MediaCat

21. yüzyıl insanını anlamak

Brand Week Istanbul 2021’in odağına 21’inci yüzyıl insanını alan ilham verici yolculuğu tamamlandı.

21. yüzyıl insanını anlamak

Bu yıl 8-12 Kasım tarihlerinde, “21. Yüzyılda İnsan Olmak” temasıyla gerçekleşen Brand Week Istanbul sona erdi. Etkinliğin son gününün sabahında gerçekleşen konuşma ve oturumların ardından, öğleden sonra Zorlu PSM ve brandweekistanbul.com adresinde konuşulanların satır başları şöyleydi…

Marka kimliği inşasında ses

Brand Week Istanbul World Stage’de bugün gündeme taşınan konulardan biri de pazarlama iletişiminde sesin artan payı ve sesi efektif kullanma yollarıydı. University of London Psikoloji Profesörü Prof. Daniel Mullensiefen ve SoundOut Kurucusu David Courtier-Dutton’ın paylaştıkları oturum ilgi çekici istatistiklerle açıldı. Bunlardan bazıları; Y ve Z Kuşaklarının yüzde 56’sının sesli içerikleri görsel içerik bombardımanından bir kaçış olarak görmesi ve 2021’de global markaların sesli kimlik oluşturma oranlarının yüzde 22 artmış olmasıydı.

İkili, marka kimliği inşasında sesin artan önemini örneklerle açıklarken, David Courtier-Dutton SoundOut’ta markaları doğru ses ve müziklerle eşleştirmek için kullandıkları metotları anlattı. Örtük testlerle seslerin insanlarda uyandırdığı duyguları analiz ettiklerini ve yarım milyondan fazla müşteriden topladıkları verilerle seslerin duygusal DNA’sının haritasını çıkardıklarını söyleyen Courtier-Dutton, bu sesleri istatistik ve veribilimden faydalanarak markalarla eşleştirdiklerini belirtti.

Prof. Daniel Mullensiefen ise duygusal marka inşasının marka bilinirliğine ve satışlara olumlu yansımalarından bahsetti. Müziğin bunu duyguları ve ilişkilendirmeleri manipüle ederek yaptığını ifade eden Prof. Mullensiefen, her müziğin her markada işe yaramayacağının, doğru marka-müzik eşleşmesinin önemli olduğunun altını çizdi.

Cinsiyet eşitliği yolunda 5 maddelik manifesto

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, BJK Kadın Futbol Takımı Kaptanı Başak Gündoğdu ve İBB Raylı Sistem Dairesi Başkanı Doç. Dr. Pelin Alpkökin, Gazeteci Elif Ergu Demiral’ın moderatörlüğünde “21. Yüzyıl İçin Dersler” başlığı altında eşitlik konusunu hayatlarından örnekler sunarak tartıştı.

Kadın futbolunda faullerin, sakatlanmaların az olmasını toksik masküleniteden bağımsız bir alanda yer almalarına bağlayan Başak Gündoğdu, insanların artık “kadın futbol takımı” kavramına daha fazla aşina olduğunu belirtti. Cinsiyet eşitliğinin sektörlerdeki keskin hiyerarşileri yok edip yatay bir yapılanmaya doğru adım atmada kritik rol oynadığını belirten Doç. Dr. Pelin Alpkökin ise gözlemlediği gelişmelere rağmen halen alınması gereken daha çok yolun olduğunu da hatırlattı.

Vodafone’un cinsiyet eşitliğini bir şirket değeri haline getirmelerinden ve bu doğrultuda yürüttükleri projelerden bahseden Bakiler Şahin, Vodafone Türkiye olarak dijital okuryazarlık ve dijital pazarlama eğitimleriyle 40 bin kadına ulaşma hedefiyle hem istihdamda hem de sosyal anlamda cinsiyet eşitliğini sağlamak yolunda emin adımlar attıklarını belirtti.

Tartışma kapsamında 5 maddeli bir manifesto oluşturuldu:

  1. Her kadın hayallerinin peşinden gitmeli
  2. Kadınların varlığı her alanda normalleşmeli, tabular yıkılmalı.
  3. Eşitlikçi bir toplum hayali her koşulda yaşatılmalı.
  4. Dayanışma yayılmalı, dönüşümde öncü olunmalı.
  5. İlham verici örnekler herkese duyurulmalı.

