MediaCat

Bilim ne olursa yeniden başlar?

Brand Week Istanbul’da ikinci gün geride kaldı.

Bilim ne olursa yeniden başlar?

10’uncu yılında yaratıcı endüstrileri ve markalar dünyasını Time to Reset temasıyla bir araya getiren Brand Week Istanbul’un Zorlu PSM’deki ikinci günü dopdolu geçen sabahın ardından ilham verici oturumlarla devam etti.

University of Cambridge Fizik Profesörü Mete Atatüre, Brand Week Istanbul’un en heyecanla beklenen isimlerinden biriydi. Inspiration Hall sahnesine konuk olan Atatüre’nin ortaya attığı temel soru şuydu: Bilim ne olursa yeniden başlar?

Sorunun cevabını dış ve iç etkenlerde arayan Atatüre, aslında etkileri sonradan yaşanan büyük değişimlerin, yaşandığı sırada “yıkım yaratmak” amacıyla yola çıkmadığını; daha önce sorulmamış sorularla start aldığını belirtti. Atatüre ne 2. Dünya Savaşı’nın ne de pandeminin bilimin seyrini değiştirebildiğini ekledi sözlerine: “Amaç bir şeyi yıkmak değil yeni bir şey başlatmak. Bilim de böyle adım atıyor. Bilim dış etkenlerden etkilenmiyor; onlara adapte oluyor, yoluna devam ediyor ve kendi sorularını sormaya devam ediyor. Bilim, aslında toplum için yapılmıyor. Bilim, onu yapanların kendi yapmak istediklerini yaptıkları yaratıcı bir alan.”

Bir sanat mecrası olarak beden

Brand Week Istanbul’un ikinci gününde dikkat çeken oturumlarından biri de Inspiration Hall’da sahnelendi. Gazeteci Afşin Yurdakul ile Aktivist Laetitia Ky’ı bir araya getiren “Devrim Kafada Başlar: Bedenini Sanat Yapıtına Dönüştüren Kadınlar” isimli oturumda konu kadın bedeniydi.

Saçlarını sanat eserine dönüştürerek toplumsal cinsiyet rollerindeki adaletsizliğe dikkat çekmeyi hedefleyen Ky, Fildişi Sahili’nde geçen okul yıllarından çarpıcı bir hikâye paylaştı izleyicilerle: “Kızlar olarak sınıfa ilk biz girer, etrafı süpürürdük. Biz sınıfı temizledikten sonra erkekler içeriye girer, ders başlardı.”

Kadınlığı belirleyenin bilim olduğunu, biyolojik özelliklerin ötesindeki kadınlık hâllerinin ise kadın kimliğinde belirleyici olmadığına inandığını söyleyen aktivist, “Bugünlerde feminist olmak çok zor” diyerek iptal kültürünü eleştirdi. “Tüm bedenler dünyayı deneyimlemek için birer araçtır” diyen Ky, beden özerkliğinin önemine değinerek, özellikle Fildişi Sahili gibi kadın sünneti ve çocuk gelin vakalarının görüldüğü toplumlarda bu özerkliğin tesis edilemediğini belirtti. Bir aktivist olarak ölüm tehditleri ve hakaretlere maruz kaldığını söyleyen Laetitia Ky, kadınlardan aldığı güzel mesajlara ve aktivizminin iyi yanlarına odaklanarak yoluna devam ettiğini açıkladı.

Eşit bir dünya ihtimali için

Akademisyen ve Sivil Toplum Gönüllüsü Dr. Dilek İmamoğlu, Müzisyen Harun Tekin ve Psikolog Gökhan Çınar, Brand Week Istanbul sahnesinde “Büyüt Hayallerini: Eşit Bir Dünyayı Birlikte Var Edelim” oturumunda bir araya geldi. İstanbul Vakfı işbirliğinde ve Dr. Dilek İmamoğlu öncülüğünde oluşturulan “İlham Veren Adımlar” kitabı için yazılar kaleme alan ve çalışmalar yapan isimler, eğitimde fırsat eşitliğinin önemi üzerinde durdular.

