20. yılımız için almanak sayımızda özel bir içerik hazırladık ve pazarlama iletişimi dünyası ile medya sektöründeki önemli isimlere şu soruları sorduk:
MediaCat Dergisi 1993 yılında yayın hayatına başladı. O günden bugüne aralıksız yayımlanan ve bugün artık 20. yılını süren MediaCat pazarlama,reklam, medya ve iletişim dünyasındaki birçok profesyonelin kariyerine eşlik etti, onlarla birlikte büyüdü.
20. yılımız için almanak sayımızda özel bir içerik hazırladık ve pazarlama iletişimi dünyası ile medya sektöründeki önemli isimlere şu soruları sorduk:
MediaCat’in kurulduğu sıralarda siz neler yapıyordunuz?
MediaCat’le ne zaman ve nasıl tanıştınız?
MEDIACAT AJANSTA BÜYÜK HEYECAN UYANDIRMIŞTI
GİZEM KEÇECİ Vodafone Türkiye / Pazarlama İletişimi Bölüm Başkanı
Türk reklamcılığı için yeni bir dönemin başladığı 1990’lı yıllarda ben de reklam ve iletişime merak sarmış bir öğrenci olarak bir yandan üniversitede okurken bir yandan da Cenajans/Grey’de çalışıyordum.
O zaman ajansa periyodik olarak gelen AdWeek ve Advertising Age gibi dergileri takip etsek de Türkiye’de reklam ve iletişim alanında yayınlara rastlamak pek mümkün olmuyordu. Dolayısıyla, bir yaz ayında, MediaCat’in ajansa gelişini çok net hatırlıyorum. Bizim için çok yeni olan bu “reklam ve halkla ilişkiler” dergisi, koyu renkli kapağı ile tüm ekipte büyük heyecan uyandırmıştı. Daha önce hiç karşılaşmadığım, son derece kapsamlı hazırlanmış dergiyi hiç vakit kaybetmeden merakla baştan sona okuduğumu hatırlıyorum. Reklam, medya, PR gibi benim ilgimi çeken birçok alanı bir arada görünce adeta bir hazine bulmuş gibi sevinmiştim.
MediaCat ile bu şekilde tanıştıktan sonra, her sayıyı iple çekmeye başladım. Özellikle reklam filmi künyelerini ilgiyle takip ettim. Sektörde birçok ismi, dergi sayesinde daha yakından tanıdım, kaydedilen gelişmeleri sıcağı sıcağına izleyebildim.
MediaCat’in 1993 yılından beri Türkiye’de son derece dinamik olan pazarlama iletişimi sektörünü taptaze gelişmelerle besleyen ve sektörün bugün olduğu noktaya gelmesine önemli ölçüde katkı sağlayan bir yayın olduğu kanısındayım. MediaCat bugün artık sadece bir dergi olmakla kalmıyor, sektördeki profesyonellerin bir araya gelmesi için çok kıymetli bir platform oluşturuyor. Düzenlediği eğitimler ve yayınladığı kitaplar ile hem bizlerin hem de sektörün her gün biraz daha fazla gelişmesine katkıda bulunuyor. MediaCat Felis Ödülleri bugün pazarlama iletişimi sektörü için çıtayı yükselten çok önemli bir motivasyon kaynağı oluyor.
Tüm bu özellikleriyle sektöre yeni bir soluk getiren MediaCat’in bundan sonraki yayın hayatında da iletişim sektörü için yepyeni sayfalar açacağına ve değer yaratacağına inanıyorum.
BASININ ANA MECRA OLDUĞU ZAMANLARDI
CEVDET KIZILAY – Publicis Yorum / Yaratıcı Yönetmen
1993 yılı, MediaCat kadar benim için de önemli bir yıl. 12 senelik yurtdışı maceramı tamamladıktan sonra, çiçeği burnunda bir sanat yönetmeni olarak Türkiye’de reklam piyasasına girdiğim yıl…
Şimdi dönüp o yılların reklam dünyasına baktığımda, hayat daha yavaştı sanki. Mac’ler daha yeni yeni ajanslarda görülmeye başlamıştı. Çıkış almak bile büyük işti çoğunluk için. Renkli baskı almak yok gibiydi ama karanlık oda, pikaj, letraset vs. hâlâ vardı hayatımızda. En önemlisi, cep telefonları birkaç sene daha ortalarda olmayacaktı. İlan görselini internetten indirip, görsele dünyanın başka bir köşesinde rötuş yaptırmak filan gibi alışkanlıklar reklamcının hayatına çok uzaktı o yıllarda. Genelde metin yazarımız yazdığı metni bize verir, biz de karışık tekniklerden oluşan tüm hünerlerimizi ortaya koyar ve işi müşteriye sunulacak hale getirirdik. Yaptığımız reklamın ana mecrasını basın ve televizyon oluşturuyordu. Henüz dijital dünya, sosyal medya, viral kelimelerini keşfetmemiştik.
