Aktivist çocukların zamanı

Evdeki yeni aktivistler Alfa ve Z Kuşağı çocukları. Cinsiyet stereotiplerinden iklim değişikliğine kadar her şeyi sorgulayan, seslerini yükselten çocukların küresel sorunlara yönelik artan farkındalıkları, son yılların eşi benzeri görülmemiş eylemlerini doğurdu.

Aktivist çocukların zamanı

Evdeki yeni aktivistler Alfa ve Z Kuşağı çocukları. Cinsiyet stereotiplerinden iklim değişikliğine kadar her şeyi sorgulayan, seslerini yükselten çocukların küresel sorunlara yönelik artan farkındalıkları, son yılların eşi benzeri görülmemiş eylemlerini doğurdu.

Veri merkezli içerik ajansı Beano Studios’un 2 bin ebeveyn ve 1500 çocukla yaptığı bir araştırmaya göre, 5-9 yaş arası 5 çocuktan 1’i gerçekleşmesini umduğu herhangi bir konu hakkında bir yürüyüşe ya da protestoya katıldığını belirtirken, ebeveynlerin yarısının çocuklarını aktivist konuşmaya teşvik ettiği görülüyor. Ayrıca araştırma, 2010’dan sonra doğan neslin yani Alfa neslinin, kendilerinden büyük kardeşlerine nazaran teknolojik araçlarla zaman geçirme olasılığının daha düşük ve kodlama, video içeriği üretme gibi teknolojinin sunduğu fırsatlar vasıtasıyla proaktif davranışlarda bulunmaya daha yatkın olduklarını gösteriyor.

13 yaşındaki iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu, aktivist bir çocuğun günlük ve sosyal yaşantısını şöyle özetliyor: “Artık daha fazla bilgisayar oyunu yok. Fast-food da uçak seyahati de sırf zaman geçsin diye yaptığım şeyler de… Çünkü zaman az. Daha iyi bir gelecek için bir şeyler yapmamız lazım. Bunu tek başımıza değil kalabalık bir şekilde yapmamız gerekiyor.”

Değişim başladı

Çocuklar ve gençler ülke liderlerinin onların şimdiki hayatlarını ve geleceklerini etkileyen konularla ilgili endişelerini dinlemediklerini düşünüyor. “İklim krizi bizim için karşı çıkılamaz bir gerçek ve hâlâ bu krizin bir tehlikesi olmadığına inanan yetişkinler var. İşte bu noktada biz gençler olarak onlara düşen görevi yapmak zorunda kalıyoruz””diyor 17 yaşındaki iklim aktivisti Bilge Yerli.

Çocuklar için siyasi statükoyu eleştirmede sosyal katılım ve aktivizm birer araç konumunda artık. Peki, çocukların eylemleri ne derece karşılık buluyor? Bir zamanlar ABD Dışişleri Bakanlığı’nda sürdürülebilir kalkınma alanında çalışan, İklim Restorasyonu Vakfı’nda politika danışmanı olarak hizmet veren Build a Movement’ın kurucusu Paul Zeitz, gençlik aktivizminin, kongreye sunulan iki partinin de kabul ettiği iklim tasarılarının artmasının ardındaki kritik faktör olduğunu belirtiyor. Birleşik Krallık Gençlik İklim Koalisyonu’ndan Jake Woodier da iklim grevlerinin siyasi alanı yeniden yapılandırdığına inananlardan: “Tarihsel olarak siyasette söz sahibi olmayan çocuklar, görüşlerinin gerçekten kamusal alanda dikkate alınmasını başarıyorlar. İklim krizinin ciddiyetini, iktidardaki yetişkinlerden daha iyi kavrayan binlerce zeki ve erdemli çocuk görüyoruz.”

Kaynak: Ipsos MORI’nin Uluslararası Af Örgütü için 6 Eylül – 2 Ekim 2019 arasında 22 ülkede 18-25 yaş arası 10 bin 896 gençle online gerçekleştirdiği İnsanlığın Geleceği anketi.