Marka aktivizmi stratejisi

Brand Week Istanbul’un son gününde World Stage’in konuklarından biri de “Marka ve Cesur İfade” isimli sunumuyla marka aktivizminin stratejilerine odaklanan akademisyen Prof. Olivier Sibai’ydi. Aktivist markayı “etik değerleri olan”, “normları değiştiren” ve “toplumsal faydayı destekleyen” sıfatlarıyla tanımlayan Prof. Sibai, tüketicilerin çoğunluğunun markaların ifade özgürlüğünü desteklemesinden yana oldukları bu dönemde markaların da, taraf olarak, kamuoyuna neleri söyleyebileceklerinin tanımını yeniden çizmeyi hedeflediklerini belirtti.

Markaların ifade özgürlüğü yolculuğunda uygulaması gereken stratejileri etik canavarlar yaratmak, kurumlara meydan okumak ve ahlaki örnek teşkil etmek olarak sıralayan Prof. Sibai, bu stratejilerin markanın yolculuğuna etkisini şöyle özetliyor: Markalar etik canavarlar yaratarak tabuları yıkacak, kurumlara meydan okuyarak azınlıklara ses olacak ve etik örnek teşkil ederek yeni fikirlere öncülük edecekler.

Markaların aktivist kimlik kazanma sürecinin zorluklarına da değinen Prof. Sibai’ye göre aktivist markaları başarısızlığa sürükleyecek etik duyarsızlık, etik vizyonsuzluk ve yetersiz etik entegrasyonun (koşullara göre duruş değiştirme) çaresi etik duyarlılık, etik vizyon ve etik entegrasyonda saklı.

Şeffaflık, güven, çeşitlilik

Wavemaker Global Head of Content Adam Puchalsky, “Riskli Sular: Samimiyetsiz Etki İşleri” başlıklı oturumunda tüketicilerinin kalbine girmek isteyen markaların benimsemesi gereken prensipleri şöyle sıraladı: şeffaflık, güven ve çeşitlilik.

Tüketicilerin markaları daha önce hiç olmadığı kadar sevdiklerinden ve onları kutlamak için fırsat aradıklarından söz eden Adam Puchalsky, buna karşı geri tepme riskinin de hiç olmadığı kadar yüksek olduğuna dikkat çekti. Puchalsky, konuşmasında markalara, giderek yükselen iptal kültürü (cancel culture) karşısında güçlü durabilmeleri için ilerici değerler barındıran bir stratejiyle ilerlemeleri gerektiği mesajını verdi.

Yaratıcılık, nereden nereye?

Brand Week Istanbul’da World Stage’in son konuğu CreativeX Kurucu ve CEO’su Anastasia Leng’di. Nielsen verilerine göre, geçtiğimiz 20 yıl içinde reklam sayısı altı kat artarken reklamcı sayısının aynı kaldığını aktaran Leng, üretilmesi beklenen iş sayısındaki bu orantısız artışın yaratıcılığın düşmesine neden olduğunu söyledi. Bu yeni ortamda daha fazla sayıda reklamın daha hızlı bir şekilde oluşturulması mecburiyetinin doğduğunu belirten Leng, pazarlamacıların da yaratıcı kaliteye hak ettiği değeri vermediklerinin altını çizdi.

Reklamcılar ile reklamların sayısı arasındaki farkı kapatmanın pazarlamacıların ROI’sine kazanç olarak döneceğinin altını çizen Anastasia Leng, izledikleri reklamların kendilerini temsil etmediğini düşünen insanların çoğunlukta olduğu günümüzde reklam sektörünün, teknolojinin de mutlak etkisiyle, bir kavşakta olduğunu söyledi.

Toprağı iyileştirmek

“Toprak hasta, hava hasta, su hasta. Geleceği beslemek zorundayız” diyen İyi Yaşam ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, sahneyi paylaştığı Sosyal Girişimci ve Şef Ebru Baybara Demir ile birlikte tarımda sürdürülebilirlik ve gıda israfı konularını masaya yatırdı.

Şu anda 6 bin dönümlük bir arazide susuz tarım yaptıklarını belirten Ebru Baybara Demir, su kaynaklarını koruyan, toprağı iyileştiren yeni tohumlar üretmeye başladıklarını söyledi. Türkiye’de artık ürün desenlerinin değiştiğini ve bunun su kullanımını artırdığını belirten Barbara, Konya’da susuzluk yüzünden oluklar açıldığını vurgulayarak, Konya’dan başlayarak tarımı tekrar yeşerteceklerini söyledi.

