Bluesky CEO’su Jay Graber’ın SXSW sahnesinde verdiği mesajlar konuşulmaya devam ediyor.
Bluesky CEO’su Jay Graber, 10 Mart’ta South by Southwest (SXSW) sahnesinde TechDirt Kurucusu ve CEO’su Mike Masnick’in konuğu oldu. Sahnede giydiği tişörtle adından bir hayli söz ettiren Graber, verdiği mesajlarla da teknoloji basınında konuşulmaya devam ediyor.
Graber, SXSW sahnesine “mundus sine caesaribus” yazılı bir tişörtle çıktı. “Sezarsız bir dünya” anlamına gelen bu yazı, Meta Kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’ün eylül ayında gerçekleşen Meta Connect etkinliğinde giydiği “aut Zuck aut nihil” yazılı tişörtüne bir göndermeydi. Bu sözün orijinali, “aut Caesar aut nihil” olmakla birlikte, “ya imparator ya hiç” anlamına gelmekte. Caesar, Roma İmparatorları tarafından kullanılan bir unvan olmakla birlikte; bu deyiş, kişiye ya imparator kadar güçlü ya da bir hiç olmasını salık veriyor.
Zuckerberg’in tişört seçimini, kendisinin geçtiğimiz yıl yaşadığı, sıklıkla “Zuckerberg 2.0” olarak anılan dönüşüme bağlamak mümkün. Kameraların geçtiğimiz yıla kadar genellikle, neredeyse hiç değişmeyen renklerde kot-tişört-spor ayakkabı kombiniyle görüntülediği Zuckerberg, saç kesiminden kıyafetlerine büyük bir dönüşüm geçirmişti. Zuckerberg’ün eski saç kesimi yıllarca Augustus Caesar’ın saç kesimine benzetilmiş, benzerlik üzerine yapılan şakalar, Zuckerberg’ün Caesar’a ne kadar hayran olduğunu vurgular şekilde anaakım medyaya da taşınmıştı. Görece daha sakin bir portre çizen Zuckerberg, geçirdiği dönüşümle teknoloji dünyasındaki konumunu kıyafetlerine de yansıttı.
Öte yandan, Zuckerberg’ün “aut Zuck aut nihil” tişörtü teknoloji dünyasını yakından takip edenlere, 2010 yılında düzenlenen D: All Things Digital konferansında giydiği, Kara Swisher ve Walt Mossberg’in ısrarıyla çıkardığı kapüşonlu sweatshirt’ü hatırlattı. Zuckerberg, terlemesine rağmen uzunca bir süre çıkarmaktan imtina ettiği sweatshirt’ü ısrarlar sonucu çıkardığında, şirketin misyonunu yansıtan, iç yüzeye işlenmiş tasarımı da açık etmişti. O zamanki adıyla Facebook’un misyonunun “dünyayı daha açık ve bağlantılı kılmak” (make the world more open and connected) olduğunu söyleyen Zuckerberg’ün açık ettiği sembol, Kara Swisher tarafından her ne kadar öyle olmasa da bir kült sembolüne benzetildi. Daha sonra TechCrunch’a konuşan tasarımcı Ben Barry, sweatshirt’ü çalışanlara teşekkür mahiyetinde hazırladıklarını, onları yürüyen reklam panolarına çevirmemek ve rahatsızlık hissetmeden giyebilmeleri için sembolü sweatshirt’ün içine yerleştirdiklerini, satışta da olan bu ürüne verilen tepkileri anlamlandıramadığını aktardı.
Kariyeri boyunca sıklıkla eleştiri oklarının hedefi olan Zuckerberg’ün yakın zamanda en çok konuşulan hadisesi ise şüphesiz, Donald Trump’ın ikinci dönem yemin töreninde Jeff Bezos, Sundar Pichai, Elon Musk gibi isimlerle fotoğraf vermesiydi.
SXSW sahnesinde Graber’a sorular yönelten ve keyifli bir söyleşiye imza atan Mike Masnick, oturuma Graber ile nasıl tanıştığını aktararak başladı. Masnick, 2019 yılında “Protocols, not platforms” başlıklı bir makale kaleme aldığını, bu makalede büyük teknoloji şirketlerinin kontrolünde olan internetin –ve sosyal medyanın- yerini protokol bazlı daha özgür bir internete bırakması gerektiğini ifade ettiğini; bu makaleyi gören bir ortak arkadaşları vasıtasıyla yine bu konuya ilgi duyan Graber ile tanıştığını söyledi.
