Pazarlamanın geleceğine stratosferden yön veren adam

Stratosferden yaptığı tarihi atlayışla dünyayı ve pazarlama dünyasını sallayan Felix Baumgartner, Brand Week Istanbul’a geliyor.

14 Ekim 2012 günü tarihi bir an yaşandı. Avusturyalı ekstrem sporcu Felix Baumgartner, stratosferden dünyaya 39 kilometrelik bir serbest düşüş yaparak inanılmaz bir rekor kırdı. Milyonlarca insanın YouTube‘dan canlı izlediği atlayışta saatte 1.357,64 kilometrelik bir hıza ulaşan Felix, ses duvarını aşan ilk insan olarak tarihe geçti.

Bu atlayış, sadece spor ve insanlık tarihi açısından değil, pazarlama iletişimi tarihi açısından da büyük bir andı. Çünkü bu inanılmaz gösteri, baştan sona Red Bull tarafından planlanmış ve hayata geçirilmişti.

Markaların içerik üretmesi ya da üretilmiş bir içeriğe entegre edilmesi yeni bir şey değil. Önümüzde soap operalardan BMW‘nin meşhur The Hire serisine, global çapta oynanan Decoded oyunundan Intel ve Toshiba’nın markalı dizisi ‘The Beauty Inside’a uzanan zengin bir geçmiş var.

“Felix, markaların muhteşem içerikler üretebileceğinin ispatı”

Red Bull, markalı içeriği bir adım ileri taşıdı ve Felix’le birlikte, markaların dünya çapında geniş bir etki yaratan, insanların büyük bir merak ve iştahla peşinden koştuğu muhteşem içerikler üretebileceğini çok net bir şekilde ispat etti. Bu yılki Cannes Lions Yaratıcılık Festivalinde düzenlenen, reklam tarihinde devrim yaratmış işlere yer verilen Game Changers sergisi de bu gerçeği teyit ediyor. Sergi, modern reklamcılık tarihi Bill Bernbach’ın devrimci ilanı Think Small ile başlatıyor, Felix’in stratosferde sahnelenen muhteşem markalı gösterisiyle sona erdiriyordu.

MediaCat, 11-15 Kasım tarihleri arasında bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek Türkiye’nin en büyük pazarlama iletişimi organizasyonu Brand Week Istanbul çerçevesinde, bu muhteşem gösterinin bir numaralı aktörünü, Felix Baumgartner’ı ağırlamaya hazırlanıyor.

Felix Baumgartner kimdir?

Birçok kişi onu stratosferden yaptığı serbest düşüş performansıyla tanıdı ancak Felix Baumgartner, kariyerinde 2.600’den fazla atlayış yapan, birçok rekora imza atan korkusuz bir ekstrem sporcu.

1974 yılında, henüz beş yaşındayken çizdiği paraşütle atlayan adam resmi, Felix Baumgartner’ın gökyüzüne olan tutkusunun ilk kanıtı aslında. Şimdilerde kolunda yer alan ‘Born to Fly’ dövmesinin hakkını vermeye oldukça genç yaşta başlayan Baumgartner, ilk gökyüzü dalışını 16 yaşında gerçekleştirir. Avusturya ordusunda geçirdiği sürede aero-akrobatik yeteneklerini iyice keskinleştiren Korkusuz Felix‘in idol olarak belirlediği ismin Amerikalı hava dalışçısı Joseph Kittenger oluşu, bu genç adamın hedefine ne kadar önceden kilitlendiğinin bir başka göstergesi. Kittenger’dan yıllar sonra dünyanın kavisli yapısını çıplak gözle gören ikinci insan olacak olan Baumgartner’ın, Red Bull Stratos projesinden önce de -aynı çılgınlık düzeyinde olmasa da– sayısız macerasının olduğunu unutmamak gerekiyor.

“Dünyanın en yüksek paraşütlü atlayış rekoru”

1988 yılında, o yıl birinci yılını kutlayan enerji içeceği markası Red Bull’la sponsorluk anlaşması imzalayan Baumgartner, kısa süre sonra markanın ilerleyen yıllardaki vaadine paralel olarak adeta kanatlanır. Felix 90’ların başında repertuvarına B.A.S.E. Jumping’i (‘bridge’, ‘antenna’, ‘span’, ‘earth’ kelimelerinden türetilen bir ekstrem spor türü) ekler. 1999’da o dönem dünyanın en yüksek binası olma özelliğini taşıyan Petronas kulelerinden atlayarak ‘dünyanın en yüksek paraşütlü atlayışı’ rekorunu kıran Baumgartner, aynı yıl Milano’daki Pirelli gökdeleninden de atlayarak tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başarır. Yine 1999’da Rio de Janeiro’da yaptığı atlayışsa onun kendi kulvarında ne kadar farklı bir sporcu olduğunun göstergesi olarak tarihe geçer. Sınırları zorlamayı görev edinen Baumgartner, Kurtarıcı İsa Heykeli’nin 29 metre yükseklikteki sağ elinden gerçekleştirdiği atlayışla ‘dünyanın en kısa paraşüt atlayışı’ rekorunu da eline geçirir.

2000’lerde de göz alıcı performanslarına devam eden ve artık tüm dünyaca tanınır hale gelen Korkusuz Felix, yapımı 2004 yılında sona eren ve dünyanın trafiğe açık en yüksek köprüsü olma özelliğini taşıyan Fransa’daki Millau viyadüğünden atlamayı da ihmal etmez. Takvimler 18 Ağustos 2006’yı gösterdiğindeyse yine kendine has bir rekora imza atan Baumgartner, önce yaptığı gökyüzü dalışı ile Malmö’deki Turning Torso kulesinin tepesine indi, ardından buradan yaptığı atlayışla yine bir ilki gerçekleştirdi. 2007 yılında Tayvan’daki Taipei 101’in –o yıl dünyanın en yüksek binası unvanı bu dev yapıdadır – 91’inci katından atlayan Baumgartner, yükseklerden kendini bırakma konusundaki önü alınamaz iştahına kalıcı bir doyum yolu bulmak için 2010 yılında Red Bull’la Stratos projesi için çalışmalara başlar.

39 kilometre yüksekten dünyaya konarak kariyerinin gerçek anlamda zirve noktasına ulaşan Baumgartner, yere indiği an emekliliğe karar verir. 2.600’ün üzerinde gökyüzü dalışı gerçekleştiren adrenalin tutkunu Avusturyalı, tüm bu başarılara rağmen sahip olduğu tevazuyu, rekorları alt üst eden atlayışından hemen önce söyledikleriyle tüm dünyaya duyurur: “Bazen ne kadar küçük olduğunuzu görmek için gerçekten çok yükseğe çıkmanız gerekir.”