Acun Ilıcalı Digiturk’le anlaştı

Bir ara firar edip dünyayı gezen adam ülkesine yüksek reytingli yarışma programları ile döndü uzun süre önce. Hal böyle olunca sponsorluklar da peşini bırakmadı Acun Ilıcalı’nın. Programları başlı başına bir reklam mecrası haline geldi neredeyse. Gillette, Siemens, Doritos gibi firmalarla çalışan Ilıcalı, bugünlerde de Digiturk ile anlaşmaya hazırlanıyor.

Programlarınızın sponsor firmalardan bu kadar rağbet görmesinin sebebi nedir sizce? Yüksek reyting mi sadece?
Ekip olarak genelde müşteriyi memnun eden bir yapımız vardır. Ortaklık yaptığımız her kurum ya da kişiyi ekibin bir parçası olarak görüyoruz biz. Çok yüksek reyting almayan programım da vardı ama o dönemde çalıştığım üç şirket de dünyanın sayılı şirketleriydi; Gillette, Siemens ve Doritos. Sonra da Fear Factor’da Avea ile çalıştık. Ruffles ile Survivor’da çalıştık. Teknosa ile ‘Var mısın yok musun?’ da çalıştık. Biz reklam ya da sponsoru projenin içinde görüyoruz. Bizi destekleyen firmaları projelere o kadar samimi bir şekilde monte ediyoruz ki bunun geri dönüşü de oluyor mutlaka.

Teklifleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kriteriniz nedir?
Ben bugün günde dört teklif alıyorum en az. Advertorial istiyorlar mesela. Hepsini kabul etmiyorum. İstesem haftada minimum 40 bin dolar para kazanırım ama bu benim inandırıcılığımı etkiler. Digiturk ile bir anlaşma yapıyoruz mesela. Bir yıllık. Sözleşme aşamasındayız hala. En hoşuma giden çalışma şekli temsil ettiğim firmanın özelliklerini anlatabildiğim çalışmalar. Görevim de o zaten. Herhangi bir içeceği mutlu adam gibi uçuk şeylerle çıkmıyorum ekrana.

Nasıl bir çalışma olacak Digiturk’le?
Bir yılda 10 reklam olacak. Onun dışında da haftada bir program içerisinde advertorial’lar olacak. Burada da yine firma ile beraber çalışırken suni bir şekilde firmayı övmek olmayacak strateji, önemli özelliklerini anlatmak olacak amaç.

Acun Ilıcalı röportajının devamını MediaCat’in Şubat sayısında okuyabilirsiniz.

Röportaj: Fulya ÇİMEN