Elma ve 2 Felis ile ödüllendirilmişti.
“Bir başka şirket mümkün” anlayışıyla yola çıkan Mey Diageo’da bu dönüşümün tetikçisi şirketin genel müdür koltuğunda oturan Levent Kömür. Kendisi Mey Diageo çatısında toplumun entelektüel anlamda kalkınması ve tüketicilerin daha da bilinçlenmeleri için bir domino etkisi yaratmaya çalışıyor. Mey Diageo çatısı altında tarımda sürdürülebilirlik konusunda da hummalı çalışmalar yürütüyor. Öyle ki şirket, 5 bin anason tohumu arasından ince eleyip sık dokuyarak çıktığı yolcuğunda anason tohumlarını ıslah ederek Türkiye’ye üç tane tescilli anason tohumu kazandırdı. İllüstratör Beril Ateş’le yaptığı işbirliğiyle içki sofralarına yeni bir bakış açısı kazandıran Mey Diageo aynı zamanda sanat işbirlikleri ve kapsayıcılık ile çeşitliliğe verdiği önemle öne çıkıyor. KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nun ana sponsoru olan marka, geçtiğimiz yıl Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’nin gerçekleştirdiği Pembe Hayat Kuir Fest’in de kurumsal sponsoru olmuştu.
Teknolojinin hayatlarımızdaki yerini sağlamlaştırması, geçtiğimiz onyıllardan bu yana geliştirdiğimiz pek çok alışkanlığın da dönüşmesi mecburiyetini beraberinde getiriyor. Dijitalleşmeyle birlikte matbu yayınların akıbetinin tehlikeye girdiği, yayıncılıkta geleceğin dijitalde olduğu konusu yayın sektörünün nicedir konuştuğu meselelerden biri. Okuruyla vedalaşarak yola dijital platformlardan devam eden yayınların sayısının her geçen gün arttığı bu yeni düzende, geçtiğimiz sene, matbu evren için umut verici bir gelişme yaşandı: Gazete Oksijen doğdu.
Basılı yayınların hâlâ bir geleceği ve oyun alanı olduğunu ispatlayan “Türkiye’nin tek haftalık gazetesi” Gazete Oksijen; deneyimli yazı işleri ekibi ve kıymetli yazarlarıyla her hafta okurlarına incelikle hazırlanmış dosya konuları, haber ve yazılar sunuyor. Özgün içeriklerinin yanı sıra New York Times, Financial Times ve Project Syndicate’ten yorum, makale ve analizlerin de yer aldığı Gazete Oksijen, kaliteli içerik üretimi ve haberciliğin sektördeki en zorlu meydan okumalardan bile başarıyla ayrılmayı sağlayacak kadar önemli olduğunun göstergesi.
2020’nin son demlerinde hayat bulan e-bülten Kapsül’ün yayın yönetmenliğini üstlenen Gazeteci Minez Bayülgen, Kapsül’ün, medya kuruluşlarının dijital yayınlara büyük kaynak ayırmaya başlamasıyla alevlenen yarışın habercilik açısından dezavantajlı bir durum yarattığı mevcut ortamda, “okur için büyük bir kaosa dönüşen habere ulaşma safhasını bir nebze olsun kolaylaştırmak için” doğduğunu belirtiyor. Yıllardır profesyonel gazetecilik yapan, derdi habercilik olan bir ekiple ve yazılı formatın yanı sıra podcast’ler aracılığıyla da hedef kitlesine ulaşan Kapsül; abonelerine Türkiye’de ve dünyada son 24 saatte yaşanan gelişmelerin yanı sıra keyif alacakları yazılı ve görsel içerik önerileri de sunuyor.
Geçtiğimiz bir yılda abonelerini ilgi alanlarına göre farklı başlıklar altında sınıflandırılmış rafine içeriklerle buluşturan Kapsül’ün de duruşunu özetleyen bağımsız gazetecilik hakkındaysa şu sözleri söylüyor Minez Bayülgen: “Bağımsız gazetecilik için sırtımızı yalnızca okura dayamamız gerektiğinin farkındayız. Umut ediyoruz ki okur da bir gün, doğru habere ulaşmak için gazeteciyi desteklemesi gerektiğinin farkına varacak.”
DW öncülüğünde kurulan ve BBC, F24 ve VOA tarafından içerik sağlanan +90, YouTube üzerinden yaptığı habercilikle dikkat çekiyor. Toplumun çok görünür olmayan topluluklarını ve hikâyelerini yeni nesil bir belgeselcilik anlayışıyla birleştiren +90, ortaya attığı sorularla yeni merak alanları yaratıyor. Kadın muhtar olmak, ev işçisi olmak, evsiz ve kadın olmak, cenaze yıkayıcısı olmak bunlardan yalnızca bazıları.
Yolculuğuna Instagram’da, yaygın kullanılan Türkçe deyim ve kelimelere, eğlenceli İngilizce karşılıklar hazırlayarak başladı; ancak takipçi sayısı da arttıkça sosyal sorumluluk tarafına ağırlık verdi. Şimdilerde aktivist tonu yüksek paylaşımlar yapıyor, özellikle kadın odaklı konulara ve dildeki yanlışlara dikkat çekiyor. Marka işbirliklerine de start veren Turkish Dictionary’nin takipçi sayısı ise 1 milyona ulaştı.
