MediaCat

Bir aşk bir de empati etkisi

Vodafone ve D&R’dan pazarlama ve edebiyatın en has anları.

Bir aşk bir de empati etkisi

Türkiye’nin en sevilen markalarının bir kez daha duyurulduğu Lovemarks Oturumu’ndan sonra sahne, Stat Abi projesinin Beşiktaş taraftarının gönlünü alma hikâyesinin anlatıldığı Vodafone Oturumu’na ayrıldı. Stat Abi’nin ardındansa edebiyatta etki ve empatinin anlatıldığı D&R Oturumu ile Lovemarks & Creativity Day sona erdi.

Vodafone’dan bir aşk hikâyesi

Lovemark’ların ödüllerine kavuştuğu oturumun ardından, “Vodafone Arena: Temelinde Aşk Var” adlı sunumu yapmak üzere Vodafone Türkiye Pazarlama Direktörü Fatih Uysal sahneyi devraldı.

Bir aşk bir de empati etkisi

Vodafone, 2013 yılında Beşiktaş’la gerçekleştirdikleri sponsorluk anlaşması üzerine hedef kitleyi anlamak adına bir araştırma yaptı ve Beşiktaş ile Vodafone arasındaki duygu bağını geliştirme amacı taşıyan bir iletişim strateji tasarladı. Stratejinin adımlarını Fatih Uysal şu şekilde sıraladı: Sabırsızlığı ortadan kaldırıp duygusal bağı güçlendirmeyi amaçlayan Vodafone, yarışmalardan pek çok ödülle ayrılan “Dönüşümüz muhteşem olacak”, “Yuvaya ruh katmaya geleceğiz”, “Hasret bitiyor”, “Çok bekledik” kampanyalarının ardından “Hasret dolu yüreklere armağan olsun” kampanyası ile Vodafone Arena’yı Beşiktaş’a teslim etti.

Uysal, “Stadyum da inşa etseniz ürün de lanse etseniz pazarlamada etki yaratmak için aynı kurallar geçerli. Tüketiciyi çok iyi anlamak, onun dilinden konuşmak ve onu olabildiğinde sürece dahil etmek” diyerek sözlerine son verdi.

Edebiyatta empati etkisi

Bahar Feyzan moderatörlüğünde gerçekleştirilen “D&R Oturumu: Edebiyatta Empati Etkisi” Ahmet Ümit ve Hakan Günday’ı ağırladı.

Bir aşk bir de empati etkisi

Markaların iletişimlerini hikâyelere dayandırdığı günümüzde, etkinin arzu edilen yegane değer olduğu şu zamanlarda bu oturum da edebiyatın içinde doğan empati etkisini tartıştı. Bahar Feyzan’ın ortaya attığı soru ise şu oldu:

“Empati etkisi nedir? Bir karakter yaratmak, onun gözünden dünyaya bakmak mümkün müdür?”

İşte yazarlarımızın öne çıkan yanıtları…

Hakan Günday: Ötekinin kendisini bize anlatmasına ihtiyacımız var. Böylelikle ondan bu kadar korkmayız. Benim inandığım bir söz vardır: “Eğer bir korku satın alacaksan, önce fiyatını sor. Gençliğin mi? Masumiyetin mi olacak fiyatı? İşte, empati tam da bu. Onaylamak değildir ama anlamanın ve daha az korkmanın başlangıcıdır. Acil servise ya da karakola gittiğinizde, aradığınız hikâyeyi orada bulabilirsiniz. Ama bu hikâyeyi kaleme almaya başlayınca, ona öznel anlatıcı dilinizi eklediğinizde, empati etkisi başlamış oluyor.”

Bir mezarlık şenlendirecek kadar çok adam öldürdüm romanlarımda.

Ahmet Ümit: “Benim bir sürü sorum var. Ben canlılar arasında ne yapıyorum? Bu mavi gezegende benim anlamım nedir? Bende edebiyat insanı anlamak kadar doğayı; sıcağı, depremi, fırtınayı, rüzgarı da anlamaktır aslında. Mesela Moby Dick’te hem denizin kaderini hem insanın hem de balinanın kaderini anlamaya çalışıyoruz. Varoluşumuza anlam vermeye çalışırken, edebiyat bu anlamı çoğaltan, derin ve sarsıcı etkisi olan bir şey haline geliyor. Ben bir mezarlık şenlendirecek kadar çok adam öldürdüm romanlarımda. Aslında bir katil gibiyim. Flaubert’in Madame Bovary olmasını anlıyorum. Ben de karakterlerimden biri oluyorum ama biz yazarlar karakterlerimizden daha büyüğüz”.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.