Yapay zekânın insanlığa faydalı bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve risklerini minimize etmek için etik ilkelerin belirlenmesi, yasal düzenlemelere dönüştürülmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması büyük önem taşıyor.
Şimdi rağbet yapay zekâya. Yapay zekâ üzerine konuşmadığımız neredeyse hiçbir gün geçmiyor. Algoritmalar aracılığıyla insan benzeri düşünme, algılama ve analiz etme yeteneklerini taklit eden bu sistemler, hayatımızın her alanında köklü değişimler yaratma potansiyeline sahip. İnsan olarak belki de genlerimizden gelen bir özelliğin etkisiyle her yeni teknolojiyi büyük bir iştahla kabullenip hayatımıza dahil etmeyi pek seviyoruz. Ama onun insana, topluma kısacası hayatımıza getirdikleri kadar neleri götüreceğini de, özellikle de etik boyutunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Felsefenin insan davranışlarını inceleyen ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu sorgulayan önemli bir alanı olan etik, toplumsal yaşamın düzenini sağlayan, bireylerarası ilişkileri düzenleyen ve ahlaki değerleri belirleyen bir pusula görevi görüyor. Yapay zekâ sistemleri insan zekâsını taklit etme amacıyla geliştirilse de etik açıdan bazı sorunlara yol açıyor. Çünkü her şeyden önce insan zekâsından farklı olarak yapay zekâ sistemleri henüz vicdan, empati ve ahlaki sorumluluk gibi kavramları tam anlamıyla kavrayabilecek düzeyde değil. Gelecekte bu eksikliği tamamlanabilir mi? Doğrusu hiç olası görmüyorum.
Yapay zekânın etik boyutunu ele alırken şu soruların öne çıktığını görüyoruz:
Hiç kuşku yok ki bu sorular, yapay zekânın etik boyutunu ele alırken sadece başlangıç noktasıdır. Bu sistemler geliştikçe yeni ve çok daha çapraşık etik sorunların ortaya çıkacağını söyleyebiliriz.
Yapay zekâ sistemleri ve etik konusunda yapılan çalışmalara baktığımızda ise aşağıdaki ilkelere uyulması kaçınılmaz bulunuyor:
Yapay zekâ sistemleri her şeyden önce insanlığa hizmet etmek için tasarlanmalı ve kullanılmalıdır. Yapay zekâ insan haklarına saygılı olmalı, insan onurunu zedelememeli ve insan refahını artırmaya yönelik olmalıdır.
Yapay zekâ sistemlerinin karar alma süreçleri şeffaf ve anlaşılabilir olmalıdır. Kullanıcılar, yapay zekânın nasıl karar verdiğini ve bu kararların arkasındaki mantığı anlayabilmelidir. Bu sayede, yapay zekâ sistemlerine olan güven artacak ve olası hatalar daha kolay saptanabilecektir.
Yapay zekâ sistemleri ayrımcılık yapmayan ve herkese eşit şekilde davranan bir şekilde tasarlanmalıdır. Yapay zekâ cinsiyet, ırk, din, dil, etnik köken, cinsel yönelim veya diğer herhangi bir faktöre dayalı olarak ayrımcılık yapmamalıdır.
Yapay zekâ sistemleri kişisel verilerin gizliliğini ve güvenliğini koruyacak şekilde tasarlanmalı ve kullanılmalıdır. Kullanıcıların verileri izinleri olmadan toplanmamalı, kullanılmamalı ve paylaşılmamalıdır.
Yapay zekâ sistemlerinin geliştiricileri, kullanıcıları ve diğer paydaşlar, yapay zekânın etik kullanımı konusunda sorumluluk almalıdır. Yapay zekâ sistemlerinin neden olduğu olumsuz sonuçlardan etkilenenlerin haklarını arayabilecekleri mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Özcesi; yapay zekânın insanlığa faydalı bir şekilde kullanılmasını sağlamak ve potansiyel riskleri minimize etmek için etik ilkelerin belirlenmesi, bu ilkelerin yasal düzenlemelere dönüştürülmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması büyük önem taşıyor. Taşıyor da yapay zekâ sistemlerini üreten ve hayatımıza sokan Amerika, Çin gibi büyük ülkeler etik konulara el atar mı emin değilim. Çünkü etik meselelere takılıp hızımızı kesmesine izin vermeyelim gibi bir yaklaşım bu ülkelerde çok kabul görüyor. Bir toplumda evrensel etik ilkelere ilişkin farkındalık ve hassasiyetin gelişmişlik düzeyi düşükse diğer pek çok alanda olduğu gibi yapay zekâ konusunda da etik ilkelerin uygulanma şansını azaltacak, yapay zekâ hayatı kolaylaştırsa bile yol açacağı adaletsizlikler, mutlu bir yaşam ve gelecek sunmayacaktır.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.