Prof. Dr. Berrin Tansel yaklaşık 20 yıldır NASA ile dirsek temasında, gezegenin ve ötesinin sorunlarına çare olmaya çalışıyor. Florida Uluslararası Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı olan Tansel, geçtiğimiz yıl, atık sular üzerine yürüttüğü bir projeyle, Amerikan Çevre Mühendisliği ve Bilim İnsanları Akademisi Bilim Ödülü’ne layık görüldü. İlk kez Kennedy Uzay Merkezi’nde Uzay Hayat Bilimleri Laboratuvarı’nda filtreler üzerine çalışmaya başlayan Tansel, astronotların atık sularının arıtılması için gereken filtreler üzerine önemli bir vizyon ortaya koydu. Tansel’in önümüzdeki dönem projelerinin odağındaysa yine su var. “Daha iyi ve daha değişik maksatlarla, daha çabuk ve ucuz yöntemlerle suyu nasıl temizleyebiliriz? Borulardaki su kaybını nasıl azaltabiliriz? Sudan petrol kirliliğini nasıl ayırabiliriz?” gibi sorular üzerine çalışmalar yürüttüğünü söylüyor Tansel.
Bir Robert Kolejli ve Boğaziçili olan Prof. Dr. Cevdet Akçay, üniversitenin üçüncü senesinde ekonomiye yönelik tutkusunun geliştiğini fark eder ve kariyerini akademiye doğru yönelterek yüksek lisansını da Boğaziçi Üniversitesi’nde aynı alanda gerçekleştirir. New York City University Graduate School and University Center’da ise M.Phil ve PhD derecelerini tamamlar. Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’ndeki akademisyenlik serüveninin ardından Yapı Kredi’de baş ekonomistlik yapan Cevdet Akçay, bugün Türkiye’nin en önemli ekonomistlerinden biri. “Akademide şöhret yoktur, itibar vardır” diyen Akçay, Türkiye’de ekonomi konuşmayı bilimsel bir çerçevede sürdürmenin gerekliliğini savunuyor. Türkiye’nin yaşamakta olduğu ekonomik buhranı disiplinlerarası bir çerçevede incelemesiyle ise ekonomi tartışmalarının vazgeçilmez isimlerinden biri.
Ekonomist Atilla Yeşilada, 25 yılı aşkın bir araştırma ve basın kariyerine sahip olmakla birlikte, birçok uluslararası şirkete ekonomik ve politik araştırma hizmetleri sunuyor. Son dönemdeyse ekonomiye dair güncel gelişmeleri, samimi bir dil ve basit anlatım tekniği kullanarak paylaştığı ve yorumladığı kendi adını taşıyan YouTube hesabıyla kendinden söz ettiriyor. Yeşilada’nın takipçi sayısı 400 bine yaklaştı.
Sıradan bir aile buluşmasının trajediye dönüştüğü Tepenin Ardında’yı izlemiş miydiniz? 18 yaşındayken tanıştığı Çingeneler Zamanı’yla “sinemanın büyülü gücünün farkına varan” Emin Alper’in ilk uzun metrajı, aralarında Berlin Uluslararası Film Festivali Caligari Film Ödülü, 31. Uluslararası İstanbul Film Festivali En İyi Film Ödülü ve FIPRESCI Ödülü’nün de olduğu pek çok ödüle layık görülmüştü.
Zaman Alper’in başarısının tesadüfi olmadığını kanıtladı, yönetmen Abluka ve Kız Kardeşler filmleriyle başarısını perçinledi. 2021’de jüri başkanlığını üstlendiği Antalya Altın Portakal’daki konuşmasıyla pek çok insanın sesi olan Emin Alper’in dördüncü uzun metrajı Balkaya yolda.
Fotoğraf: Instagram @minalperofficial
2021 tam anlamıyla Salih Bademci’nin yılıydı. Yıldızının bu denli parlamasında ise Netflix yapımı Kulüp’ün payı büyük. 1950’lerin İstanbul’unda Selim Songür isimli bir sahne yıldızını canlandıran Bademci, oyunculuğunun ne kadar zengin bir yelpazeye sahip olduğunu bir kez daha ispatladı. Şarkıcılık ve dans performansıyla da dikkat çeken Bademci’nin kariyerinde biraz geçmişe uzanınca, Barda, Elveda Rumeli, 15. Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri’nde Seçici Kurul Özel Ödülü’ne uzandığı Tesir, Ulan İstanbul, Kiralık Aşk, İstanbullu Gelin ve son olarak İlk ve Son gibi kendinden söz ettiren işlerin olduğunu da görüyoruz. Sektörün konservatuvarlı oyuncularından biri olan Bademci’nin şöhretini katbekat artırdığı bu yılın ardından markaların dikkatini çekmemesi de beklenemezdi elbette. Başarılı oyuncu bu yıl önce Castrol’un sonra da Setur’un marka yüzü olarak karşımıza çıktı.
