“Bir sonraki değişim sosyal çeşitlilik”

Geçtiğimiz Mayıs ayında R/GA’deki görevinden ayrılarak Google’ın kullanıcı deneyimi direktörü koltuğuna oturan Chloe Gottlieb’le ajans dünyasına son bir bakış attık. Gottlieb, çeşitlilik konusunda sesini en fazla yükselten isimlerden biri ve reklamcılara en önemli tavsiyesi farklılıkları esas alan “sosyal çeşitliliği” ciddiye alıp iş modellerine entegre etmeleri yönünde. Ancak bu şekilde farklılıklardan doğan zenginlik bir rekabet avantajına dönüştürülebilir.

Çeşitlilik meselesini farklı boyutların yer aldığı bir yaklaşımla açıklıyorsunuz. Bizim için biraz anlatır mısınız?

Bence ajanslar ve kreatif endüstriler gerçek dünyayı yansıtmada iyi iş çıkartmıyorlar. Oysa bizim işimiz kültürlerde olan biteni yansıtmak. Çeşitlilik kültürel düzeyde, şirketlerde olduğundan daha hızlı ilerliyor. Şu anda yeni yetenekleri teknoloji, data ve türlü bağlantılarla bir araya getirdiğimiz bir bilişsel çeşitlilik (cognitive diversity) rotasındayız. Bir sonraki değişim ise, bizi eşsiz yapan ırk, cinsiyet, dinî yetenekler ve özgün özelliklerimizin merkezde yer aldığı daha derinlikli bir bakış açısının hâkim olduğu sosyal çeşitlilikle (social diversity) olacak. Bizi farklı yapan farklı bakış açıları, ortaya çıkan işlerin de daha iyi olmasını sağlayacak.

Tüm bunlardan dolayı yaratıcı sektör iş alımlara, farklı toplulukları zenginleştirici bir unsur olarak yaklaşmalı. Dünyada iyi reklam ya da tasarım okullarına gidemeyen muhteşem yetenekler var. Ancak bu şekilde ekonomik fırsatları olmayan, ajanslara erişimi olan yetenekleri de keşfetme imkânı buluruz.

Ajans modellerinin geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz?

Çeşitlilik ajanslar arasındaki temel rekabet konularından biri olacak. Çeşitliliği en yeterli şekilde yansıtan ve daha geniş bir kreatif yelpazeye sahip olan ajanslar, gerçek dünyayı yansıtmakta ve tüketicilerle markalar arasında bağ kurmakta daha iyi iş çıkaracaklar. Çeşitliliği iş modellerinden farklı bir yerde görmüyorum; bence ana unsurlardan biri.

Peki ya danışmanlık hizmetleri konusu?

Aynı şey onun için de geçerli. Temel rekabet unsurlarından biri.

İki yıl önce One Show’da yaptığınız bir konuşmada, o günü kreatif olmak için en iyi zaman olarak nitelemiştiniz. Hâlâ aynı düşüncede misiniz?

Kreatif olmak için en heyecan verici ancak en zorlayıcı zaman. Heyecan verici çünkü datayla oynamak için imkânlarımız, türlü teknoloji platformlarına erişimimiz, yeni araçlarımız, yeni medyamız ve yeni bir tüketici kitlesi var. Ancak bir o kadar da karmaşık çünkü yaratıcı fikirler her yerden gelebilir. Danışmanlık şirketlerinden, in-house ajanslardan, medya ajanslarının kreatif birimlerinden… Üstelik yeni bir iş alırken de farklı oyuncularla rekabet halindesiniz.

Bence tüm bunlara karşı en iyi davranış biçimi, oyunbozan fikirlerden korkmak değil, onlara karşı heyecan duymak ve onları bir rekabet avantajına dönüştürmek olur. Çeşitli yeteneklerden oluşan bir işgücü yaratmak, yeni iş ortaklıklarına açık olmak ve diğer ajansları tehdit olarak değil ortak olarak görmek de rekabet avantajları. İç işleyişinizde kapsayıcı bir anlayışa sahip olursanız, diğer partnerle ilişkilerinizde ve iş ortaklıklarınızda da aynı anlayış hakim olacaktır.

Not: Bu röportaj Chloe Gottlieb, R/GA’deki görevine devam ederken gerçekleştirilmiştir.