Benim MediaCat ile tanışmam o yıllarda oldu. 1993 müydü ya da biraz daha sonrası mı, tam hatırlamıyorum ama o yıllardan itibaren MediaCat her zaman benim için önemli bir bilgi kaynağı oldu. Reklam dünyasında neler oluyor, kim ne düşünüyor, ne üretiyor, MediaCat’ten öğrendim.
MediaCat, aynı zamanda ürettiğim işleri ve düşünceleri sektörle paylaşma fırsatı verdi bana. Sektör için düzenlediği yarışmalarda jüri üyeliği görevleri üstlendim. Seneler önce, bir arkadaşımla birlikte bir sayının kapak tasarımını yaptık. En son Temmuz 2011’de, Publicis Yorum olarak ürettiğimiz MediaCat Tasarım Eki’nin editörlüğünü yapma fırsatı geçti elime. Dönüp geriye bakınca, meslek hayatımın nasıl da yoldaşı olmuş.
Nice senelere MediaCat!
TERCİHLERİMİZ ÇOĞALMIŞTI
ZUHAL ŞEKER- Yıldız Holding / Kurumsal İletişim Genel Müdürü
1990’ların ikinci yarısı, Türkiye’de daha renkli yılların yaşandığı bir dönem olduğu için kişiseltarihim de dahil olmak üzere pek çok konuyu hatırlamam pek de zor olmadı. Liberal ekonomi politikasıyla kapılarını dünyaya aralayan bir Türkiye’de pek çok değişimin bizzat hissedildiği yıllardı. Dünyayı sadece siyah beyaz televizyonlardan ve uzaktan izlemek zorunda değildik.
Özendiğimiz her şeye biraz daha yakınlaşmıştık. Gelmez denenler gelir, olmaz denilenler olur olmuştu. Mesela, Metallica’yı stadyumda izlediğimde ‘vay be’ demiştim. Bir sürü TV kanalımız vardı. Üstelik hepsi çoktan renklenmişti. İsteyen istediği kanalı (şimdiki kadar çok olmasa da) istediği diziyi izlerdi. Ben, Şevket Altuğ’lu Süper Baba’yı çok severdim. 1990’ları böyle unutulmaz kılan sanırım her alanda tercih yapma hakkımızın ve seçeneklerimizin bol olmasıydı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Ekonomi Bölümü Mezunu olarak, bizden önceki kuşakların yolundan gittim ve ilk iş tecrübem denetimcilik şirketinde oldu. Bu işi sevemedim. 1990’ların farklılaşan ekonomisi olmasa, sevsem de sevmesem de belki aynı, belki de benzeri işlerde çalışmayı sürdürmek zorunda kalabilirdim. Oysa insana dönük bir iş yapmak istiyordum ve gelişen iletişim sektörü çok ilgimi çekiyordu. Bu yolu seçtim. 1993 yılında Halk Sigorta’da Pazarlama ve PR’ın başındaydım. Gelişimime çok katkısı olan, saygıyla anmak istediğim Genel Müdürümüz Erhan Dumanlı’ya bağlı çalışıyordum. Sigorta bir yüzü ciddi, finans ağırlıklı, toplumdan ve daha önemlisi insandan biraz uzak teknik bir konu gibi algılanıyordu. Bunu kırabilmek, aslında sosyal bir konu olan sigorta algısını değiştirmek büyük idealimdi. Ama nasıl yapacaktım? İmdada sevgili Haldun Dormen ve Afife Jale Tiyatro ödülleri yetişti. Türkiye’nin ilk Müslüman kadın tiyatrocusu Afife Jale adına düzenlediğimiz
bu ödül programı artık gelenekselleşti. Bu önemli sosyal sorumluluk ve sanat projesinin gerçekleştirilmesinde emeğimin geçmesinden hep gurur duydum. Sonrasında Turkcell’de Kardelenler, Ülker’de ‘Önce Çocuklar’ ve diğer sosyal projelerde bu tecrübemin büyük yardımı oldu.