Dr. Dilek İmamoğlu, “Toplumun dönüşümünü, aldığımız eğitimlerle sağlıyoruz” derken, projenin çıkış noktasını da “eğitim yoksunluğu” olarak belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı rakamlarına göre 866 bin kız çocuğunun eğitimden yoksun olduğu bilgisini paylaşan İmamoğlu, bu yoksunluğun temelinde üç faktör olduğunu belirtti: erken evlilikler, maddi olanaksızlıklar ve aile baskısı.

Paralimpik Sporcu Sümeyye Boyacı’nın hikâyesini kaleme alan Psikolog Gökhan Çınar, “Sümeyye’yi yazarken çok heyecanlandım. Bizler farklı platformlarda insanın engellendiği dünyalara eşlik ediyoruz. Oysa ben biliyorum ki üstünü kapattığımız her şeyin altında kalırız” dedi.

Harun Tekin ise lisedeki edebiyat hocası Tülin Hanım’ın hayatını nasıl değiştirdiğini, sonradan ilk albümlerini oluşturan şarkılara nasıl yön verdiğini anlattı ve bir fırsat eşitliğinin, hayatta birden fazla manzaraya etki ettiğini belirtti.

Türkiye’nin sağlık okuryazarlığı karnesi

Adile Özdağ moderatörlüğünde bir araya gelen Ipsos Türkiye Kıdemli Araştırma Müdürü Sema Pak Karaca, Uzman Eczacı Pınar Arı ve Bayer Tüketici Sağlığı Satış Direktörü Sercan Yayla, Time to Heal sahnesinde Türkiye’de sağlık okuryazarlığını tartıştı.

Ipsos tarafından 2 bin 4 kişilik bir örneklemle gerçekleştirilen sağlık okuryazarlığı araştırmasının çıktılarının masaya yatırıldığı panelden dikkat çeken bazı veriler şöyle:

  • Araştırmaya göre “sağlık okuryazarlığı” kavramını hiç duymayanların oranı yüzde 74, kavrama dair “çok bilgili/oldukça bilgili” olduğuna inananların oranıysa yalnızca yüzde 9.
  • Araştırma, halkın sağlıkla ilgili bilgilere yüzde 68 gibi büyük bir oranda internetten eriştiğini gösteriyor. Bununla birlikte, örneklemin yüzde 42 gibi yüksek bir kısmı doğru ile yanlış bilgiyi ayırt etmekte zorlandığını belirtiyor.
  • Koruyucu sağlık kavramının bilinirliği genel itibarıyla hayli düşük; örneklemin yüzde 68’i kavramı hiç duymadığını söylüyor.
  • Sağlıkla ilgili bilgi kaynağı olarak sıralamanın en altında (yüzde 27) kalan eczacılar, ters orantılı bir şekilde, halkın en güvenilir erişim kaynağı (yüzde 98).

Hayatın hakkını ne kadar veriyoruz?

Healing Hall’da ikinci günün en ilham veren konuşmalarından birine imza atan Prof. Dr. Acar Baltaş’a göre bu soruya cevap vermek için kafa yormamız gereken birkaç önemli nokta var. Sürprizlerle karşılaşmanın sürpriz olmadığı bir yolculukta olduğumuzu söyleyen Baltaş’a göre “Esas mesele uyum sağlamak değil, ait hissetmek.”

İyimserlerin daha mutlu ancak daha kısa yaşadıklarına dikkat çeken Acar Baltaş, her insanın hayatında anlamlı bir üretim olması gerektiği görüşünde. Mutlu insanların özelliğiniyse şöyle özetliyor deneyimli psikolog: “Yaşam amacını bir cümleyle anlatabilmek.”

Bir insanın işini yaparken aldığı zevkin, o işin karşılığında cebine giren parayı harcarken aldığı zevkten fazla olması gerektiğini ve anlamlı bir hayatın ancak bu şekilde yaşanabileceğini vurgulayan Baltaş’ın bir de uyarısı var: “Yüreğinin götürdüğü yere gitmek felakete yol almaktır.”