Teknoloji, sosyal ve kültürel dönüşüm, metaverse, NFT’ler, popüler kültür… Levent Erden, Türkiye’nin yaklaşık son 40 yılının hem toplumsal hem de sektörel değişimlerinin büyük bir parçası olmayı başaran yegâne insanlarından biri. Onu farklı kılansa, bunu benzersiz bir hikâyecilikle birleştirmesi. Yıllar içinde “genç işi” uğraşların, Erden’in ustalığıyla nasıl birleştiğine onlarca kez tanıklık ettik. Son dönemde ise kendisini bol bol NFT ve metaverse tartışırken görüyoruz. KAFA ve Oksijen yazarlarından biri olan Erden, üzerine yazıp çizdiği alanların sınırsızlığıyla, aslında pazarlama iletişiminin temas noktalarının da ne denli esnediğini gösteren bir ilham kaynağı.
Erden’in şu aralar yeni sürprizi ise Zahiri Hakikat. Touché’de başladığı, tabiri caizse “hikâyeler buluşması”, tam olarak “Erdence”nin vücut bulmuş hali: “Erden, teknolojisiz dönemin ‘Kim, Nerede, Ne ile, Ne yapıyor?’ kült oyununu katılan herkesle birlikte yeniden yorumluyor. Zahiri Hakikat, sanal gerçekliğin miş’li geçmiş zamanı.”
Absürt komedinin en sağlam kalemlerinden ikisi Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi’nin bir araya gelip de kitlesini arkasına almayan işi neredeyse yok. Ölümlü Dünya ve Cinayet Süsü’nde de birlikte kalem oynatan ikilinin Gibi’yle estirdiği rüzgâr da hayli büyük oldu. Yılmaz ve İlkkan’ın birbirinden “birbirine benzemeyen” hikâyelerini bizler ne kadar “absürt” olarak adlandırsak da Aziz Kedi, kısa süre önce Duvar’a verdiği röportajda, “İçinde oynadığımız kümeyi sınırlayan şey ‘possible but unlikely’ çizgisi. Yani ‘mümkün ama düşük olasılıklı.’ […] Ne filmlere ne de Gibi’ye ‘absürt’ demeye dilim varmıyor. Hepsi ‘possible but unlikely” diyor. Türkiye için bu “tadında gerçeklik” durumunun, komedinin en benzersiz duruşlarından biri olduğuna şüphe yok. Biraz geçmişe gittiğimizde ise ikilinin kafa denkliğinin çok daha eskiye, Disco Kralı günlerine dayandığını görüyoruz. İnceliklerle dolu bu mizah patlamasının, Türkiye için büyük bir zenginlik yarattığına ise şüphe yok.
Fotoğraf: Instagram @azizkedi
Berklee College of Music, Northeastern Üniversitesi ve Harvard Business School gibi kurumlarda vokal performans, müzik işletmesi yönetimi ve proje yönetimi üzerine eğitimler alan Bengisu Önal, dünyanın yedi farklı ülkesinden müzisyenleri bir araya getiren orkestranın solistliğini yapıyor. Önal, ayrıca, Amerika’da bulunan stock video ve müzik şirketi StoryBlocks’ta müzik operasyonları direktörü olarak yedi kişilik ekibe liderlik ediyor.
1892’de Anadolu Yakası’nın gaz tedariki için inşa edilmiş olan ancak bir süre sonra atıl bırakılan Hasanpaşa Gazhanesi, yapılan restorasyonla 130 sene sonra İstanbullular için yeni bir sanat merkezi hâline geldi. Bugün içerisinde iklim ve karikatür müzesi, çocuk bilim merkezi, sergi alanları, tiyatrolar, kütüphaneler, atölye binaları barındıran 32 bin metrekarelik alanın dönüşümüne liderlik eden isim ise İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’tan başkası değildi.
Fotoğraf: Facebook @mhrpolat
2010’da İzmir’de cover grubu “Jackpot” ile profesyonel müziğe başlayan ve bir süre Anadolu Ateşi’nde dansçı olarak yer alan Zeynep Bastık, 2014’te çıkardığı ilk single’ıyla adını geniş kitlelere duyurdu. Bir dönem adidas ve Elidor markalarının reklam yüzü olan Bastık, YouTube’dan gerçekleştirdiği akustik projelerinin başarısı bir yana, 2021’de Spotify Türkiye’de en çok dinlenen kadın sanatçılardan biri olarak listemizdeki yerini aldı.
Kolektif ağ haritalama, analizi ve yayınlama platformu Graph Commons’ın kurucu üyesi Burak Arıkan, işleri MoMA New York’tan Berlin Bienali’ne ulusal ve uluslararası pek çok projede yer almış bir sanatçı. 2019’da Graph Commons ile sosyal girişimcilik platformu Ashoka’nın “fellow”larından biri olan Arıkan’ın, ayrıca, MIT ve Sabancı Üniversitesi gibi okullarda ders verip atölyeler düzenlemiş bir eğitimci olduğunu da ekleyelim.
Fotoğraf: Instagram @arikan_burak
Adını her geçen yıl daha fazla duyuran komedyen Deniz Göktaş, ofansif mizahın yükselen yıldızları arasında. Göktaş, stand-up gösterilerinin yanı sıra “Deniz Göktaş’a Ayıracak Vaktim Yok” ve “Haset” adlı podcast’leri yayınlıyor. Uykusuz dergisinde de yazan komedyen, Türkiye’nin yeni tanıştığı bu mizah tarzıyla topluma “şaka yapılamayacak” konulara da kahkaha atabileceğini gösteriyor.
