MediaCat

“Başarı formüllerin olmadığı yerde saklı”

Brand Week Istanbul’da üçüncü gün heyecanı devam ediyor.

“Başarı formüllerin olmadığı yerde saklı”

10’uncu yılında katılımcılarını Time to Reset temasıyla ağırlayan Brand Week Istanbul, Zorlu PSM’deki ilham maratonuna üçüncü gününde de hız kesmeden devam ediyor.

Yılın en yaratıcı haftasının son gününde sabah oturumlarının öne çıkanları sizlerle…

Her zaman yeni bir şey mi icat edeceğiz?

“Her Şey Değişir, Hiçbir Şey Değişmez” adlı sunumuyla Inspiration Hall sahnesindeki yerini alan MullenLowe Group CCO’su Jose Miguel Sokoloff’un ortaya attığı temel soru şuydu: “Sürekli aynı şeyleri söyleyen reklamların bu sıkıcılığına son vermeliyiz. Peki, her zaman yeni bir şey mi icat edeceğiz?”

“Kendi yolunuzu bulduysanız ona tutunun. Sürekli değiştirmeye çalışmayın” diyen Sokoloff, sektörü, medyayı ve nihayet hayatları reset’leyen reklam kampanyalarından örnekler paylaştı. Sokoloff’un yeniden başlama fikri üzerine paylaştığı mesaj ise şöyleydi: “Lütfen formüllerin dışında kalın, başarı formüllerin olmadığı yerlerde saklı.”

“Yaşamın yapıtaşı enformasyondur”

Nöroşirürji Uzmanı Prof. Dr. Türker Kılıç, beyin araştırmalarının dünyaya bakış açımızı nasıl değiştirdiğini ve beyin biliminin son 10 yıl içerisindeki değişiminin bizlere sağladığı katkıları paylaşmak üzere Inspiration Hall sahnesindeydi.

“Esas devrimciler bilim insanlarıdır” diyen Kılıç, daha iyi ve güzel bir dünya yaratmak için yapılması gerekenleri, beynin düşünce üretimi üzerinden anlattı. Enformasyon işleyen bir sistemin nasıl düşünce ürettiğini anlamak için gerçekleştirilen bilim çalışmalarını örnekleyen Türker Kılıç, “Yaşamın yapıtaşı atom değil, enformasyondur” diyerek enformasyon matematiği kavramının yalnızca beyni değil yaşamı anlamak için kullanılabileceğini belirtti.

Enformasyon matematiğinin ilerleyişinde belirleyici olan beş noktayı şöyle sıraladı Kılıç: bağlantısallık/karşılıklı bağımlılık, enformasyon/büyük veri, bütünsellik/matematik, kendi-oluşturma/kendi-yenileme, merak/yaratıcılık/iyilik.

Enflasyondaki hızlı yükselişin sebebi Türkiye’nin tercihleri

Inspiration Hall’da gerçekleşen “Türkiye Gündemi: Yükselen Enflasyon Düşüşe Geçen Hayaller” başlıklı oturumda Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen’in sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Refet Gürkaynak, ülke ekonomisinin çerçevesini çizdi ve gelecek dönemde Türkiye’nin ekonomide iyileşme adına izleyebileceği yollara dair yorumlarını paylaştı.

Enflasyondaki dalgalanmanın ve yükselişin tüm dünyada yaşandığını fakat hiçbir ülkede Türkiye’dekine benzer bir yükselişin gerçekleşmediğini aktaran Gürkaynak, Türkiye’nin enflasyonunun 2010 yılından bu yana diğer ülkelerden farklılaştığını belirtti, enflasyondaki dalgalanmaların ve günümüzdeki artışın Türkiye’nin para politikalarından kaynaklandığını ekledi. Gürkaynak, enflasyon artışının sebepleri sorulduğunda Merkez Bankası’nın işini yapabilmesi için genel bir düzgün yönetişime ihtiyaç olduğunu aktardı.

Türkiye’de enflasyondaki hızlı yükselişin ve reel fakirleşmenin sebebinin Türkiye’nin tercihleri olduğunu belirten Gürkaynak, kötü gidişatın düzelmesi için Merkez Bankası’nın düzelmesinin gerektiğini fakat Merkez Bankası’nın düzelmesinin tek başına yeterli olmadığının altını çizdi.

Türkiye’nin yüksek enflasyon sorununun nasıl çözülebileceğine dair 20 yıl öncesine dönen Gürkaynak, o dönem uygulanan programın Türk bürokrasisinin ürünü olduğunu ve düzelmenin o dönemden alınacak derslerle gerçekleşebileceğini ifade etti. Düzeltmeye yönelik atılacak adımların bedelinin de olacağını belirten Gürkaynak, bir kez bedel ödeyerek ömür boyu refah yaşamanın mümkün olduğunun altını çizdi; Merkez Bankası’nın bağımsız bir şekilde çalışmasına olanak sağlayan bir yönetimin gerekliliğini vurguladı. Açıl Sezen ise bir yıl içerisinde bankacılık sektöründe 200’ün üzerinde düzenlemenin yapıldığını hatırlattı.

