Yıllık trendler, yapay zekâ, bu sene ne olacak muhabbetleri tüm feed’leri kaplamadan önemli bir konuyu ele almak istiyorum. Herkesin çok bildiği ama markaların iyi case yaratmakta çok zorlandığı bir konu: Sosyal medya.
Bir soruyla başlamak istiyorum: Bir iletişimci için, Aralık 2023’e girerken, sosyal medyadan daha önemli bir kanal var mı? Bence cevap net; sosyal mecralar “dikkat” savaşını çoktan kazanmış görünüyor. Sürekli sosyal medyadayız işte. Popüler kültüre artık nerdeyse tamamen sosyal medya karar veriyor. Start-up, marka, influencer, YouTuber… Hepimiz için sosyal medya artık ana medya haline geldi.
Öncelikle şuradan başlayalım. Sosyal medya iletişimi çok zor. Masa başında 3-4 kişinin toplanıp bir laf bulup kampanya yapması gibi değil. Başarılı olmak istiyorsanız çok fazla uğraşmanız gerekiyor. Haliyle eğer sosyal medyanın sizin için önemli olduğunu düşünüyorsanız, öncelikle kaynağınızın büyük bölümünü buraya ayırmanız gerekiyor. Haftada üç içerik mi beş içerik mi diye hâlâ tartışılıyor. Daha direkt nasıl yazabilirim bilmiyorum: Günde 3-5 içerik girmeniz gerekiyor. Sosyal medyada başarının önden harika stratejiyi kurarak, en harika craft’ı bularak geleceğini düşünüyorsanız, yöntemlerinizi hızlıca tekrar düşünmenizi tavsiye edebilirim.
Mecralar için de markalar için de tek önemli kapital, “dikkat”. Herhangi bir sosyal mecra framework’ünü incelediğimizde çok basit bir iskelet görürüz: Organik – Reklam ve Dikkat. Tüm mesele bu. Bu framework’te etkili iletişim yapmak için şu anda neyin popüler olduğunu ve en iyi çalışan içerikleri analiz etmek bir zorunluluk. Bir içeriği düşünürken buradan başlamak kritik bir avantaj sağlıyor. Mesela markalı bir Instagram post’unu çok iyi ve çok tutan bir reels’tan gelerek düşünebiliriz.
Sosyal medya kabaca 2005’lerden beri hayatımızda. Bu hikâyenin ilk 15 yılı tamamen takipçi üzerineydi. Bir şey ürettiniz, takipçi sayınız ile orantılı olarak içeriği birileri görecekti. Çok takipçili bir hesaba sahip olmak özellikle organik iletişimin temel yapıtaşıydı. Artık değil. Şu an önemli olan konu: içerik. Özellikle son üç yılda bütün mecralar “tiktokifikasyon”a uğradı. Tiktok sonrası dönemde tüm mecralarda algoritma içerik üzerinden çalışmaya başladı. İyi içerik üretirseniz, 10 takipçili bir hesap da olsanız milyonlarca defa görüntülenebilirsiniz, bu mümkün. (Ama o içeriği haftada üç içerik üreterek bulmanız biraz zor, benden söylemesi.)
Hadi örneklendirelim: Mesela bir start-up’sınız. Markanız için yepyeni bir hesabınız var. O dönemin en iyi içerik örneklerini, best practice’lerini incelediniz. 75 takipçili hesabınızdan girdiğiniz bir içerik milyon görüntülenme alabilir. Bu normalden fazla dikkat çeken içeriğin ucuna aksiyon çağrınızı (call to action) ekleyip onu reklama dönüştürdünüz. Tebrikler! İçerik markanızı öne çıkardı, reklam ise iş sonuçlarınızı…
Podcast çok önemli. Podcast’ler iyi kreatif üretmenin kolay bir yolu. Bir konuğunuz var, üzerine konuşulan bir konu var, dikkat çekmek için harika birkaç adımı geride bıraktınız bile. Podcast konusunda kişisel favorim ise başka bir şey yaparken kaydedilen podcast’ler. Yürüyüş yaparken kaydedilen podcast’ler gibi… Ya da oyun oynarken, sarı dolmuşun arka koltuğunda sohbetler gibi bir şeyden bahsediyorum. Bu janra büyük patlayacak, benden söylemesi…
Instagram çok zor. 2014 Instagram ile 2023 Instagram aynı değil. Her şey burada, herkes burada. Instagram’da fark yaratmak için en iyilerin arasında en iyi olmanız gerekiyor. Size daha basit bir yöntem önereyim; henüz popüler olmakta ve gelişmekte olan platformlar büyük fırsat barındırıyor. Mesela Tiktok(!) TikTok’a içerik üretirken performans ile alacağınız yanıtlar değişkenlik gösterebilir. Volatilitesi yüksek bir platform. Emin olduğunuz içerik çalışmayabilir, çalışan içeriğiniz de bir anda milyonlar yapabilir. Henüz 4-5 yaşında bir çocuk gibi, tahmin edilmesi daha zor. YouTube ise her markanın içerik üretmesi gereken ve kullanıcılarıyla reklam dışında uzun uzun etkileşime girdiği yegâne mecra. Çok daha iyi pazarlama sonuçları için YouTube’da düzenli içerik üretimini fazlasıyla tavsiye ediyorum.
Birkaç yıl önce Fenerbahçe’yle çalışmaya başladığımızda Başkan Ali Koç duyurusunda, “Sosyal medyada olmak yetmiyor, olması gereken şekliyle var olmak için önemli bir adım attık” demişti. Bu cümleyi çok sevmiştim, hâlâ fazlasıyla geçerliliğini koruyor. 2024’e girerken kendi fikirlerimizi değil sosyal medya gerekliliklerini ön planda tuttuğumuz iletişimler görmek dileğiyle…
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