Nazmi Sinan Mıhçı sektörün yenilerinden olmasa da (kendisi Pınar kuklalarının ardındaki isim) eğlence dünyasına getirdiği yenilikle, popülerliğini katbekat artırdı. YouTube’da Türkiye’nin yetişkinlere hitap eden ilk kukla kanalı Kukla Kabare’yi kuran oyuncu ve kukla sanatçısı, özellikle “Dayı” karakteriyle geniş bir hayran kitlesine ulaştı. Mıhçı’nın Gain’de hazırladığı kukla talk show’u “Dayı Şov”un ise bir benzeri daha yok.
Usta öykü yazarı Ahmet Büke, sevenlerinin “roman” beklentisine nihayet karşılık verdi ve “Deli İbram Divanı” adlı ilk romanıyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı. Bir ay gibi kısa bir süre içinde ikinci baskısını, ilerleyen haftalarda ise dördüncü baskısını yapan roman, Ege coğrafyasında geçiyor. Denizin ve denizciliğin özne olduğu, adaletsizlik ve gelir eşitsizliği sorunlarını çarpıcı bir dille ele alan roman, Türk edebiyatının klasikleri arasına girmeye aday.
Kalben alternatif müzikte son zamanların en önemli isimlerinden biri. Pandemi yıllarını üst üste çıkardığı albümleriyle dopdolu geçiren müzisyen, ayrıca kadın hakları ve toplumsal cinsiyete dair duruşuyla ilham ve güç veren biri. “Eski Dünyanın Yangını” albümünün lansmanını 3D sanal gerçeklik platformu Decentraland’de gerçekleştiren Kalben, zamanın ruhuna uygun bu hamlesiyle müzik disiplinini yeni mecralarla harmanlıyor.
Ferdi Alıcı uzun süredir bilim ve sanatı bir araya getiriyor. Kurucu ortağı olduğu Ouchhh bugüne kadar 52’yi aşkın ülkede sanat yerleştirmeleri ve kamusal alan deneyimleri gerçekleştirdi.
2021’in en çok konuşulanları arasında öne çıkan, sanat ve teknolojiyi buluşturarak Van Gogh gibi usta ressamların eserlerinin içinde dolaşma imkânı sunan Parallel Universe sergisinde Ouchhh imzası bulunuyor.
Dream Games’in kuruluşu çok da eski değil. Soner Aydemir, İkbal Namlı, Hakan Sağlam, Eren Şengül ve Serdar Yılmaz tarafından 2019’da kurulan Dream Games’in ilk oyunu Royal Match, 2021’de dünyanın en fazla hasılat yapan mobil oyunlarından olmuştu. Haziran 2021’de aldığı yatırımla 1 milyar değerlemeye ulaşarak Türkiye’nin üçüncü unicorn’u unvanını elde eden şirket bunun hemen ardından 255 milyon dolarlık yeni yatırım alarak 2,75 milyar dolar değerlemeye ulaştı. Dream Games, küçük bir zaman diliminde büyük yatırımlar almasıyla öne çıkıyor. Öyle ki şirket kurulduğu günden bu yana, 468 milyon dolar yatırım almayı ve küresel çapta rüştünü ispat etmeyi başardı.
Günümüzde beş farklı ülkede fiziksel ofisi bulunan ve 100’ün üzerinde istihdam sağlayan Insider’ın yolculuğu 2012 Nisan’ında başladı. O günden bu yana küresel çapta başarılar elde eden ve portföyüne çok önemli markalar ekleyen girişim, son yatırım turunda 121 milyon dolar yatırım alarak 1,22 milyar dolar değerlemeye ulaştı. Böylelikle Türkiye’nin altıncı unicorn’u ve Türkiye’nin ilk yazılım unicorn’u olma başarısını elde etti. Hande Çilingir’in kurucusu olduğu girişim, ürettiği teknolojiyi bugün 28 ülkeye ihraç ediyor. Kendisini kişiselleştirilmiş, çok kanallı müşteri deneyimi platformu olarak tanımlayan şirket, son üç yılda üç kat büyüme kat etti. Türkiye’nin yazılım ekosisteminin hızlı bir şekilde geliştiğinin müjdecisi olan Insider; web push, uygulama, e-posta, mesajlaşma uygulamaları ve farklı mecralar üzerinden kullanıcı deneyimi yaratmak ve sunmak amacıyla özellikle şirketlerin dijital pazarlama faaliyetlerine dokunuyor. Insider, aralarında Samsung, Vodafone, Toyota, Santander gibi bini aşkın global markayla çalışıyor.
Tugay Alyıldız, Mehveş Altay ve Melih Gündoğdu tarafından 2019’da kurulan mobil oyun girişimi Veloxia, kuruluşunun ardından yaklaşık üç ay içerisinde yayınladığı “Space Colony: Idle” ile kısa sürede 1 milyonu aşkın indirmeye ulaşmıştı. Girişim, Haziran 2021’de Collective Spark tarafından 3 milyon dolar yatırım aldı. KPMG Türkiye ve 212 işbirliğiyle hazırlanan Türkiye Start-Up Yatırımlar Raporu’na göre Veloxia, 2021 ikinci çeyrekte gerçekleşen en büyük 10 yatırım işleminde, oyun sektöründen en büyük yatırımı alan üç işlemden biri oldu. Başarılarıyla uluslararası pazarda güçlü bir konum elde eden oyunun kurucuları, her yıl San Francisco’da düzenlenen Game Developers Conference’a bu yıl Türkiye’den davet edilen tek oyun firması olmalarıyla da öne çıkıyor.