Seçtiğim mesleki yol itibarıyla elbette ki MediaCat hep hayatımda yer buldu. Derginin ilk yıllarında, sektördeki gelişmeleri, kim, nerede ne yapmış, hangi projeler nasıl geliştirilmiş, hepsini okuduğumu hatırlıyorum. Elbette şimdi de aynı merakla okuyorum. Meslekte yeni olan gençler için MediaCat her zaman önemli bir kaynak ve okul olmuştur. MediaCat’in eğitim programlarında verdiğim derslerde genç öğrencilere bildiklerimi aktarmaktan inanılmaz bir keyif alıyorum. MediaCat’ten hâlâ öğrenmeye de devam ediyorum. Bilhassa vakit bulup araştırıp da okuyamadığım kitapların önüme gelmesinden çok memnunum.
MediaCat’in 20. yılını kutlarım.
FROM: UGURCANATAOGLU@YR.TR.COM
TO: ALLUSERS@YR.TR.COM
SUBJECT: 93’ÜN GAYRIRESMİ TARİHİ
DATE: 01.01.1994
UĞURCAN ATAOĞLU Alametifarika / Yaratıcı Yönetmen
Geçen yıl mı?
Valla Atilla Aksoy ajansta pek gözükmedi.
Asistanı Tüzin 5 kilo verdi.
GM Daan Rueb “Dan Ruh” ilan edildi.
Öner Birol Gassaray maçları için kombine bilet aldı.
Zeynep Özcan’ın bir kızı daha oldu.
Nükhet Vardar aramıza katıldı ama esasen İzmir’de çalışıyor.
Merve Kıvrak’ın panosunda hücumbotu kartpostalı belirdi.
Trafiker Güllü’nün pes etmeye niyeti olmadığı anlaşıldı.
MT Antonella, “Pantonella” oldu.
Seyhan Erözçelik yine mor gözlerle ajansa geldi.
Arzu Ünal başarılarıyla örnek teşkil etti.
MT Ayşe Çelem art direktörlere kök söktürdü.
Ali Pasiner bizi Çanakkale’ye götürmedi.
Ben Fas’tan döndüm, 15 gün konuşmadım.
Murat Lafçı Divarese’den aynı model 6. ayakkabıyı aldı.
Tayfun Sembol her geçen gün biraz daha sevildi.
Kerem Özkut başarıdan başarıya koştuğunu söyledi.
Serdar Erener baba oldu, sakal bıraktı.
Lisa Sardinas şarkı söyleme kurslarına katılmak istedi, engellendi.
Serra Erener doğurdu, geldi.
Esen Karol NY’tan döndü, ev tuttu ve orada oturmadı.
Bülent Erkmen Berlin’i çok sevdi.
Pınar Kara yine cereyanda kaldı.
Grafiker Lale güzellik salonu açtı.
Erkmen’in şoförü Haldun evlendi ve centilmenliği muhafaza etti.
Ali Çatmabacak fotokopicilerin korkulu rüyası oldu.
Nazile Hanım rızkımızı eksik etmedi.
Feryal Tükel odasına seperasyon yaptırdı.
Güngör Türkömer genç kızların gözdesi oldu.
MT Senem, kocası Ali’nin pabucunu dama attı.
MT Necmiye İşgören ev, oda ve müşteri değiştirdi.
MT Ebru Algım gelecek için umut vaat etti.
MT Aslı Bileda Kristal Elma’da kırmızı elbise giydi.
Ahmet Yolalan bana kefil oldu.
Şoför Nurettin, Gassaray’ın 3. golünden sonra kendini yerden yere attı.
Ofisboy Hayrettin’in anlatacak askerlik anısı kalmadı.
Şoför Necati 501 Levi’s’lerinin sayısını unuttu.
Ofisboy Ümit saç stilini 17 kere değiştirdi.
Arşivci Hulusi herkese “siz” diye hitap etmeye devam etti.
Mehmet Altun 6000 dia’nın altında kaldı.
Reklamevi Ortadoğu ve Balkanlar’ın en çok ödül kazanan ajansı oldu.
Vesaire ve saire.
BİZLER İÇİN BİR NEVİ MAD MEN DÖNEMİ
ALPER ÜNER Grey İstanbul / CEO
1993 yılı, reklamcılık sektöründeki ikinci yılım. Yer Harbiye Han. Bizler için bir nevi Mad Men. Ofiste sigaranın içildiği, karanlık odada renk ayrımlarının alındığı dönemler.
