Samsung Türkiye’nin altı tasarım stüdyosu ve In-Between Tasarım Platformu küratörlüğünde hayata geçirdiği “Eco-Package” sergisi 30 Haziran’a kadar Akaretler No: 37-39’da.
Samsung, Doğaya Dönüş vizyonu doğrultusunda ve In-Between Tasarım Platformu küratörlüğünde “Eco-Package” projesini hayata geçirdi.
Proje için Onaranlar Kulübü, Beril Ateş, Öykü Baştaş, Herkes İçin Mimarlık Derneği’nden Serap Kaçmaz ve Kubilay Ercelep, Figure’den İlke Beyaz ve Ottan Studio’dan Ayşe Yılmaz’la işbirliği yapan marka, işlevini tamamlayan televizyon kutularına tasarımın sihriyle ikinci bir hayat verdi.
Kutuların tasarımcılar tarafından gündelik yaşamda kullanılabilecek işlevsel ve dekoratif ürünlere dönüştürüldüğü proje doğrultusunda ortaya konan eserler, tüketicilere ileridönüşüm konusunda ilham vermek amacıyla Akaretler No: 37-39’da sergilenmeye başladı.
Samsung Electronics Türkiye Ses ve Görüntü Sistemlerinden Sorumlu Pazarlama Direktörü Erkan Yıldırım, sergi kapsamında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Samsung olarak, üst düzey teknolojileri kullanıcılara güvenle sunmaya devam ederken, tüketicilerimize ve dünyamıza karşı çevresel sorumluluklarımızın olduğuna inanıyoruz. Bu yıl yenilenen ve televizyon ürün ambalajlarını çok yönlü ev eşyalarına dönüştürmeye imkân sunan Eco-Package projesi kapsamında ambalajlarda yüzde 90 oranında daha az mürekkep kullanıyoruz. Üretim esnasında ise zımba kullanımını tamamen ortadan kaldırıyoruz. Ayrıca, yerleşik güneş panelleri sayesinde pil atıklarını ortadan kaldıran SolarCell Uzaktan Kumanda ürünümüzü daha da geliştirerek tüm 2022 model televizyonlarımızda kullanılacak şekilde tasarladık. SolarCell Uzaktan Kumanda sayesinde, yılda 100 milyon adet pili atık olmaktan kurtarmayı başardık. Eco-Package Projesi kapsamında da ileridönüştürülebilir televizyon kutularımız, çok değerli tasarımcıların elinde sıfır atıkla yepyeni işlevsel ve dekoratif tasarımlara dönüştü. İleridönüşüm diyoruz çünkü kullanım ömrünü tamamlamış ve eşsiz televizyonlarımızı, evlerinize kadar getirmiş olan televizyon kutularımıza, fikri tasarım öğeleri ekleyerek gündelik yaşama katkı sağlayacak yeni ürünlere dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Doğaya Dönüş vizyonumuz doğrultusunda hayata geçirdiğimiz projenin sonucunda ortaya çıkan eserleri görmekten dolayı oldukça heyecanlı ve gururluyuz.”
Akaretler No: 37-39’da 30 Haziran’a kadar ziyarete açık olan sergideki eserlere hayat veren tasarımcılarla, ilham kaynaklarını ve karton materyalle çalışmanın nasıl bir deneyim olduğunu konuştuk.
Onaranlar Kulübü: Onaranlar Kulübü olarak, kamusal alanı, bireylerin en organik şekilde bir araya gelip diyalog kurabilecekleri, hayatlarının temposunu birazcık da olsa yavaşlatıp odaklarını başkalarına yönlendirebilecekleri alanlar olarak görüyoruz. Bu deneyime izin veren ve hatta teşvik eden bir kamusal alan mobilyası tasarlamak istedik. Form ve modülerliğinden ilham aldığımız tasarımlardan biri, bir başka sürüdülebilir malzeme olan mantardan üretilen José Carvalho Araújo’nun iç mekân mobilyası Tumble oldu. Tumble’dan yola çıkarak sokakta sosyalleşme ve dışarıda olma pratiklerine çevreci ve oyuncu bir yaklaşım sunan, birbirine sınırsız sayıda eklemlenebilen ve farklı ihtiyaçlara farklı formlara dönüşerek cevap verebilen Molekül’ü geliştirdik. Daha rahat bir oturum için ağırlığınızı yere aktarmada önemli rol oynayan parçalardan birinin yerini değiştirerek Molekül’ü sandalyeden şezlonga dönüştürmeniz mümkün. Fakat bunu yaptığınızda dengeyi yeniden sağlamak için başka bir molekülün biriminize eklemlenmesi ve güç birliği sağlaması gerekiyor. Tıpkı hayatın her alanında olduğu gibi.
