Yılın en ilham verici haftası Brand Week Istanbul üçüncü gününe Fark Yaratan Kadınlar seremonisiyle başladı. Marka, iş ve yaratıcı dünya başta olmak üzere farklı disiplinlerde ezber bozan kadınlara dikkat çekmek üzere sekizinci kez düzenlenen Fark Yaratan Kadınlar seremonisi bu yıl önceki yıllara kıyasla biraz farklı gerçekleşti. Yekta Kopan’ın MediaCat Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan’a eşlik ettiği seremonide, Özkan’ın kadınların bu ödüle uzanan başarılarını anlatarak isimleri anons etmesinin ardından, ödül kazanan kadınlar etkinliğe fiziken olamasa da ilettikleri videolarla katıldılar.
Seçki kapsamında bu yıl altı farklı kategoride 10 başarılı kadın lider belirlendi. Buna göre Columbia Üniversitesi Earth Institute, Center for Sustainable Development Kıdemli Araştırmacısı Dr. Özge Karadağ Çaman ve Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Matraş Global; Akbank Strateji, Dijital Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce ve Garanti BBVA Müşteri Çözümleri ve Dijital Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Işıl Akdemir Evlioğlu Marka; Tribal Worldwide İstanbul Kreatif Direktör Güldeniz Şeşen Bilginer Yaratıcılık; Google Türkiye, Pazarlama Lideri Işıl Heves Pazarlama, Havas Istanbul Genel Müdürü ve Havas Creative Group Chief Integration Officer Ceren Çubukçu Reklam; Gazeteci Nilay Örnek, TV8 Genel Müdürü Aslı Çini Yaşaroğlu ve The Walt Disney Company Türkiye Medya Birimi & Pazarlama & İletişim ve Kreatiften Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burçin Gülşen İçağasıoğlu Medya kategorisinde Fark Yaratan Kadınlar ödülünün sahibi oldu.
Brand Week Istanbul, Fark Yaratan Kadınlar seremonisinin ardından ünlü komedyen Cem Yılmaz ve Opet Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin’in bir araya geldiği “Ne Fark Eder?” başlıklı oturumla devam etti.
“Opet’se fark eder” kampanyasının ilham kaynağı olan araştırma ve 15 yıl aradan sonra tekrarlanan marka – ünlü işbirliğinin hikâyesi gibi konu başlıklarının ardından ikilinin arasında soru cevap şeklinde ilerleyen keyifli sohbette Cem Yılmaz, karakter yaratmaya ve bu karakterleri reklam filmlerine uyarlamaya dair bilgi ve deneyimlerini; Murat Zengin ise Opet istasyonlarının akaryakıt durağından öte deneyim alanlarına dönüşmesine katkıda bulunan marka işbirlikleri ve iletişim stratejilerini anlattı.
Yılmaz, karakterlerini oluştururken klişelerden sıkça faydalandığını ancak fark yaratanın detaylar olduğunu belirtti ve ekledi: “Başka mecralarda şımarabilirsiniz ama reklam filminin bir amacı olmalı. Ben tüketici üzerinde mümkün olduğunca ‘mal satmaya değil, sizi bir şeyden haberdar etmeye çalışıyorum’ hissi yaratmaya gayret ediyorum.”
Digital Future Hub by Garanti BBVA sahnesinde açılışı, Servis Tasarımıyla Deneyimleri Dönüştürmek isimli sunumuyla Service Design Network Yönetim Kurulu Üyesi Jamin Hegeman yaptı. Hegeman’ın aklındaki temel soru şuydu: “Tasarımdan nasıl daha fazla değer elde edebiliriz?”
Hegeman’ın tanımlamasına göre servis tasarımı, tüketicinin yaşadığı tüm deneyimleri baştan uca yeniden tanımlamayı ve bu deneyimlerin orkestrasyonunu hedefleyen holistik bir bakış açısı sunuyor. Temel özelliklerini ise “insan odaklı, işbirlikçi, birbirini takip eden, görsel yönü kuvvetli ve holistik” şeklinde sıralamak mümkün.