“Arkadaşlar ajansa bilgisayar gelecek, bu haftasonu power point eğitimine gidilecek” diye organizasyon yapıldığı bir dönemin ofisindeyiz.
Tamamı frankofon müşterilerin içindeki yeni reklamcı olarak serüvenim o yıllarda başlamıştı.
Böyle bir dünya içindeyken sektöre bir yayın daha geldi, MediaCat. MediaCat çıkmaya başladığı dönemde sektörün büyümesi, gelişmesi için ciddi bir rol üstlenmişti.
MediaCat’in ilk çıktığı felsefesiyle, 20. yılında ve sonrasında yayın hayatına devam etmesini diler, 20. yaşını kutlarım.
BUGÜN NE İSEM 1993’TE OLMAYA BAŞLADIM
ELİF ÖNAY DRAFTFCB / CEO & Yaratıcı Yönetmen
ODTÜ mimariden mezun olduğum gün reklamcı olmak istedim ve bu nedenle 1989’da New York Üniversitesi’ne pazarlama iletişimi master programı için gittim. Master bittikten sonra da New York’ta kaldım. 4 yıl boyunca hiç Türkiye’ye gelmedikten sonra, 1993 Mayıs’ında 2 haftalığına tatile gelmişken iş imkanlarına bakmak istedim, ancak Türkiye reklamcılık sektörünü hiç bilmiyor, kimseyi tanımıyordum.
Ankara’dan birileri “İstanbul’da Paul’un bir ajansı var” dedi. Paul McMillen eskiden ODTÜ’de hoca olduğu için tanıyorlarmış. Ben de 118’den n’apıp edip RMP’yi buldum ve arayıp “Paul’le görüşmek istiyorum” dedim. CV’mi istediler.
Bir hafta sonra perşembe gününe randevu verdiler. Ben de İstanbul’da olacaktım, kabul ettim ve gittim görüşmeye. Bay Paul ile uzun uzun sohbet ettik ve sonunda bana “Pazartesi gel başla” dedi. Ben bu arada halen New York’ta yaşadığımı söylemeyi unutmuşum : ) Bu pazartesiye değil, bir sonrakine başlayayım, dedim; anlaştık.
1 hafta içinde İstanbul’da ev buldum -O zamanki RPM’nin tam karşısında, Mecidiyeköy’de… 10 Mayıs 1993 Pazartesi günü –tesadüfe bakın ki 10 Mayıs doğumgünümsabah 9’da RPM’nin resepsiyonuna gittim. Bekçi dışında kimse yoktu! Ben yeni başlıyorum, dedim. Ne iş yapıcan, dedi; “reklam” diyebildim sadece : ) Bekletti beni resepsiyonda Bay Paul gelene kadar. Bay Paul benim reklam yazarı olarak başlamamı uygun görmüş meğer, heyecandan maaşımı bile sormayı unutmuşum.
10 Mayıs 1993’ten beri reklamcı olmaya çalışıyorum. MediaCat ile RPM’de tanıştım ama o zamanlar dergi sadece Bay Paul’e gelirdi. Odasında bir dolabı vardı, büyük,
ahşap, dergiyi orada saklardı : )
MASS MEDYANIN PATLADIĞI YIL
EMRE SAYIN – Turkcell / Genel Müdür Yardımcısı
1993 benim için ilklerin yılıydı. Amerika’da master yapıp bir süre çalıştıktan sonra 1993’te dönüp ilk defa Türkiye’de çalışmaya başlamıştım. 1993’te Unilever’deki ilk pozisyonumda, satış ve pazarlamadan sorumlu olan Selim Şiper’e bağlı çömez yönetici olarak çalışıyordum :) 1993’ün sonunda ilk defa evlendim. Yine 1993’te Unilever’in zincir mağazalar yönetimini ilk defa kurma ve ilk üyesi olma fırsatı verildi bana. O yıllarda özel kanallar hayatımıza ilk defa girmişti ve Hollanda’dan gelen Folkert Sneep isimli üst düzey bir yöneticimizin yaptığı öngörülü bir hareketle çok avantajlı anlaşmaları olan Unilever’in reklamları özel kanallarda sabah akşam sürekli dönüyordu. Ve biz ilk defa gördüğümüz MediaCat isimli dergiden bu heyecan verici gelişmeyi izliyorduk: Türkiye’de mass medyanın ilk defa patladığı yıldı 1993.
