Çevrimiçi platformlar üzerinden sınır ötesi ürün ve hizmet sunmak isteyen markaların mutlu kullanıcılara ulaşabilmesi için araştırma odaklı tasarım süreçlerini hayata geçirmesi elzem.
Dijital platformların hedef kültürler için yerelleştirilmesi sürecinde temel bir parametre olan dil meselesini yazım sistemlerinden bağımsız olarak konuşmak mümkün değil. Latin alfabesi yaygın olarak kullanılsa da dünyada halen birçok farklı alfabe kullanılıyor. Çok da uzağa gitmeye gerek yok. Türkiye’nin sınır komşularına ürün ve hizmet sunacak bir dijital platformun yedi farklı alfabeyi desteklemesi gerekiyor. Özellikle sağdan sola doğru okunan Arapça, İbranice gibi dillerde yerelleştirilme zorlu bir iş. Okuma yönüne bağlı olarak tüm arayüz bileşenlerinin yeri ve yönü değişiyor. Bu bağlamda, içerikleri farklı alfabelerde sorunsuzca sunabilmek için arayüzlerin çok yönlü yazı akışını destekleyen bir esnekliği sağlaması şart.
Akla gelen ilk çözüm arayüzü aynadaki yansıması gibi kendi düşey ekseninde tersyüz etmek olabilir, ancak keşke mesele bu kadar kolay olsa. Bileşenlerin yeri bu şekilde değişse de ikon düzeyinde konu karmaşıklaşıyor. Yön tarif eden bazı ikonların doğrultularının da değişmesi gerekiyor. Örneğin “Geri” ikonu artık sola değil sağa bakan bir oka dönüşürken, kaydırarak sesi açmayı sağlayan buton, artık sağdan sola doğru çekilerek çalışıyor. Bilmeyenler için oldukça yadırgatıcı. Keza “Yenile” veya “Geçmiş” gibi zamanla ilgili ikonlar da kültürden bağımsız unsurlar olarak olduğu gibi kalıyor. Soldan sağa doğru yazılıp okunan dillerin yanında “Kana” gibi Japonya’da kullanılan ve yukarıdan aşağıya doğru yazılıp okunabilen alfabelerin varlığını da hatırlatarak bu faslı kapatıp ikonlar üzerine konuşmaya devam edelim.
Şimdiye kadar yeni teknolojiler ağırlıklı olarak Batı dünyasında geliştirildiği için başta işletim sistemleri olmak üzere web temelli hemen hemen birçok platformda kullanılan ikonlar Batı dünyasının fiziksel çevresinden seçilmiş metaforlardan oluşuyor. Uzun yıllar boyunca e-posta uygulamamıza erişmek için tıkladığımız ikonun Amerika’da banliyödeki evlerin posta kutusu olduğunu hatırlayacaksınızdır. Araştırmalar, uzak coğrafyalarda yaşayan kullanıcıların bu tarz ikonları kavramakta zorlandığını ve bu tarz önemsizmiş gibi gözüken detayların deneyim seviyesinde büyük krizlere yol açtığını açıkça ortaya koyuyor. Bu bağlamda, Windows’un geçmiş bir sürümünde işlem devam ederken beklememiz gerektiğini ima eden kum saati animasyonunu, sözkonusu imge kendilerine tanıdık olmadığı için anlayamayan ve ısrarla tuşlara basıp sistemi çalışmaz hale getiren ve bu yüzden de mutsuz olan kullanıcıların hikâyesi örnek olarak verilebilir. Bu örnek özelinde, sorunu tespit edip sadece o hedef kültür için ilgili ikonu analog saat imgesiyle değiştirerek yerinde bir yerelleştirme müdahalesiyle sorunun çözüldüğünü de paylaşalım.
Etkili bir deneyim üzerinden platformlarımızla olumlu yönde bağ kurulmasını arzu ediyorsak ikon tercihlerinin de hedef kültürlere özel olarak belirlenmesi gerekiyor. Nazar boncuğu emojisi yayına alındığında ne kadar mutlu olduğumuzu unutmayalım. Keza kültürlerin renklerle kurduğu ilişkinin de ayırt edici olabildiğini söylemek gerek. Çin burada da ezber bozan sıradışı bir örnek olarak öne çıkıyor. Örnek vermek gerekirse sadece Çin’de, yükselen sayısal değerler kırmızı renkte ifade edilirken düşen değerler yeşil renkte ifade ediliyor.
Zamanın nasıl ifade edildiği de yerelleştirmenin önemli bir konusu. Ay ve gün gösterimlerinin yer değiştirdiği Amerika’da başka ülkelerden gelenler için seyahat planlamak stresli bir işe dönüşebiliyor. Nitekim bu gösterim farklılığını atlayarak yanlış tarihlere uçak bileti alan birçok kişi var. Adres ve telefon numarası gösterimleri de ülkeden ülkeye değişiyor. Posta kodlarına farklı isimler verilebildiği gibi kodların içerikleri de farklılaşabiliyor. Bizim ülkemizde adresler çok uzun olabildiği gibi başka ülkelerde ağırlıkla sayılarla ifade edilen oldukça kısa adres gösterimleri kullanılabiliyor. Kaldı ki az gelişmiş ülkelerin bazı bölgelerinde lokasyonları tarif etmek için kullanabileceğimiz sokak adı, bina numarası gibi bilgiler dahi mevcut değil. Bu kapsamda, markaların dersini iyi çalışıp ürün teslimatı yapabildiği bölgelerdeki kullanıcıların rahatlıkla adres bilgisini girebileceği yerelleştirilmiş formları sunması gerekiyor. Meraklılara Hindistan’ın kırsalındaki en ücra köşelere dahi teslimat yapan Amazon’un sunduğu yerel mobil deneyime bakmalarını öneririm.
Sınır ötesi çevrimiçi ticaret kapsamında en önemli ürün grubunu temsil eden tekstil ürünlerinde ölçü gösterimi de yine yerelleştirmenin odağındaki önemli meselelerden biri. Hedef ülkelerdeki beden gösterimlerine uygun bilgilendirici içeriklerin sunulması, bu bilgilere ulaşılamama durumu da gözetilerek kullanıcının kendisinin bizzat yapacağı birkaç temel ölçümle kendisine uygun bedeni tespit edebildiği rehber uygulamaların yaratılması gerekiyor.
Çevrimiçi platformlar üzerinden sınır ötesi ürün ve hizmet sunmak isteyen markaların mutlu kullanıcılara ulaşabilmesi için araştırma odaklı tasarım süreçlerini hayata geçirmesi elzem. Etkili çözümler ancak hedef kültürlerdeki katılımcılarla kendi dilinde gerçekleştirilecek araştırmalar eşliğinde yerele dair ihtiyaçların yerinde tespitiyle mümkün olacak.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.