Kadın ve erkek rolleri

Yıllardır verilen mücadeleler, farkındalık çalışmaları… Eğitimli bir kitleyi bile etkileyemeyen çabalar. Belki de mücadele yanlış bir zeminde yürütülüyor.

Kadın ve erkek rolleri

Mart 2020 sayısını ağırlıklı olarak “toplumsal cinsiyet eşitliği” konularına ayırdık. Her alandan çeşitli taraflara mikrofonu uzattık. Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında farkındalık yaratmak amacıyla yapılan çalışmalara yer verdik. Bazı grupları bir araya getirerek konuyu tartıştık ve sayfalarımıza taşıdık. Bu gruplardan biri de reklam sektöründeki kadın kreatiflerdi.

Creative Society üyesi olan ve aynı zamanda Fark Yaratan Kadınlar ödülünü kazanan altı kadın kreatif arkadaşımızla bir araya geldik. Kreatif endüstrilerde neden kadın sayısının çok az olduğunu da konuştuk. Yolculuklarında kendilerine destek olan erkekleri de…

Kreatif direktörlerden birisi ajanslarından bir grubu bir proje için Türkiye’nin en saygın tarihçilerinden birine gönderdiklerini ve başlarından geçen bir olayı anlattı. Saygın erkek tarihçimizin ajansın sahiplerinin üç kadın olduğunu öğrendiğinde çok çirkin bir üslupla sarf ettiği cümlelerden bahsetti. Peki nasıl oluyor? Türkiye’nin en eğitimli, en saygın, 5-6 dil konuşan, üstelik bir kız babası olan bu kişi nasıl oluyor da böyle konuşabiliyordu? Üstelik grupta bazı genç kızlar olmasına rağmen.

Yıllardır verilen mücadeleler, farkındalık çalışmaları… Eğitimli bir kitleyi bile etkileyemeyen çabalar. Belki de mücadele yanlış bir zeminde yürütülüyor. Belki de çoğumuz toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne anlama geldiğinin bile farkında değiliz. Belki de detaylarda boğulmaktan fotoğrafın bütününe odaklanamıyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini biyolojik cinsiyetlerden öteye taşıyamamızın belki de en önemli nedeni bu. Kendimizin kavrayamadığı bir meselede toplumsal dinamikleri nasıl değiştirebiliriz ki?

Nedir toplumsal cinsiyet?

“Toplumsal cinsiyet insanların biyolojik cinsiyetleri üzerine toplumun yüklediği tanımlar ve algıladığı farklardır” diyor KONDA’nın Toplumsal Cinsiyet Raporu. Kadınları evle, çocuk bakımıyla yani özel alanla ilişkilendiren; erkekleri eve bakmakla, işle, yani kamusal alanla ilişkilendiren toplumsal düzenlemeler. Toplumun her birimize yüklediği roller. Kadın şevkatlidir, sevgi doludur, duygusaldır, fedakârdır. Erkek rasyoneldir, ağlamaz, güçlüdür, nesneldir… Kadın evi sahiplenmelidir, çocuk bakmalıdır. Erkek çalışmalıdır, işine karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bunlar fiziksel, biyolojik özelliklerimizden mi kaynaklanıyor? Yoksa tamamen toplumun algıları, önkabulleri ve bizlere biçtiği rollerden mi?

Tüm bu soruların yanıtlarını doğru anlayabilirsek, özümseyebilirsek doğru bir mücadele veririz. Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini her yıl mart ayında patlayan etkinlikler, konuşmalar, konferanslar, Kadınlar Günü reklamlarından bağımsız olarak düşünebildiğimiz oranda başarılı olacağız.

En yakıcı sorun şiddet

IPSOS’un Kasım – Aralık 2019’da 15 ilde 1320 kişiyle yüz yüze gerçekleştirdiği Türkiye’nin Barometresi Araştırması ekonomik ve sosyal alanlardaki toplum beklentisini ölçtü. Her iki alanda da artık toplum olarak umudumuzu gittikçe yitirdiğimizi görüyoruz.

IPSOS’un araştırmasında kadına yönelik şiddetin cezasız kaldığını düşünenlerin oranı yüzde 75. Kadınların hayatın her alanında erkek şiddetine maruz kaldığını düşünenlerin oranı yüzde 72. Erken yaşta evliliklere kamu yetkililerinin göz yumduğunu düşünenlerin oranı yüzde 71.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.