MediaCat

Bipolar tüketim

Bir yandan korkunç bir değersizlik hissi ve karamsarlık, öte tarafta kendini değerli hissedebilmek için abartılmış, kaybetme korkusuyla öne çekilmiş bir tüketim döngüsü… Bipolar tüketim, içinde bulunduğumuz türbülansı çok iyi açıklayan bir tanımlama.

Bipolar tüketim

Yaşadığımız ekonomik krizin en çok eğitimli beyaz yakalı kesimi vurduğu malumunuz. Ülkede tüketimin itici gücü olan eğitimli orta sınıf çok boyutlu bir darbe yedi. Alım gücünün düşmesi alışık olduğu yaşam standartlarını sürdürebilmesini engelledi; ekonomik durumun yakın vadede düzelmeyeceği, aksine daha kötü olacağı kanısı geleceğe dair planları, hayalleri baltaladı. Ayrıca, iktidarın uyguladığı asgari ücret, memur ücretleri, minimum emekli maaşı gibi politikalarla reelde düşen alım gücü göreceli olarak da düştü. Eğitiminin, kariyerinin, yeteneğinin… sağlamasını beklediği fark iyice ortadan kalktı.

Dolayısıyla orta sınıfın yaşadığı sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyal-psikolojik de bir kriz…

Çift yönlü tüketim

Bu sene Data Felis’te aklımda kalan başarılı işlerden biri, McDonalds’ın krizde yeni müşteri kazanmak için son dönemde üst segment restoranlara gitmeyi bırakan müşterileri hedefleyen çalışmasıydı. Herkesin alım gücü basamaklarında birkaç basamak düştüğü günlerde, kaybettiği satışı geri kazanmak için iyi düşünülmüş bir projeydi. Birçok sektörde benzer bir tüketici davranışı gördük ve görmeye devam edeceğiz; tüketiciler kontrol motivasyonu ile alıştığı kaliteden, markalardan feragat edip daha hesaplı, daha fiyat odaklı tüketime yöneliyor.

Ancak tek hareket yukarıdan aşağıya değil. İlginç bir şekilde tam tersi bir tüketici davranışını da birçok çalışmada görebiliyoruz. İnsanlar normalde kullandıkları markalardan daha prestijli markalara, daha gösterişli tüketimlere de yöneliyorlar. Bunun birkaç sebebi var. Birçok alanda tasarruf, var olan alım gücünü ve statüyü kaybetmenin getirdiği sıkışmışlık hissi bazı tüketimlerde tersine daha üst segmente yönelmeyle sonuçlanıyor. Normalde haftada 3-4 kez dışarıdan yemek söyleyen bir beyaz yakalı, bunu haftada bir güne çektiğinde, o bir günü daha iyi değerlendirmek isteyebiliyor. Normalde aldığından daha az giyim alışverişi yapıp, azalan frekansı havalı bir alışverişle taçlandırabiliyor. Bu sayede kendine bir güzellik yapıp sıkışmışlık duygusunu üzerinden atabiliyor. Ayrıca yüksek enflasyon-düşük faiz ikilisi birikim yapmayı manasız hâle getirdi ve gelecekteki harcamaları da öne çekti. “Bir daha alamam” düşüncesi gerekirse borçlanarak normalde giremeyeceğimiz alışverişlere yol veriyor, vermeye devam edecek.

Uçlarda, yeniden

Pandemi sonrası dönemin tüketici motivasyonlarının çelişik ve uçlarda olacağını, sebepleriyle birlikte “Uçlarda bir 2021” yazımda analiz etmeye çalışmıştım. Ekonomik krizle beraber bu uçlarda olma hâlinde yeni bir evreye geçtiğimizi söylemek mümkün. Bu yeni evreyi en güzel tanımlayan ise görebildiğim kadarıyla araştırmacı Ertan Aksoy oldu: “Bipolar tüketim.”

Bir yandan korkunç bir değersizlik hissi ve karamsarlık, öte tarafta kendini değerli hissedebilmek için abartılmış, kaybetme korkusuyla öne çekilmiş bir tüketim döngüsü… İçinde bulunduğumuz türbülansı çok iyi açıklayan bir tanımlama. Ocak ayı itibarıyla artacak maaşlar, yüksek enflasyon beklentisi ve seçim ekonomisi, seçim sonrası belirsizliği ile bu bipolar tutumun yılın ilk yarısını belirleyeceği kesin. Sonra? Sonrasını tam bilemiyorum… Her şey ya çok güzel ya çok korkunç olacak gibi geliyor. Yaşayıp göreceğiz.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.