EĞLENCENİN DİJİTAL ORTAMA TAŞINMASINA ŞAHİTLİK ETTİK
BORA TURAN Microsoft Türkiye / Genel Müdür Yardımcısı
1993 yılında öğrenciydim, elektronik mühendisliği dalında okuyordum ve 3. sınıftaydım. O zamandan bugüne çok zaman geçti malum; geçen zaman içerisinde de kariyerim hemen hemen her 5 yılda bir radikal olarak değişti.
Sabit olan tek şey ise elektronik mühendisliği yapmamış olmam oldu, hem de daha sonradan bu konuda yüksek lisans yapmış olmama rağmen.
İlk önce devlet için çalıştım, aldığım görevler sebebiyle isim yöneticilik oldu, malum bu bana çok şey kattı genç yasta. Daha sonra danışman ve denetçi olarak Ernst & Young İstanbul ofisinde; finans kurumlarına risk yönetimi,
governance konularında yardımcı olmaya çalıştım. Sonra yönetici olarak Ernst & Young San Francisco ofisine nakil oldum; bu sırada dijital medya, reklamcılık, dijital eğlence ile meşgul oldum. Bu sebeple HP, Yahoo, Google, Microsoft, Apple, Disney gibi şirketlerle çalışma şansım oldu. Geçen Temmuz ayında İstanbul’a dönüp Microsoft Advertising takımına katılmadan önce, iTunes’un kurulması ve büyümesi safhasında çok keyifli bir 5 yıl geçirdim. Müzikle başlayan, daha sonra film, TV, kitap dünyasına sıçrayan eğlencenin dijital ortama taşınması; yeni nesil telefonların gelişmesi ve uygulamaların web mimarisini değiştirmesi fenomenlerine şahitlik ettim.
MediaCat ile 2011’in Temmuz ayında, Türkiye’ye dönünce tanıştım. Ülkenin önde gelen mecra ve dergilerini sorduğumda karşıma çıktı MediaCat. Ekibin ziyareti sayesinde MediaCat ile daha yakından tanıştık. Umarım yakında birlikte güzel projelere imza atma imkanı bulacağız.
MEDIACAT İLETANIŞMAM MEDYAYI SEÇMEMDE ETKİLİ OLDU
ESRA DEMİRKAYA KOCA Universal McCann / Yönetici Ortak
Gününü gün eden, henüz gelecekle ilgili planlar yapmaya başlamamış, belki de hayatımın en özgür ve hafif yıllarını yaşıyordum. Pazarlama, reklam ve iletişim dünyasına uzak, çocukluk yılları hayali olan İngilizce öğretmenliği ve lise heyecanı psikolog olma arasında karar vermek için çok da acele etmeme gerek olmayan bir dönemdi. Nasılsa önümde bu kararı vermek için birkaç yıl daha vardı.
Lise hayali gerçekleşip sosyoloji eğitimi almaya başladığım yıllarda tanıştık MediaCat ile. Bu tanışıklık üniversite yıllarında part-time çalıştığım bir dergi projesi sayesinde gerçekleşti. Bu proje, Türkiye’de bir ilk olan ve piyasadaki dergilerin içeriğini bir tür indekse dönüştüren ve kullanıcıların dergilerin içeriklerini, dergilere sahip olmadan takip etmelerini sağlayan bir projeydi. MediaCat dergisi ile hayatımın o döneminde tanışmam, meslek olarak reklam ve medyayı seçmemde etkili oldu diyebilirim. Özellikle de reklamın henüz çok popüler olmadığı yıllarda bir merak oluşturdu bende. Sonrasında ise hep MediaCat vardı zaten. Sektörü tanımam ve takip etmemde, iş hayatımın ilk yıllarında hep yanımda oldu ve artık vazgeçemediğim, her ayki sayısını mutlaka okuduğum, aynı evdeki başucu kitaplarım gibi, ofisteki başucu dergilerimden diyebilirim. Nice yaşlara MediaCat!ü
İLK MEDIACAT’İMİ ÜNSAL HOCA SAYESİNDE ALDIM
ÖZLEM ÜNLÜ Renault / Pazarlama İletişimi Müdürü
1993’te, Eyüboğlu Koleji lise ikideydim. Kredili sistemin pilot olarak uygulandığı yıldı. Bu sisteme göre okulu yarım dönem erken bitirecektim. Eş zamanlı olarak da Kadıköy’deki Dörtler Dershanesi’ne gidiyordum. O dönemde Yakamoz isimli bir kültür-sanat-edebiyat dergisi çıkarıyorduk. Adalet Ağaoğlu, Murathan Mungan, Sunay Akın’ın tüm kitaplarını hatmettiğimiz günler…
Yaz tatilinde saçlarımı papatya suyuoksijen karışımıyla açmıştım. Kocaman spor çantayla içinde sadece iki defterle okula gelme modası, yerini üniversiteliler gibi kolda taşımaya bırakmıştı.