Çocuklar sistemsel bir dönüşüm talep ediyor ve bunun için durmaya niyetleri yok. Sarrafoğlu’nun şu sözleri de bunun göstergesi: “Şu anda Türkiye’den birçok arkadaşımla birlikte beşinci okul grevine hazırlanıyoruz. Salgın yüzünden okula gidemiyoruz ama bu bizim için bir engel değil. Dijital grev yapacağız. Harıl harıl çalışıyoruz. Bu da bana kendimi iyi hissettiriyor.”

“Korku beni harekete geçiren bir şey”

Atlas Sarrafoğlu, İklim Aktivisti (13)

İstanbul’da doğdum büyüdüm ama küçüklüğümden beri -1 ay sonra 13 yaşında olacağım- doğanın içindeyim. Bir bitkinin nasıl yetiştiğini ya da evcil bir hayvanın yaşamak için nelere ihtiyaç duyduğunu biliyorum. Bunların hepsi doğada var. Doğa zarar görünce bitkilerin, hayvanların ve insanların da zarar göreceğini biliyorum. Ailemle birlikte küçüklüğümden beri doğa zarar görmesin diye çeşitli etkinliklere katılırım. Ama doğaya en fazla zarar verecek şeyin iklim krizi yüzünden olduğunu Greta sayesinde öğrendim.

İklim krizinin nasıl büyük bir felaket olduğunu ve yaşayan her şeyi etkilediğini yaptığım araştırmalarla fark ettim. Videolar izledim, yazılar ve kitaplar okudum, bu konuyla ilgili podcast’ler dinledim. İklim krizinin en çok bizim neslimize yani Z Kuşağı’na zarar vereceğine anladım. Bu krizin durdurulması gerekiyor. Bizden önceki kuşaklar bunu durdurmak için bir şey yapmadı, o yüzden başkalarından çözümü beklemek çok anlamlı gelmiyor.
Greta bu konuda harekete geçen ilk çocuktu. Sonra birçok çocuk onun çağrısını duydu ve onlar da harekete geçti. Ben de Türkiye’de buna katıldım ve geçen yıl 15 Mart’ta iklim krizine dikkat çekmek için okul grevi çağrısı yaptım. Sonra olaylar gelişti. Dünyanın durumunu öğrendikçe önce korktum, sonra endişelendim ve daha çok merak ettim. Korku beni harekete geçiren bir şey. Harekete geçtiğimde de kendimi iyi hissediyorum.

“Çoğu yaşıtımın tatmadığı bir anlam”

Bilge Yerli, İklim Aktivisti (17)

2019 yazından itibaren Fridays for Future Türkiye organizatörlerindenim. En başlarda ailem ve okulum çekincelilerdi. Ülkemizde bir şeyi savunmanın zorluğunu biliyorlardı fakat yaptıklarımın gerekli ve faydalı olduğu konusunda şüpheleri yoktu. Bir çocuk olarak grevler, etkinlikler düzenlemenin zorluğuna boğulduğumda ailem hep yanımda oldu hatta grevlere benimle geldiler. Arkadaşlarımın büyük bir çoğunluğu bana katıldı fakat bir iklim aktivisti olmanın ne kadar yorucu bir iş olduğunu görünce yine büyük bir çoğunluğu bıraktı. Çevremdeki tepkilerden anladım ki, herkes sandığım kadar farkında ya da harekete geçmek için istekli değil. Maalesef daha yolun başındayız. Uygulanması gereken politikalar daha ufukta görünmüyor.

İklim aktivistliği bana bir şey öğrettiyse o da umutsuzluğa kapılmamak. Her gün bambaşka bir kriz, başka bir sel, yangın, canlının yok oluşu ve daha sayamadığım tonlarca korkunç haberle karşılaşıyoruz. Eğer bunlar arasında geleceğimiz için umudumu kaybetseydim devam edemezdim. FFF’te olmak ve yaptıklarımızın dünyaya olumlu bir etkisinin olduğunu bilmek, benimle benzer endişeleri paylaşan umut dolu gençlerle olmak gündelik hayatıma çoğu yaşıtımın tatmadığı bir anlam kazandırdı. Biliyorum ki biz gençler birleştiğimizde bir yolunu bulabiliriz.

