MediaCat

Yaratıcı fikir katili miyiz?

İlginçlikten ölen fikirler, gerçek anlamda ilginç oldukları için öldürülüyorlar. Halbuki ilginçlikten ölen fikirleri yaşatmasını bilirsek geriye dönüp baktığımızda hatırda kalanlar hep onlar oluyor.

Yaratıcı fikir katili miyiz?

Yaratıcı fikirlerin çoğu daha olay yerinde bıçaklanırken,
bazıları fokus gruplarda tanınmaz hâle gelinceye kadar dövdürülüyor.
“Değerlendirip dönelim” dendikten sonra mail’de detaylı otopsi raporu gönderileni de var,
“toplantıda çok beğenmiştik ama sonradan çekincelerimiz oldu” diye esrarengiz bir şekilde ölü bulunanı da…
Tabii fikir var, fikir var.
Bazısı on-brief, bazısı off-brief.
Bazısı cesur, bazısı “safe”.
Bazısı yenilikçi, bazısı “matematik”.
Nihayetinde iyi olanları da var, o kadar iyi olmayanları da…
Bugün iletişimcilerin görevi elbette doğru fikirleri bulabilmek. Tabii bir şartla…
Bu uğurda hiçbir yaratıcı fikrin kaza kurşununa kurban gitmediğine emin olarak…
Nasıl mı?

Hep stratejiye dönelim

Bazen evde bir odadan diğerine bir hışımla gidersin ve
“neden gelmiştim şimdi buraya” boşluğuna düşersin ya.
Çok da şey yapmamak lazım.
Kafada 1001 tilki dönüyor.
Oluyor öyle.
Fikirleri değerlendirirken de işte
“biz bu toplantı odasına neden gelmiştik” demek lazım sık sık.
Sonuçta nereye gideceğini bilmiyorsan,
hangi yoldan gittiğinin hiçbir önemi yok değil mi?

Hedef kitlenizin yerine geçelim

İçinde mizah barındırdığı düşünülen bir fikir anlatıldı ve gülmediniz.
Gayet olabilir.
Fikirler kanlı canlı daha etkileyicidirler.
Hedef kitlemizin gerçekliğini hatırlayıp fikrin hedef kitleyle buluşma anını hayal etmeye çalışmalıyız biraz.
Brief’lerin çocuğundaki eşgale biz uymuyoruz sonuçta.
“Onlar” uyuyor.
Onlar güler mi, beğenir mi, onlara dokunur mu diye sormak lazım.

Uzmanlığa güvenelim

Tüm kitapları en çok satanlar arasına giren bir yazarın
her yeni kitabının taslak hâlini ilk yakın arkadaşlarına gönderdiğini okumuştum.
İnsanlardan kitabın neresinin çalışmadığını öğrenmek için yapıyormuş bunu.
Çözümü değil, sorunu istiyormuş.
Burayı sıkıcı buldum.
Burayı anlamadım.
Burası akmadı hiç.
Neden mi?
Çünkü kitabının sorunlarını çözmek
“en çok satan kitapları yazan insanın” yeteneği.

Brief’i söyletmek yerine ilginçliği önceliklendirelim

Sıkıcı şeyi bin kere söylemen gerekir.
İlginç şey akılda hızla yer edinir.
İletişimde denmek istenen her şeyi kelime kelimesine koyduğumuz fikirler ile ilginçlikten ölen fikirleri karşı karşıya getiriyoruz bazen.
İlginçlikten ölen fikirler, gerçek anlamda ilginç oldukları için öldürülüyorlar.
Halbuki ilginçlikten ölen fikirleri yaşatmasını bilirsek geriye dönüp baktığımızda
hatırda kalanlar hep onlar oluyor.
Anlatmaya çalıştığım soruna “cuk” diye oturan bir örnek geldi geçen günlerde.
Kısa bir video zaten. İzleyin son bölümde tekrar buluşalım…

Kıssadan hisse…

Bu “öldürme” anolojimle içinizi yeteri kadar sıkmadığımı düşünerek…
Her karar verici bir nevi seri katil diye eli artırıyorum.
Doğru fikri çoğu zaman diğerlerini hunharca öldürerek bulmaya çalışıyoruz…
Farkında olmadan bizi körleştiren bir örüntümüz oluşabiliyor.
Karar vericilik zor meslek.
Hep stratejiye dönerek, hedef kitle gibi düşünerek, uzmanlığa güvenerek
ve ilginçlik peşinde koşarak işimizi kolaylaştırmak bizim elimizde.

İlgili İçerikler

Parolanı mı unuttun?

Kullanıcı adını ya da e-posta adresini gir. Sana bir e-posta göndereceğiz. Oradaki bağlantıya tıklayarak parolanı sıfırlayabilirsin.

Your password reset link appears to be invalid or expired.

Giriş

Gizlilik Politikası

Add to Collection

No Collections

Here you'll find all collections you've created before.