Reklam dünyasının efsaneleşmiş isimlerinden James Webb Young, bir zamanlar bir dergi için reklam konusunda yayımlanmış yeni kitapları değerlendirdiği bir köşe hazırladığını anlatır. Köşenin bir yerinde hiç değişmeyen şöyle bir söz yer alıyormuş: “Reklamcılıkla ilgili en güzel kitaplar reklamcılıkla ilgili olmayan kitaplardır.” Young, bu sözünü örneklendirmek üzere sözgelimi lüksü anlamak, lüks kategorisinde yer alan bir markayaContinue reading “Reklamcılıkla ilgili en güzel kitaplar…”
Reklam dünyasının efsaneleşmiş isimlerinden James Webb Young, bir zamanlar bir dergi için reklam konusunda yayımlanmış yeni kitapları değerlendirdiği bir köşe hazırladığını anlatır. Köşenin bir yerinde hiç değişmeyen şöyle bir söz yer alıyormuş: “Reklamcılıkla ilgili en güzel kitaplar reklamcılıkla ilgili olmayan kitaplardır.” Young, bu sözünü örneklendirmek üzere sözgelimi lüksü anlamak, lüks kategorisinde yer alan bir markaya reklam yapabilmek için konuyla ilgili reklamcılık kitaplarından ziyade 19. yüzyılın klasik romanlarının okunmasını tavsiye eder.
Bu kuşkusuz çok bilgece bir yaklaşım. Çünkü reklamcılık her şeyden önce hayatla, insanla çok iç içe, onlardan beslenen ve onları besleyen bir uğraş dolayısıyla bu mesleği daha iyi yapmak için öncelikle hayatı ve insanları daha iyi anlamak gerekiyor.
Bu yaklaşım, reklamcıların mesleki amaçla veya değil, hayatı ve insanları daha iyi anlamak için ne gibi entellektüel çabalar sarf ettikleri meselesini akla getiriyor. Siz etrafınıza bakınca bu konuda nasıl bir manzara görüyorsunuz? Türk reklamcılarının, hayatı ve insanı daha iyi anlamak için yeterli ve doğru bir entellektüel çaba sarf ettiklerini düşünüyor musunuz?
Dikkat: Bu bir ‘Şu reklamcılar da ne kadar cahil! Hiçbir şey okumuyorlar!’ tartışması değildir. Sizden konu hakkındaki gözlemlerinizin kısa bir dökümünü rica ediyoruz.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.