Son bir yılda NFT ve metaverse denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Alemşah Öztürk, 4129Grey’de metaverse ve NFT’ye odaklanan bir departman kurdu. 2021’de şiirlerini NFT formatında açık artırmaya çıkaran Öztürk’ün Selçuk Erdem’le birlikte hazırladığı Fluffy Polar Bears ise Türkiye’nin ilk NFT koleksiyonlarından biri. Koleksiyondaki 9 bin 999 kutup ayısı saniyeler içinde satıldı ve projenin reklamı Times Meydanı’nda gösterildi. Alkış toplayan bir diğer hareketi ise Fluffy Polar Bears koleksiyonundan elde edilen gelirin yüzde 5’ini iklim kriziyle mücadele eden Leaders for Climate Action’a bağışlamak oldu. Öztürk’ün henüz durmaya niyeti yok. Bir NFT koleksiyoneri de olan Öztürk’ün sıradaki hedefleri arasında buzdan bir metaverse (iceverse) yaratmak var.
Hovsep Çatak’ın Kapalıçarşı’daki atölyesinde çalışmaya başladığı 12 yaşından beri mücevherden sanat eserleri yaratan Sevan Bıçakçı, dünyanın en tanınan mücevher ustalarından biri. Tasarladığı eserleri Anthony Hopkins, Cate Blanchett, Whoopi Goldberg gibi sanatçıların taktığı Bıçakçı; doğadan, dinî motiflerden, mimari harikalardan, tarihten ve İstanbul’dan ilham alıyor. Mücevher dünyasının en prestijli ödüllerinden Couture Design Awards’un üst üste altı kez ödüllendirdiği tasarımcı, pandemi sebebiyle eserlerini internet sitesi üzerinden satmaya karar verdi.
Online satışa geçişlerini duyurdukları ve Jaguar Projects ile Tribal Worldwide İstanbul işbirliğiyle hayata geçirilen “Shaping Dreams into Art” filmi, Bıçakçı’nın ilham perilerini aynı sofraya oturtarak büyülü bir atmosfer sundu. 2021 Felis Ödülleri Üretimde Ustalık ve Tasarım Bölümü’nde Büyük Ödül başta olmak üzere beş ödül kazanan reklam filmi, Sevan Bıçakçı’nın tasarım alanında her yönden ilham veren bir kişi olduğunu kanıtlıyor.
Twitter’da “dijital ilham perisi” olarak adlandırılan 2,8 milyon takipçili bot hesabı Archillect’in ardındaki zekâyı sadece Pak olarak biliyoruz. Gerçek kimliğini gizleyen dijital sanatçı, dünyanın en pahalı NFT’lerinden Merge ile günümüzde sanat dünyasının en çok konuşulan isimlerinden biri hâline geldi. Pak, Nifty Gateway’de 91,8 milyon dolara satılan Merge’ün yanı sıra müzayede platformu Sotheby’s’te 1,36 milyon dolara satılan The Pixel ve Şubat 2022’de Julian Assange’a hukuki destek olma gayesiyle yarattığı Censored adlı NFT serisiyle de biliniyor. Censored serisinde bulunan The Clock adlı NFT, AssangeDAO’ya 52,8 milyon dolara satılırken seriden elde edilen gelirin bir kısmı Ukrayna hükümetine bağışlandı.
Bir tasarımcı olmadan önce bu dünyada var olmadığını savunan Pak için tasarım, bir hile veya bir “hack” gibi; bir başka deyişle sanatın özünde konvansiyonel olanı ele geçirmek, onu kişisel yaratım gücüyle yeniden şekillendirip ortaya koymak yatıyor. NFT’leri değer, aidiyet ve fikri mülkiyet kavramlarını sorgulama amacıyla kullanan sanatçı, dijital sanatın ve kripto dünyanın hem ilham veren hem de merak uyandıran isimlerinden.
Fotoğraf: awwwards
Utku Lomlu, felsefe mezunu bir tasarımcı. Aldığı eğitimin tasarımla kurduğu ilişkide önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Lomlu, ikonik beyaz kapaklarıyla vedalaşan Can Yayınları’nın yeni kapak tasarımlarını üstlenerek adından söz ettirmişti. Yayınevi için tasarladığı Klasik Kadınlar Serisi’yle geçtiğimiz yıl European Design Awards’un büyük ödülü Best of Show’un yanı sıra Tasarım kategorisinde EdAwards Gold ödülüne layık görülen Lomlu, ayrıca, John Lanchester’ın W. W. Norton etiketiyle yayımlanan The Wall adlı kitabının kapak tasarımıyla AIGA’in 50 Books | 50 Covers seçkisinde kendisine yer bulmayı başardı.