“Metaverse bir şantiye”

Brand Week Istanbul’un ikinci gününde Reset & Create & Sustain by Garanti BBVA sahnesi, Socrates Dergi Genel Müdürü & Can Yayınları Yönetim Kurulu Başkanı Can Öz ve Yazar & İletişimci Ümit Alan’ı ağırladı. Markaların yenilikçi olduklarını ispatlama yarışına dönüştürdükleri metaverse’ü bir şantiyeye benzeten Ümit Alan, “Henüz var olmayan bir şeyin başarısı ya da başarısızlığından söz edemeyiz” dedi. Can Öz ise bireylerin ve markların metaverse’e girme yarışını FOMO (Fear of Missing Out) olarak da tanımlanan dışarıda kalmama refleksinin bir sonucu olarak değerlendirdi.

Metaverse’ün başarısız görülme sebebinin büyük ölçüde kriptonun çöküşü ve NFT’lerin işlem hacmindeki keskin düşüşten kaynaklandığını belirten Alan, bu algının da doğru olmadığını ekledi. Alan’ın “Nedense başarılı VR – AR projelerine de metaverse demeye başladık. Ayağı olmayan avatarlarla dans etmek metaverse değil” ifadesi salondakilerin yüzünü gülümsetti.

Ekolojik medeniyet en önemli resetleme

Yazar & Konuşmacı Jeremy Lent, Brand Week Istanbul World Stage’de ekolojik medeniyetin en önemli resetleme olduğunu anlattı. Sellerin, yangınların, kuraklıkların tüm dünyayı sardığını söyleyen Lent, Lakota Cumhuriyeti’nden Mitakuye Oyasin’in bir sözünü hatırlattı: “Hepimiz birbirimize bağlıyız”.

Ardından Ubuntu kabilesinin “Ben varım çünkü sen varsın” dediğini söyleyen Lent, dünya üzerindeki her bir bireyin benimsediği minik bir davranış biçiminden tutun büyük bir davranış değişikliğine diğer herkesi etkilediğinin ve yaşamımıza bunu göz önüne alarak devam etmemiz gerektiğinin altını çizdi. Lent’e göre artık varlık odaklı olan küresel toplulukların yaşam odaklı bir yaklaşım benimsemesi şart ve küresel ekonomik ve kültürel sistemlerin dünyayı ve insanlığı odağa alan sürdürülebilir sistemlere dönüşmesi olmazsa olmaz.

“Dünyada dernekçiliği değiştirmeye çalışıyoruz”

MediaCat ve Ipsos tarafından 10 yılı aşkın süredir gerçekleştirilen Celebrity Güven Endeksi’nin 2022 sonuçlarına göre Türkiye’nin en güvenilir ünlüsü olan Haluk Levent, AHBAP ekibiyle birlikte Brand Week Istanbul sahnesindeydi.

“Dünyada dernekçiliği değiştirmeye çalışıyoruz ve Türkiye’de dernekçilik algısını değiştiriyoruz” diyen Haluk Levent, halkın parasına hiçbir şekilde dokunmadan şeffaf bir şekilde faturalandırarak halka açtıklarının altını çizdi. Geçtiğimiz sene bir ilki gerçekleştirdiklerinden söz eden Levent, geçen yıl kasalarındaki 1 milyon euroyu yangınlarda ihtiyaç duyulmasından ötürü Fransa’dan uçak kiralamak için kullandıklarını, bu davranışla bir kamu kurumu gibi düşündüklerini söyledi. Üstelik 250 bin dolarlık bir stopaj vergisi de ödemek durumunda kaldıklarının altını çizerek, bu şekilde dernekçilik algısını değiştirmek için çaba harcadıklarını söyledi.

Yakın gelecek projelerinden bahseden AHBAP ekibi, Ankara’da yeni bir bilim üssü kurmaya hazırlandıklarını ve açılışını 23 Nisan 2023’te yapmayı hedeflediklerini ifade etti.

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.