fizy İstanbul Müzik Haftası kapsamında yer alan “Popüler Kültür ve Müzik” panelleri bugün sona erdi.
Dört gün boyunca, dört farklı başlık altında müziğin sanatsal, kültürel, sosyolojik ve endüstriyel boyutlarının mercek altına alındığı fizy İstanbul Müzik Haftası “Popüler Kültür ve Müzik” panellerinde müziğin pek çok perspektifi düzenlenen çeşitli panellerle derinlemesine tartışıldı.
Açılışı “Folktan Popüler ve Kitle Kültürüne: Türkiye’de Müziğin Değişimi ve Süreklilikler” başlıklı paneliyle yapan Okan Üniversitesi Kültürlerarası Diyalog Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Tayfun Atay, iletişimsel bağlamda sözlü kültürün geçerli olduğu folk kültüründen bahsetti. Konuşmasına “Önce folk vardı” sözleriyle başlayan Atay, folk ve pop kültürleri arasındaki kıyaslamayı Ali Ekber Çiçek’in ve Karapaks & Vedat Yıldırım’ın “Haydar Haydar” şarkısını yorumlamaları üzerinden açıkladı.
Atay’ın konuşmasının ardından İstanbul Caz Festivali Direktörü Harun İzer, Nardis Caz Klübü Kurucuları Zuhal ve Önder Foçan, Zorlu PSM Genel Müdürü Murat Abbas, Garanti Bankası Kurumsal Sponsorluk Müdürü Ali Baras ve Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği Üyesi Ali Şimşek’in katılımında “Şehirde Caz” isimli panel gerçekleştirildi. 90’larda caz ve entellüktüel olmak arasında popüler kültürün kurduğu bağ ile cazın popüleritesinin arttığını belirten Şimşek, aynı zamanda 68 kuşağında hapse giren entelektüel kesimin de beraatının benzer tarihe denk gelmesiyle cazın etkilendiğinin altını çizdi.
Cazın ezilen sınıfların çığlığı olarak ortaya çıktığını söyleyen Önder Foçan ise daha sonraları türün elitist kesime yayıldığını anlattı. Cazın kulüplerde dinlenen ve konser salonlarında dinlenen olarak iki ayrı türünün olduğunu belirten Foçan, kulüplerde dinlenenin daha araştırmacı ve deneyimsel, müzisyenin kendini aşmasını ve doğaçlama yapmasını mümkün kılan bir türken; salonlarda dinlenenin cazın daha çok eğlence tarafı olduğunun altını çizdi.
Teknoloji ve Müzik temasının altında gerçekleştirilen ikinci gün panellerinin açılışı; Gazeteci Kanat Atkaya, Müzik Yazarı ve Koleksiyoner Murat Meriç, Kontra Plak Sahibi Okan Aydın ve Koleksiyoner İzzet Öz birlikteliğinde 21’inci yüzyılda plağın tartışıldığı oturumla yapıldı.
Panelde plakların son 10 sene içerisindeki yükselişi ve plak kültürü gibi temalar tartışıldı. Aydın, plakların geçtiğimiz senelerde popülerite kazanmasıyla beraber globalde kapatılan plak fabrikalarının bir kısmının yeniden üretime açılacağından bahsetti. İzzet Öz ise kaydedildikten 43 sene sonra çıkardığı Cem Karaca ve Moğollar plağının yapım sürecini anlattı. Panelistler, plağın özel ilgi gerektiren ve müziği daha samimi, daha kişisel boyuta çeken bir kültür olduğunda hem fikirlerdi.
Dünya ve Müzik temasında gerçekleştirilen üçüncü günde ise 1960’ların sonunda Türkiye’ye yeni yeni giren Batılı plaklar için kapak görseli tasarlayan ve sonrasında açık artırmalarda Batı’da yayınlanmış orijinallerinden bile daha fazla değer biçilen çalışmalara imza atan Prof. Betül Atlı; albüm kapaklarının illüstrasyondan fotoğrafa döndüğü zamanların temsilcileri olan Moda Fotoğrafçısı Tamer Yılmaz, Alametifarika Kurucu Ortağı Uğurcan Ataoğlu ve Anatolian Rock Revival Project Kurucusu Gökhan Yücel müzikteki afişler ve albüm kapaklarını konuşmak için bir aradaydı.
Anadolu Rock Canlandırma Projesi olarak tercüme edebileceğimiz, eski bilinmeyen parçaların yepyeni tasarımlar eşliğinde toplumla buluşturulmasından bahseden Yücel, yerel içeriklerin ülkemiz genelindeki bilinirlik sorununa şu sözlerle değindi: “Türkiye’de yerel bir içeriğin ilgi görebilmesi bile önce Batı’da ilgi görmesine bağlı. Selda Bağcan’ı Elijah Wood sayesinde bir kez daha keşfettik.”
Endüstri ve müziğin birlikteliğinin konu alındığı panellerin son gününde ise Jingle House Kurucu Ortağı Ömer Ahunbay, Fatma Turgut, Ferman Akgül, Riot Games Marka Müdürü İrem Şanda, Jingle Jungle Kurucusu ve Besteci Ömer Özgür’ün katılımıyla reklam müziklerinin yapımına, doğru sanatçı seçimine ve markalı içeriklerde sanatı ön plana çıkarmaya odaklanıldı. Telif problemlerinden ve parça devşirme yöntemiyle yapılan marka cingıllarından bahseden Ömer Özgür, bilinen müziklerin kullanılıyor olmasının tüketici açısından da marka açısından son derece faydalı olduğunu vurguladı.
MediaCat Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan’ın moderatörlüğünde Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İsmail Bütün, Borusan Sanat Genel Müdürü Ahmet Etem Erenli, Vestel Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman ve Akbank Kurumsal İletişim Direktörü Murat Göllü’nün katılımıyla gerçekleşen “Müziğe Destek Verenler” başlıklı panelde, müziğe hayatlarında büyük yer veren markaların bugüne dek yaptıkları faaliyetler ele alındı. “Neden müzik?” sorusuyla konuyu irdeleyen Özkan’ı yanıtlayan Bütün, bireyin müzikle olan yolculuğunun doğumu itibarıyla başladığından bahsetti. Müziğin, evrensel bütünleştiriciliğiyle kutuplaşmanın büyük problemlerden biri olduğu bugün, buzları eritmede büyük bir rol oynadığını söyleyen Berkman ise, “Gururla Yerli” sloganıyla müziği de sahiplendiklerinin altını çizdi.
fizy İstanbul Müzik Haftası kapsamında gerçekleşen panellerden ortak bir çıkarım yapan Özkan, müziğin dinamiklerini belirleyen en etkili unsurlardan birinin genç kuşaklar olduğunu söyledi ve ABD’de Momentum tarafından yapılan bir araştırmanın müziğin genç kuşaklar için bir nevi din görevi gördüğünü ortaya koyduğundan bahsetti. Özkan’ın paylaştığı araştırma verileri Milenyum Kuşağı’nın yüzde 93’ünün canlı müzik yapan markaları sevdiği üzerinde duruyor.
Müziğin birbirinden farklı boyutlarının çok çeşitli panellerle ele alındığı fizy İstanbul Müzik Haftası bugün sona erdi. 18-21 Eylül tarihleri arasında Zorlu PSM SKY Lounge’da gerçekleşen etkinlik akademisyenleri, müzik yazarlarını ve müziğe desteğini esirgemeyen sektörel isimleri bir araya getirdi. Müzik haftası panellerin ardından bugün ve haftasonu düzenlenecek olan konserlerle devam edecek.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.