Graber’ın sahneye Masnick ile birlikte çıkmasının sebebi, ikilinin protokollere yaklaşımları sayesinde başlayan arkadaşlıklarının daha sonra iş dünyasında da karşılık bulması. Graber, Twitter kurucularından ve eski CEO Jack Dorsey’nin Bluesky ile ilgili olarak Twitter’da paylaştığı iş ilanına başvurduğunda, online olarak gerçekleşen ilk görüşmelerde yer alan isimlerden birinin Masnick olduğunu belirtiyor. Masnick daha sonra şirketin yönetim kuruluna da girmiş.
Graber, Jack Dorsey’nin Bluesky projesini Twitter’ın ilerleyen dönemde üzerinde çalışacağı açık protokol olarak tanıttığını söylüyor. Bluesky’ın temel aldığı AT Protokolü’nün düşünülenden fazla büyümesi üzere bağımsızlık kararı alınmış. Protokolün Twitter’a bir sözleşme neticesinde yüklenici olarak geliştirildiği, Bluesky yönetim kurulunda Twitter’ın bir sandalyesinin olduğu fakat bağımsızlık kararı ile birlikte bu sandalyenin ayrıldığı da Graber’ın aktardıkları arasında.
Graber ayrıca, 2021 yılında Bluesky ekibini yönetmek üzere başa geçirildiğini, uygulamanın beta versiyonunu 2023’te duyurduklarını ve iki yıl gibi bir sürede 32 milyon kullanıcıya ulaştıklarını aktarıyor. Bluesky’ın bugün 33 milyondan fazla kullanıcısı bulunuyor.
Graber, giydiği tişörtle doğrudan Zuckerberg’i hedef alıyor gibi görünse de asıl mesele, Zuckerberg ve aralarında bulunduğu teknoloji milyarderleri ile Graber ve aralarında bulunduğu açık internet, protokol bazlı sosyal medya savunucularının bakış açıları arasındaki fark. Söyleşide Zuckerberg’in öne çıkmasının nedeni ise hem dünyanın en büyük sosyal medya platformlarının sahibi hem de teknoloji dünyasındaki konumunu açık etmekten imtina etmiyor oluşu.
Graber ve Masnick, Bluesky’ı milyarderlere karşı korunaklı bir alan olarak tanımlıyorlar. Sebebi ise Twitter, Facebook, Instagram, Threads ve benzeri platformların aksine tek bir şirket tarafından yönetilmiyor oluşu. Bluesky, AT Protokolü sayesinde kullanıcılara uygulamanın ana evrenine dahil olma, kendi instance’larını kurup kendi kurallarını koyma imkânı tanıyor; geliştiriciler ise bu protokol üzerinden kendi uygulamalarını geliştirebiliyor. Bu durum, herhangi bir milyarderin Bluesky’ı satın alıp istediği kuralları koymasının önüne geçiyor.
Sosyal medya sözkonusu olduğunda merkezi platformlar ile dağıtık yapı arasındaki en önemli farklardan biri de kimliğin taşınabiliyor oluşu. Graber, SXSW sahnesinde AT Protokolü üzerinde geliştirilen Flashes adlı uygulamayı örnek gösteriyor. Instagram, TikTok benzeri bir fotoğraf-video paylaşım uygulaması olan Flashes, kullanıcıya yeni bir hesap açma olanağının yanı sıra dilerse Bluesky hesabını kullanma şansı da tanıyor. Kişi, kimliğini ve verilerini istediği uygulamaya ve instance’a taşıyabilirken, yeni sosyal medya platformlarının en büyük sorunu olan kullanıcı tabanını genişletme sorunu da çözülüyor. Zira kullanıcılar sıfırdan hesap açmaktan imtina ederken, kullandıkları hesapları başka platformlara taşımaktan kaçınmıyor. Bu konuda Graber’ın örneği ise Threads. 100 milyon kullanıcıya bir haftadan kısa sürede ulaşan Threads, ilk günlerinde kullanıcılarını Instagram hesapları ile oturum açmaya zorlamıştı.
SXSW söyleşisi Jay Graber’ı bir anda teknoloji dünyasının en çok konuşulan isimlerinden biri haline getirirken; Bluesky COO’su Rose Wang, söyleşiyle ilgili ilginç bir bilgi paylaştı. Wang’in Bluesky paylaşımına göre şirket bir günlük tişört satışından iki yıllık domain satışından fazla gelir elde etti. Wang, bu bilgiyi, “Tamam artık. Bir tişört şirketine dönüşüyoruz” esprisiyle paylaştı. Tişörtün etiket fiyatı ise 40 dolar.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.