Aynı tornadan çıkmış gibiydik ama kendimizi çok farklı hissediyorduk. O yılların şu an bende çağrıştırdıklarını sıralamam gerekirse…
• Okulda saçları toplamadan gezmek yasaktı.
• Okul eteğinin üzerine istediğimiz gömleği giyme özgürlüğü en büyük mutluluklarımdan biriydi. Pembe Benetton gömleklerimiz üniforma gibiydi.
• 38 numara ten rengi çorap üstü baklava dilimli Burlington…
• Tiffany Tomato gömlekler…
İlkokul beşinci sınıfta Mabel çikolatanın reklam filminde oynadığımdan beri reklamcı olmayı sayıklıyordum. Reklam okumayı kafaya koymuştum. Üniversite tercihlerinde yalnızca İstanbul’daki iki iletişim fakültesini yazdım bu nedenle. MediaCat ile ilk tanışmam rahmetli hocam Prof. Dr. Ünsal Oskay sayesinde oldu.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde 401 no’lu amfideki hiçbir dersini unutmam. Çanak çömlek yapımı, nasıl turşu kurulur ve Wrangler Jeans üçgeninde iletişim ve reklam anlatılır mı? Evet anlatılır! Kalorifer peteklerinin üzerlerine kadar dolardı sınıf. En büyük keyfimdi onun dersleri. İlk ders… Yeni yetme üniversiteliyim. Heyecanla karışık bir gurur.
Kazanmışız üniversiteyi. “Siz 300 kişisiniz, diğer üniversiteleri ve illeri düşünün, eder iki milyon kişi. Türkiye’nin bu kadar iletişimciye ihtiyacı yok!” demez mi! Kalakalmıştım. “Bu nedenle fark yaratın. Okuyun, kendinizi yenileyin, geliştirin…” Bir liste dağıttı Ünsal Hoca. O listede MediaCat’in de içinde olduğu sektörel dergiler ve uzun bir kitap listesi vardı. O gün MediaCat’i ilk aldığım gündür.
HEP İLKLERE İMZA AT, YAPARKEN PAHA BİÇİLMEZ DENEYİMLER YAŞA!
KÖKSAL ABDURRAHMANOĞLU Adinteractive Ajans Başkanı & CEO
Çok ilginç bir rastlantı. Mediacat dergisi ’93 yılında yayın hayatına başlamış. Ben de o yıl, bir yıldır üniversitedeki derslerimden arta kalan zamanda, part-time olarak çalıştığım multimedya firmasında yönetici ortak pozisyonuyla ilk fulltime işimle birlikte dijital reklam ve pazarlama girişimcilik serüvenine başlamış oldum. Hem de ne serüven…
Öyle bir süreçten bahsediyorum ki, sonucunda tüm deneyim ve bilgi birikimimle tersine beyin göçü yaparak 1996’da Türkiye’nin ilk dijital girişimine imza attım. Üstelik bir dijital ajans (adinteractive) ve bir portal (istanbul.com) ile iki oluşuma birden.
Bu süreci 3 yıl gibi kısa bir sürede, çok hızlı yaşadım. İlk girişimcilik serüvenimde, yaşadığım Miami şehrinin tanıtımına yönelik kente gelen turistler için geliştirilen dünyanın ilk dokunmatik kiosk uygulamalarından biri olan TouchGuide’ın geliştirilmesi üzerinde çalıştım. Zamanın Apple’ı Amiga’lar üzerinde Scala yazılımıyla geliştirdiğimiz uygulamanın 3 kişilik ekibimizle birlikte hem tasarım hem de kodlamasını yapıyorduk. Henüz internetin sözü edilmiyorken biz sistemdeki her türlü güncellemeyi kentin farklı bölgelerine yerleştirilmiş 20 civarında kioska “scuzzy” dediğimiz sabit disklerle yapıyorduk.