Gerek gündelik hayatta gerekse zorlu bir işle uğraşırken ya da çıkmaza girdiğini düşündüğü anlarda en büyük desteği yine dönüp dolaşıp kendisinden, bilgi ve deneyiminden aldığını söyleyen deneyimli tasarımcının zor işlerin arifesinde cesaret bulmak için başvurduğu mantraysa şöyle: “Bu noktaya daha önce de geldin, bunu ya da bir benzerini daha önce de yaşadın ama sonunda buradan çıktın. Biraz rahat ol, yine çözeceksin.”
Ceyda Balaban sektörünün gediklilerinden olduğu kadar, Türkiye’ye hatırı sayılır şekilde tanıttığı “scenography” (senografi) kavramıyla da alanının süperstarı. Geçmişte aralarında Tarkan’ın da bulunduğu pek çok yerli ve yabancı ünlü isme stil danışmanlığı veren Balaban, 2014’te Ceyda Balaban Creative ile çalışma alanını genişletti ve setlerden vitrinlere, sahnelerden kostümlere uzanan, etkileşimli bir tasarım dünyası yarattı kendisine. Yaklaşık 11 yıldır Hermès’in vitrin tasarımcılarından biri olarak benzersiz görsel hikâyeler yaratan Balaban, yakın dönemde Zorlu Dijital Sahne’de sergilenen Hamlet, Romeo + Juliet, On İkinci Gece, Hırçın Kız, Üç Kız Kardeş ve Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi oyunların sahne ve kostüm tasarımlarına imza attı. Şu aralar Kanada’da Oakridge Park Exhibition Center’ın vitrin tasarımlarını yapan Balaban’ın, camekânların ardında yarattığı masalsı dünyalara dalıp kaybolmamak ve detaycılığından etkilenmemek mümkün değil.
Türkiye’den Almanya’ya göç eden yaratıcı zihinler arasında yer alan Yiğit Karagöz, geçtiğimiz yıl boyu tasarım odaklı farkındalık projelerine imza attı. Bunların en dikkat çekeni ise “pandemi döneminde birlikte üretmeyi özleyenleri bir araya getiren sokak sergisi” olarak ifade ettiği “Less Me, More We” oldu. Sergi kapsamında, dünyanın farklı yerlerinden 76 tasarımcının işleri, Hamburg sokaklarına taşındı. Karagöz’ün hayata geçirdiği bir diğer farkındalık projesi ise “Think More, Waste Less” idi. “Az atık üretip, dünyaya daha az zarar vermeyi hatırlatmak isteyenlerle birlikte yapılan dijital hareket” olarak tasarlanan projede, tasarımcılara çağrı yapılarak, sadece atıklardan tasarlanan hareketli fotoğraflar istendi. Başarılı tasarımcı, Almanya’da faaliyet gösteren siyasi parti Die Partie için, manipülatif ve sahte politik içerikleri engelleyen dijital proje AfD-Blocker’ı hayata geçirdi. Karagöz’ün kısa süre önce görücüye çıkarttığı ve her okunduğunda küresel ısınmayı hatırlatan, geridönüştürülmüş font tasarım projesi Garamond Warming ise sektöre ilham veren cinsten.
Seramik ve porseleni maksimalist bir bakışla ve olağanüstü bir detaycılıkla buluşturan Melis Buyruk, geçtiğimiz yıl dünyada Habitat sergisiyle ses getirdi. “Türler arasında hiyerarşiyi yok sayarak insan, hayvan ve bitkilerin bir arada yaşadığı hibrit yaşam formları kurguladığını” söyleyen Buyruk, sergisini 2019’da Dubai’de görücüye çıkardı. İlkbahar sonunda ise pandemide ürettiği 14 eseri, New York’ta açacağı altıncı kişisel sergisinde yer alacak.
Fotoğraf: Orhan Cem Çetin
Usta karikatürist Selçuk Erdem geçtiğimiz yıl Alemşah Öztürk’le birlikte hazırladığı Fluffy Polar Bears projesiyle gündemdeydi. Türkiye’nin ilk NFT koleksiyonu olan projedeki 9 bin 999 kutup ayısından yaklaşık 300’ünü çizen Erdem, karikatür dünyasında dijitalleşmenin öncüsü hâline geldi. Tecrübeli karikatürist, Fluffy Polar Bears topluluğu çerçevesinde çizimlerine devam edecek.
Melike Altınışık, Çamlıca Kulesi’ni tasarlayan isim olarak geçen yıl adından oldukça sık söz ettirdi. Kariyerine dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid’in yanında başlayan Altınışık, İstanbul’un birçok yerinden görülebilen 369 metre yüksekliğindeki yapıyı “fütüristik ve ezber bozan” şeklinde nitelendiriyor. Ödüllü mimar, aynı zamanda Seul Robot ve Yapay Zekâ Müzesi’nin tasarımcısı.
Fotoğraf: Linkedln@MELIKE ALTINISIK
Peribacalarını Ice Age’in Sid’i, Boğaziçi Köprüsü’nü bir bowling alanı, Fener Rum Erkek Lisesi’nin çatısını devasa bir fermuar, Galata Köprüsü’nü bir gitar olarak hayal edin. Bu uçuk kaçık fikirlerin sahibi Robin Yayla. Son dönemde pek çok markalı işbirliğine de imza atan ve Milano’da yaşayan bu sıradışı yaratıcı zihin, dünyanın ikonik yerlerini eğlenceli bir biçimde yorumlayıp çizgilere döküyor.
