Havas Village Ukrayna CEO’su Nataliya Morozova ile savaş ikliminde reklamcılık üzerine…
Ukrayna’da 24 Şubat 2022’de başlayan Rus işgali, bugün bölgede hâlâ derin yaralar açmaya ve yaşam koşullarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Ülkedeki meslektaşlarının yaşadıklarını yakın merceğe alma hedefiyle yola çıkan Havas Istanbul Kıdemli Marka Yöneticisi İrem Aycı, Havas Village Ukrayna CEO’su Nataliya Morozova‘ya mikrofon uzatıyor.
İkilinin söyleşisi, sektörün zorlu koşullara adapte olma yeteneği ve Ukrayna’daki mevcut durumla ilgili kıymetli çıktılar barındırıyor.
Ben Nataliya Morozova. Havas Village Ukrayna CEO’suyum ya da en azından 1 yıl önce kendimi böyle tanıtırdım.
Şimdi ise 115 kişiden, onların güvenliğinden ve mali refahından sorumlu bir yöneticiyim. İşletmeyi ayakta tutmak için her gün onlarca işi çözmek zorunda olan bir yöneticiyim, yarının ne getireceğini bilmediğim için önümüzdeki çeyrek için plan yapamayan bir yöneticiyim ancak her türlü zorluğa hazırım.
Ben bunu büyük bir sınav olarak nitelendiriyorum. Ve bu sınavın bize kendimizi hizalamamız için gönderildiğine inanıyorum. Tüm bunlar yaşanırken ekibimizin birlik gücü de sınandı. İş ve insani ilişkilerimizin gücü en zor anlarda ayakta kalmamızı sağladı. Şirketimizde yüksek güven ve aynı zamanda yüksek sorumluluk kültürü gelişiyor. Tüm bunlar ilk darbeyi aldığımız andan bu yana hayatta kalmamıza yardımcı oldu.
Biraz öngörü kazandıkça odağımızı iki önceliğe kaydırdık: çalışanlarımızın ve işletmenin refahı. Başlangıçta, personelimizin fiziksel güvenliği ve ailelerinin finansal desteği konusunda endişelerimiz vardı. Ancak zaman geçtikçe, kendimiz de dahil olmak üzere başkalarına da yardım etmeye devam edebilmek için iş verimliliğine öncelik vermeye motive olduk.
Ukrayna ekonomisi daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir darbe aldı. Ancak tüm zorluklara rağmen Ukrayna hayatta kaldı. Bankalar, mobil operatörler, internet, hükümet, kamu hizmetleri, cumhurbaşkanımız ve ordumuz ayakta kalarak bize gelecek için umut verdi. Ülkedeki diğer herkes gibi biz de mücadeleye katıldık. Ukrayna’ya ve geleceğine inancımız olmasaydı, uğruna savaşmaya değer bir geleceğimiz de olmazdı.
Önemli ve zor kararları geleceğe erteleme ayrıcalığına sahip değildik. Her şey siyah ve beyazdı ve modası geçmiş, gereksiz veya şüpheli olan her şeyi kararlılıkla reddetmek zorundaydık. İkinci aşamada bu, yeni gerçekliğe uymayan insanların ve gerektiğinde öne çıkamayan liderlerin gitmesine izin vermek anlamına bile geliyordu.
Bu sorunun cevabı çok yönlü verilebilir. Örneğin, hem güvenlik nedeniyle hem de insanların bölgelere ve farklı ülkelere dağılması nedeniyle neredeyse tamamen online düzene geçtik.
Şaşırtıcı gelebilir ama Kiev’deki mağazalarda bulunan ürün ve marka bolluğu pek çok Avrupa şehrini kıskandıracak düzeyde. Bu, Ukrayna’nın girişimci ruhu sayesinde olmuştur. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz durumda, belirsizlik faktörü o kadar büyük ki, kararlarımızın mümkün olduğunca etkili olması, mümkün olduğunca hızlı ve öngörülebilir sonuçlar getirmesi gerekiyor.
Reklam sektörünün çabalarının bir parçası olarak, Rusya’da faaliyet göstermeye devam eden ve böylece süregelen savaşı finanse eden markaları boykot etmek için çalıştık. Ayrıca, Ukrayna üretimi ürünlerin önündeki engeller büyük ölçüde kaldırıldığı için Ukraynalı üreticiler Avrupa’da daha geniş tanıtım fırsatı elde etti. Bu da kötülüğün içindeki ışık oldu; üreticimize büyümek için başka bir yol sundu.
Bugün hâlâ güvenlik kaygılarını göz önünde bulundurarak kaliteli iş akışını sürdürmek için olağanüstü bir çaba sarf etmek zorundayız. Reklamcıların her biri için rutin olan sıradan görevler bizim için maraton.
Örneğin, belediyenin su sağlayamaması ihtimaline karşı 1,5 ton kapasiteli su depoları kurduk. Bunun yanında şehirde elektrik kesintisi olduğunda sunucu desteği kesilirse diye her sabah manuel olarak sunucuları yeniden başlatıyoruz. Ayrıca tüm kritik bilgileri buluta aktardık. Arşivlerimizi bulut üzerinden sürdürüyoruz. Öte yandan, elektrik olmadığında çalışabilmek için ofise güçlü bir elektrik jeneratörü kurduk. İnternetin sürekliliği için bir internet sağlayıcısı ekipmanı satın aldık ve buna ek olarak Starlink’i kurduk.
Ne demişler; istek varsa imkân da vardır.
İşletmemiz bir franchise anlaşması temelinde faaliyet göstermesine ve Havas Group’a ait olmamasına rağmen, bize sağladıkları paha biçilmez desteği göz ardı edemeyiz. Savaşın ilk dönemlerinde Havas For Ukraine adlı bir yardım etkinliği düzenlenmiş ve Ukrayna’daki Havas çalışanlarına bir defaya mahsus ödeme yapılabilmesi için fon toplanmıştı.
Bu, savaşın ilk birkaç ayında işlerimizin donduğu ve gelirlerimizin düştüğü dönemde kritik bir destek kaynağıydı. Ancak bizim için daha önemli olan, çeşitli ülkelerdeki Havas’ların müşteri ağları için projeler yürütme fırsatı oldu. Hayırseverliğin aksine bu, geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlayan, global alanda kendimizi denememize olanak tanıyan bir iş fırsatı oldu.
Türkiye’yi etkileyen yıkıcı depremler hepimizi derinden sarstı. Kalplerimiz meslektaşlarımız ve tüm Türk toplumuyla birlikte…
Havas Ukrayna ekibi olarak bu trajediden etkilenen herkese yardım etmek için bağışlarda bulunduk. Yaşadığınız acıyı anladığımızı, elimizden gelen her şekilde teselliyi ve desteği esirgemeyeceğinizi bilmenizi istiyoruz.
Zor zamanlarda meslektaşlarımızın desteğini takdir ettiğimiz gibi, sizi de ihtiyacı olan Ukraynalı uzmanlara ulaşmayı düşünmeye çağırıyoruz. Onları projelerinize dahil ederek, bu zor zamanlarda onlara bir umut ışığı olabilirsiniz. Desteğin gücünü ve nasıl fark yaratabileceğini biliyoruz.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.