“Atalarımız 2-3 nesil önce ne yiyorlarsa biz de onu yediğimizde bize iyi geliyor” diyen Koçak, şu an tüketilen gıdalarla hem insanların kendilerini hasta ettiklerini hem de çiftçinin o toprağa uygun olmamasına rağmen o ürünleri ekmesiyle toprağı hasta ettiğimizi vurguladı.

Gıda israfının önüne geçmek için Nisan 2021’den bu yana pazarları gezerek sebze meyve atığı toplayan Baybara Demir, 32 belediyeyle işbirliğinde pazarlardaki sebze meyve atıklarını toplayarak oksijenli alanda kurutuyor ve organik gübre elde ediyor. Nisan’dan bu yana pazarlardan toplanan gıda atığı yaklaşık 500 ton.

Oturumun dikkat çekici çıktıları şöyleydi:

  • Küresel gıda arzının yüzde 75’i sadece 12 bitki ve 5 hayvan türünden geliyor.
  • Dünyada 700 milyon insan açlıkla mücadele ediyor. 2030’da bu sayının 860 milyonu aşacağı öngörülüyor.
  • Türkiye’de kişi başı yıllık 93 kilo gıda çöpü yaratılıyor.

Multilog çağında sosyal medya

Ebru Baybara Demir ve Dilara Koçak’ın farkındalık yaratan sohbetinin ardından Instagram Sahnesi kapsamında sosyal medyaya ilham veren isimler ve markalar ağırlandı.

Meta Türkiye Ticari Direktörü İlke Çarkçı Toptaş, seyircileri Meta’nın vaat ettiği gelecekle tanıştırdı. Her ne kadar fiziksel anlamda bir arada olmak paha biçilemez olsa da bir arada olunamayan durumlarda insanları yakınlaştıracak çözümlere de ihtiyaç duyuluyor. Meta ve metaverse tam olarak bu ihtiyaca cevap veriyor. Metaverse teknolojisinin en çok umut vaat eden tarafının hisleri simüle edebilmek olduğunu savunan Çarkçı Toptaş, yapıtaşında yaratıcılık olan bütün teknolojilerin bu metaverse ekosistemine katkıda bulunacağına inanıyor.

İlke Çarkçı Toptaş’ın Meta’yı tanıtan konuşmasının ardından “Güçlü Kadınlar Güçlü Markalar” başlığı altında Ece Ademoğlu ve Alper Eroğlu, Elidor’un “Kendi Yolumuzda” projesi ile Ebrar Karakurt’la gerçekleştirdikleri “#DedimOlabilir” reklam kampanyası hakkında konuşurken; Görkem Yeğin Mert, Seçil Demiralp ve Caner Apaydın, Vodafone’un “#BenVarım” kampanyası ve BJK Kadın Futbol Takımı ile işbirlikleri hakkında konuştu. Özge Gilan ve Aslı Özen Turhan’ın Ülker’in “Filtreden Fidana” projesi hakkında bilgilendirici sohbetinin ardından Meta’dan Görkem Yeğin Mert ve VML&YR’den Fatih Tüylüoğlu “Instagram neden yaratıcı bir oyun alanı?” sorusuna cevap aradı. Tüylüoğlu, Instagram’ın yaratıcılığı kullanım alışkanlıklarına cevap veren yeniliklere dönüştürmeye müsaade eden bir platform olduğunu belirterek markaların Instagram’ın sunduğu trendlere ve toolbox’lara dikkatini vermesini tavsiye ediyor.

Instagram Sahnesi’nde ayrıca Instagram ve MediaCat işbirliğinde düzenlenen InstaChamp hakkında da bilgi verildi. “Feed & Stories,” “Interactive Format” ve “Branded Content” alanlarında en iyi içerikleri seçen Instachamp’e katılım ücretsiz.

Markaların sosyal medyayla nasıl güçlü bir hale gelebileceğini seyircilere sunan Instagram Sahnesi; Mert Vidinli, Bengi Kurtcebe, Pelin Kaya ve Sezgin Yılmaz ile sosyal medya kişiliklerinin oluşma yolculuğunu ve içerik üretimi serüvenlerine de ev sahipliği yaptı.

Bu eğlenceli sohbetin ardından Edis ve Serkan Tavşanoğlu’yla sahne kişiliği-sosyal medya kişiliği dengesi ve kitlelere hitap etmede iletişimin yadsınamaz gücü hakkında bir sohbet gerçekleştirildi.

Instagram Sahnesi’nin seyircilere sunduğu bu kısa sohbetler serisinde ortak olarak söylenen şey ise şuydu: “Monologların diyaloglara dönüştüğü günümüzde multiloglara geçmenin zamanı geldi.”

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.