Üçgenler, yanal yüklerle sınandıklarında deformasyona uğramadıkları için mimari ve ürün tasarımında sıklıkla kullanılırlar. Öte yandan, yüzlerce üçgenden meydana gelen bir malzeme ile çalışmak ilham verici çünkü özünde sağlam ve doğru bir prensip çoklandığında şaşırtıcı sonuçların ortaya çıkabildiğini gösteriyor. Oluklu mukavva dünya genelinde en yüksek geridönüşüm oranına sahip malzemeler arasında. Neredeyse geridönüştürülmek üzere üretilmiş bir malzemenin ileridönüşümünü hayal etmenin yapısal zorlukları olsa da kullanıcılara, gelip geçiciliğiyle tanıdıkları kartonun kamusal alanda saatlerini geçirebilecekleri bir mobilyaya dönüşebilmesini deneyimletebilmek oldukça tazeleyici.
Kubilay Ercelep ve Serap Kaçmaz (Herkes İçin Mimarlık Derneği): Samsung Eco-Package Projesi hakkında bilgi aldığımızda insanlara bir mesaj vermek için çok heyecanlanmıştık. Yaptığımız tasarımın insanları düşündürmesini ve onlara farklı bir bakış açısı katabilmesini istedik. Aynı zamanda Herkes İçin Mimarlık Derneği’nin de benimsediği, kullanıcının tasarım ve üretim sürecine dahil olması bize ilham verdi. İnsanlara tek bir tasarım sunmaktansa, mekânlarına uygun kompozisyonlar üretebilmelerini istedik.
Mimarlık öğrencisi olduğumuz için lisans eğitimimizin başından beri karton materyallerle çalışıyoruz. Ama pandemi başladığından beri fiziksel materyallerle çalışma pratiğimiz eksilmişti. Bu yüzden tekrar bu alana dönmek oldukça iyi hissettirdi.
Öykü Baştaş: Genelde tasarım sürecine başlarken, kendi hayatım üzerinden yola çıkarak başlıyorum. Daha öncesinde gördüğüm formlar, dokunduğum malzemeler veya hissettiğim duygular arasından nelerle bağdaştığını düşünüyorum. Şu an New York’ta yaşıyorum ve bu şehrin geridönüşüm döngüsü beni hep çok etkiliyor. Çünkü genelde dükkânların, marketlerin önünde geridönüşüm için birikmiş, ezilmiş karton kutulardan oluşan küpler oluyor. Ve bu küpler haftanın belli günlerinde kapıların önünden toplanıyor. Bunların birikip toplanmasını izlemek bana hep bir lego oyununu hatırlatmıştır ve ben de bunun küçük bir versiyonunu yaratmaya çalıştım aslında.
Karton kutular oynaması, kullanması oldukça eğlenceli malzemeler. Bence çok fazla opsiyon sunuyorlar. Karton aslında kulağa çok güçlü bir malzeme gibi gelmese de çok farklı şekillerde kullanılarak, yük taşıyan formlara bürünebiliyor. Karton kutuların ham estetiğini de her zaman çok sevmişimdir.
İlke Beyaz (Figure): Samsung Eco-Package Projesi’ni ilk duyduğumda, karanlıkta kalmış el dokuması kilim geleneğine dikkat çekmek istediğimi biliyordum. Bu yüzden bir aydınlatma objesi tasarlamaya karar verdim. Geridönüştürülmüş malzemeler ve dokuma tezgâhlarından artan yünlerle birbirlerine diktiğim karton yüzeylerin arasından sızan ışık, kadın zanaatkarların el işçiliğini ve ışığını simgeliyor. Ayın farklı evrelerini temsil eden figürler yüzyıllardır Anadolu’da kullanılan kilim motiflerine gönderme yapıyor.
Karton kendine has karakteri olan bir malzeme. Katlayabilirsiniz ama size izin verdiği kadar. Tasarımımı oluştururken kartonlarla çalışmak oldukça zevkliydi ancak dirençle karşılaştığım noktalar da oldu. Sonuç olarak, birlikte iyi bir ekip olduğumuzu düşünüyorum.
Ayşe Yılmaz (Ottan Studio): Tasarımıma “Kartonları, pratik ve sürdürülebilir bir yöntemle nasıl etkileyici yüzey ve ürün tasarımlarına dönüştürebiliriz?” sorusu ile başladım. Sonrasında; kare, dikdörtgen, daire ve elips gibi temel geometrik şekilleri kartondan kesip birleştirerek, çeşitli kombinasyonlar geliştirdim. Dairesel formlar tasarıma hareket katarken dikdörtgen ve kare, basit kesiklerle modüllerin bir araya gelmesine olanak tanıyor diyebilirim.
Kartonun dayanıklı yapısı ve işlenebilirliği sebebiyle çalışması oldukça keyifli ve tasarımcıyı özgürleştiren bir malzeme olduğunu söyleyebilirim.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
