MediaCat’in Temmuz-Ağustos sayısı, marka iletişimine kafa yoran herkes için bir referans kaynağı olacak.
COVID-19’la yatıp COVID-19’la kalkarken, konuştuklarımız ve deneyimlediklerimiz eş zamanlı ilerliyor. Dillendirdiğimiz değişimleri birebir yaşıyor ve tecrübe ediyoruz. Yine de içinde yer aldığımız belirsizliği alt etmek mümkün olmuyor. Bu noktada, marka iletişiminin geleceğini anlamlandırmak için globalden ve yerelden onlarca marka yöneticisi, kreatif, stratejist, araştırmacı ve dijital platform yöneticisiyle birlikte bir referans kaynağı hazırlamaya karar verdik.
Coronavirus ile beraber “biz” kavramının içini yeni anlamlarla doldururken, tüketiciler bireysel bazda yaşadıkları değişimlere, organizasyonel bazda karşılık talep ediyor. Marka iletişiminin geleceği, bir yol ayrımında. Doğru tarafta yer alabilmek için marka yöneticileri, stratejistler ve yaratıcılar, dünyaya aynı yerden bakabilmeliler.
MediaCat’in Temmuz-Ağustos sayısında, marka iletişiminin geleceğini anlatan kapsamlı bir referans kaynağı hazırladık. Sir John Hegarty’den David Aaker’e, Anselmo Ramos’tan Les Binet’e onlarca uzman, MediaCat okurları için, marka iletişiminin COVID-19 sonrası yeni dünyasını ve başarı kodlarını anlattı.
Usta İşi’nin yeni konuğu, hayatının her döneminde kamera ve tiyatro sahnesinin yıldız oyuncularından, 1939 doğumlu Suna Selen. Kendisiyle, sosyal mesafe kurallarına uyarak, kendisinin de müdavimi olduğu Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nin bahçesinde buluştuk. Sohbetin hepimizin zihninde yer edeceğinden şüphemiz yok.
Eyaletlerden kıtalara, ardından tüm dünyaya yayılan Black Lives Matter hareketi, ötekileştirmeye karşı sabrı taşan herkesin ortak sesi oldu. ABD’de şiddetli protestolara sahne olan ve sosyal medyada yoğun destekle karşılanan harekete, markaların ve iş dünyasının nasıl dahil olduğunu da görmek gerekiyor.
Her türlü ortak alan, müşteri için endişe kaynağı. Geri dönen fiziksel mağazalar, pandemi boyunca online satış kanallarına yağan övgülerin ve cironun ne kadarını geri alabilecek bilinmiyor. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da mağazacılığın dönüşmek zorunda olduğu. Offline için yaratılan müşteri deneyimi A’dan Z’ye yenileniyor.
Kurumların ömrü düşünüldüğünde çok kısa sayılabilecek bir süre içinde 1,8 milyar dolar değerinde bir deve dönüşen Peak’ten alınacak ders çok. Bunlardan ilki ve belki de en önemlisi CEO Sidar Şahin’in “Peak’i dünyayı değiştirmek için kurdum” sözlerinden de anlaşılan, çıtayı yükseğe koyma arzu ve özgüveni. Peak, kuruluşundan 10 yıl sonra ismine uygun biçimde zirvede.
Sosyal medya, ekonomi ve insan ilişkileri konusundaki çalışmalarıyla dünyanın alandaki en saygın bilim insanlarından Sinan Aral’a kulak verin. Eylül ayında yayımlanacak Hype Machine adlı kitabında Aral, insanlığı, sosyal medyanın yarattığı tehditleri bertaraf etmek için platformların nasıl işlediği üzerine çalışmaya ve anlamaya davet ediyor.
Önce ertelenen, daha sonra iptal edilen ancak son tahlilde dijital olarak gerçekleşen Cannes deneyimi sektörün alışkın olduğu Lions deneyiminden uzaktı. Kendince avantaj ve dezavantajları olan Lions Live’ın odağında yine aktivizm, büyüme ve etkililik vardı.
2020’ye hızlı bir giriş yapan ancak ikinci çeyrek itibarıyla kaçınılmaz olarak yavaşlayan sigorta sektörü, pandemiden en az hasarla çıkması beklenen sektörler arasında. V tipi bir dönüş senaryosunun makul bulunduğu sektörün gündeminde hâlâ bu zorlu günlerin geçilmesinde de büyük fayda sağlayan dijital dönüşüm ve farkındalık var.
Evlerin biçimleri yıllar içerisinde değişse de kavram olarak “ev”in çağrıştırdığı güven ve konfor hissi değişmedi. Evlerimizde her zamankinden daha çok vakit geçirdiğimiz pandemi dönemi ise bize bu hisleri yeniden sorgulattı.
Moda endüstrisinin geleceği ironik bir şekilde pamuk ipliğine bağlı. Tamam mı devam mı sorusunun yanıtı ise tek alternatifte yatıyor: ya yavaşla ya da yavaşla.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.