Miami’deki deneyimlerim ve tabii ki internetin gelişimiyle www.istanbul.com’u hayata geçirdim. 1994’te New York’a taşındıktan sonra Empire State’in 46. katında kurduğum dijital ajansımı “burada herhangi biri olmaktansa ülkemde ilklere imza atan bir girişimci” olmak üzere 1996 Şubat’ında Türkiye’nin ilk dijital ajansı olarak adinteractive adıyla İstanbul’da kurdum. Yıllar sonra da bugün, hâlâ ilklere imza atmaya ve atarken pahabiçilmez deneyimler yaşamaya devam edebileceğim Aloha Ventures adında hem kendi girişimlerimi hem de parlak gençlerin girişimlerini hayata geçirebileceğim bir yatırım oluşumu kurdum. Kendimi hep çok şanslı hissettim. Hem bilgisayar hem de pazarlama eğitimim üzerine girdiğim iş hayatımın Internet çağına denk gelmesi, yani en sevdiğim işi yapıyor olmam, benim için gerçekten büyük bir lütuf. Bana tüm bunları tekrar hatırlattığın için sana da çok teşekkürler MediaCat. Hep beraberce nice 20 yıllara…
SİGARA MARKALARI BÜYÜK DUVARLARI KAPMAK İÇİN YARIŞIRDI
SELÇUK KÜÇÜKTOPUZLU Aegis Media Turkey / COO Carat Türkiye / Genel Müdürü
İletişim sektöründeki 2. yılımdı. Markom Leo Burnett’te müşteri ilişkileri bölümünde çalışıyor, stratejik planlama konusuna ilgi duyuyordum. Leo Burnett’in kendisi büyük bir usta ve onun reklama bakışı ajansımızda bize çok güçlü biçimde hissettiriliyordu, diğer yandan Haluk Mesci pazarlama iletişimi, işimizi ele alma biçimimiz, markalarımıza sahip çıkmak, birlikte çalışmak adına bizi çok iyi yetiştiriyordu. Haftanın iki günü sabah 8’de ajansa geliyor, Paolo Volpara’nın eğitimlerine giriyorduk.
Çok geç saatlere kadar çalışıyorduk. Müşteri ilişkileri, yaratıcı ekip ve medya departmanı çok özel kişilerden oluşuyordu, çok güçlü bir ajans ruhu vardı, birlikte çok çalışıp, çok didişip aynı zamanda çok da eğleniyorduk.
Medya planlama ve satınalma hizmetleri reklam ajanslarının medya departmanları tarafından veriliyordu. Medya ortamı daha yalındı, ancak gelişiyordu.
Özel kanallar henüz yeni yeni kurulup güçlenmeye başlamıştı. Star, Show, Kanal 6, Teleon ve HBB kanalları dikkat çekiyordu. Aynı yıl ATV ve Kanal D de yayın hayatına başladı. Ancak tematik kanallar ve dijital platformlar yoktu. Özel radyoların yayını gene bu yıl serbest bırakıldı. Dijital mecra yoktu. Sigara reklamları serbestti ve açıkhava iletişimi günümüzdeki kadar çeşitli olmasa da gene çok etkiliydi. Sigara markaları büyük şehirlerin en büyük duvarlarını ele geçirmek için büyük mücadele verirdi. Aynı kıyasıya rekabet gazete ve dergiler için de söz konusuydu. Gazetelerle sigara reklamları için özel projeler geliştirilirdi, dergi ve gazeteler özel projelere en olanak tanıyan mecralardı.
Medya departmanımız bize bıkmadan usanmadan reyting nedir, GRP nedir, reach nedir anlatıp dururlardı, bunları anlayana SOV-SOS’i anlamak çok kolaydı. Müşteri İlişkileri de “biz Bir Başka Gece izliyoruz” diyen kimi müşterilerimize plan optimizasyonu anlatmaya çalışırdı.
Sektör yayınları da bugünkü kadar çeşitli değildi. MediaCat’le de gene o dönemde medya departmanımız sayesinde tanıştım. Bala bizim müşteri ilişkileri grubunun bulunduğu odadan içeri girdi ve her zamanki heyecanıyla “Arkadaşlar, MediaCat isminde yeni bir dergi çıktı, bizim sektörün dergisi, buraya bırakıyorum, okursunuz” diyerek dergiyi grup sekreterimiz Arzu’nun masasına bırakıp odadan çıktı. Ne mutlu ki hâlâ okuyoruz.
