Sıcak havaların etkili olmasıyla birlikte tatil konusu iyiden iyiye akılları kurcalamaya başladı. Bireylerin tatil alışkanlıklarındaki değişim, Türkiye turizminin pandemiyle mücadelesi ve trendler doğrultusunda yapılacak düzenlemeler MediaCat Live’ın 10’uncu buluşmasının konu başlıklarındandı.
Haberci & Belgesel Yapımcısı & Gazeteci ve Fotoğrafçı Coşkun Aral, Club Marvy Genel Müdürü Ece Tonbul, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Başkanı Dr. Erkan Yağcı, Hatay Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Pegasus CEO’su Mehmet Nane ve Öykü Dialogue International Ajans Başkanı Necati Özkan; Fütürist Turizmci Dr. Cem Kınay moderatörlüğünde “Turizmin geleceği: Kültür, turizm ve deneyim rotaları” başlıklı konferansta bir araya gelerek turizmin geleceğine dair görüşlerini paylaştılar.
Konferanstan çıktılar şöyle:
- Otellerde Haziran itibarıyla gerekli uygulamalar yapıldı. Hijyenin ön planda olduğu bir ortamda işletmeler her türlü önlemi alıp sağlıklı turizm faaliyetine geçmeyi amaçlıyordu ve bu başarıyla sonuçlandı. Plajdan havuza ve restorana kadar sosyal mesafenin gözetildiği bir sertifikasyon süreci yürürlüğe konuldu. Bununla birlikte kişiye özel uygulamalar da riskin önüne geçilmesinde önemli bir uygulama olarak görülüyor. Tüm bunların neticesinde yeni normalde ortaya çıkan tatil anlayışını daha kaliteli ve lüks olarak değerlendirmek mümkün.
- 15 Haziran – 1 Temmuz arasında iç turizmde daha fazla hareketlilik bekleniyor ama dış turizmi de canlandırmak önemli. Turizmi canlandırmak adına yerel değerleri anlatabilmek önemli ancak bu aşamada yereli ulusalı da atlayıp evrensele taşımak lazım.
- Son dönemde şehrin karmaşasından kaçış trendiyle şekillenen bir tatil hâkimken bu trendin yerini sosyal mesafeli tatil almaya başladı. Kişiye tanınan alanın özgürlükle ifade edildiği durumlar ortaya çıktı. Yöneticiler, hijyen ve sağlık kaygıları azalmaya başladığı takdirde dahi sosyal mesafenin önemli bir kriter olmaya devam edeceği görüşünde.
- Türkiye toprakları dünya tarihine dokunan hikâyelere sahip. Bunu değerlendirmek adına tarihçilerden oluşan bir konsey yaratılarak, popüler kültür tarihiyle insanlığı cezbedecek ve çok kültürlülüğümüzün anlatıldığı bir tanıtım planını uygulamaya almak gerekiyor.
- Türkiye’nin tanıtımında kısa, özgün ve sade bir anlatımla doğru insanlara ulaşabilmek önemli. Doğru tanıtımları doğru hedef kitlelerine ulaştırmalıyız.
- Pandemi süreci bazı ülkelerde kaos bazı ülkelerde kriz doğurdu. Bizim yaşadığımız ise bir kaos ve bu kaosu şu başlıklar altında ele almak önemli: sağlık, ekonomik, tarım, güvenlik.
- Turizm hizmet, iletişim ve gıda yönetimi konularıyla birebir ilişkili. Dolayısıyla yetkililer turizmi geleceğe hazırlarken bu başlıkları göz önünde bulundurarak ilerlemeliler.
- Dijitalde iş yapmanın yolları artık çeşitlendi. Bugüne kadar kullanılan enstrümanlar eskidi. Veriye dayalı hikâyeler yaratmak önemli. Ancak bu hikâyeleri aktarırken güvenilir sözcü ve sözcüler kullanmalı. Tüketici artık sorumlu iletişim görmek istiyor. Hikâyeyi sorumlu kişiler vasıtasıyla dinlemek önemli hale geldi.
- Klasik otelcilik değişiyor. Otellerin sadece konaklama için değil, şehrin içinde yaşayan insanların da bir parçası olmak yönünde bir dönüşümden geçmeleri lazım.
- Post-corona dönemi turizm konusundaki tutumları kısa ve uzun vadede değerlendirmek gerekiyor. Bireylerin iki hafta önceki kısa dönemli tatil tercihlerine bakıldığında yüzde 80’i salgın sonrasında 1 ila 3 ayda tekrar tatile gitmeyi düşündüğünü söylüyor. Bu rakam Almanlarda yüzde 53, Ruslarda yüzde 64. Tatil alışkanlıkları tutumundaysa yüzde 82’si kendi aracıyla tatile gitmeyi düşünürken bu rakam Ruslarda yüzde 7, Almanlarda yüzde 10’a düşüyor. Yine iç pazarın yüzde 60’ı zincir ve marka otelleri tercih edeceğini, yüzde 19’u ev ya da villa kiralayacağını ve sadece yüzde 12’si butik tesislere gitmeye düşündüğünü söylüyor. Yaşanılan hareketlilik de bu söylemlerde tutarlılık olduğuna işaret ediyor.
- Turizmin Türkiye ekonomisi için politik bir tehdit olarak algılanmasından öte ülkenin her anlamda daha tercih edilen, dinamizmini, güzelliğini ortaya koyduğu bir alan olarak düşünülmesi gerekiyor. Bu doğrultuda yeni düzenlemeler yapılmalı.
- Devlet, kent ve semt yöneticilerinin bir araya gelerek yeni duruma ilişkin çözüm yolları araması gerekiyor. Makro planlama ve istikrarlı yönetim uygulanmalı.