Serüvenine Şişhane Metro İstasyonu önünde kâğıt bardakların üzerine yaptığı çizimlerini satarak başlayan Berk Armağan, Instagram’da Seyyahart ismiyle biliniyor. Sanat ile seyyahlığı bir arada deneyimleyen Armağan, kâğıt bardak gibi taşınabilir ve erişilebilir bir obje üzerinde sanatını konuşturması ve tüketim toplumuna yaratıcı bir şekilde ışık tutmasıyla sosyal medyada tasarım alanında öne çıkan isimlerden biri.
Geçtiğimiz yılki Fark Yaratan Kadınlar seçkimizde yer alan Türkiye A Millî Kadın Voleybol Takımı ve Fenerbahçe Opet Kaptanı Eda Erdem Dündar, yolculuğunu şu sözlerle özetlemişti: “Per aspera ad astra; zorluklardan yıldızlara anlamına gelen Latince deyimi uzun zamandır hayatımda tutuyorum. Hayatta hiçbir şey elimize altın tepsiyle sunulmuyor. Bir şeyleri başarmak ya da kazanmak için mücadele etmeli, önümüze çıkan tüm zorluklara göğüs germeliyiz.”
Eda Erdem Dündar, cinsiyet eşitsizliğinin en çok hissedildiği alanlardan biri olan sporda, tüm önyargıları kırarak kendinden emin adımlarla ilerleyen ve bu yolda genç kızlara rol model olmak için çabalayan başarılı bir sporcu. Öyle ki kariyeri boyunca, Fenerbahçe Opet Takım Kaptanlığı bir yana Türkiye A Millî Takım formasıyla 300’den fazla maçta görev alan Erdem Dündar, 2021 CEV Avrupa Şampiyonası’nda “en iyi orta oyuncu” olarak Rüya Takımı’na seçilmiş ve bu unvanı 2015, 2017 ve 2019’un ardından üst üste dördüncü kez kazanan ilk voleybolcu olmuştu.
“Elidor reklamında kısa saçlı kız mı olur?” dediler. Ebrar dedi “Olabilir”. “Hayallerinin önünde uzun bir yol var, zorlanacaksın” dediler. Ebrar dedi “Olabilir”.
Milli Voleybolcu Ebrar Karakurt geçtiğimiz yılın şüphesiz en konuşulan isimlerinden biriydi. Olimpiyatlar ve Avrupa Şampiyonası’ndaki başarılarıyla dikkatleri üzerine çeken genç voleybolcu, yüzü olduğu Elidor #DedimOlabilir kampanyasıyla da sosyal medyada gündeme oturarak çok kısa bir sürede geniş bir kitlenin ilgisine mazhar oldu.
Hayallerine giden yolda genç kadınlara destek olmayı amaçlayan Elidor’un toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak gayesiyle hayata geçirdiği ve aralarında Felis Ödülleri 2021 Sosyal Sorumluluk & Sürdürülebilirlik Bölümü Büyük Ödülü’nün de olduğu pek çok ödülle sektör tarafından başarısı tescillenen #DedimOlabilir kampanyasında kısa, pembe saçlarıyla boy göstererek herkese “Sen hazırsan tüm hayallerin gerçek olabilir” diyen Ebrar Karakurt, şu sıralar kariyerine İtalyan voleybol kulübü Igor Gorgonzola Novara’da devam ediyor.
Tokyo 2020 Olimpiyatları’nda Erkekler Bireysel Okçuluk kategorisinde İtalyan rakibi Mauro Nespoli’yi 6-4 yenerek, ülkemize ilk Olimpiyat Altın madalyasını getiren Mete Gazoz’un hepimizin göğsünü kabarttığına şüphe yok. Ancak genç sporcunun bu eşsiz başarısının ötesinde, hem okçuluk gibi Türkiye’de görece gölgede kalmış bir dalı yükseltmesi hem de kendisinden sonra gelecek genç sporculara verdiği ilham var.
Yıllar içinde ülkesini pek çok kez temsil ederek elde ettiği başarıların 2016 Rio Olimpiyatları’ndaki halkasında attığı o tweet, bu ilhamın ne denli büyük olduğunu da ispatlıyordu: “Daha çok çalışıp 2020’de Tokyo’dan Altın madalyayla döneceğim.”
Profesyonel okçuluk kariyerine 2013 yılında başlayan sporcu bu alandaki başarısını yüzme, basketbol, resim ve piyano gibi disiplinlerle besledi. Bir fenomen hâline gelen Gazoz’un başarısından aldığı pası değerlendiren Uludağ’ın yarattığı marka sloganı ise hakkını veren cinstendi: Mete Gazoz Ol, Efsane Ol!
Parkur ve freerunner alanlarında Türkiye’nin gözde isimlerinden Hazal Nehir 1994 doğumlu. 2014’te breakdance ile ilgilenirken parkur sporuyla tanışan Hazal Nehir, bu tanışmayı şevke ve ardından kariyerine dönüştürerek Türkiye’nin ilk kadın parkur sporcusu olarak adını tarihe yazdırdı. Nehir, A noktasından B noktasına olabilecek en ekstrem ve yaratıcı şekilde ilerlemeyi gaye edinirken aynı zamanda kendi sınırlarını ve fiziksel kabiliyetini tanıma fırsatı elde ediyor.