METALLICA VE MADONNA İLK DEFA TÜRKİYE’YE GELMİŞTİ
SERDAR EKREM ŞİRİN Türk Hava Yolları / Reklam Müdürü
1993, liseye başladığım, aynı zamanda Küçük Prens’i keşfettiğim yıl. Hâlâ daha zaman zaman okuduğum kitaplardandır, hayal edenlerin mutlaka okuması gerektiğine inanırım. Liseye başladığım yıl olduğu için ilerde ne yaparımı düşünmeye başladığım yıllardı aynı zamanda. Ya doktor olmak isterdi ya da pilot o zamanki çocuklar, ben pilot olmak isteyenlerdendim .
Sonra vazgeçtim ama havacılık sektöründe çalışmak kısmet oldu. 93 yılında Özal ölmüştü, onu hatırlıyorum, herkesin ne kadar üzüldüğünü. Efes o yıllarda bir efsane olmuştu, hiçbir maçını kaçırmaz, okuldan kaçar giderdik.
Aynı zamanda 1993’te Metallica, Madonna, Gun’s Roses ilk defa Türkiye’ye gelmişlerdi, bir tek Metallica’ya gidebilmiştim gerçi. Tabii çok uzun zaman öncesine dair neler düşündüğümü hatırlamak kolay olmasa da her şeye rağmen keyifli zamanlardı diye hatırlıyorum. MediaCat’le ilk yıllarında, reklamcı olan bir aile dostumuzun ofisinde tanışmıştım. Farklı gelmişti çünkü genelde o zamanki dergiler siyasi ya da magazin içerikli yayınlardı. Dergi, baskı kalitesi, kapağı ve içeriğiyle cezbetmişti. Üniversite hayatım süresince İşletme Kulübü olarak abone olmuştuk ve sıkı takipçisi olmuştum. O zamanlar güncel bilgiye ulaşmak kolay değildi ve MediaCat büyük keyifti.
Reklam ajanslarında staj yapmaya başladığımda sektör için ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlamıştım. Ve MediaCat’te ilk röportajım yayınlandığında dergiyle ilk tanıştığım zamanlara gittim ve mutlu oldum. Şu anda da pazarlama iletişimi üzerine yayın yapan en değerli dergilerden biri. Bir 20 yılı daha, güzel bir şekilde geçirmesini temenni ediyorum.
MEDIACAT PAZARLAMA DÜNYASINA ÖNEMLİ BİR VİZYON KATTI
KORAY BEBEKOĞLU Doğuş Otomotiv / Stratejik Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü
MediaCat dergisinin yayın hayatına başladığı 1993 yılında ben henüz üniversite sıralarındaydım. 1993 yılında şu an Stratejik Pazarlama ve İletişim Direktörlüğü görevini yürüttüğüm Doğuş Otomotiv ise henüz kurulmamıştı. MediaCat dergisinin kurulmasından yaklaşık 1 sene sonra Doğuş Otomotiv, faaliyete başladı. Benim Doğuş Otomotiv şirketi bünyesinde işe başlamam ise 1998 yılında gerçekleşti.
Hem yüksek lisans yaptığım dönemde hem de üniversitedeki öğrencilik yıllarımda pazarlama alanına oldukça ilgi duyuyor, ileride bu alanda çalışacağımı da biliyordum. Tabii henüz 20 yıl önce Türkiye’de markalaşma bu denli bilinmiyordu ve önemi anlaşılmamıştı.Tam da bu noktada, MediaCat dergisinin pazarlama ve iletişim dünyasına markalaşma yolunda çok önemli derecede bir vizyon kattığını belirtmem gerek. Birçok şirket, markalaşma yolunda neler yapılması gerektiğini adım adım MediaCat dergisinin değerli yazı dizileri, sektöre ilişkin dinamik bilgileri ve yenilikleri ile birlikte öğrendi.
Benim MediaCat dergisi ile tanışmam ise uzun yıllar öncesine dayanmaktadır ve halen MediaCat dergisini sıkı sıkıya takip eder ve soluksuz okurum. Doğuş Otomotiv bünyesinde Audi Pazarlama Müdürlüğü görevini üstlendiğim dönemde de MediaCat dergisini, her zaman sektörü nabzını tutan bir dergi olarak gördüm, pazarlama ve reklam dünyasındaki en son trendleri MediaCat vasıtasıyla yakından takip ettim. MediaCat’ın son yıllarda düzenlediği, dünyaca ünlü pazarlama dehalarının katıldığı konferansları da oldukça faydalı buluyorum.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.