“Eğitim tek başına yeterli değil”

Selin Gören, İklim Aktivisti (18)

İklim aktivisti olmak hayatımı birçok açıdan değiştirdi. Bu yolculuk sırasında bireysel olarak çok büyüdüğümü ve geliştiğimi hissediyorum. Çevremde beni güzel mesajlarıyla destekleyen pek çok insan olduğu gibi farkındalık yaratmanın, grevlerin hiçbir işe yaramayacağını düşünen veya daha da kötüsü iklim krizinin aciliyetini fark etmeyen insanlar da var. Onlara şu cevabı veriyorum: Ben yangının üzerine bir damla su taşıyan sinekkuşu misali elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Benim yaptığım özel bir şey değil, herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Herkesin iklim aktivisti olmasına ihtiyacımız var. Benim keşfettiğim bir şey yok, tek yaptığım yazdığım yazılarla, katıldığım konferanslarla daha fazla insanın bilime kulak vermesini sağlamak.

Elbette elimden daha fazlasının gelmesi için, bu konuda yapılan bilimsel çalışmalara katkı sağlamak için, toplumsal değişimi gerçekleştirenlerden biri olmak için eğitim alıyorum. Robert Kolej’den mezun olduktan sonra, seneye üniversite eğitimime Yale Üniversitesi’nde devam edeceğim. Fakat bana kalırsa eğitimden önce kazanmamız gereken ve maalesef eğitimin kendi başına veremediği bazı değerler var. Bu gerçeği ben de iklim aktivisti olduktan sonra fark ettim. Biz insancıl, saygılı, dünyanın sorunlarına duyarlı olmadan, eğitim bizi dünya için faydalı bir insan yapamıyor.

“Salgın hastalık krizine rağmen çalışmaya devam”

M. Can Tonbil, Gazeteci ve İklim Aktivisti

2018 yılında, o zamanlar 15 yaşında olan genç bir kız çocuğunun yani Greta’nın başladığı İklim için Okul Grevi’nin üzerinden bir seneden fazla zaman geçti. Greta o zaman yalnızdı ama şimdi onunla beraber milyonlarca çocuk iklim krizine dikkat çekmek için harıl harıl çalışıyor.

Greta’nın bu çağrısı Türkiye’de de yanıt buldu. O zamanlar 11 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu’nun çağrısına yanıt veren gençler Ağrı’dan Edirne’ye, Hopa’dan Bodrum’a kadar Türkiye’nin birçok yerinde iklim için okul grevi yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Türkiye’deki iklim kriziyle alakalı çalışan sivil toplum kuruluşlarının genç iklim aktivistlerine kolaylık sağlamak için oluşturduğu Sıfır Gelecek platformundan da güç alan Gelecek için Cumalar Türkiye Hareketi, yaşanan salgın hastalık krizine rağmen çalışmaya devam ediyor.

Kendilerinden önceki nesillerin yarattığı ekolojik yıkımı ve hayatın birçok alanına yayılan iklim krizini miras olarak almak istemeyen genç insanlar ortaya çıktı. Talepleri netleşmeye başladı. İklim krizine kriz denilmesini ve her krizde olduğu gibi acil durum ilan edilmesini, Türkiye’nin Paris İklim Antlaşması’nı mecliste kabul etmesini ve çocuklara söz hakkı verilmesini isteyen gençler artık geçiştirilmek istemiyor. Temiz ve yaşanılabilir bir dünya, canlı çeşitliliğinin devamı ve insan sağlığının daha iyi olması için çabalamak onlara düştü. Ama bu sese kulak vermek ve yaptıkları hatadan dönmek ise biz yetişkinlere kalıyor. Greta’nın dediği gibi, “Kimse bir değişim yaratmak için çok küçük değildir”.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.