Tüketici markaya sırılsıklam aşık olsa da, marka; çevre ve toplumsal sorunlara karşı duyarsız olduğunda ve yanlış yaptığında ne gizem ne çekicilik ne de büyü “aşk markası” olabilmek için işe yarıyor.

Bir markanın tüketicilere sadece ürünlerini satmakla kalmayıp onların yaşamlarını zenginleştirmek için gerçekten ne kadar ileri gidebileceğini görmek, onun sadece bir marka olmadığını, bir “lovemark” olduğunu kanıtlıyor.

2022’de başarılarıyla öne çıkan marka topluluğu fikirleri karşınızda.

Ekonomisi çok sağlam temellere dayanan ülkelerde dahi ciddi şekilde hissedilen sarsıntı, markalar nezdinde küresel çapta yeni çözüm önerileri arayışına gidilmesini zorunlu kılıyor.

Sinirbilimci David Rock’un SCARF modeliyle beynimizin durmadan sorduğu beş temel soruyu pazarlama perspektifinden incelemeye başladığımız yazı dizimize özerklik, bağlantıda olma ve adalet sorularıyla devam ediyoruz.

Dijital inovasyonla birlikte yeni ve özgür kitleler oluştu. Şirketlerin anlaması gereken şey bu kitlelerle nasıl bağ kurulacağı. Bu yüzden belki de ilk olarak “tüketim ve tüketici” kavramlarını sorgulamakla işe başlamalıyız.

Publicis Groupe, Türkiye’deki sosyal izolasyon döneminde medya ve alışveriş alışkanlıklarında yaşanan değişimi mercek altına aldı.

Kantar’ın Covid-19 Barometer araştırmasına göre tüketicinin yüzde 75’i markalardan faydalı olmasını istiyor.

RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, Kara Cuma’yı MediaCat için kaleme aldı.

Zamandan ve mekândan bağımsızlığın ürettiği hız, metropolleşmenin ürettiği karmaşıklık çok boyutlu, çok katmanlı, gündelik hayat ritmi üretiyor. Bu yeni gündelik hayat ritmi de giderek zihin haritalarımızı değiştiriyor.

Markanın “Durum Buysa, Teknosa” adlı reklam kampanyası yayında.

Emaar Square’in yeni reklam filminde başrol Burak Özçivit’e emanet.