280 kişilik TBWA\ISTANBUL’un çay yükünü çekmek kolay iş değil. 10 ay önce ajansın girişindeki kafeden TBWA\ISTANBUL’a transfer olan Erdal Saltık’ın üç “corner” ile altı toplantı odası arasında mekik dokurken en büyük motivasyonu sıcak, demli ve lezzetli çayıyla çalışanların yüzünü güldürebilmek.
Nasıl başladı TBWA\ISTANBUL maceranız?
Beş yıl ajansın hemen önündeki kafede çalıştım. Onun öncesinde de 10 yıllık barmenlik geçmişim var zaten. Bir fırsat oldu, ajansın içindeki pozisyon için teklif gelince de hemen kabul ettim. 10 aydır da buradayım ve çok mutluyum. Çaya devam!
Ömer Üstündağ
Marka Direktörü
İş gereği sıklıkla setlerde çay içiyorum ama hiçbiri Erdal’ın buradaki demli çayı gibi güzel olmuyor tabii.
Çaya da fikre de demlenirken dokunmamak gerek. Çaya dokunursanız demini almaz; açık, tatsız, renksiz olur. Fikir de öyle. Vakti gelmeden açığa çıkartırsanız çok çabuk öldürürsünüz. İkisinin de demlenme süresini mutlaka beklemek gerek.
Ajanstaki çalışma ortamınızı nasıl tanımlarsınız?
Yoğun, hızlı fakat aynı zamanda rahat. Burada çalışan insanları kafeden beri tanıyorum, iyi anlaşıyoruz. Seviyorum hepsini. Çoğunlukla genç buradaki arkadaşlar. Bana da abi diyorlar. Hoşuma gidiyor, iyi hissettiriyor kendimi.
Can Çalışkan
Stratejik Planlama Group Head
Çay ayılmak, kahvaltının eşlikçisi, işe başlamadan evvel gerçekleşen bir rutin, alışkanlık… Türk insanı için neyse bizim için de aynı anlamda çay.
Erdal Bey efendi, çalışkan ve samimidir. Buradaki yoğun tempoya çok iyi ayak uydurur. Yaptığı iş bir ödül alacak olsa sürdürülebilirlik alanında kazanırdı herhalde.
Gününüz nasıl başlıyor, yaptığınız işi anlatır mısınız bize kısaca?
Buraya gelen herkes bir bardak çayımı içip mutlu olsun diye çalışıyorum. Sabahları ilk düşüncem bu. Sabahları çay ve simit hazırlıyorum, çay simit çok güzel gidiyor. Akşam sağ olsun kapanış yapan arkadaşlar var. Ben ajansa geldiğimde çay suyu kaynamış olur zaten.
Erman Karahisarlı
Ajans Prodüktörü
Tabiri caizse akmaz kokmaz bir adamdır Erdal. Kendi halinde, işini en iyi şekilde yapar, toplantılarını ayarlar, çayını demler. Sessiz çalışır, A plus’tır. Çayı da her zaman taze, demli ve sıcaktır.
Zaten bir çayı güzel yapan demi, sıcaklığı ve Erdal’dır. Bizim için çay ve brief olmazsa olmazdır.
Çay demleme konusunda bir sırrınız, özel bir formülünüz var mı?
Bence çayın harmanının iyi olması çok önemli. İki veya üç karışım olması gerektiğini düşünüyorum ben. Demlerken haznenin kuru olması, kaynayan suyun kaynadıktan sonra biraz beklemesi de önemli. Ajansta Çaykur Tiryaki ya da Çay Çiçeği kullanıyoruz.
Özellikle toplantı odaları sizden soruluyormuş burada…
Burada 280 kişi var, herkesin çayına yetişmek çok kolay olmaz tabii. Üç corner’ımız var, orada her zaman çayımız hazır oluyor, isteyen arkadaşlar gidip oradan alırlar. Ben de toplantı odalarına bakıyorum. Oraya da benden sonra giren olmaz kolay kolay.
Emir Yüksel & Şeyda Ceren Gerçek
Kreatif Group Head & Marka Temsilcisi
EY: Çayı güzel yapan şey nedir bilmem, çünkü kendi kendime yaptığım çay hiçbir zaman güzel olmuyor. Sallamayı da sevmiyorum. Dolayısıyla ajans dışında pek çay içmiyorum. Burada fırsatı bulmuşken Erdal Bey’e çok teşekkür ederim çayı için.
ŞCG: Başka bir adam Erdal Abi. Çayı da kendisi de başka bir adam. Çok seviyoruz kendisini. Kısaca anlatayım size onu ben: Çözüm, içtenlik ve iyilik demek Erdal Abi.
Bir gün patron gelip “Erdal artık çay olmayacak ajansta” dese nasıl bir ortam olur TBWA’de?
Olay olur. Benim için de hiç iyi olmaz valla. Sabah özellikle çayımız olmazsa problem olur. Hemen “Çay yok mu” sesleri yükselir zaten.
Çay işinde değil de reklam işinde olsaydınız, hangi departmanda çalışmak isterdiniz?
Kreatifte olmak istemezdim sanırım. Fikir çıkana kadar canları çıkıyor. Bütün işler önümden geçtiği için farkındayım olayın. Altı yıldır içindeyim reklamcıların. Evet, kreatif zor yahu, herhalde markayı isterdim.
Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.
Here you'll find all collections you've created before.