Ülkeden ümidi kesmemeyi gerektiren bir dönemden geçildiğini ifade eden Gürkaynak, iyileşmeyi gerçekleştirecek insanların Türkiye’de bulunduğunu düşündüğünü aktardı.

“Kendi yolunuza odaklandığınızda geri kalan her şey bulanıklaşır”

2020 yılında MediaCat ve Google Türkiye işbirliğinde, geleceği şekillendiren endüstrilerdeki kadın temsiliyetini artırmak amacıyla hayata geçirilen SheMakes projesinin üçüncü döneminin başlamasının şerefine projenin elçilerinden Fotoğraf Sanatçısı Dilan Bozyel, Paralimpik Yüzme Antrenörü Karin Öcal ve Şef Refika Birgül, Brand Week Istanbul’un son gününde Brands & Trends sahnesindeydi.

SheMakes mezunu 31 kadının hayatlarının projeden sonra nasıl değiştiğini özetleyen filmin gösteriminin ardından Melike Eraslan moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda gastronomi, sanat ve spor alanlarında ilham verici kariyer yolculuklarına sahip üç kadın, hikâyelerini dinleyenlerle paylaştı.

Kadınların başarıya giden yolda başkalarının mutluluğunu değil, kendilerini merkeze koymaları gerektiğini hatırlatan Refika Birgül, mesleğine olan tutkusunu, “Yemek yapmak benim için sevgimi göstermenin dillendirilmemiş bir yolu” sözleriyle betimledi. Dilan Bozyel ise Birgül’ün sözlerini mesleğine yaraşır bir benzetmeyle doğruladı: “Yaratıcılığınıza, kendi yolunuza odaklandığınız zaman geri kalan her şey bulanıklaşır. Tıpkı fotoğraf çekerken bir nesneyi odakladığınızda geriye kalan alanların bulanıklaşması gibi.”

Karin Öcal’ın gündeminse ise sporun insanın karakterini şekillendirmede ve zamanı yönetimini becerisi kazandırmadaki rolü vardı. Kadın sporcuların son yıllarda elde ettiği başarılardan duyduğu mutluluğu paylaşan Öcal, kadınların başarılarının daha görünür olması için medyanın tutumunun kritik rol oynadığına da dikkat çekti.

“Şiir okumak günahtır diyenlerin şair olduğuna şahit oldum”

Healing Hall sahnesinde mikrofon, yüzlerce insanın hayatına dokunan “Bir Dilek Yetmez” hareketi vesilesiyle hikâyesi köy öğretmenliğinden Avrupa Parlamentosu’na konuşmacı olarak davet edilmesine uzanan Dilek Livaneli’nindi.

Köyde yaşayan çocukların akademik gelişimi ve evrensel bir bakış açısıyla yetişmesi için gösterdiği çabaları ve bu çabaların meyvelerini paylaşan Livaneli, bu vizyon doğrultusunda dört yılda dünyanın farklı yerlerinden 12 farklı eğitmeni köye getirdiğini ve hayata bakışı köyle sınırlı olan çocuklarla dünya arasında bir kültür köprüsü kurduğunu aktardı.

Bazı öğrencilerinin çobanlık, servis şoförlüğü gibi gibi mesleklere imrendiğini söyleyen Dilek Livaneli, en iyisi olmayı hedefledikleri sürece çocukların her hayalini desteklediğinin ve Türkiye’de işini iyi yapan insanlara olduğu kadar onları yetiştirecek bireylere de ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. “Okulda kantinimiz, yemekhanemiz yok. Annelerimiz var” diyen Livaneli, bu bağlamda köydeki kadınların eğitimlerine ve istihdama katılmasına da destek verdiğini; görev yaptığı Kumköy’de iki yıl içinde okuma yazma bilmeyen kadın kalmadığını ifade etti.

Köylerin cazibesini artırmak amacıyla çalışmalarına devam eden Livaneli, köy kadınlarını eğitmenin ve istihdama dahil etmenin yanı sıra kültür sanatla da daha haşır neşir hale getirdiğinin altını çizdi. “Şiir okumak günahtır diyenlerin şair olduğuna şahit oldum” diyen Livaneli, konuşmasının sonunda her daim başöğretmen Atatürk’ün izinden gitmeye özen gösterdiğini, onu anlamaya ve anlatmaya çalışmaktan hiçbir zaman vazgeçmediğini de sözlerine ekledi.

Bilişsel rezervimizi nasıl koruyacağız?

Prof. Dr. İsmet Melek, “Time to Master Your Mind” adlı sunumuyla Healing Hall’daydı. “Pandemiden sonra sisli beyin şikâyetini çok duymaya başladık” diyen Melek, bilişsel rezervimizi nasıl koruyabileceğimize de yanıt sundu.

“Eğitim, dil öğrenme, hobi edinme ve gıda takviyeleri” noktalarının altını çizen Melek, “Kalbi iyi olanın beyni de iyi olur, bu cümleyi lütfen unutmayın” dedi. Melek, Türkiye’de alzheimer artış oranını ise yüzde 277 olarak paylaştı.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.