Türkiye’nin en bilinen parkur sporcularından olan Hazal Nehir, Singapur’da gerçekleşen Lion City Gathering (Asian Parkour Championship) 2019’da Kadınlar Speed Run kategorisinde birinci oldu ve Red Bull Art of Motion Finali’nde Türkiye’yi temsil eden ilk atlet oldu. 2020 Taurus World Stunt Awards’ta 6 Underground filmindeki dublörlük performansıyla “Best High Work” dalında aday gösterilmesi, Hazal Nehir’in ekstrem spor alanında yetkinliğini gösteren gelişmelerden biri. Şu anda Red Bull ile işbirliği bulunan atlet, kadınlara ekstrem spor alanında ilham veriyor.
Fotoğraf: YouTube @hazal nehir
Gülsüm Kav, Türkiye’de kadın cinayetlerini ve şiddetin her türlüsünü durdurmak için 10 yıldır mücadele eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun genel temsilcisi, aynı zamanda doktor ve yazar. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan ve 2000’de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı’ndan uzmanlığını alan Kav’a göre kariyerine tıp etiği uzmanı olarak başlamasının, kadın cinayetlerine karşı yürüttüğü mücadelede önemli bir payı var.
5 Felis, 3 Kristal Elma ve Cannes’dan Türkiye’ye 1’i Altın olmak üzene 5 Aslan getiren Görünmez Dilekçeler, platformun geçen yıl kuşkusuz en ses getiren işlerinden biri oldu. Gerek bu başarı gerekse İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için yürütülen kampanyalar doğrultusunda platform, The Cat Report 2021’de yılın en iyi STK’larında açık ara farkla birincilik koltuğuna oturdu ve Finlandiya Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü’nün de sahibi oldu. Platformun yakın zamanda, Yaşasın Kadınlar kanalıyla mücadelesini dijitale taşıdığını da paylaşmadan geçmeyelim.
Şahan Gökbakar, özellikle 2021 yazında gerçekleşen yangınlar sırasında sosyal medya üzerinden öncü olduğu yardım, dayanışma ve iletişim çalışmalarıyla bu yılın en çok konuşulan isimlerindendi. Gökbakar bu duruşuyla aslında ünlü simaların toplumsal güçlerini nasıl ilham verici bir yönde kullanabileceklerine dair bir örnek sundu ve sürecin kanaat önderlerinden biri hâline geldi.
Fotoğraf: YouTube @Şahan Gökbakar
Demet Evgar’ın birçok şapkası var. Aktivistlik de onlardan biri. Evgar, geçtiğimiz ay Türkiye’nin ilk Birleşmiş Milletler Kadın Birimi İyi Niyet Elçisi seçildi. “Ben kadınım, farkındayım, değişiyorum ve değiştiriyorum” sloganıyla yola çıkan Evgar, İstanbul’da 8 Mart Kadınlar Günü için de tek kişilik bir eylem yaptı. Evgar’ın sözleri her daim kulaklarımızda: “Ben kadınım, öldürülmek istemiyorum. Ben kadınım, eşitlik benim hakkım.”
“İklim için okul grevi yapıyorum çünkü küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutmak zorundayız ve bunu yapabilmek için 10 yıldan daha az bir süremiz kaldı” diyor 13 yaşındaki iklim aktivisti Deniz Çevikus.
İlk küresel iklim grevinde Bebek Parkı’nda iklim için okul grevi yapan Çevikus, o tarihten bu yana, iklim krizinin yıkıcı sonuçlarını mümkün olduğunca çok kişiye duyurmak için çalışıyor.
Doğayı korumaya yönelik hareketlerde aktif olarak yer alan Pervin Çoban Salvan; toroslarda göçebe yaşayan, Anadolu’da konargöçer yaşamı sürdüren son topluluk olan Sarıkeçililer’in yaşam alanları olan ormanların ve derelerin yok edilmemesi için mücadele eden bir yörük kadını. Geçtiğimiz yıl Brand Week Istanbul sahnesinden, “elimizdeki mirası sonraki nesillere aktarmak için doğaya gözü gibi bakanların hikâyesinin can kulağıyla dinlenmesi gerektiği” çağrısında bulunan Savran’ın, Sarıkeçililer’in UNESCO’nun Somut Olmayan Kültür Mirası Programı tarafından korumaya alınması için 10 yılı aşkın süredir gösterdiği çaba takdire şayan.
2016’da Denizli’nin bu zamana kadar sporla hiçbir ilişkisi olmayan köyü Eziler Köyü’ne beden eğitimi öğretmeni olarak atanan Suat Arı, köyü sporla tanıştıran isim. Arı, 45’i kız 120 öğrenciyi 14 farklı branşla buluşturarak lisanslı birer sporcu olmalarını sağladı. “Bu köyde herkes sporcu” diyen Arı sayesinde şu anda çocuğuyla ya da torunuyla golf, kriket, hokey oynayan ve bu sporlara gönül veren çok fazla sporcu yetişmiş bulunuyor. Sporcular Çim hokeyinde Türkiye 2. Lig Şampiyonluğu kazanırken, geçtiğimiz yıl iki erkek, bir kız sporcu da Milli Takım kampına gitmeye hak kazandı.