Hegeman servis tasarımının bir yolculuk olduğuna ısrarla dikkat çekiyor. Ve eğer sabırlı olursanız, bu yolculuğu en dipten zirveye, organizasyonunuzun yapısal ve kültürel temel taşlarına entegre etmek mümkün. Son olarak kendisinin bu yoldaki deneyimlerinden çıkarttığı bazı dersler de var:
Oyunlaştırma Stratejisti ve Mentor Pete Jenkins, Oyunlaştırma ile Mükemmel Marka Deneyimleri Yaratmak isimli sunumuyla Digital Future Hub by Garanti BBVA sahnesindeydi. Oyunlaştırmanın temel amacının sadakat inşa etmek olduğunu söyleyen Jenkins, en hızlı büyüyen oyuncu kitlesinin 60 yaş üzerinde olduğuna dikkat çekti.
Jenkins markalara, oyunlaştırma yoluyla tüketicilerine yaşatmak istedikleri duyguları, oyuncu yolculuğundaki dört temel evreyi hesaba katarak tasarlamaları gerektiğini söyledi:
FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk ve FOX Ana Haber Anchor’u Selçuk Tepeli medyanın da toplumla birlikte kutuplaştığı bir ortamda her eve girebilmenin sırrını paylaştı. Yalan haber, algoritma haberciliği, televizyonun gücü, haber bültenlerinin evrimi ve en önemlisi de gerçeği anlatırken umudu söndürmemenin arasındaki denge yine ikilinin üzerine konuştuğu konu başlıklarındandı.
“İzleyici bizim velinimetimizdir” diye söze başlayan Şentürk, izleyici ile haberci arasındaki perdeyi yıkmanın sırrının etik değerlere bağlı olduğuna dikkat çekti: “İzleyici sizi aileden biri gibi görüyorsa, ona karşı ne kadar hassas olduğunuzu hissediyorsa orada pek çok şey aşılmış demektir.”
Geleceğin haberciliğinin algoritma yayıncılığına doğru ilerlediğinin altını çizen Şentürk, Türkiye’nin ise henüz bununla tanışmadığını söyledi: “Sosyal medyada habere güven azaldığı için televizyon öne çıktı. Haberciliğin basit bir kuralı var, 5N1K; biz buna bir A (Acaba) ekledik. Güven unsuru ortadan kalktığı için insanlar sorgulama gereği hissediyor. Ama bu sorgulama tek taraflı olmamalı. 5N1KA’dan da öte televizyonun inovatif anlamda bir şeyler yapması gerekiyor. Reklamdan gelir elde ediyorsanız bunu inovatif anlamda dönüştürmelisiniz ki varlığınızı sürdürebilesiniz. Şu an dünyada dayatmacı bir habercilik sistemi hâkim. Konvansiyonel medya dijital medyayı tam kavrayamadı. ‘Ve’yi oluşturdular ama ‘veya’yı oluşturamadılar. İnsanlar, aynı anda yaşanan şeylerden istedikleri hakkında bilgi alma özgürlüğüne sahip olmalı. Algoritma haberciliği de bunun için önemli.”
Şentürk’ün kutuplaşmayla ilgili yorumu ise şöyleydi: “Objektif yayın yaptığınızda dahi muhalif gibi algılanıyorsunuz. Kutuplaşmayı belki önleyemiyoruz ama güven veriyoruz. İdeolojik olarak ayrışmış insanlar dahi bizi izliyor -ki onlar benim için en kıymetli izleyiciler.”
Kutuplaşma üzerine sadece konuşmanın yetmediğini, yazmak da gerektiğini ifade eden Tepeli ise dünyada demokrasiyi hiç olmadığı bir seviyeye çıkaracağı düşünülen sosyal medyanın bilgiyi demokratikleştirmekten çok cehaleti demokratikleştirdiğini belirtti: “Bilgi emek ister. Sosyal medya bunun tam tersini yaptı. Bu da kutuplaşmanın bir parçası. Asıl sorun şu, bir arada yaşama modelimizde çok ciddi gedikler var. Biz, bizi izleyen insanların, özellikle onların oluşturdukları kolektif zekânın idrakinin çok yukarıda olduğunu düşünüyoruz. O yüzden paylaşımda kısıntıya gitmeksizin kafamızda ne tür formüller oluşmuşsa onları paylaşıyoruz. Başrolün kim olduğu da burada görülüyor.”
Medyanın siyasetçilerin, reklamverenlerin istedikleri gibi haber yapmamakla birlikte izleyici ve okurların da istedikleri gibi haber yapmaması gerektiğinin altını çizen Tepeli’ye göre “herkesin argümanlarını değerlendirebileceğimiz, belki de yepyeni bir demokrasi modeline ihtiyaç var”.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
